Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

işçinin rekabeti

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 10-06-2009, 10:02   #1
hak 198

 
Varsayılan işçinin rekabeti

İşçi İŞ AKDİ SONA ERDİKTEN SONRA RAKİP FİRMADA ÇALIŞMASI İLE İLGİLİ YRGITAY KARARI ARIYORUM..İLGİLENEN NESLEKTAŞLARIMA TEŞEKKÜRLER
Old 10-06-2009, 10:28   #2
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hak 198
İşçi İŞ AKDİ SONA ERDİKTEN SONRA RAKİP FİRMADA ÇALIŞMASI İLE İLGİLİ YRGITAY KARARI ARIYORUM..İLGİLENEN NESLEKTAŞLARIMA TEŞEKKÜRLER

İş sözleşmesinde rekabet yasağına ilişkin bir hüküm var mı?
Old 10-06-2009, 10:55   #3
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 1999/8262

K. 1999/12073

T. 6.7.1999

• REKABET YASAĞI ( Banka İle Müfettişi Arasında İş Akdinin Feshinde Tazminat ve Başka Bankada Çalışmamayı İçeren Sözleşme )

• REKABET YASAĞI ÇERÇEVESİNDE DÜZENLENMİŞ SÖZLEŞME

• REKABET YASAĞI ÇERÇEVESİNDE DÜZENLENMİŞ SÖZLEŞMENİN CEZAİ ŞART OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

• İŞ AKDİNİN FESHİNDE TAZMİNAT ( Rekabet Yasağı Çerçevesinde Düzenlenmiş Sözleşme )

• BANKA - AYNI İŞTE ÇALIŞMAMAYI TAAHHÜD - ( Rekabet Yasağı Çerçevesinde Düzenlenmiş Sözleşme )

• CEZAİ ŞART ( Rekabet Yasağı Çerçevesinde Düzenlenmiş Sözleşmeyi Hatali Değerlendirme )

818/m.348


ÖZET : Bankada müfettiş olarak çalışmaya başlayan işçi ile yapılan ve 4 yıl içinde iş akdini feshettiği takdirde 2 yıl süre ile türkiye'deki hiç bir bankada çalışmama taahhüdünü işçinin son aylık ücretinin on katı tutarındaki tazminat yaptırımına bağlayan sözleşme, rekabet yasağı çerçevesinde düzenlenmiş bir özel anlaşma sayılmalıdır. Anılan sözleşmenin, mahkemece cezai şart olarak değerlendirilmiş olması hatalıdır. Ancak bu sözleşme rekabet yasağı yönünden de geçersiz sayılmalıdır. DAVA : Taraflar arasındaki, cezai şart alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 6.7.1999 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat F. Ç. ile karşı taraf adına Avukat M. E. K. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Taraflar arasında süresi belirsiz biçimde hizmet akdi ilişkisi kurulduktan bir süre sonra 23.12.1997 tarihinde rekabet yasağı konusunda bir anlaşma metni düzenlemişlerdir. Buna göre; "Bankaya müfettiş olarak yetiştirilen, bankacılık hizmetlerinde bir saklanması ve gizliliği esas olan konularda bilgi sahibi olan A. E.; bankaya intisabından itibaren 4 yıl içerisinde hizmet akdini feshettiği bütün hallerde, iş ilişkisinin sona erdiği tarihten itibaren 2 yıl süre ile Türkiye'deki tüm bankalarda çalışmamayı kabul ve taahhüt eder. Bu taahhüdüne uymadığı takdirde, A. E. bankaya işe başladığı tarihten itibaren banka tarafından ödenen aylık ücretler ile diğer ek ödemelerinin tutarı ve son aylık ücretinin 10 katı tutarında bir cezai şartı, ilk talepte ve herhangi bir itirazda bulunmaksızın derhal ödemeyi kabul ve taahhüt eder."
Gerek bu anlaşmanın başlığı ve gerek yukarıya alınmayan birinci paragrafı içeriği ve tüm düzenleniş şekli itibariyle bu metni Borçlar Kanunu 348 ve onu izleyen maddelerinde öngörülen "Rekabet Memnuiyeti" çerçevesinde düzenlenmiş bir özel anlaşma niteliğindedir. Mahkemece bu anlaşma bir cezai şart şeklinde değerlendirilmiş ve bu değerlendirme itibariyle sonucuna gidilerek hüküm kurulmuş ise de bu düşünce tarzının benimsenmesi olanağı yoktur. Açıkça rekabet yasağı konusunda bir düzenleme sözkonusudur. Ancak sözleşme davacının ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı şekilde tehlikeye girmesini yasaklayacak ölçülerde şart edilmemiş ve mahal ve çalışma alanı kapsamında normalin üzerinde sınırlamalar getirilmiştir. Gerçekten "Türkiye'de ki tüm bankalarda çalışmamayı kabul ve taahhüt eder" biçimindeki düzenleme iki yıl süre ile sınırlı olarak getirilmiş ise de, Türkiye'deki tüm bankaları kapsaması bakımından mahal ve banka açısından bir sınır sözkonusu olmadığı için davacı bankacının geleceği bakımından ağır sonuçları beraberinde getirecek bir düzenleme olarak kabul edilmelidir. Rekabet yasağının bu yönden geçersiz sayılarak sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddedilmesi hatalı ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASI gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten ONANMASINA, davalı yararına takdir edilen 65.000.000 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine 6.7.1999 oybirliği ile kabul edildi.
yarx
Old 10-06-2009, 10:57   #4
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 1999/5784

