Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

HÜkmÜn AÇiklanmasinin Gerİ Birakilmamasi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-11-2011, 22:11   #1
ARİF MUTLU

 
Varsayılan HÜkmÜn AÇiklanmasinin Gerİ Birakilmamasi

Şartları oluştuğu halde C.M.K. 231 de düzenlenen H.A.G.B. kurumunu mahkemenin uygulamadığı ve kesin nitelikteki kararlara itiraz mümkünmüdür.
Old 04-11-2011, 22:24   #2
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ARİF MUTLU
ve kesin nitelikteki kararlar
Kesin nitelikte ceza kararına örnek verir misiniz?
Old 04-11-2011, 23:46   #3
Av.İlker DOLGUN

 
Varsayılan

Alıntı:
Kesin nitelikte ceza kararına örnek verir misiniz?

"Geçici Madde 2 - (Ek madde: 31/03/2011-6217 S.K 26 mad.)

(1) Bölge adliye mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar hapis cezasından çevrilenler hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine karşı temyiz yoluna başvurulamaz."

Bu doğrultuda trafik kazası sonucunda oluşan ve basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralanma nedeniyle, üçbinlira adli para cezasına hükmedilmesi,(kanaat oluşmaması gerekçe gösterilerek) HAGB uygulanmaması, kararın kesin olarak verilmesi ve bu husus belirtilerek tebliğ edilmesi durumunda ne yapılabilir?
Old 05-11-2011, 13:13   #4
ARİF MUTLU

 
Varsayılan H.a.g.b,

Meslektaşımızın verdiği örnek v.b. miktar olarak temyiz sınırının altında kalan hükümleri kastetmekteyim.
Old 05-11-2011, 13:22   #5
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ARİF MUTLU
Meslektaşımızın verdiği örnek v.b. miktar olarak temyiz sınırının altında kalan hükümleri kastetmekteyim.
Temyiz sınırı varsa sınırı delmek ancak hukuki bir yanlışlıkla olur.

Hukuki yanlışlıkla elde ettiği zafer hukukçunun ağır bir yenilgisidir.

Saygılarımla
Old 05-11-2011, 13:34   #6
ARİF MUTLU

 
Varsayılan H.a.g.b.

Sayın Konyalı sanırım tam olarak anlaşamadık. Benim kastettiğim kararı temyiz etmek değil. Somut olarak örnekleyeyim. Sabıkası bulunmayan sanık hakkında verilen taksirli ceza, paraya çevrildi. Neticede temyiz sınırının altında kalan 2.000,00 tl para adli cezasına hükmolundu. Gerekçeli kararda "kesin olarak karar verildi" denildi. Ancak verilen cezaya H.A.G.B. kararı verilmedi. Şimdi bu durumda sanık açısından itiraz hakkı doğarmı doğmazmı? H.A.G.B. kararı verildiğinde bu karara karşı mağdur ve sanık buna karşı itiraz hakkını kullunabilmektedir. Tam tersi verilen kararda sanığın ağır ceza mahkemesine şartları oluşmasına rağmen H.A.G.bırakılmamasından dolayı itiraz hakkı varmıdır yokmudur?
Old 05-11-2011, 14:05   #7
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ARİF MUTLU
H.A.G.bırakılmamasından dolayı itiraz hakkı varmıdır yokmudur?
Yoktur. CMK 231.maddesine göre ''Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.'' Hagb kararı verilmemesine karşı ancak temyiz yoluna gidilir. Temyiz yoluna gidilen kararlara itiraz yolu kapalıdır.

Temyiz sınırı altında kalan kararlara da itiraz yolu kapalıdır.
Old 05-11-2011, 22:07   #8
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.İlker DOLGUN
"Geçici Madde 2 - (Ek madde: 31/03/2011-6217 S.K 26 mad.)

(1) Bölge adliye mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar hapis cezasından çevrilenler hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine karşı temyiz yoluna başvurulamaz."

Bu doğrultuda trafik kazası sonucunda oluşan ve basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralanma nedeniyle, üçbinlira adli para cezasına hükmedilmesi,(kanaat oluşmaması gerekçe gösterilerek) HAGB uygulanmaması, kararın kesin olarak verilmesi ve bu husus belirtilerek tebliğ edilmesi durumunda ne yapılabilir?

