Defter sunma yükümlülüğünün davaya etkisi (5 Yıllık zamanaşımı)

Değerli meslektaşlarım;
Davacı vekili olarak açtığımız tazminat davasında( eser sözleşmesinden kaynaklanan) öncelikle davamız esastan reddoldu, sonrasında yargıtay tarafından bozularak yerel mahkeme defterleri sunmamızı talep etti.. Olay ise müvekkilim büyük bir yapı firması ile cephe giydirme işinde anlaşıyor, cepheye döşenen karolar imalat hatası sebebiyle(renklerin farklı olması) döşenmiyor, yerine farklı renkte karo teklif ediliyor ve bu karalor döşeniyor. Bu karolarda döşenirken imalat hatası çıkıyor ve bu hususlar bilirkişi marifetiyle tespit ediliyor. Müvekkilim, işi yaptığı firmaya, yüklenici sözleşmesinden kaynaklı geçiken her gün için tazminat ödemek zorunda kalıyor. Sorum şu
1- Defter saklama yükümlülüğünün 5 yıllık zaman aşımı geçtiği için sunamadık davaya etkisi nedir?
2- Müvekkil firma tediye makbuzlarıyla ödediği bu ceza-i şartları, davalıdan isteyebilir mi ?

Bu sorunun nasıl cevaplandırılacağı bozma kararını görmekten geçiyor diye düşünüyorum. Ancak fikir olması açısından HMK 219, 220 ,221
ve 222.maddeyi incelemenizi önerebilirim.

Alıntı: Yazan Mozkul Bu sorunun nasıl cevaplandırılacağı bozma kararını görmekten geçiyor diye düşünüyorum. Ancak fikir olması açısından HMK 219, 220 ,221 ve 222.maddeyi incelemenizi önerebilirim.

Bahsi geçen maddeleri bilmek ile birlikte, zaman aşımı dolayısıyla bu hususun davaya etkisini merak etmekteyim. Böyle bir durumla karşılaşan oldu mu ? Oldu ise lehe mi aleyhe mi karar verildi.
Bozma ilamında müvekkilimin yapmış olduğu sözleşmede; X firması ve Y firması ile sözleşmeyi gerçekleştiriyor. X firması yüklenici Y firması da aracı. Sözleşmede aykırılık durumunda X firmasının sorumlu olacağı mevcut. Fakat X firmasının sözleşmede imzası yok. Bu sebeple X firmasını pasif husumet yokluğundan Y firmasını da esestan reddediyor. Yargıtay da X ve Y firmasının birlikte çektikleri ihtarnameden X firmasının sözleşmede imzası olmasa bile sözleşmeyi kabul ettiğini belirtip X firmasını taraf, Y firması hakkında verilen kararı da onuyor.

Merhabalar,

Davacı kendi ticari defterlerine dayanmış ise defterlerini ibraz etmek zorundadır. (HMK.222, 219) Eser sözleşmelerinde geçerli 5 yıllık zamanaşımı süresi, dava açılmakla kesiliyor ve aynı 5 yıllık süre her işlemde tekrar tekrar yenileniyor, bunu hatırlatmak isterim. Bu nedenle derdest bir dava varken zamanaşımı sadece dava edilmeyen bakiye alacak kalemleri için bahis konusu olabilir, dava edilen kısım için zamanaşımı sorunu olmaması gerekir. Bu durumum defterin ibrazı ile doğrudan bir ilgisi yoktur. Öte yandan Defter saklama süresi de hatırlatmak gerekir ki 10 yıldır. (TTK. 82/5) Kaldı ki TTK. 64/2 uyarınca tacirler, ayrıca defterlerini, her türlü belgelerinin kopyalarını saklamakla yükümlü tutulmuşlardır. Bu yükümlüğe aykırı davranan tacir, tacirliğe yüklenen her türlü yükümlülük kapsamında mesul tutulabileceği gibi, tacirlikten doğan imkanlardan da bu kapsamda yoksun kalır.

Ticari defterlerin delil gücü artık HMK' da yer alıyor. Ticari defterlerin ibraz edilmemesinin sonucu ise HMK.222 ile 219. maddeyi birlikte değerlendirmek suretiyle ortaya konulabilir.