Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Usulsüz Tebligat

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 31-07-2007, 12:31   #1
Av.Murat Bölükbaş

 
Varsayılan Usulsüz Tebligat

Borçlu müvekkil aleyhine yapılan icra takibi neticesinde ödeme emri gönderiliyor ve borçlu müvekkil adresinde bulunamadığından dolayı kayıtlı olmadıığı bir mahalle muhtarına ödeme emri tebliğ ediliyor ve takip kesinleşiyor.Bunun üzerine alacaklı vekili borçlu müvekkilin takipten önce devretmiş olduğu dükkana haciz işlemi için geliyor ve muhafazasını yapıyor.Bu sırada ise haciz tutanağına çok ilginçtir asıl borçlunun haciz mahalline geldiğini ve fazla kalmadan gitti diye tutanağa bu durum geçiliyor?
Bu durumda usulsüz tebligattan dolayı şikayet etmeyi düşünüyorum.Sizce doğru bir yol mudur?
Bu şikayet herhangi bir süreye tabi midir?
Haciz tutanağına borçlunun haciz mahalline geldiğinin yazılmış olması tebligatı öğrenme anlamına gelir mi?
Old 31-07-2007, 15:16   #2
SPARTACUS

 
Varsayılan

-- Şikayet edebilirsiniz bu usulsüz tebligata.
-- Haciz tutanağındaki böyle bir kayıt gerçekte mevcut mu yani müvekkiliniz gerçekten haciz mahalline gelmiş mi gelmemişse bu konuyu ispat etmek ayrı bir sorun.
-- Gerçekten gelmişse ve buna itirazınız yoksa öğrenme tarihi haciz günü olur bu halde.
Old 31-07-2007, 22:20   #3
çağan

 
Varsayılan

Yapılan hacizden müvekkilinizin haberi var ise öğrenme tarihi haczin yapıldığı tarih olarak kabul edilir.Usulsüz tebliattan dolayı şikayetinizi bu tarihten itibaren 7 gün içinde yapabilir.Ayrıca haciz tarihini tebligatı öğrendiğiniz gün olarak beyan ederek takibe karşı itirazlarınızı ileri sürebilirsiniz.Bu tarihi öğrendiğiniz tarih olarak beyan etmez ve usulsüz tebligattan dolayı şikayet sonucu beklerseniz,takibe itiraz etme imkanınız kalmaz.
Old 01-08-2007, 01:08   #4
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Olaydaki özellik haciz tutanağına yazılan asıl borçlunun haciz mahalline gelip, bir süre sonra gittiğine ilişkin beyandır. Öğrenme tarihinin başka bir tarih olduğu iddiasında iseniz, bu durumun aksini mümkünse haciz tutanağında imzası bulunanların lehinize tanıklığı ile aşmaya çalışmalısınız. Eğer hakikate aykırı ve kasıtlı olarak böyle bir tutanak tutulmuş ise icra memurunun görev yönünden suç işlediği iddiası ile cezai takibat yapılmasını talep etmek de yararınıza olacaktır.

