Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Aşağıdaki danıştay kararlarına ihtiyacım bulunmaktadır.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 15-04-2013, 17:18   #1
Sarya akkuş

 
Varsayılan Aşağıdaki danıştay kararlarına ihtiyacım bulunmaktadır.

____ Dn. 9. D.’nin, 27.01.2010 tarih ve E.2009/1991, K.2010/267 sayılı Kararı’
____ Dn. 9. D.’nin, 27.01.2010 tarih ve E.2009/2070, K.2010/269 sayılı Kararı’nın

____ Dn. 4. D.’nin, 26.04.2007 tarih ve E.2006/1742, K.2007/1408 sayılı Kararı’nı


Şimdiden çok teşekkür ediyorum;
Saygılarımla
Old 15-04-2013, 17:47   #2
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Sarya akkuş
____ Dn. 9. D.’nin, 27.01.2010 tarih ve E.2009/1991, K.2010/267 sayılı Kararı’
____ Dn. 9. D.’nin, 27.01.2010 tarih ve E.2009/2070, K.2010/269 sayılı Kararı’nın

____ Dn. 4. D.’nin, 26.04.2007 tarih ve E.2006/1742, K.2007/1408 sayılı Kararı’nı


Şimdiden çok teşekkür ediyorum;
Saygılarımla

Alıntı:
T.C. DANIŞTAY 9.DAİRESİ

E: 2009/1991 - K: 2010/267 - T: 27.01.2010


İstemin Özeti: Davacının sahte fatura kullanmak suretiyle haksız vergi indiriminde bulunduğundan bahisle hakkında düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2005/Kasım ve Aralık dönemlerine ilişkin olarak adına re’sen salınan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı; davacı adına 2005 yılında fatura düzenleyen (...) Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün (...) sicil numaralı mükellefi (S.Ç) hakkında 2004, 2005 ve 2006 yıllarına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu tanzim edilen 5.2.2008 tarih ve VDENR-2008-65/18 sayılı vergi tekniği raporunun incelenmesinden, bu kişi tarafından davacıya düzenlenen faturaların sahte oldukları sonucuna varıldığından, anılan faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerinin reddi suretiyle yapılan cezalı tarhiyatta isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle reddeden Vergi Mahkemesi kararının; satışlarının büyük kısmının ihale yoluyla alınan kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan satışlar olduğu, fatura muhteviyatı malların gerçekten alındığı, bu durumun inceleme elemanınca da kabul edildiği, mal bedellerinin büyük kısmının çeklerle ödendiği, bu çeklerin (S.Ç) tarafından tahsil edildiği, faturalarda yer alan malların İzmir’den Balıkesir’e sevk edildiği, buna ilişkin olarak satıcı tarafından sevk irsaliyesi ve taşıma irsaliyeleri düzenlendiği, tüm bu hususlar inceleme elemanına belirtildiği ve ilgili belgeler sunulduğu halde bu belgelerin inceleme elemanınca değerlendirilmediği ve yok sayıldığı, ellerinde mevut olduğundan, istenildiğinde ibraz edilebileceği, cezalı tarhiyatta isabet bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Karar: Olayda, davacının 2005 yılında (S.Ç)’den aldığı faturalarda yer alan ve indirim konusu yapılan katma değer vergilerinin haksız yere indirildiğinin saptanması üzerine düzenlenen rapora dayanılarak adına re’sen tarh olunan katma değer vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Vergi Mahkemesi kararının vergi aslına ilişkin hüküm fıkrasının dayandığı hukuki ve kanuni nedenler Dairemizce de uygun bulunduğundan, davacı tarafından ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bu kısmını kusurlandıracak nitelikte görülmemiştir.

Vergi ziyaı cezasına gelince; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun <vergi ziyaı cezası> nı düzenleyen 344. maddesinin atıf yaptığı 359. madde hükmünde, sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler ve kullananlar hakkında, ziyaa uğratılan verginin üç katı oranında vergi ziyaı cezası kesileceği belirtilmiş ve aynı maddede sahte belge, <gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge> olarak; muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge ise, <gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge> şeklinde tanımlanmıştır.