Asıl ceza olarak adli para cezasına hükmedilmişse birşey yapılamaz. Kanun yararına bozma istenebilir.
Old 05-11-2011, 22:09   #9
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ARİF MUTLU
Sayın Konyalı sanırım tam olarak anlaşamadık. Benim kastettiğim kararı temyiz etmek değil. Somut olarak örnekleyeyim. Sabıkası bulunmayan sanık hakkında verilen taksirli ceza, paraya çevrildi. Neticede temyiz sınırının altında kalan 2.000,00 tl para adli cezasına hükmolundu. Gerekçeli kararda "kesin olarak karar verildi" denildi. Ancak verilen cezaya H.A.G.B. kararı verilmedi. Şimdi bu durumda sanık açısından itiraz hakkı doğarmı doğmazmı? H.A.G.B. kararı verildiğinde bu karara karşı mağdur ve sanık buna karşı itiraz hakkını kullunabilmektedir. Tam tersi verilen kararda sanığın ağır ceza mahkemesine şartları oluşmasına rağmen H.A.G.bırakılmamasından dolayı itiraz hakkı varmıdır yokmudur?

Kararın temyiz edilebileceği kanısındayım. Zira asıl ceza hapis cezasıdır. Temyiz dilekçesi veriniz; red üzerine red kararını temyiz ediniz. (CMK.m.296)
Old 16-02-2012, 16:43   #10
Av. A. Hakan TOKSÖZ

 
Varsayılan

Bir önceki mesaja aynen katılmakla birlikte, bunun yanında iki seçenekten daha bahsetmek istiyorum;

1) Karar kesin olmasına rağmen temyiz ediniz, çünkü Yargıtay bu gibi durumlarda "Temyizi hakkı olan tarafın, yerel mahkeme tarafından (temyizi kabil olan bir karar,kesinmiş gibi verilerek) yanıltıldığından" bahisle kararı esastan incelemeye alıyor.

2) Kararda "kesinlik" zikredildiği için, savunma hakkınızın kısıtlandığından bahisle, Adalet Bakanlığı'na hitaben yazacağınız bir dilekçe ile "Kanun Yararına Bozma" yoluna gidebilirsiniz. Çünkü, sehven de olsa, mahkeme kararın kesin olduğunu bildirerek temyiz etme hakkınızın olmadığını söyleyerek savunma hakkınızı kısıtlıyor.
Old 16-02-2012, 16:53   #11
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ARİF MUTLU
Tam tersi verilen kararda sanığın ağır ceza mahkemesine şartları oluşmasına rağmen H.A.G.bırakılmamasından dolayı itiraz hakkı varmıdır yokmudur?

CMK.231/12 yalnızca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz hakkı tanımaktadır.

Saygılar.

Alıntı:
CMK.231/12: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.
Old 22-02-2012, 10:52   #12
icra20

 
Varsayılan

Aşağıda yazılan temyiz dilekçesi mahkemece temyize tabi olmadığından bahisle reddine karar verilmeden doğrudan yargıtaya gönderilmiştir. Dosya yargıtayda


YARGITAY İLGİLİ CEZA DAİRESİ BAŞKANLIĞINA
Sunulmak Üzere
CEZA MAHKEMESİ’ ne
.....................
DOSYA NO :
TEMYİZ EDEN SANIK :
TEMYİZ ETTİĞİM KARAR : ....................... Ceza Mahkemesinin verdiği 25.01.2012 gün ve
20 / E, 20 / K sayılı dosyasına ilişkin karar
D.KONUSU : Usul ve yasaya aykırı olan ...............Ceza Mahkemesinin verdiği
25.01.2012 gün ve 20 / E, 20 / K sayılı dosyasına ilişkin
gerekçeli kararı 09.02.2012 tarihinde tebellüg ettim. İşbu dosyaya
ilişkin kararı temyiz dilekçemin yasal süresi içerisinde sunulmasıdır.
TEBELLÜĞ TARİHİ : 09.02.2012

TEMYİZ NEDENLERİ : Yukarıda Esas ve Karar no.su yazılı hükmü, yasa ve Ceza Hukuku kaidelerine aykırı olduğu kanaatiyle, lehime bozulması isteği ile temyiz ediyorum.

