Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Taşeron İlişkisinin Bulunmadığına Dair Yargıtay Kararı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-03-2010, 18:24   #1
kordelya

 
Varsayılan Taşeron İlişkisinin Bulunmadığına Dair Yargıtay Kararı

Sayın Meslektaşlarım;

Çalışmakta olduğum şirketin yürüttüğü iş kapsamında bir güvenlik şirketi ile birlikte çalışılmaktadır ancak yapılan iş güvenlikten tamamen ayrı bir husus olup aralarında asıl işveren-alt işveren ilişkisi yoktur. Ancak güvenlik şirketine karşı açılan davada çalıştığım şirkette davalı gösterilmektedir aralarında taşeron ilişkisi olduğu gerekçesiyle. Bu konuda gerekli İtiraz yapılacaktır ancak konu ile ilgili yararlı olacağı gerekçesiyle Yargıtay Kararı aradım ancak ulaşamadım. Bu konuda elinizde Yargıtay Kararı varsa ve paylaşabilirseniz çok sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim.

Saygılarımla,
Old 02-03-2010, 18:37   #2
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/8980
K. 2007/16382
T. 24.5.2007
• ÇALIŞILAN İŞYERİ ( Davalı Davacının Nezdinde Çalıştığı Kabul Edilen Şirket İle Alt-Üst İşverenlik İlişkisi Olmadığını Savunduğu - Davacı Bu Dönem Münhasıran Davalıya Ait İşyerinde Çalıştığını Kanıtlaması Gereği )
• İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI ( Davalı Davacının Nezdinde Çalıştığı Kabul Edilen Şirket İle Alt-Üst İşverenlik İlişkisi Olmadığını Savunduğu - Davacı Bu Dönem Münhasıran Davalıya Ait İşyerinde Çalıştığını Kanıtlaması Gereği )
• İŞÇİLİK ALACAKLARI TALEBİ ( Davalı Davacının Nezdinde Çalıştığı Kabul Edilen Şirket İle Alt-Üst İşverenlik İlişkisi Olmadığını Savunduğundan Davacı Bu Dönem Münhasıran Davalıya Ait İşyerinde Çalıştığını Kanıtlaması Gereği - İhbar Kıdem Tazminatı )
• ALT – ÜST İŞVERENLİK İLİŞKİSİ ( Davalı Davacının Nezdinde Çalıştığı Kabul Edilen Şirket İle Alt-Üst İşverenlik İlişkisi Olmadığını Savunduğundan Davacı Bu Dönem Münhasıran Davalıya Ait İşyerinde Çalıştığını Kanıtlaması Gereği - İhbar Kıdem Tazminatı )
4857/m.1,2,18
1475/m.14
ÖZET : Davacı, ihbar, kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin ile genele tatil alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili bilirkişi raporundan sonra, davacının nezdinde çalıştığı kabul edilen .. Ltd. Şti. ile alt-üst işverenlik ilişkisi olmadığını savunmuştur. Davacı bu dönem münhasıran davalıya ait işyerinde çalıştığını kanıtlamalıdır. Bu konuda varsa delilleri istenmeli, celbedilerek incelenmeli, mevcut delillerle birlikte bir değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre bir karar verilmelidir.

DAVA : Davacı, ihbar, kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin ile genele tatil alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş davalılardan Altay Madencilik Şti avukatınca duruşma talep edilmiş ise de; HUMK.nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davalı vekili bilirkişi raporundan sonra, 20.3.1997-15.3.1998 tarihleri arasında davacının nezdinde çalıştığı kabul edilen İpek Ltd. Şti. ile alt-üst işverenlik ilişkisi olmadığını savunmuştur. Davacı bu dönem münhasıran davalı Çukobirlik'e ait işyerinde çalıştığını kanıtlamalıdır. Bu konuda varsa delilleri istenmeli, celbedilerek incelenmeli, mevcut delillerle birlikte bir değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik soruşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.05.2007 tarihinde karar verildi.