Bu hükümlere göre, sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge (fatura) kullanılması halinde üç kat vergi ziyaı cezası kesilmesi gerekmekte ise de; mal ve hizmeti gerçekten satın alan, yani bu mal ve hizmetin işletmesine girdiği ve kullanıldığı hususu açıkça belli olan ve bu nedenle gelir veya kurumlar vergisi yönünden tenkit edilmeyen kişinin, bunun karşılığında aldığı fatura veya sevk irsaliyesi gibi belgenin, bunu satan kişiye ait olup olmadığını araştırması ve bilmesi olanağının bulunmadığı durumlarda, bu tür sahte veya yanıltıcı belgeyi bilerek ve isteyerek kullanmadığı ihtimali de her zaman mevcut olabilir.

Sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olan, ancak yukarıda anlatıldığı gibi bu faturayı kasıtlı ve kötü niyetli olarak kullanmadığı anlaşılan mükellefler adına kesilecek vergi ziyaı cezasının tek kat uygulanması hak ve adalet ilkelerine daha uygun olacaktır. Nitekim, yargı yerlerini bağlayıcı niteliği bulunmamakla birlikte, Maliye Bakanlığınca 18.06.2002 tarih ve 24789 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 306 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde de, sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgenin bilerek kullanılmadığı ve bu kullanımda kasıt bulunmadığının belirlenmesi halinde, vergi denetim elemanlarınca vergi suçu raporu düzenlenmemesi ve vergi ziyaı cezasının bir kat olarak kesilmesi gerektiği açıklanmıştır.

Olayda, davacı tarafından dava ve temyiz dilekçelerinde; (S.Ç)’den alınan fatura bedellerinin büyük kısmının bu kişi adına düzenlenen çeklerle ödendiği, bu çeklerin, vergi incelemesi sırasında vergi denetmeni tarafından ilgili bankadan yazılı olarak istenilmesi üzerine ilgili banka tarafından vergi denetmenine gönderildiği, ancak, vergi inceleme raporunda bu çekler hakkında herhangi bir açıklamaya yer verilmediği, bu ödemelere ilişkin çeklerin birer örneğinin de vergi denetmeni tarafından kendilerine verildiği, çeklere bakıldığı takdirde çek bedellerinin bizzat (S.Ç) tarafından tahsil edildiğinin görüleceği, fatura muhteviyatı malların İzmir’den Balıkesir’e sevk edildiği ve bunlara ilişkin sevk ve taşıma irsaliyelerinin mevcut olduğunun açıklandığı, ikinci dilekçesine bir kısım taşıma irsaliyelerinin eklendiği, vergi denetmenince ve Vergi Mahkemesince de bu belgelere ilişkin olarak herhangi bir incelemenin yapılmadığı, aksinin de belirtilmediği anlaşılmıştır.

Bu durumda, davacı tarafından katma değer vergisi indiriminde kullanılan ancak muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğu saptanan fatura bedellerinin büyük bir kısmı karşılığında davacı tarafından çek düzenlenmesi ve bu durumun da inceleme elemanına belirtilmesi nedeniyle davacı ihtilaflı faturalar karşılığında gerçekten mal aldığı, ancak muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğu saptanan bu faturaların bilmeden kullanıldığı sonuç ve kanaatine varıldığından, cezanın bir kata indirilmesi gerekirken, üç kat olarak onanmasında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine Vergi Mahkemesinin kararının, vergi aslına ilişkin hüküm fıkrasının oybirliği ile onanmasına, vergi ziyaı cezasına yönelik hüküm fıkrasının ise oyçokluğuyla bozulmasına, karar verildi.


KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde kesilen vergi ziyaı cezasına yönelik olarak ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin bu bakımdan da reddi gerekeceği oyu ile kararın bu kısmına katılmıyorum.






