Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Boşanma Davası Terditli Olarak Açılabilir mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-10-2011, 12:59   #1
d012uk

 
Varsayılan Boşanma Davası Terditli Olarak Açılabilir mi?

Sayın Meslektaşlarım merhabalar,

Bir hususta değerli görüşlerinizi almak isterim.
Bir müvekkilim eşi tarafından aldatıldığı düşüncesinde ancak delilleri aldatmanın ispatında yetersiz kalıyor. Ancak eşinin kendisini aldattığı kişinin kimliğini bildiğinden davada tanık olarak dinlendiğinde yalan söylemeyeceği fikrinde. Ben ise tam aksi kanaatteyim.

Bu durumda boşanma davasını terditli olarak sadakat yükümlülüğüne aykırılık ve ya şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma talebiyle açmamızda usulen bir engel var mıdır?

İlginize teşekkür ederim.
Old 09-10-2011, 13:19   #2
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan d012uk
Sayın Meslektaşlarım merhabalar,

Bir hususta değerli görüşlerinizi almak isterim.
Bir müvekkilim eşi tarafından aldatıldığı düşüncesinde ancak delilleri aldatmanın ispatında yetersiz kalıyor. Ancak eşinin kendisini aldattığı kişinin kimliğini bildiğinden davada tanık olarak dinlendiğinde yalan söylemeyeceği fikrinde. Ben ise tam aksi kanaatteyim.

Bu durumda boşanma davasını terditli olarak sadakat yükümlülüğüne aykırılık ve ya şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma talebiyle açmamızda usulen bir engel var mıdır?

İlginize teşekkür ederim.

Türk Medeni Kanunu'nda "sadakat yükümlüğüne aykırılık" ve "şiddetli geçimsizlik" şeklinde boşanma sebepleri yok...

166. maddede "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" boşanma nedenlerinden biri (genel boşanma sebebi) olarak düzenlenmiş...

Eğer "sadakat yükümlülüğü" deyiminizle "zina"yı kastediyor iseniz, siz dilekçenizde olayları anlatırsınız, neticede "boşanma" talebinde bulunursunuz; hakim olaylara uygulanması gereken kanun maddesini kendiliğinden dikkate alacaktır (161 veya 166. maddelerin birini gerekçe gösterecektir)...

Eğer "zina" söz konusu değilse bahsettiğiniz bu durum da genel boşanma sebebi olan "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" olgusuna girmektedir...

Yani, kısaca; terditli dava açmaya gerek yoktur kanımca...
Old 09-10-2011, 13:50   #3
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan d012uk
Sayın Meslektaşlarım merhabalar,

Bir hususta değerli görüşlerinizi almak isterim.
Bir müvekkilim eşi tarafından aldatıldığı düşüncesinde ancak delilleri aldatmanın ispatında yetersiz kalıyor. Ancak eşinin kendisini aldattığı kişinin kimliğini bildiğinden davada tanık olarak dinlendiğinde yalan söylemeyeceği fikrinde. Ben ise tam aksi kanaatteyim.

Bu durumda boşanma davasını terditli olarak sadakat yükümlülüğüne aykırılık ve ya şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma talebiyle açmamızda usulen bir engel var mıdır?

İlginize teşekkür ederim.

Terditli davalarda talep sonucu "ya bu, ya da şu" biçiminde seçeneklidir. Boşanma davalarında, fer'i talepler dışında sonuç olarak boşanma istendiğinden, bu davanın terditli açılması olası değildir. Sizin terdit olarak belirttikleriniz hukuki nedenlerdir ve bu bakımdan Sayın Arıcı'nın yanıtına katılıyorum.
Old 09-10-2011, 15:29   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Sayın Arıcı'nın yazdıklarına harfiyen katılıyorum. Aynı gerekçelerle bir davada tecrübemiz olmuştu.
Old 10-10-2011, 09:50   #5
üye38190

 
Çözüm

Yazılanların hepsine katılmakla birlikte, siz terditli dava açma noktasına takılmayın..Normal boşanma dava dilekçenizi oluşturun.. Zaten dava süresince hakim ilgili maddeleri takdir edecektir, aleyhinize bir durum oluşmayacaktır böylece..
Old 30-09-2019, 13:12   #6
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Örnek olarak, evlenme öncesi gizlenene akıl hastalığı nedeniyle mutlak butlan (TMK 145/2) talebi, bu uygun görülmezse akıl hastalığı nedeniyle boşanmaya hükmedilmesi talebi olmaz mı?
Old 30-09-2019, 13:47   #7
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Dr.Yahya DERYAL
Örnek olarak, evlenme öncesi gizlenene akıl hastalığı nedeniyle mutlak butlan (TMK 145/2) talebi, bu uygun görülmezse akıl hastalığı nedeniyle boşanmaya hükmedilmesi talebi olmaz mı?
Üstad benzer bir davamızda, akıl hastalığına dayanarak tmk md. 166'yı sebep göstererek dava açmış, dava sırasında alınan raporda davalının akıl sağlığının yerinde olmadığı tespit edilince ıslah ederek, akıl sağlığı nedeniyle boşanma talep etmiştik ve davamız kabul edilmişti.
Old 30-09-2019, 13:53   #8
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Ben aşağıdaki kararlardan bahsettiğiniz şekilde terditli talepte bulunabileceğiniz sonucunu çıkarıyorum