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/8980
K. 2007/16382
T. 24.5.2007
• ÇALIŞILAN İŞYERİ ( Davalı Davacının Nezdinde Çalıştığı Kabul Edilen Şirket İle Alt-Üst İşverenlik İlişkisi Olmadığını Savunduğu - Davacı Bu Dönem Münhasıran Davalıya Ait İşyerinde Çalıştığını Kanıtlaması Gereği )
• İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI ( Davalı Davacının Nezdinde Çalıştığı Kabul Edilen Şirket İle Alt-Üst İşverenlik İlişkisi Olmadığını Savunduğu - Davacı Bu Dönem Münhasıran Davalıya Ait İşyerinde Çalıştığını Kanıtlaması Gereği )
• İŞÇİLİK ALACAKLARI TALEBİ ( Davalı Davacının Nezdinde Çalıştığı Kabul Edilen Şirket İle Alt-Üst İşverenlik İlişkisi Olmadığını Savunduğundan Davacı Bu Dönem Münhasıran Davalıya Ait İşyerinde Çalıştığını Kanıtlaması Gereği - İhbar Kıdem Tazminatı )
• ALT – ÜST İŞVERENLİK İLİŞKİSİ ( Davalı Davacının Nezdinde Çalıştığı Kabul Edilen Şirket İle Alt-Üst İşverenlik İlişkisi Olmadığını Savunduğundan Davacı Bu Dönem Münhasıran Davalıya Ait İşyerinde Çalıştığını Kanıtlaması Gereği - İhbar Kıdem Tazminatı )
4857/m.1,2,18
1475/m.14
ÖZET : Davacı, ihbar, kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin ile genele tatil alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili bilirkişi raporundan sonra, davacının nezdinde çalıştığı kabul edilen .. Ltd. Şti. ile alt-üst işverenlik ilişkisi olmadığını savunmuştur. Davacı bu dönem münhasıran davalıya ait işyerinde çalıştığını kanıtlamalıdır. Bu konuda varsa delilleri istenmeli, celbedilerek incelenmeli, mevcut delillerle birlikte bir değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre bir karar verilmelidir.

DAVA : Davacı, ihbar, kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin ile genele tatil alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş davalılardan Altay Madencilik Şti avukatınca duruşma talep edilmiş ise de; HUMK.nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davalı vekili bilirkişi raporundan sonra, 20.3.1997-15.3.1998 tarihleri arasında davacının nezdinde çalıştığı kabul edilen İpek Ltd. Şti. ile alt-üst işverenlik ilişkisi olmadığını savunmuştur. Davacı bu dönem münhasıran davalı Çukobirlik'e ait işyerinde çalıştığını kanıtlamalıdır. Bu konuda varsa delilleri istenmeli, celbedilerek incelenmeli, mevcut delillerle birlikte bir değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik soruşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.05.2007 tarihinde karar verildi.