T.C. DANIŞTAY 9. DAİRESİ

E: 2009/2070 - K: 2010/269 - T: 27.01.2010


İstemin Özeti: Davacının sahte fatura kullanmak suretiyle haksız vergi indiriminde bulunduğundan bahisle hakkında düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2006/Mart, Kasım ve Aralık dönemlerine ilişkin olarak adına re’sen salınan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı; davacı adına 2006 yılında fatura düzenleyen (...) Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün (...) sicil numaralı mükellefi (S.Ç) hakkında 2004, 2005 ve 2006 yıllarına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu tanzim edilen 5.2.2008 tarih ve VDENR-2008-65/18 sayılı vergi tekniği raporunun incelenmesinden, bu kişi tarafından davacıya düzenlenen faturaların sahte oldukları sonucuna varıldığından, anılan faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerinin reddi suretiyle yapılan cezalı tarhiyatta isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle reddeden Vergi Mahkemesi kararının; satışlarının büyük kısmının ihale yoluyla alınan kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan satışlar olduğu, fatura muhteviyatı malların gerçekten alındığı, bu durumun inceleme elemanınca da kabul edildiği, mal bedellerinin büyük kısmının çeklerle ödendiği, bu çeklerin (S.Ç) tarafından tahsil edildiği, faturalarda yer alan malların İzmir’den Balıkesir’e sevk edildiği, buna ilişkin olarak satıcı tarafından sevk irsaliyesi ve taşıma irsaliyeleri düzenlendiği, tüm bu hususlar inceleme elemanına belirtildiği ve ilgili belgeler sunulduğu halde bu belgelerin inceleme elemanınca değerlendirilmediği ve yok sayıldığı, ellerinde mevut olduğundan, istenildiğinde ibraz edilebileceği, cezalı tarhiyatta isabet bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Olayda, davacının 2006 yılında (S.Ç)’den aldığı faturalarda yer alan ve indirim konusu yapılan katma değer vergilerinin haksız yere indirildiğinin saptanması üzerine düzenlenen rapora dayanılarak 2006/Mart, Kasım ve Aralık dönemlerine ilişkin olarak adına re’sen tarh olunan katma değer vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. Vergi Mahkemesi kararının vergi aslına ilişkin hüküm fıkrasının dayandığı hukuki ve kanuni nedenler Dairemizce de uygun bulunduğundan, davacı tarafından ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bu kısmını kusurlandıracak nitelikte görülmemiştir. Vergi ziyaı cezasına gelince; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun <vergi ziyaı cezası>nı düzenleyen 344. maddesinin atıf yaptığı 359. madde hükmünde, sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler ve kullananlar hakkında, ziyaa uğratılan verginin üç katı oranında vergi ziyaı cezası kesileceği belirtilmiş ve aynı maddede sahte belge, <gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge> olarak; muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge ise, <gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge> şeklinde tanımlanmıştır. Bu hükümlere göre, sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge (fatura) kullanılması halinde üç kat vergi ziyaı cezası kesilmesi gerekmekte ise de; mal ve hizmeti gerçekten satın alan, yani bu mal ve hizmetin işletmesine girdiği ve kullanıldığı hususu açıkça belli olan ve bu nedenle gelir veya kurumlar vergisi yönünden tenkit edilmeyen kişinin, bunun karşılığında aldığı fatura veya sevk irsaliyesi gibi belgenin, bunu satan kişiye ait olup olmadığını araştırması ve bilmesi olanağının bulunmadığı durumlarda, bu tür sahte veya yanıltıcı belgeyi bilerek ve isteyerek kullanmadığı ihtimali de her zaman mevcut olabilir. Sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olan, ancak yukarıda anlatıldığı gibi bu faturayı kasıtlı ve kötüniyetli olarak kullanmadığı anlaşılan mükellefler adına kesilecek vergi ziyaı cezasının tek kat uygulanması hak ve adalet ilkelerine daha uygun olacaktır. Nitekim yargı yerlerini bağlayıcı niteliği bulunmamakla birlikte, Maliye Bakanlığınca 18.06.2002 tarih ve 24789 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 306 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde de, sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgenin bilerek kullanılmadığı ve bu kullanımda kasıt bulunmadığının belirlenmesi halinde, vergi denetim elemanlarınca vergi suçu raporu düzenlenmemesi ve vergi ziyaı cezasının bir kat olarak kesilmesi gerektiği açıklanmıştır.

