yetki itirazı ile ilgili acil yardımlarınızı bekliyorum

sayın meslektaşlarım ,
bir kambiyo senedine dayalı icra takibi açtık bayaca yüklü bi miktar.takibmizi daha sonra iflas takibine çevirdik.yaptıgımız iflas takibinin iptali için borçlu taraf icra mahkemesine başvurdu. ve bu itirazlarında yetki itirazında da bulundular.bu durumda yetki ititrazı takibi durdurur mu? ve bu aşamada dosya yetkili icra dairesine gönderilebilir mi, madem öle icra takibi açıldığı sırada yetki itirazında bulunsalardı iflasa çevirdiğimizde diil? yanlış mıyım, ne yapabilirim?şimdiden teşekkürler

sayın meslektaşım yetki itirazı için beş günlük süre var bu kambiyo takibi içinde aynı iflas takibi içinde ancak kanımca iflas takinübine çavirdiniz anda yeni bir yol olduğu için itirazları doğru galiba ancak takibin durması sözkonusu değil takibin durup durmayacağına ticaret mah. karar verir.iyi çalışmalar

HD 19 <> E: 2000/5712 <> K: 2000/6222 <> Tarih: 28.09.2000
* İFLAS
* YETKİLİ İCRA DAİRESİ
* KAMU DÜZENİ
İflas yoluyla takipte yetkili icra dairesi, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki icra dairesidir. Ancak icra dairesinin yetkisi kamu düzeninden olmadığından bu konuda yetki sözleşmesi yapılabilir.
Takip dayanağı çekte yazılı keşide yeri, yetki sözleşmesi ya da yetki şartı anlamım taşımaz.
(2004 s. İİK. m. 154/1-3)
Taraflar arasındaki iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlattığı takibin kesinleştiğini iflas yoluna çevrilen takibe davalının itiraz ettiğini, itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında müvekkili şirketin muamele merkezinin Pendik´te bulunması nedeniyle İstanbul İcra Dairesinin yetkisiz olduğunu, müvekkili şirketle davacı arasında cari hesap şeklinde işleyen hesap bulunduğunu, gerçek borcun mahkemece saptanması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delilere göre davalı şirketin taraflar arasındaki ticari ilişkiden dolayı 4.835.259.868-TL borcu bulunduğu, depo emri tebliğine rağmen borcun ödenmediği gerekçesiyle davalı şirketin iflasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
İflas yoluyla takipte yetkili icra dairesi borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki icra dairesidir (İİK. m. 154/1). Ancak icra dairesinin yetkisi kamu düzeninden olmadığından bu konuda yetki sözleşmesi yapılabilir (İİK. m. 154/3). Borçlu ve alacaklı, bu yetki sözleşmesi veya yetki şartı ile borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerden başka bir yer icra dairesini yetkili kılmışlarsa, o yerin icra dairesi de iflas takibi için yetkili sayılır. Somut olayda taraflar arasında yetki sözleşmesi mevcut değildir. Takip dayanağı çekte yazılı keşide yeri İİK.nun 154/3. maddesinde öngörülen yetki sözleşmesi veya yetki şartı anlamında değildir. Davalı borçlu takibe itirazında icra dairesinin yetkisine de itiraz ettiğinden davanın icra dairesinin yetkisizliğinden dolayı reddi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 28/09/2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak : YKD. Haziran-2001 s: 890
[Corpus™ Mevzuat ve İçtihat Programı]