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/39322
K. 2008/17067
T. 23.6.2008
• ALT İŞVEREN - ASIL İŞVEREN İLİŞKİSİ ( Davacının Tek ve Gerçek İşvereni Davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş. Olduğu - Bu Nedenle Anılan Davalı Hakkındaki Davanın Reddi İşverenlik Sıfatı Bulunmayan Davalı A.Ş. Aleyhine Açılan Davanın İse Kabulünün Hatalı Olduğu )
• ALT İŞVERENLİK İLİŞKİSİNİN KURULABİLME KOŞULLARI ( Asli İşlerin Alt İşverene Verilmesini Gerektirecek İş Kanunu’nun 2.Maddesinde Düzenlenmiş Olan Koşulların Gerçekleşmesi Gerektiği )
• İŞE İADE DAVASI ( Asli İşlerin Alt İşverene Verilmesini Gerektirecek İş Kanunu’nun 2.Maddesinde Düzenlenmiş Olan Koşulların Gerçekleşmesi Gerektiği )
4857/m.2, 18, 21
ÖZET : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Somut olayda, davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş.nin asli işleri kapsamındaki 118 Bilinmeyen numaralar çağrı merkezi, ADSL çağrı merkezi, RTÜK çağrı merkezi ve 444 1 444 Türk Telekom müşteri hizmetleri çağrı merkezi operatörlük hizmetlerini ihale suretiyle diğer davalı KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş.’ye verdiği anlaşılmaktadır. Sözü edilen asli işlerin alt işverene verilmesini gerektirecek İş Kanunu’nun 2.maddesinde düzenlenmiş olan koşullar gerçekleşmiş olmadığından, davacı başlangıçtan itibaren davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin işçisi olarak kabul edilmelidir. Davacının tek ve gerçek işvereni davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş.’dir. Bu nedenle anılan davalı hakkındaki davanın reddi, işverenlik sıfatı bulunmayan davalı KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş. aleyhine açılan davanın ise kabulü hatalı bulunmuştur.

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davacı ve davalı KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi S.Göktaş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı işçi, gerçekte davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin işçisi iken, muvazaalı sözleşmelerle ( asli işlerin verilmesi nedeniyle ) diğer davalı şirketin işçisi gibi gösterildiğini, iş sözleşmesinin işverence geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.

Davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş., davacının ihale ile iş üstlenen alt işveren işçisi olduğunu, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş., davacının mazeretsiz ve izinsiz olarak işe gelmemesi nedeni ile iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece yasanın verdiği imkân çerçevesinde davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin asıl iş niteliğinde olan 118 Bilinmeyen numaralar çağrı merkezi, ADSL çağrı merkezi, RTÜK çağrı merkezi ve 444 1 444 Türk Telekom müşteri hizmetleri çağrı merkezi operatörlük hizmetlerini ihale suretiyle davalı şirkete verdiği, bu nedenle Türk Telekomünikasyon A.Ş. hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş, feshin geçerli nedene dayanmadığı, davacıya fazla mesai yapılacağına dair bildirim yapılmadığı halde fazla mesaiye kalmadığı için iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesi ile diğer davalı aleyhine açılan dava yönünden davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.

Alt işveren, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve görevlendirdiği işçileri sadece bu işyerinde çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin iş aldığı işveren ise, asıl işveren olarak adlandırılabilir. Bu tanımdan yola çıkıldığında asıl işveren alt işveren ilişkisinin unsurları, iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekir. Alt işverene yardımcı iş, ya da asıl işin bir bölümü, ancak teknolojik nedenlerle uzmanlık gereken işin varlığı halinde verilebilecektir. 4857 sayılı İş Kanununun 2. maddesinde asıl işveren alt işveren ilişkisini sınırlandırılması yönünde yasa koyucunun amacından da yola çıkılarak asıl işin bir bölümünün alt işveren verilmesinde “işletmenin ve işin gereği” ile “teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” ölçütünün bir arada olması gerektiği belirtilmelidir. 4857 sayılı İş Kanununun 2. maddesinin 6. ve 7. fıkralarında tamamen aynı biçimde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” sözcüklerine yer verilmiş olması bu kararlılığı ortaya koymaktadır.

Somut olayda, davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş.nin asli işleri kapsamındaki 118 Bilinmeyen numaralar çağrı merkezi, ADSL çağrı merkezi, RTÜK çağrı merkezi ve 444 1 444 Türk Telekom müşteri hizmetleri çağrı merkezi operatörlük hizmetlerini ihale suretiyle diğer davalı KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş.’ye verdiği anlaşılmaktadır. Sözü edilen asli işlerin alt işverene verilmesini gerektirecek İş Kanunu’nun 2.maddesinde düzenlenmiş olan koşullar gerçekleşmiş olmadığından, davacı başlangıçtan itibaren davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin işçisi olarak kabul edilmelidir. Davacının tek ve gerçek işvereni davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş.’dir. Bu nedenle anılan davalı hakkındaki davanın reddi, işverenlik sıfatı bulunmayan davalı KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş. aleyhine açılan davanın ise kabulü hatalı bulunmuştur.

Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunun 20.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle;

1- ) Ankara 3.İş Mahkemesinin 11.9.2007 gün ve 7-485 sayılı kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,

2- ) Davalı KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş.hakkında açılan davanın husumet yönünden reddine,

3- ) Davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş.hakkında açılan davanın kabulü ile,

a ) İşverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine,

b ) Davacının yasal sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih nedeni ve kıdemi dikkate alınarak 4 aylık ücreti olarak belirlenmesine,

c ) Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna,

d ) Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

e ) Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 500.YTL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

f ) Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş.nın yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,

4- ) Husumetten reddedilen dava nedeni ile 500.-YTL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş.’ne verilmesine,

5- ) Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak, 23.06.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/12808
K. 2009/3210
T. 23.2.2009
• İŞE İADE İSTEMİ ( Davacı İşçi Başlangıçtan Beri Davalı Üniversitenin İşçisi Olduğu - Kayıt Üzerinde Gösterilen Diğer Davalı Şirketin Davacı İşçi Açısından İşverenlik Sıfatı Bulunduğu/ Davacının Davalı Üniversite Yönünden Kabulü Gerektiği )
• İŞÇİNİN BAŞLANGIÇTAN BERİ ASIL İŞVERENİN İŞÇİSİ OLMASI ( İşe İade İstemi - Kayıt Üzerinde Gösterilen Diğer Davalı Şirketin Davacı İşçi Açısından İşverenlik Sıfatı Bulunduğu/Davacının Davalı Üniversite Yönünden Kabulü Gerektiği )
• ALT İŞVEREN - ASIL İŞVEREN İLİŞKİSİ ( Kabul Edilmesi İçin İşçinin İhale İle Alınan Genel Temizlik İşinde Çalıştırılması Genel Temizlik İşini İhale İle Alan Davalı Şirketinin de Üstlendiği Genel Temizlik İşinde Belirli Bir Organizasyona Uzmanlığa ve Hukuksal Bağımsızlığa Sahip Olması Gerektiği )
• TEMİZLİK İŞİ ( Genel Temizlik İşi Yardımcı İş Niteliğinde Olduğu )
• HASTABAKICILIK HİZMETİ ( İhale İle Yüklenilen Genel Temizlik İşi Dışında Olduğu ve Üniversiteye Ait Hastanenin Asıl İşleri Arasında Olduğu - Kayıt Üzerinde Gösterilen Diğer Davalı Şirketin Davacı İşçi Açısından İşverenlik Sıfatı Bulunduğu/Davacının Davalı Üniversite Yönünden İşe İade İsteminin Kabulü Gerektiği )
2821/m.31
4857/m.2, 18, 19, 20
ÖZET : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı Üniversite Tıp Fakültesindeki yardımcı iş niteliğindeki genel temizlik işini ihale yolu ile diğer davalı şirkete vermiştir. Genel temizlik işi yardımcı iş niteliğindedir. Ancak davacı işçi açısından bu ilişkinin asıl alt işveren ilişkisi kabul edilmesi için, işçinin ihale ile alınan genel temizlik işinde çalıştırılması, genel temizlik işini ihale ile alan davalı şirketinin de üstlendiği genel temizlik işinde belirli bir organizasyona, uzmanlığa ve hukuksal bağımsızlığa sahip olması, kısaca bu faaliyetin yönetimini üstlenmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı işçi genel temizlik işinde değil, başlangıçtan beri hastabakıcılık görevinde çalıştırılmıştır. Hastabakıcılık hizmeti ihale ile yüklenilen genel temizlik işi dışındadır ve Üniversiteye ait hastanenin asıl işleri arasındadır. Diğer taraftan, genel temizlik işini ihale ile alan şirketin hastabakıcıları işyerine getirdikten sonra Üniversite görevlilerine teslim ettiği, bundan sonra karışmadığı, çalışacakları bölümleri ve mesailerini Üniversite görevlilerinin belirlediği saptanmıştır. Davalı şirketin davacı işçi açısından belirli bir organizasyona, uzmanlığa ve hukuksal bağımsızlığa da sahip olmadığı da anlaşılmaktadır. O halde davacı işçi başlangıçtan beri davalı Üniversitenin işçisidir. Kayıt üzerinde gösterilen diğer davalı şirketin davacı işçi açısından işverenlik sıfatı bulunmaktadır. Davacının davalı üniversite yönünden kabulüne, davalı şirketin işverenlik sıfatı bulunmadığından, davanın adı geçen şirket yönünden ise reddine karar verilmesi gerekir.