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 1991/12-258
Karar: 1991/344
Karar Tarihi: 05.06.1991
ÖZET: Tebligatın usulsüzlüğünün şikayet edilmesi, itiraz süresinin işlemesini durdurmaz. Borçlu vekilinin dava dilekçesinde "gecikmiş itiraz" deyimini kullanması sonuca etkili değildir. Öncelikle, borçluya gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediğinin saptanması gereklidir. Belli bir yerde devamlı olarak meslek ve sanatını icra edenlere, tebligatın nasıl yapılacağını düzenleyen 17. maddenin olayda uygulama yeri yoktur. Muhatap adına bu şahsa yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekir. Uyuşmazlığın,7201 sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesine göre ve usulsüz tebligatla ilgili prosedüre göre çözülmesi gerekir. Borçlu vekili, tebligata ıttıla üzerine, tebliğ işlemini usulsüzlüğünü şikayet etmekle kalmamış, icra müdürlüğüne başvurarak seçilen takip şekline göre yasal süre içinde ve doğru mercie borca itirazlarını da bildirmiştir. Bu durumda ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğünü, dolayısıyla borçlu vekilinin ıttıla tarihi olarak beyan ettiği tarihi, ödeme emrinin tebliğ tarihi olduğu vurgulanmalı ve böylece borca itirazın süresinde olduğu sonucuna varılmalıdır.
(2004 S. K. m. 65) (7201 S. K. m. 32)
Dava: Taraflar arasındaki "itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Ankara İkinci İcra Hakiliği)nce itirazın reddine dair verilen 22.2.1990 gün ve 1336-172 sayılı kararın incelenmesi davacı (borçlu) vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onikinci Hukuk Dairesi'nin 8.11.1990 gün ve 4082-11275 sayılı ilamıyla; (.. Dava dilekçesi tümüyle nazara alındığından gecikmiş itiraza ait olmayıp Tebligat Kanununun 32. maddesine dayalı tebligatın usulsüzlüğünü ve bu nedenle tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkin olduğu düşünülmeden gecikmiş itiraz olarak kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz eden: Davacı (Borçlu vekili.)

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: 7201 sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesinde, "Tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur" hükmüne yer verilmiştir.

Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olur. Bunun için muhatabın, tebliği öğrendiğini beyan etmesi ve tebliğden yeni hebarder olduğunu bildirerek, tebliğin usulsüzlüğünü şikayet etmesi gerekir. Bu durumda tebliğ tarihi, muhatabın bildirdiği "öğrenme tarihi"dir.

Genellikle İİK.nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itiraz ile, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesi hükmünce usulsüz tebliğ nedenine dayalı şikayetler karıştırılmaktadır. Gecikmiş itirazda, tebligat usulüne uygun olarak yapılmış olup, muhatabı bir engel nedeniyle süresi içinde itiraz edememiştir. Bu durumda, gecikmiş itirazda bulunacak kişi, mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını da engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde Tetkik Merciine bildirmek zorundadır. Merci Hakimi gecikmiş itiraz nedenlerini ve belgelerini inceleyerek, sonucuna göre bir karar verecektir. İİK.nun 65. maddesine göre hakim, "gecikme sebebinin mahiyetine" ve "hadisenin özelliklerine" göre, takibin tatilini tensip edebilir. Mazeretin kabulü halinde icra takibi durur. Aynı celsede alacaklı, itirazın kaldırılmasını sözlü olarak da isteyebilir. Bu takdirde tetkikata devam olunarak Merci Hakimliğince gerekli karar verilir.

Usulsüz tebligatla ilgili 7201 sayılı Kanunun 32. maddesinin tatbikinde ise, İİK.nun 65. maddesinden farklı olarak tebligat, "usulüne uygun olarak yapılmamıştır". Usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü Tetkik Mercii önüne getirmesi gereklidir. Ayrıca, işin önemli yönü, yine öğrenme tarihinden itibaren kanuni süresi içinde, alacaklının seçtiği takip şekline göre, borçlu ait olduğu mercie itirazlarını da bildirmek zorundadır. Aksi halde takip kesinleşir. Bir başka deyişle, tebligatın usulsüzlüğünün şikayet edilmesi, itiraz süresinin işlemesini durdurmaz.

Tetkik konusu olayda, borçlu vekilinin dava dilekçesinde "gecikmiş itiraz" deyimini kullanması sonuca etkili değildir. Zira, HUMK.nun 76. maddesi gereğince hukuki sebebin ve uygulanacak yasa maddesinin tespiti hakimin görevine giren bir konudur. Kaldı ki, dilekçede, borçlu vekili usulsüz tebligat nedeniyle şikayette bulunduğunu da bildirmiştir.

