Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

tedbir ve yoksulluk nafakasının arttırılması ilamınır icrasında kesinleşme

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 30-12-2008, 15:06   #1
nizar

 
Varsayılan tedbir ve yoksulluk nafakasının arttırılması ilamınır icrasında kesinleşme

HUMK 443'e göre nafakaya ilişkin hükümlerin icrası için kesinleşmesi aranmaz.

Ancak bu hükmün sadece tedbir nafakası açısından uygulanabileceğini, özellikle yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının arttırılmasına dair ilamlarda kesinleşmenin aranması gerektiğini düşünüyorum. Bu yönde Yargıtay uygulaması konusunda yardımlarınızı bekliyorum...Ayrıca Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 26.09.2000 T. E:12554, K:13567 sayılı kararını arıyorum.

Yardımlarınıza şimdiden teşekkürler...
Old 30-12-2008, 15:46   #2
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ergül
HUMK 443'e göre nafakaya ilişkin hükümlerin icrası için kesinleşmesi aranmaz.

Ancak bu hükmün sadece tedbir nafakası açısından uygulanabileceğini, özellikle yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının arttırılmasına dair ilamlarda kesinleşmenin aranması gerektiğini düşünüyorum. Bu yönde Yargıtay uygulaması konusunda yardımlarınızı bekliyorum...Ayrıca Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 26.09.2000 T. E:12554, K:13567 sayılı kararını arıyorum.

Yardımlarınıza şimdiden teşekkürler...



Yargıtay 3.Hukuk Dairesi
2005/131/46 E.
2005/12688 K.
28.11.2005 K.T.
Karar: Davada,30.000.000 lira olan yoksulluğun artırılarak 150 YTL’ ye ve 40.000.000 lira olan iştirak nafakasının artırılarak 200 YTL’ ye çıkartılması istenilmiştir.
Mahkemece, davacının boşanma davasında yoksulluk nafakası talebinin bulunmadığı gerekçesi ile yoksulluk nafakasının artırılması davasının reddine;
iştirak nafakasının artırılması davasının ise kısmen kabulü ile 40.000.000 lira olan iştirak nafakasının 40 YTL artırılarak 80 YTL olarak belirlenmesi cihetine gidilmiş, hüküm süresinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Yoksulluk nafakası; boşanma kararının
kesinleşmesinden sonra hüküm ifade eden, boşanmaya bağlı fer'i bir haktır. Ancak, boşanmadan sonra talep edilemeyeceğine ilişkin yasada bir hüküm bulunmamaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni kanununun 175. maddesi ve devamı hükümlerine göre nafaka talep edilen tarihte nafaka alacaklısının yasanın öngördüğü şartları taşıması halinde mahkemece, yoksulluk nafakasına hükmedilebilecektir. Başka bir deyişle; boşanma davası sonrasında yoksulluk nafakası isteme hakkını kaybetmemiş davacı (nafaka alacaklısı) aynı yasa 178. maddesi hükmü gereğince bir yıl içerisinde boşanmadan ayrı olarak açacağı dava ile yoksulluk nafakası isteyebilecektir.
Dosya içerindeki bilgi ve belgelere göre davacının boşanma davası sırasında yoksulluk nafakası talep etmediği (yani talep koşulunun gerçekleşmediği noktasında) ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, boşanmanın
kesinleşmesi üzerine ayrı bir dava ile yoksulluk nafakası istenip-istenemeyeceğine ilişkindir.
Somut olayda; davacı ve müşterek çocuk yararına Manisa 2. Asliye Hukuk mahkemesinin 2001/253-509 sayılı kararı ile 30.000.000-20.000.000 lira tedbir nafakası bağlanmıştır. Daha sonra Manisa Aile Mahkemesinin 11.11.2003 tarih ve 2003/51-208 sayılı ilamı ile taraflar boşanmışlardır. Bu hüküm, taraflarca temyiz edilmeyerek 19.12.2003 tarihinde kesinleşmiştir. Kaldı ki, bu davada davacı sadece tedbir nafakasının artırılması isteminde bulunmuş ve daha sonra artırma isteminden vazgeçmiştir. Bu dava da ayrıca yoksulluk nafakası talebi olmadığı gibi aleyhine kesin hüküm oluşturacak şekilde olumlu veya olumsuz bir karar da bulunmamaktadır.
O halde mahkemece, boşanma kararının
kesinleşmesinden itibaren bir yıllık sürede açılmış bu davanın esasına girilerek yukarıdaki ilkeler gereğince inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken davanın reddi cihetine gidilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.11.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Yardımcı olabileceğini düşündüm.Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tedbir nafakasının icrası Burak Demirci Meslektaşların Soruları 9 08-03-2013 10:52
maddi tazminatın icrasında karar kesinleşme şerhi aranır mı? lawyer003401 Meslektaşların Soruları 4 01-08-2008 10:29
Özürlü Kardeşim Için Yoksulluk Nafakasının Arttırılması Davası çaresiz Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 06-02-2008 13:45
tedbir nafakasının kalkması aes Meslektaşların Soruları 7 17-09-2007 11:17
Yoksulluk Nafakasının kaldırılması hakkında umutlaw Meslektaşların Soruları 3 21-02-2007 20:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02813292 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.