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, feshin geçersizliğine, davacının Uludağ Üniversitesi bünyesinde davalı İLMERO Ltd. Şirketi işyerinde işe iadesine, işe başlatmama tazminatının sendikal nedenden dolayı 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca belirlenmesine karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B. Kar tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davacının davalı üniversiteye ait hastanede yardımcı hizmetler bölümünde hasta bakıcı olarak diğer davalı şirket işçisi olarak çalıştığını, diğer şirket üzerinde bordolu görünse de emir ve talimatları üniversite personelinden aldığını, ayrıca hastabakıcı olarak sağlık hizmeti sunduğunu, bu hizmetin alt işverene verilemeyeceğini, davalılar arasındaki sözleşmenin muvazaalı olduğunu, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan ve sendikal örgütlenmede öncülük yapması nedeni ile feshedildiğini belirterek; feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine, işe başlatmama tazminatının 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 maddesi uyarınca belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı İ. Şirket vekili, şirketin ihale ile üniversitenin genel temizlik işinin belirli yıllar yüklendiğini, ihale dönemi ile iş sözleşmesi yapıldığını ( davacının arada diğer ihaleyi alan taşeron işçisi olarak çalıştığını ), iş sözleşmesinin de ihale makamının hizmetinden memnun olmadığını belirtmesi üzerine yasal hakları ödenerek feshedildiğini, işi denetleme, işçileri seçme, işçi sayısını ve çalışma süresini yetkisinin ihale makamında olduğunu, sendikal neden bulunmadığını, ispat yükünün işçiye geçtiğini, davalılar arasında asıl alt işveren ilişkisi değil, davalının ihale makamının işveren vekili konumunda olduğunu davanın reddi gerektiğim savunurken, davalı Üniversite vekili ise, hastanenin genel temizlik işinin kamu ihale kanunu ile dışarıdan temin edildiğini, davacının da bu kapsamda ihaleyi alan diğer davalı şirket işçisi olarak çalıştığını, verilen işin asıl iş olmadığını, üniversiteye husumet yönetilemeyeceğini, ayrıca dayanın esastan reddi gerektiğini, sendikal neden bulunmadığını beyan etmiştir.

Mahkemece, davacının hastabakıcı olarak davalı İ. şirket isçisi olarak davalı Üniversiteye ait hastanede çalıştığı, şirketin hastabakıcıları işyerine getirdikten sonra başhemşireye teslim ettiği, bundan sonra karışmadığı, çalışacakları bölümleri ve mesailerini bölüm başhemşirelerinin belirlediği, davacının iş sözleşmesinin tanık anlatımlarına göre sendikal nedenle feshedildiği gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacının Uludağ üniversitesi rektörlüğü bünyesinde, İ. Ldt. şirketi işyerinde işe iadesine, işe başlatmama tazminatının sendikal nedenle fesihten dolayı davacının bir yıllık ücreti tutarında belirlenmesine karar verilmiştir.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/6 maddesi uyarınca, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerim sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” Keza aynı maddenin 7. fıkrasına göre, “Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.”