K. 1999/9049

T. 18.5.1999

REKABET YASAĞI ( İşçinin Ayrıldıktan Sonra Altı Ay Süreyle İzin Almadan Aynı Faaliyet Alanında ve İşyeri Müşteri Portföyündeki Bir Şirkette Çalışamamasının Öngörülmesi )

• CEZAİ ŞART ( İşçinin İzin Almadan Ayrıldığı Yerin Müşteri Portföyündeki Bir Şirkette Çalışması-Rekabet Yasağı )

• İŞÇİNİN AYRILDIĞI YERDEN İZİN ALMADAN O YERİN MÜŞTERİ PORTFÖYÜNDEKİ BİR ŞİRKETLE ÇALIŞMASI ( İş Akdinde Öngörülen Cezai Şartın Ödenmesi )

1475/m.11,9


ÖZET : Davacı ile davalı arasındaki hizmet sözleşmesinde yer alan ve kendi isteği ile ayrılan personelin, ayrıldığı tarihten itibaren 6 ay süresince şirketin izni olmadan, şirketin faaliyet gösterdiği yerlerde ve çalışma konusuna giren bir işte çalışamayacağını öngören özel şart hukuki olarak geçerlidir. Bu durum gözetilerek karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nederlerle reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi, davacı avukatınca istenilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18.51999 Salı günü tayin edilerek taraflra çağrı kâğıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına avukat T. B. geldi. karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra, duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davalı işçi, davacıya ait işyerinde bilgisayar elemanı olarak 1.10.1997 tarihinden 31.3.1998'e kadar çalışmış sonra da işyerinden ayrılarak dava dışı üçüncü şahsa ait işyerinde işe girmiştir. Davacı, davalının hizmet sözleşmesinin beşinci maddesinde yer alan "personel, şirketteki görevi sorasında şirketin yazılı izni olmadan başka bir işte çalışamaz ve'veya başka bir şirketle ortak olamaz. Kendi iteği ile ayrılan personel, ayrıldığı tarihten itibaren 6 ay süresince şirketin izin olmadan, şirketin faaliyet gösterdiği yerlerde ve çalışma konusunda giren bir işte, çalışamaz. Kurulmuş bir şirketin ortağı olamaz veya şirket kuramaz. Keza şirketin müşteri portföyündeki bir şirkette görev alamaz. Aksine davranışta bulunulması halinde, hiçbir hükme gerek kalmadan son alınan ücret, prim vs.nin 6 katı tutarında tazminat ödemekle yükümlüdür" şeklindeki hükme aykırı davranışta bulunduğunu idida ederek belirtilen tazminatın ödenmesini talep etmektedir. Mahkemece şirketlerin faaliyet alanların farklı olması ve yeni girilen işyerinin sahibi şirketen davacı şirketin portföyünden çıktığı gerekçe gösterilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacı şirket bilgisayarla iştigal etmekte, üçüncü şahıs durumundaki firmanın ise daha geniş ve farklı bir faaliyet alanı bulunduğunu ancak, onun da bilgisayar hizmetlerini gerçekleştirdiği ve daha önceki dönemde de her ik şirket arasında bir sözleşme düzenlenerek bilgisayar işlerinin davacı şirkete yaptırıldığı ve bunun için de davalı işçinin giderek ihtiyaç duyulan hizmetleri gerçekleştirdiği, böylece hizmet akdinin feshinden kısa bir süre öncesine kadar davacı şirketin müşteri portföyündeki bir şirket pozisyonunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı işçinin bir dönem müşteri portföyünde bulunan şirkette davacı adına hizmet verip daha sonra potföyden çıktıktan sonra kısa bir süre içinde o şirkette görev alması, dava dışı şirketin çalışma konusuna girmiş olup davacı şirketin de konusunu oluşturan bir işte çalışma koşulunun gerçekleşmiş olduğunu gösterdiği gibi, müşteri portföyündeki bir şirket pozisyonunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı işçinin bir dönem müşteri portföyünde bulunan şirkette davacı adına hizmet verip daha sonra portföyündeki şirkette de görev alma koşulu gerçekleşmiş sayılmalıdır. Zira portföyden çıkma olgusuyla başka şirkette görev alma olgusu birbirini izlemektedir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında sözleşmenin 5. maddesindeki koşulların gerçekleştiği düşünelerek hesaplama yapılıp bir değerlendirmeye tâbi tutulmak suretiyle isteğin kabulü doğrultusunda hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 20.000.000 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.5.1999 tarihinde, oybirliği ile karar verildi. yarx
Old 10-06-2009, 11:00   #5
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2000/4138

K. 2000/5287

T. 8.6.2000

REKABET YASAĞI ( TTK.nun 547. maddesi Doğrultusunda Şirket Anasözleşmesine Konulan - Bütün Ortakları Kapsaması)

• ŞİRKET ANASÖZLEŞMESİNE KONULAN REKABET YASAĞI ( TTK.nun 547. maddesi Doğrultusunda - Bütün Ortakları Kapsaması)

• ORTAKLARA ANASÖZLEŞME İLE REKABET YASAĞI KONULABİLECEĞİ ( TTK.nun 547. maddesi Doğrultusunda)