Dosya incelendiğinde görüleceği üzere;

Hakkımda yapılan yargılama sonucunda hakim suçlu olduğuma kanaat getirerek 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmama ve şartları oluştuğundan dolayı hapis cezasına ilişkin hükmün CMK.231/5 maddesi uyarınca açıklanmasının geri bırakılmasına, CMK. Nun 231/8 maddesi uyarınca 5 yıl süre ile denetime tabi tutulmama,CMK.231/10 maddesi uyarınca denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlememem durumunda açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak davanın düşmesine, 40 Tl yargılama giderinin alınarak hazineye gelir kaydedilmesine karar vermiştir.

Verilen işbu kararda açıklanmayan bir hüküm ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin bir karar bulunmaktadır.

Halen uygulanmakta olan ceza yargılama sistemimize göre olağan bir yasa yoluna tabi bulunan karar için aynı anda başka bir olağan yasa yoluna gidilemez, bu nedenle itiraza tabi kararlar için temyize, temyize tabi kararlar için ise itiraz yoluna başvurulamaz.

Mahkumiyet kararı bir hükümdür. Açıklanmayan ay gün hapis cezası ile cezalandırıldığım açık bir şekilde görülmektedir. Bu nedenle bu verilen mahkumiyet hükmünün temyiz yasa yoluna tabi olması söz konusudur.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ise bir hüküm değildir. Bu kararın ise CMK.231/12 maddesine göre itiraza tabi bulunmaktadır.