Bu maddeye göre, “bir işverenden, işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan, bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar alt işveren olarak belirtilmektedir”. Alt işverene verilen iş, işyerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi durumunda ise, verilen iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olmalıdır. Alt işveren, üstlendiği iş için görevlendirdiği işçilerini sadece o işyerinde aldığı işte çalıştırmalıdır. Ait işverene verilen iş, işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin bir iş olmalı, asıl işe bağımlı ve asıl iş sürdüğü müddetçe devam eden bir iş olmalıdır.

Bir alt işveren, bir asıl işverenden sözleşme ile üstlendiği mal veya hizmet üretimi için belirli bir organizasyona, uzmanlığa ve hukuksal bağımsızlığa sahip değilse, kısaca üretim ya da hizmet sunumuna ilişkin ekonomik faaliyetin bağımsız yönetimini üstlenmemişse asıl işveren alt işveren ilişkisinden çok olayda, asıl işverene işçi temini söz konusu olacaktır.

Asıl işveren ve alt asıl işveren arasındaki sözleşmenin muvazaalı olması halinde, asıl işveren başlangıçtan beri gerçek işveren olduğundan, feshin geçersizliği ve işe iade davasının tarafı asıl işveren olmalıdır. Alt işverenin bu anlamda işverenlik sıfatı bulunmadığından, taraf sıfatı olmayacaktır.

Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisin bulunduğu bir davada, her iki işverene birlikte açılması ve işverenler arasındaki ilişkide muvazaa bulunmaması halinde ise, davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğü alt işverenindir. Asıl işverenin iş ilişkisinde iş sözleşmesinin tarafı bulunmadığından, asıl işverenin işe iade yönünde bir yükümlülüğünden söz edilemez. Asıl işverenin işe iade kararı sonrası işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden yukarda belirtilen hüküm nedeni ile alt işverenle birlikte sorumluluğu vardır. ( Dairemizin 09.06.2008 gün ve 2007/40942 Esas, 2008/14420 Karar sayılı ilamı ). Dosya içeriğine göre, davacının davalı Üniversiteye ait Tıp Fakültesi Hastanesinde genel temizlik ihalesini alan şirketler değiştiği halde hastabakıcı görevinde çalıştırıldığı, iş sözleşmesinin son ihaleyi alan davalı İ. şirketi tarafından Üniversite yönetiminin çalışmasından memnun olmaması, çalışma şartlarına uymadığının tespit edilmesi nedeni ile yasal hakları ödenerek feshedildiği, davacının davranışlarından kaynaklanan nedene dayanılmasına rağmen, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 19/2 maddesi uyarınca savunmasının alınmadığı, feshin bu nedenle geçerli nedene dayanmadığı, aksine tanık anlatımlarına göre davacının sendikal örgütlenmede öncü olması nedeni ile iş sözleşmesinin feshedildiği, feshin sendikal nedene dayandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece feshin geçerli nedene dayanmadığı ve sendikal neden bulunduğu yönündeki değerlendirmesi dosya içeriğine uygundur. Ancak davacının iş ilişkisi için de olduğu işveren ve davalı Üniversite ile temizlik işini alan şirket arasındaki ilişkinin davacı işçi yönünden muvazaalı olup olmadığı, feshin geçersizliği ve sonuçlarından davalıların sorumluğunu açısından yapılan değerlendirme hatalı ve eksik bulunmuştur. Davalı Üniversite Tıp Fakültesindeki yardımcı iş niteliğindeki genel temizlik işini ihale yolu ile diğer davalı şirkete vermiştir. Genel temizlik işi yardımcı iş niteliğinde olduğundan, her iki davalı arasında sözleşmedeki hizmete göre kumlan ilişki işçi açısından 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/6 maddesi uyarınca asıl alt işveren ilişkisidir. Ancak davacı işçi açısından bu ilişkinin asıl alt işveren ilişkisi kabul edilmesi için, yukarda açıklandığı gibi, işçinin ihale ile alınan genel temizlik işinde çalıştırılması, genel temizlik işini ihale ile alan davalı İlmero şirketinin de üstlendiği genel temizlik işinde belirli bir organizasyona, uzmanlığa ve hukuksal bağımsızlığa sahip olması, kısaca bu faaliyetin yönetimini üstlenmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı işçi genel temizlik işinde değil, başlangıçtan beri hastabakıcılık görevinde çalıştırılmıştır. Hastabakıcılık hizmeti ihale ile yüklenilen genel temizlik işi dışındadır ve Üniversiteye ait hastanenin asıl işleri arasındadır. Diğer taraftan, genel temizlik işini ihale ile alan şirketin hastabakıcıları işyerine getirdikten sonra Üniversite görevlilerine teslim ettiği, bundan sonra karışmadığı, çalışacakları bölümleri ve mesailerini Üniversite görevlilerinin belirlediği saptanmıştır. Davalı şirketin davacı işçi açısından belirli bir organizasyona, uzmanlığa ve hukuksal bağımsızlığa da sahip olmadığı da anlaşılmaktadır. O halde davacı işçi başlangıçtan beri 4857 sayılı İş Kanunumun 2/7 maddesi uyarınca davalı Üniversitenin işçisidir. Kayıt üzerinde gösterilen diğer davalı şirketin davacı işçi açısından işverenlik sıfatı bulunmaktadır. Davacının davalı üniversite yönünden kabulüne, davalı şirketin işverenlik sıfatı bulunmadığından, davanın adı geçen şirket yönünden ise reddine karar verilmesi gerekir.