Meselenin bu açıklamalar ışığında çözümü için öncelikle, borçluya gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediğinin saptanması gereklidir. Yapılan incelemede borçlu (P.A.R.) adına ve "....... Amerikan Üssü, HHD, 528. USAAG APO, 09380-İstanbul" adresine gönderilen, ilamsız takiplerle ilgili genel haciz yoluna ait örnek-49 numaralı ödeme emrinin, "Tercüman Asteğmen (H.A.)" imzasına tebilğ edildiği görülmüştür. Mahkemece, bu tebligat işleminin usulüne uygun bulunduğu ifade edilirken, 7201 sayılı Kanunun 17 ve 18. Tebligat Tüzüğünün 23 ve 24. maddeleri dayanak gösterilmiştir. Belli bir yerde devamlı olarak meslek ve sanatını icra edenlere, tebligatın nasıl yapılacağını düzenleyen 17. maddenin olayda uygulama yeri yoktur.

"Tebliğ yapılacak şahsın.. içine serbestçe girilemeyen.. bir yerde bulunması" halinde 7201 sayılı Kanunun 18. maddesine göre tebliğin yapılmasını yeri "idare eden" veya "muhatabın bulunduğu kısmın amiri" temin eder. Bunlar tarafından muhatabın derhal bulundurulması veya tebliğin temini mümkün olmazsa tebliğ kendilerine yapılır. Borçlunun "..... Amerikan Üssü" şeklinde belirtilen adresinin, 7201 sayılı Kanunun 18. maddesinde sözü edilen (içine serbestçe girilemeyen) yerlerden olduğu açıktır. Bu durumda, olayda direnme kararında yer verilen 18. maddeninin uygulanması gerekir ise de; mahkemece borçlu adına "Tercüman Asteğmen (H.A.)'ya yapılan tebliğ işleminin sözü edilen maddeye yanlış anlam verilerek geçerli sayılması doğru bulunmamıştır. Zira, tercüman asteğmen, borçlunun tebligat adresi olarak bildirilen ...... Amerikan Üssü'nde 7201 sayılı Kanunun 18. maddesinde yazılı "o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amiri" olduğu kanıtlanmış bir kişi değildir. O halde, muhatap adına bu şahsa yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekir.

Böyle olunca uyuşmazlığın, İİK.nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesine göre ve usulsüz tebligatla ilgili yukarıda açıklanan prosedüre göre çözülmesi gerekir.

Nitekim, borçlu vekili, tebligata ıttıla üzerine, tebliğ işlemini usulsüzlüğünü şikayet etmekle kalmamış, icra müdürlüğüne başvurarak seçilen takip şekline göre yasal süre içinde ve doğru mercie borca itirazlarını da bildirmiştir.

Bu durumda, Özel Daire bozma kararında da değinildiği üzere, mahkemece 7201 sayılı Kanunun 32. maddesine göre işlem yapılmalı, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğünü, dolayısıyla borçlu vekilinin ıttıla tarihi olarak beyan ettiği tarihi, ödeme emrinin tebliğ tarihi olduğu vurgulanmalı ve böylece borca itirazın süresinde olduğu sonucuna varılmalıdır.

Bu itibarla, mahkemece açıklanan şekil ve kapsamda bir uygulama yapılmadan, 7201 sayılı Kanunun 18. maddesine yanlış anlam verilerek, borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebligatının, geçerli sayılması ve olayda tatbik yeri bulunmayan İİK.nun 65. maddesindeki gecikmiş itirazın, süresinde olmadığından bahisle istemin reddi yönüne gidilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davacı (borçlu) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK.nun 429. maddesi uyarınca BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 5.6.1991 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 03-08-2016, 15:49   #5
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Özet:

Borçluya gönderilen 7 örnek ödeme emrinin; “ komşusu A. imzadan imtina edip şifahi beyanına göre muhatabın tatile gitmiş olduğundan mahalle muhtarlığına tebliğ edilerek, aynı komşusuna haber verilerek, 2 nolu formül kapısına yapıştırıldı " şerhi ile 12.08.2011 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.

Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesine göre muhatabın adreste neden bulunmadığı, komşu, kapıcı, yönetici, zabıta amir ve memurları vs. gibi kimselerden sorularak, tevziat saatinden sonra adrese geleceğinin tespit edilmesi ve bunun tebligat parçasına yazılıp tevsik edilmesi halinde Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebligat yapılabilir.

Somut olayda tebligatın, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre yapılmasına rağmen Tebligat Tüzüğü'nün 28.maddesinin uygulanmadığı, bir başka ifade ile muhatabın adreste bulunmama nedeni tesbit edilmekle birlikte tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin belirlenip tevsik edilmediği, dolayısıyla yapılan tebligatın usulsüz olduğu görülmektedir.

T.C.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi

Esas No:2012/26469
Karar No:2013/2823

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Borçluya gönderilen 7 örnek ödeme emrinin; “ komşusu A. imzadan imtina edip şifahi beyanına göre muhatabın tatile gitmiş olduğundan mahalle muhtarlığına tebliğ edilerek, aynı komşusuna haber verilerek, 2 nolu formül kapısına yapıştırıldı " şerhi ile 12.08.2011 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.

Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesine göre muhatabın adreste neden bulunmadığı, komşu, kapıcı, yönetici, zabıta amir ve memurları vs. gibi kimselerden sorularak, tevziat saatinden sonra adrese geleceğinin tespit edilmesi ve bunun tebligat parçasına yazılıp tevsik edilmesi halinde Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebligat yapılabilir.

Somut olayda tebligatın, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre yapılmasına rağmen Tebligat Tüzüğü'nün 28.maddesinin uygulanmadığı, bir başka ifade ile muhatabın adreste bulunmama nedeni tesbit edilmekle birlikte tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin belirlenip tevsik edilmediği, dolayısıyla yapılan tebligatın usulsüz olduğu görülmektedir.

O halde mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile borçlunun sair itirazlarının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Öte yandan HMK'nun 297.maddesinin (1).fıkrasının (e) bendi gereği hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