T.C YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2016/ 22477
Karar: 2018 / 10512
Karar Tarihi: 03.10.2018

YARGITAY KARARI


Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek vasisi tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı vasisinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Davacı erkek, dava dilekçesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca boşanma talep etmiş; 01.06.2015 tarihinde ise davacı vasisi davayı ıslah ederek tarafların evlenmeleri sırasında davacı erkeğin "evlenmeye engel olacak derecede akıl hastası olduğunu" ileri sürerek, terditli olarak evliliğin bu sebeple butlanına karar verilmesini, aksi takdirde evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı tarafın evliliğin akıl hastalığı nedeniyle mutlak butlanına ilişkin talep yönünden verilen kesin süre içerisinde raporun hazırlanması için gerekli müşahadeye alınmaya rıza gösterilmediği, bu nedenle iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile bu yönden davanın reddine karar verilmiş ise de, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı istem hakkında hükümde bir açıklama yapılmamıştır. Dava terditli olarak açıldığına göre, davacının evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.03.10.2018 (Çrş.)



T.C YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2015/ 20858
Karar: 2015 / 21227
Karar Tarihi: 11.11.2015

BOŞANMA DAVASI - EVLİLİĞİN BUTLANINI YALNIZCA AKIL HASTALIĞI İYİLEŞMİŞ OLAN DAVALI EŞİN TALEP EDEBİLECEĞİ - KADININ BOŞANMA DAVASI İLE İLGİLİ OLUMLU VEYA OLUMSUZ HÜKÜM TESİS EDİLEMEMESİNİN İSABETSİZLİĞİ - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Vesayet dosyasında alınan raporda "hastalığın remisyonda" olduğu ve dosya kapsamındaki tüm raporlardan remisyon halinde kişinin mümeyyiz olduğunun, tam bir akli sağlık içinde olduğunun sabit olmasına göre Türk Medeni Kanununun 147/2. maddesi hükmü gereğince evliliğin butlanını yalnızca akıl hastalığı iyileşmiş olan davalı eş talep edebilir, davacı-davalı erkeğin bunu talep etme hakkı yoktur. Davalı-davacı kadının da böyle bir talebi yoktur. Bu durumda davacı-davalı erkeğin evliliğin mutlak butlanı talebinin reddi gerekirken, aksi şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Davalı-davacı kadın, …. tarihli birleşen boşanma davası ile evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma talep etmiştir. Mahkemece davalı-davacı kadının boşanma davası ile ilgili olumlu veya olumsuz hüküm tesis edilememesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
(4721 S. K. m. 145, 161, 166)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı-davalı erkek, dava dilekçesinde evlenmeleri sırasında eşinin "evlenmeye engel olacak derecede akıl hastası olduğunu" ileri sürerek, terditli olarak evliliğin bu sebeple butlanına karar verilmesini, aksi takdirde yanılma ve aldatma nedeniyle nispi butlanına veya Türk Medeni Kanunun 161. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilmesini; davalı-davacı kadın ise birleşen dava ile Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca boşanma talep etmiş; mahkemece evlilik birliğinin Türk Medeni Kanununun 145/2. maddesi uyarınca iptaline karar verilmiştir.

Taraflar 13.04.2009 tarihinde evlenmişlerdir. Bakırköy Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinden alınan 10.10.2011 tarihli sağlık kurulu raporunda; davalının "iki uçlu mizaç bozukluğu (bipolar bozukluk)" tanısıyla 2000 yılından beri tedavi gördüğü, evlenme tarihinde rahatsızlığının etkisi altında olduğu, bu halinin evlenmeye engel teşkil ettiği, ancak remisyon halinde kişinin mümeyyiz olduğu ve bu durumlarda evlenmeye engel teşkil etmediği bildirilmiş; davalının vesayet altına alınması için mahkemece yapılan ihbar üzerine, Küçükçekmece 2. Sulh Hukuk Mahkemesi; "davalının vesayet altına alınmasına lüzum bulunmadığına" karar vermiştir. Sulh Hukuk Mahkemesinin kararına esas alınan Bakırköy Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin 20.03.2012 tarihli sağlık kurulu raporunda; davalı-davacı kadının "bipolar afektif bozukluk hastalığının remisyon halinde olduğu, bu durumuyla vesayet altına alınmasının gerekmediği" ifade edilmiştir. Bunun üzerine Mahkemece Adli Tıp Kurumundan rapor alınmıştır. 13.04.2015 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda davalı-davacının hastalığının tam bir akli sağlık içinde bulunduğu serbest ara dönemlerden (remisyon dönemlerinden) oluştuğu belirtilmiştir.

Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması veya evlenmeye engel olacak derecede akıl hastası olması, evliliği mutlak butlanla sakatlar (TMK. m. 145/2-3). Ancak, ayırt etme gücünün sonradan kazanılması veya akıl hastalığının iyileşmiş olması durumlarında mutlak butlan davasını, yalnızca ayırt etme gücünü sonradan kazanan veya akıl hastalığı iyileşen eş açabilir. Bu hallerde dava hakkı, sonradan iyileşen eşe aittir (TMK. m. 147/2). Vesayet dosyasında alınan raporda "hastalığın remisyonda" olduğu ve dosya kapsamındaki tüm raporlardan remisyon halinde kişinin mümeyyiz olduğunun, tam bir akli sağlık içinde olduğunun sabit olmasına göre Türk Medeni Kanununun 147/2. maddesi hükmü gereğince evliliğin butlanını yalnızca akıl hastalığı iyileşmiş olan davalı eş talep edebilir, davacı-davalı erkeğin bunu talep etme hakkı yoktur. Davalı-davacı kadının da böyle bir talebi yoktur. Bu durumda davacı-davalı erkeğin evliliğin mutlak butlanı talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

Açıklanan bu durum karşısında; davalı-davacı kadın, 22.06.2012 tarihli birleşen boşanma davası ile evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma talep etmiştir. Mahkemece davalı-davacı kadının boşanma davası ile ilgili olumlu veya olumsuz hüküm tesis edilememesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile, karar verildi. 11.11.2015 (¤¤)



T.C YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2011/ 13054
Karar: 2012 / 27483
Karar Tarihi: 19.11.2012

EVLENMENİN BUTLANI DAVASI - DAVANIN ISLAHLA AKIL HASTALIĞI NEDENİYLE BOŞANMA DAVASINA DÖNÜŞTÜRÜLMEMESİ - DAVACININ EVLİLİĞİN İPTALİ İSTEĞİ KONUSUNDA OLUMLU YA DA OLUMSUZ KARAR VERİLMESİ GEREĞİ - KARARIN BOZULMASI


ÖZET: Davacının terditli olarak akıl hastalığı hukuksal nedenine dayalı boşanma isteği bulunmadığı gibi, dava ıslahla akıl hastalığı nedeniyle boşanma davasına da dönüştürülmemiştir. Mahkeme davada tarafların istekleriyle bağlı olup başka bir şeye hükmedemez. Bu nedenle mahkemece davacının evliliğin iptali isteği konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken istek olmadığı halde Türk Medeni Kanununun ilgili maddesi uyarınca boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
(4721 S. K. m. 145, 165) (6100 S. K. m. 26)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşüldü:

Karar: Davacı dava dilekçesinde, Türk Medeni Kanununun 145/3 üncü maddesi gereğince evliliğin mutlak butlan nedeniyle iptaline karar verilmesini istemiştir. Davacının terditli olarak akıl hastalığı hukuksal nedenine dayalı boşanma isteği (TMK. m. 165) bulunmadığı gibi, dava ıslahla akıl hastalığı nedeniyle boşanma davasına da dönüştürülmemiştir. Mahkeme davada tarafların istekleriyle bağlı olup başka bir şeye hükmedemez (HUMK. m. 74, HMK. m. 26). Bu nedenle mahkemece davacının evliliğin iptali isteği konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken istek olmadığı halde Türk Medeni Kanununun 165 inci maddesi uyarınca boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19.11.2012 (¤¤)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
adi yazılı senetle ferağa icbar davası açılabilir mi, ıslahla terditli dava olur mu ? avukat_selcuk_bey Meslektaşların Soruları 5 01-02-2010 19:40
devam eden bir boşanma davası varken ikinci bir boşanma davası açılabilir mi Konuk Mine Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 22-01-2010 12:58
muvazaa nedeniyle tapu iptal davası devam ederken terditli olarak tenkis defi erdal düzgün Meslektaşların Soruları 0 10-12-2009 18:15
Mal Rejimi Tasfiye Davası Boşanma Davası İle Aynı Zamanda Açılabilir Mi? Nuray Başaran Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 11-01-2008 11:12
tck m.245 ile ilgili olarak bankaya karşı tazminat davası açılabilir mi? ayse1728 Meslektaşların Soruları 3 09-01-2008 16:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06490803 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.