Olayda, davacı tarafından dava ve temyiz dilekçelerinde; (S.Ç)’den alınan fatura bedellerinin büyük kısmın bu kişi adına düzenlenen çeklerle ödendiği, bu çeklerin, vergi incelemesi sırasında vergi denetmeni tarafından ilgili bankadan yazılı olarak istenilmesi üzerine ilgili banka tarafından vergi denetmenine gönderildiği, ancak, vergi inceleme raporunda bu çekler hakkında herhangi bir açıklamaya yer verilmediği, bu ödemelere ilişkin çeklerin birer örneğinin de vergi denetmeni tarafından kendilerine verildiği, çeklere bakıldığı takdirde çek bedellerinin bizzat (S.Ç) tarafından tahsil edildiğinin görüleceği, fatura muhteviyatı malların İzmir’den Balıkesir’e sevk edildiği ve bunlara ilişkin sevk ve taşıma irsaliyelerinin mevcut olduğunun açıklandığı, ikinci dilekçesine bir kısım taşıma irsaliyelerinin eklendiği, vergi denetmenince ve Vergi Mahkemesince de bu belgelere ilişkin olarak herhangi bir incelemenin yapılmadığı, aksinin de belirtilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, davacı tarafından katma değer vergisi indiriminde kullanılan ancak muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğu saptanan fatura bedellerinin büyük bir kısmı karşılığında davacı tarafından çek düzenlenmesi ve bu durumun da inceleme elemanına belirtilmesi nedeniyle davacı ihtilaflı faturalar karşılığında gerçekten mal aldığı, ancak muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğu saptanan bu faturaların bilmeden kullanıldığı sonuç ve kanaatine varıldığından, cezanın bir kata indirilmesi gerekirken, üç kat olarak onanmasında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine Vergi Mahkemesinin kararının, vergi aslına ilişkin hüküm fıkrasının oybirliği ile onanmasına, vergi ziyaı cezasına yönelik hüküm fıkrasının ise oyçokluğuyla bozulmasına, karar verildi.


KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde kesilen vergi ziyaı cezasına yönelik olarak ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin bu bakımdan da reddi gerekeceği oyu ile kararın bu kısmına katılmıyorum.






T.C. DANIŞTAY 4. DAİRESİ

E: 2006/1742 - K: 2007/1408 - T: 26.04.2007


İstemin Özeti: 2000 yılında bir kısım alışlarını içeriği itibarıyla yanıltıcı fatura ile belgelendirdiği ileri sürülen davacı adına 2000 yılı Ekim, Kasım, Aralık dönemleri için re’sen katma değer vergisi salınmış, vergi ziyaı cezası kesilmiştir. ...Vergi Mahkemesi’nin kararıyla; dosyanın incelenmesinden, davacı şirkete fatura düzenleyen ... Yapı ve İnşaat Malzemeleri Hafriyat Sanayi Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporuyla adı geçen şirketin gerçek bir mal ve hizmet teslimi olmaksızın komisyon karşılığı fatura ticareti yaptığının ve mal ve hizmet alımında bulunduğu diğer firmalar hakkında da aynı tespitler bulunduğunun anlaşıldığı, bu durumda, davacı şirket tarafından maliyet olarak kaydedilen faturalardaki katma değer vergilerinin indirimleri reddedilmek suretiyle ilgili dönemler için yapılan tarhiyatın yasal olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, yapılan tarhiyatın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.

Karar: Elektrik inşaat taahhüt işiyle uğraşan davacı şirketin bir kısım alımlarını sahte ve içeriği itibariyle yanıltıcı faturalarla belgelendirdiği ileri sürülerek 2000 yılı Ekim, Kasım, Aralık dönemleri için re’sen salınan katma değer vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezasına karşı açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmektedir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanun’da aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri hükmüne yer verilmiş, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, aynı Kanun’un 134. maddesinin 1. fıkrasında ise; vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmıştır.