İtiraz yasa yolunda, mahkumiyet hükmüne yönelik inceleme yapılamayacağından dolayı mahkumiyet hükmünün temelini oluşturan; suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı, suçun sübut bulup bulmadığı, suçun niteliği, noksan kovuşturma olup olmadığı, hakimin takdir yetkisini yasaya uygun olarak kullanıp kullanmadığı, kanun maddelerinin uygulanması ve cezanın hesaplanması sırasında hata yapılıp yapılmadığı gibi hususlar incelenemez ve bu hususta bir karar verilemez.
Mahkumiyet hükmünün temelini oluşturan suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının, suçun niteliğinin hükmedilen cezanın tür veya miktarını değiştirerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini engelleyecek vasıfta bulunup bulunmadığının, hakimin takdir yetkisinin yasaya uygun kullanılıp kullanılmadığı, cezanın doğru bir biçimde saptanıp saptanmadığı gibi hususların temyiz yasa yolu ile incelenmesi gerekmektedir. Yasanın 231. maddesinin 12. fıkrasında mahkemece verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının itiraza tabi olduğu belirtilmiştir.
Yasanın 231. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebileceği belirtildikten sonra, itirazın süresi, mercii, inceleme şekli ve kararın nasıl verileceğine ilişkin hükümler bulunmadığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itirazın Yasanın genel hüküm niteliğindeki 267-271. madde hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yasanın 267-271. ve 231. maddelerinde; itiraz nedenleri, itiraz yasa yolunda hangi konuların incelenebileceği gösterilmiş değildir. İtiraza tabi kararların türünün çeşitliliği karşısında bu hususa ilişkin bir düzenleme yapılması da uygun ve de mümkün değildir. Şu muhakkak ki, merciin inceleme yetki ve görevi, itiraza tabi karar ile sınırlı olmak zorundadır.
Yasanın 231. maddesinde, itiraza tabi olanın açıkça hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı olduğu belirtilmiştir. Bu hükümden de, açıklanması geri bırakılan mahkumiyet hükmünün itiraza tabi olmadığı anlaşılmaktadır. İtiraza tabi bulunan mahkumiyet hükmü değil, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıdır. Maddede, açıklanması geri bırakılan mahkumiyet hükmü için yasa yolu konusunda bir düzenleme getirilmemiştir.
İtiraz yasa yolu, yalnızca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı yönünden kabul edildiğinden itiraz merciin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar ve onun içeriği ile ilgili bir inceleme yapma yetki ve görevi bulunmaktadır. Bunun dışında açıklanması geri bırakılan mahkumiyet hükmüne yönelik ( mahkumiyet kararının esasına ilişkin ) bir inceleme yapması olanaklı değildir. Mahkumiyet kararının bünyesine dahil olan hususlar itiraz yasa yolu ile incelenemez. Aksi durum, temyiz merciinin görevinin itiraz merciince yerine getirilmesine neden olur. İtiraz yasa yolunda, mahkumiyet hükmüne yönelik inceleme yapılamayacağından dolayı mahkumiyet hükmünün temelini oluşturan; suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı, suçun sübut bulup bulmadığı, suçun niteliği, noksan kovuşturma olup olmadığı, hakimin takdir yetkisini yasaya uygun olarak kullanıp kullanmadığı, kanun maddelerinin uygulanması ve cezanın hesaplanması sırasında hata yapılıp yapılmadığı gibi hususlar incelenemez ve bu hususta bir karar verilemez.
Mahkumiyet hükmünün temelini oluşturan suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının, suçun niteliğinin hükmedilen cezanın tür veya miktarını değiştirerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini engelleyecek vasıfta bulunup bulunmadığının, hakimin takdir yetkisinin yasaya uygun kullanılıp kullanılmadığı, cezanın doğru bir biçimde saptanıp saptanmadığı gibi hususların temyiz yasa yolu ile incelenmesi gerekmektedir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına müteakip, denetim süresi içinde veya sonunda CMK’nun 231. maddesinin 10 ve 11. fıkralarında belirtilen koşulların gerçekleşmesi durumuna göre hükmün açıklanması veya yeni bir mahkumiyet hükmü kurulması ya da düşme kararı verilmesi halinde, bu kararların hüküm olması nedeniyle temyize tabi bulunduğu açıktır. Bu konuda bir tereddüt bulunmamaktadır.
Bu nedenle, yukarıda bahsettiğim suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı, suçun sübuta erip ermediği gibi hususların, denetim süresi sonunda açıklanan veya verilen hüküm üzerine temyiz yasa yolu ile incelenebileceği ileri sürülebilir. Ancak bu durumda, açıklanmayan mahkumiyet hükmündeki hukuka aykırılıkların denetim süresi sonunda hükmün açıklanması, yeni bir mahkumiyet hükmü kurulması veya düşme kararı verilmesi anına kadar incelenememesi sonucu ve sakıncası doğacaktır. Temyiz yolu ile incelenmesi mümkün olan hukuka aykırılıkların denetim süresi sonuna kadar incelenmemesi; ( özellikle noksan kovuşturma hallerinde ) delillerin karartılması, mahkumiyet kararı verilmemesi gereken ( düşme, red, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, ceza verilmesine yer olmadığı ve beraat hükümleri ) hallerde verilen mahkumiyet kararlarının ortadan kaldırılmasının geciktirilmesi, yargılamanın uzaması ile adil yargılanma hakkının ihlali, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile birlikte ileride beraat edecek sanıkların denetim süresine tabi tutulması ve haklarında denetimli serbestlik tedbiri uygulanması sonuçlarını doğurur. Bu sakıncalar ve sonuçlar da göz önüne alındığında; açıklanmayan mahkumiyet hükmünün hükmün açıklanması veya düşme kararı verilmesi veya yeni bir mahkumiyet hükmü kurulması anına kadar temyiz yasa yolu ile incelenemeyeceği kabul edilemez.