www.hukukmedeniyeti.org
Old 12-08-2016, 15:54   #6
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/1961
K. 2016/7349
T. 14.3.2016
• USULSÜZ TEBLİĞ EDİLEN GEREKÇELİ KARAR ( Davalının Mernis Adresinin Olup Olmadığı Hususunun Araştırıldığına Dair Dosyada Herhangi Bir Kayıt Olmadığı ve Buna Göre Davalının Mernis Adresinin Olup Olmadığı Araştırılarak Şayet Varsa Gerekçeli Karar ve Temyiz Dilekçesinin Çıkarılacak Tebligata 7201 S. TK'nun 21/2. Md.sine Göre Yapılması Gerektiği Yönünde Bir Şerh Yazılarak Tebliğ Edilmesinin Sağlanması Gerektiği )
• TEBLİGAT ( Usulsüz Tebliğ Edilen Gerekçeli Karar - Davalının Mernis Adresinin Olup Olmadığı Araştırılarak Şayet Varsa Gerekçeli Karar ve Temyiz Dilekçesinin Çıkarılacak Tebligata 7201 S. TK'nun 21/2. Md.sine Göre Yapılması Gerektiği Yönünde Bir Şerh Yazılarak Tebliğ Edilmesinin Sağlanması Gerektiği )
• MERNİS ADRESİNİN OLUP OLMADIĞI HUSUSUNDA DOSYADA KAYIT BULUNMAMASI ( Davalının Mernis Adresinin Olup Olmadığı Araştırılarak Şayet Varsa Gerekçeli Karar ve Temyiz Dilekçesinin Çıkarılacak Tebligata 7201 S. TK'nun 21/2. Md.sine Göre Yapılması Gerektiği Yönünde Bir Şerh Yazılarak Tebliğ Edilmesinin Sağlanması Gerektiği )
7201/m.21/2,35
ÖZET : Usulsüz tebliğ edilen gerekçeli karar ile temyiz dilekçesinin usulüne uygun tebliğ ettirilmesi ile tebligat parçası asılları ile birlikte gönderilmesi ve bunun yanında, davalı ...'ya gönderilen gerekçeli karar ve ( gerekçeli kararın ) temyiz dilekçesinin bila tebliğ dönmesi üzerine, aynı adrese, 7201 Sayılı Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapıldığı, ancak davalı ...'nın mernis adresinin olup olmadığı hususunun araştırıldığına dair dosyada herhangi bir kayıt olmadığı, buna göre davalının mernis adresinin olup olmadığı araştırılarak şayet varsa, gerekçeli karar ve ( gerekçeli kararın ) temyiz dilekçesinin çıkarılacak tebligata 7201 Sayılı TK'nun 21/2. maddesine göre yapılması gerektiği yönünde bir şerh yazılarak tebliğ edilmesinin sağlanması ( ve tebligat parçası aslının birlikte gönderilmesi ) için, dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verilmiştir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı ... tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : a ) 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince; vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur.
Gerekçeli karar ve ( gerekçeli kararın ) temyiz dilekçesinin davalı asiller ... Otomotiv Ltd. Şti ve ...'na 7201 Sayılı TK'nun 11. maddesine aykırı olarak tebliğ edildiği,
b ) Gerekçeli karar ve ( gerekçeli kararın ) temyiz dilekçesinin davalı ...'ın adreste olup olmadığı tebliğ evrakına şerh düşülmeksizin yapılmakla 7201 Sayılı TK'nun 17. maddesine aykırı olarak tebliğ edildiği,
c ) Gerekçeli karar ve ( gerekçeli kararın ) temyiz dilekçesinin davalı ... Otomotiv Ltd. Şti. ve ... … Ltd. Şti.nin yetkililerinin adreste olup olmadığı tebliğ evrakına şerh düşülmeksizin işçilerine 7201 Sayılı TK'nun 12-13. maddelerine aykırı olarak tebliğ edildiği görülmekle;
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda usulsüz tebliğ edilen gerekçeli karar ile temyiz dilekçesinin usulüne uygun tebliğ ettirilmesi ile tebligat parçası asılları ile birlikte gönderilmesi,
SONUÇ : Bunun yanında, davalı ...'ya gönderilen gerekçeli karar ve ( gerekçeli kararın ) temyiz dilekçesinin bila tebliğ dönmesi üzerine, aynı adrese, 7201 Sayılı Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapıldığı, ancak davalı ...'nın mernis adresinin olup olmadığı hususunun araştırıldığına dair dosyada herhangi bir kayıt olmadığı, buna göre davalı ...'nın 24.12.2015 tarihinde mernis adresinin olup olmadığı araştırılarak şayet varsa, gerekçeli karar ve ( gerekçeli kararın ) temyiz dilekçesinin çıkarılacak tebligata 7201 Sayılı TK'nun 21/2. maddesine göre yapılması gerektiği yönünde bir şerh yazılarak tebliğ edilmesinin sağlanması ( ve tebligat parçası aslının birlikte gönderilmesi ) için, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 14.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
kazanci.com.tr
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargılamanın iadesi - usulsüz tebligat - süre atagin2 Meslektaşların Soruları 16 26-06-2013 14:02
Usulsüz tebligat nakil Meslektaşların Soruları 1 23-05-2007 15:11
usulsüz tebligat gencerx07 Meslektaşların Soruları 10 24-04-2007 11:21
ilamsız tahliye takibinde usulsüz tebligat altiokebru Meslektaşların Soruları 5 08-02-2007 14:40


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05830407 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.