6762/m.335,551/3,547,556

ÖZET : TTK.nun 547. maddesi doğrultusunda şirket anasözleşmesinin 14. maddesine konulan hüküm, bütün ortakları bağlayan ve şirketin uğraşı alanına giren işi, yapmama zorunluluğu altına sokan, açık bir hükümdür. Mahkemece, anasözleşme hükmünün hatalı olarak değerlendirilmesi suretiyle davanın reddolunması yerinde değildir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın ( Soma Asliye Hukuk Mahkemesi)nce görülerek verilen 13.4.2000 tarih ve 1999/406 - 2000/122 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirket tüzüğünün 14.maddesi ile ilgili 2.9.1999 tarihinde tescil ve ilan edilen değişikliğe göre şirket müdürleri veya ortaklarının genel kuruldan muvafakat almadan şirketin uğraştığı ticaret dalında ne kendi nede başkası hesabına iş göremeyeceklerini, davalının genel kuruldan hiçbir olur almadan ekmek fırını açarak işletmeye başladığının 13.10.1999 tarihinde öğrenildiğini, keşide ettikleri ihtara rağmen davalının rekabet yasağına aykırı eylemine son vermediğini ileri sürerek, davalı tarafından yapılan ticari işlerin davacı şirket adına yapılmış sayılarak, bu işlerden doğan ve bilirkişi incelemesi ile saptanacak menfaatin davacı şirkete bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Anasözleşmenin 14. maddesinde ve dayanağı TTK.nun 547. maddesinde yasağa ilişkin bir yaptırım yer almadığını, davacının talebini Anonim Şirketlerle ilgili TTK.nun 335. maddesine dayandırdığını, oysa bu maddedeki yaptırımın yönetim kurulu üyelerine ilişkin bulunduğunu, müvekkilin ise böyle bir sıfatının bulunmadığını, yasağın yaptırımının limited
şirketler bakımından ancak TTK.nun 551/3. maddesindeki ortaklıktan çıkarılma olabileceğini dolayısıyla müvekkilinin ticari faaliyetinin engellenemeyeceğini, şirketten çıkmak isteyen müvekkiline karşı açılan davadaki amacın müvekkilinin işletmesine engel çıkartmak olduğunu, TTK.nun 335. maddesinin limited şirketlerinin bünyesine uymayacağını, TTK.nun 556. maddesinde konu olarak TTK.nun 335. maddesine atıf yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlar doğrultusunda davalının şirket ortağı olup, bir sıfatının bulunmadığı, tüzüğün 14. maddesinde hüküm olmayan hallerde TTK.nun hükümlerinin uygulanacağına ilişkin yapılan atfın ortak açısından açık bir sınırlama ve yaptırım getirmediği, davalı için rekabet yasağı konulduğu anlamına gelmeyeceği, kaldıki davalının ortak olarak zaten rekabet yasağına da tabi olmadığı, gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı şirket anasözleşmesinin 14.maddesinde konulan bir hükümle, şirket ortakları, şirket genel kurulundan gerekli izni olmadan şirketin uğraştığı ticaret dalında ne kendi ne de başkaları hesabına iş görmeyecekleri hükme bağlanmıştır. Aynı maddede bu sözleşmede bulunmayan hükümler hakkında TTK. hükümleri uygulanacağı öngörülmüştür.