Türk Vergi Hukuku, maddi ve somut delillere dayalı, böylece vergi adaletini sağlamayı amaçlayan kuralları içermektedir. Bu nedenle vergilemeye ilişkin kurallar, varsayım veya kanaate dayalı, vergi adaletini tesis yönünden gerçeğe aykırı tespitlere dayanan vergileme yapılmasını önlemeye yönelik olarak düzenlenmiştir. Bu nedenle gerçek durumun vergilemeye esas alınacağı ve incelemenin de bu amaca yönelik olmasının gerekeceği öngörülmüştür.

Davacı şirketin mal aldığı ... İnşaat Malz. Pet. Hafriyat Nakliyat Ticaret Sanayi Limited Şirketi hakkında düzenlenen Vergi Tekniği Raporunda, şirketin toptan İnşaat malzemeleri ticareti yapmak üzere 22.02.2000 tarihinde faaliyetine başladığı, sermayesinin bir milyar ve yazıhanesinin konteyner olduğu, 11.03.2003 tarihli yoklamada faaliyetinin olmadığı, demirbaş ve mal mevcudunun bulunmadığı, aynı adreste ... İnşaat Malzemeleri Limited Şirketi’nin bulunduğu, başka şirketlerin de bu adresi kullandıkları, defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmediği, işçi çalıştırılmadığı, motorlu araçlarının bulunmadığı, aynı nitelikte araçların da kiralanmadığı, faturaya konu işleri yapacak organizasyona sahip olmadığı hususlarının tespiti üzerine, bu şirketten alınan faturaların içeriği itibarıyla yanıltıcı olduğu sonucuna varılarak bu faturalarda yer alan ve davacı tarafından ilgili oldukları dönemlerde haksız yere indirim konusu yapıldığı ileri sürülen katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle davacının yeniden düzenlenen katma değer vergisi beyanlarına göre ödenecek verginin çıktığı dönemlere ilişkin olarak tarhiyat yapılmıştır.

Vergi mahkemesince, vergi incelemesinin amacına da uygun olarak öncelikle, içeriği itibarıyla yanıltıcı olduğu sonucuna varılan faturaları veren şirket hakkında düzenlenen raporlar üzerine idarece ne gibi işlemler yapıldığı, bu raporlara dayalı olarak komisyon geliri elde etmekten dolayı tarhiyat yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise sonucunun ne olduğu, bu raporlarla ilgili yargı kararlarının bulunup bulunmadığı, söz konusu şirketin mükellefiyetinin idarece terkin edilip edilmediği, edilmişse dava konusu yapılıp yapılmadığı, davacıya fatura düzenlediği dönemlerde, katma değer vergisi beyannamelerini verip vermediği adına katma değer vergisi tarhiyatı yapılmış ise bu konuda yargı kararı bulunup bulunmadığı hususları davalı idareden, ya da faturaları düzenleyen şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesinden araştırılıp bu araştırma sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın reddedilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, ... Vergi Mahkemesi’nin kararının, belirtilen hususlar araştırılarak sonucuna göre yeniden karar verilmek üzere bozulmasına, 26.04.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Acil olarak yargıtay kararlarına ihtiyacım var Av. Aslı Kaya Meslektaşların Soruları 2 07-03-2012 15:47
Danıştay 6. Daire 2009/587 Esas, 2010/7682 Karar, 13.07.2010 tarihli Danıştay kararına ihtiyacım var av.fundasin Meslektaşların Soruları 0 21-04-2011 09:23
Danıştay Kararına ihtiyacım var. oguzhand0 Meslektaşların Soruları 3 05-10-2010 09:38
acilen 19.hukuk dairesinin içtihadına ihtiyacım bulunmaktadır akarsu Meslektaşların Soruları 3 25-10-2007 11:29


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04902411 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.