4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

SONUÇ : Yukarda açıklanan gerekçe ile;

1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davanın işverenlik sıfatı bulunmayan davalı İLMERO Ldt. Şirketi yönünden REDDİNE,

3. Davalı Uludağ Üniversite Rektörlüğü yönünden KABUL ile,

a ) Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının Üniversiteye ait Hastane işyerindeki İŞE İADESİNE,

b ) Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 31/6 maddesi uyarınca davacının 1 yıllık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,

c ) Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin gerektiğine,

4. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

5. Davacının yapmış olduğu 40.04 TL yargılama giderinin davalı Üniversiteden tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,

6. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 575-TL ücreti vekaletin davalı Üniversiteden alınarak davacıya verilmesine,

7. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalı şirkete iadesine, kesin olarak, 23.02.2009 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Old 03-03-2010, 10:19   #3
kordelya

 
Varsayılan

Sayın Avukat Derviş Yıldızoğlu;

Gösterdiğiniz ilgi ve Yargıtay Kararları için sonsuz teşekkür ederim.

Saygılarımla,
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
2b'lerin özel mülke konu olamayacağına dair yargıtay kararı ozlemaksoy Meslektaşların Soruları 0 29-05-2009 14:18
İhalenin feshi davasında süresiz şikayet olmayacağına dair Yargıtay kararı TABUOSMAN Meslektaşların Soruları 2 02-02-2009 13:26
Ailenin Korunmasına Dair Kanun(4320) Yargıtay Kararları Av.Habibe YILMAZ KAYAR Aile Hukuku Çalışma Grubu 9 18-03-2008 12:36
Anayasa Mahkemesinin SSK'nın 26.maddesini iptalinden sonrasına dair Yargıtay Kararı Av.Duran Küçüköner Hukuk Haberleri 0 02-06-2007 12:28
Noter Araç Satış Sözleşmesiyle Menkul Malın Alıcıya Geçtigine Dair Yargıtay Kararı av_metehan Meslektaşların Soruları 1 15-12-2006 16:00


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02742004 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.