Esasen, şirketin konusuna giren hususlarda rekabet yasağı TTK.nun 547. maddesinde müdür olan ortak için öngörülmüşse de, aynı maddede anasözleşmeye konulacak hükümle bu yasağın, bütün ortaklara teşmil edilebileceği hükme bağlanmıştır. Anılan madde uyarınca şirket anasözleşmesinin 14. maddesine konulan hüküm bütün ortakları bağlayan, şirketin uğraşı alanına giren işi yapmama zorunluluğu altına sokan açık bir hükümdür. Mahkemece, anasözleşme hükmünün hatalı olarak değerlendirilmesi suretiyle davanın reddolunması yerinde değildir.
Mahkemece, işin esasına girilerek tarafların delilleri toplanmak, gerektiğinde bilirkişi dinlenerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekirken, davanın reddedilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 8.6.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
Old 11-06-2009, 00:34   #6
avahmetevcimen

 
Varsayılan

9. hd. de bi karar var.. işçi ile yapılacak rekabet yasağının çerçevesini şöyle çizmiş...
- işçinin iktisadi geleceğini tehlikeye düşürmeyecek
- yer ve süre sınırlaması olacak (tüm türkiye ibaresini de kabul etmiyor, en fazla bir yada bir kaç yıl olacak diyor.)
- yasak alanı işçinin yaptığı işle tam olarak örtüşecek
- cezai şart çok yüksek ise hakim indirebilir diyor.. sözleşme serbestisi kısıtlanıyor yani.
Old 11-06-2009, 08:33   #7
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Adli Tip
İş sözleşmesinde rekabet yasağına ilişkin bir hüküm var mı?



İş sözleşmesinde rekabet yasağına ilişkin bir şart yoksa, işçinin işten ayrıldıktan sonra rakip bir firmada çalışmasına engel yoktur.
Old 11-06-2009, 10:50   #8
hak 198

 
Varsayılan

Cevaplarınız için teşekkür ederim.iyiçalışmalar
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
işçinin ücret alacağı av.ersen Meslektaşların Soruları 16 10-05-2012 15:27
işçinin ücreti Av. Aylin Kaya Meslektaşların Soruları 4 16-10-2007 09:10
işçinin istifası avukat.ayça Meslektaşların Soruları 7 26-09-2007 17:00
işçinin tazminat talebi av.ozge Meslektaşların Soruları 4 21-06-2007 17:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08440304 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.