Yargılamanın başlangıcından beri suçsuz olduğumu beraatime karar verilmesini son celseye kadar ısrarla istemiş hakim tarafından son savunmam sorulduğunda öncelikle beraatime aksi takdirde lehimde olan yasa hükümlerinin uygulanmasını verilecek hükmün CMK.nun 231 maddesi uyarınca açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmem en doğal hakkımdır. Halkin tabiriyle pirinçten olduk bulgurdan olmayalım mantığıyla yani beraat edemem halinde daha fazla mağdur olmamam için isteğim ve iradem dışında üzerimde oluşan baskı nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etmiş bulunmaktayım. Yasamızda bu hak tanınmış olduğuna göre bende bu haktan yararlanmak istediysemde bu müessesenin yeni mevzuatımıza girmiş olması ve henüs kamu oyunda sonuçlarının tam anlamıyla anlaşılmaması ayrıca yapılan temyizler sonucunda bu konuda tereddütlerin varlığı, verilen mahkumiyet hükmünün temyiz edilmesi yönünde oyçokluğuyla verilen kararlarda muhalefetin oluşu da dikkate alındığında mevzuatımıza tam oturmadığı anlaşılmaktadır. Usul yönünden de doğrudan hakim tarafından hakkımda hükmün açıklanmasının geri bırakılacağı hususunde tarafıma sorulmadığından bunun leyh ve aleyhte olabilecek sonuçları vekillerimle tartışma imkanı yaratılmadığından savunma hakkımda kısıtlanmış bulunmaktadır. Şayet usul yönünden böyle bir uygulama ve özel olarak sorulmuş olsaydı yeterli araştırma lar sonucuna göre uygulanıp uygulanmayacağı hususunda savunmada bulunacaktım.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesi lehe gözükmekte ise de suçunu ikrar ve kabul eden sanık lehinedir. Ancak baştan beri beraatını isteyen ve beraat etmesi gerektiği inancını taşıyan sanık yönünden ise temyiz edilip suçunun subutü yönünden sonuca varılamadığı takdirde bir ceza şeklini almakta ve aleyhe bir sonuç yaratmaktadır. Zira 5 yıl denetim süresi boyunca kamu oyu önünde kendisini aklayamadığından bu baskıyla yaşamaya mahkum edilecek bunun yaratacağı telafisi zor maddi ve manevi mağduriyetlere sebebiyet verecektir. Özellikle bana isnat edilen suçlamanın mahiyeti itibariyle üzerimde ve ailem üzerinde yıllarca sürecek olumsuz etkilerin yaratacağı sakıncaları telafi etmek imkansız hale gelecektir. Her suçsuz insan gibi bende bu suçtan aklanmak istiyorum. Bu da ancak verilen hükmün yargıtay incelemesinden geçirilmesinden sonra mümkündür. Yargıtay ya beraatime veya hükmün onanmasına karar verecektir.
Herne kadar verilen hüküm hukuki sonuç doğurmadığı hukuk dilinde izah edilmekte ise de kamu oyunda bu şekilde algılanmamaktadır. Kamuoyu benim ay gün hapis cezası ile cezalandırıldığımı yani suçumun subut bulduğunu kabul etmeside doğaldır. Ayrıca hüküm, hükmün açıklanmasının geri bırakılması olduğu halde hükümde yargılama giderini ödememe karar verilmesi ile mahkumiyet aslında açıklanmıştır. Kamuoyu önünde verilen kararın hukuki sonuç doğurmadığını izah etmekte zordur.
5 Yıllık denetim süresi içerisinde de hükmedilen yargılama masrafı ödemek zorunda kalacağımdan ve ileride beraat etme imkanım söz konusu olduğunda yargılama masraflarının akibeti ne olacağı yasada bir açıklık bulunmamaktadır. Bunları ödemeye mahkum edilerek ödemek zorunda kaldığımdan hukuki sonuç doğurmayan hükmün, hukuki sonuç doğuracağı açıktır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının temyiz edilebilmesi için denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde hüküm açıklanacağından ve verilecek yeni hüküm temyizi mümkün olması yani bir suçtan aklanabilmek için başka bir suç işleme mantığını ortaya koyacağından hukuk devletinde kabul edilemez. Suçumun subut bulup bulmadığını ancak çok basit bir suç işlemem halinde öğrenmem mümkün olacaktır. Bunu da kabul etmek mümkün değildir. Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca: “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” Adil yargılanma hakkının kapsamını belirleyen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi uyarınca: “Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir.” 5 yıllık denetim süresi sonunda davanın düşmesine karar verileceğinden kamuoyu önünde aklanabilmem için kararın beraetle sonuçlanması gerektiğinden bu sonuca ulaşabilmem için de yasal bir dayanak bulunmamaktadır.. Bu nedenle isnat edilen suçun subut bulup bulmadığı öğrenemediğimden anayasal hakkım olan hak arama özgürlüğümü kısıtlamaktadır.
Şayet yapılacak inceleme sonucunda hakkımda beraat kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılırsa, temyiz yasa yolunu açılması, CMK’nunda mevcut olan leha olan maddelerindeki kazanılmış haklar saklı tutulmasını, Yani Yargıtay beraat kararı verilmesi gerekmediği sonucuna varırsa hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını muhafaza edilmesini bu nedenle 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinin incelemesinden anlaşılacağı üzere; Kanun koyucu, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için öncelikle yargılamanın sonuçlanmasını ve bir mahkumiyet hükmü kurulmasını zorunlu kılmıştır. Dolayısıyla açıklanmasını yasakladığı yalnızca maddede öngörülen koşulları taşıyan mahkumiyet hükmüdür. Yasa koyucu mahkumiyet hükmü dışındaki beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi, düşme, güvenlik tedbirine hükmedilmesine ilişkin hükümlerin ise açıklanmasını zorunlu kılmış, bu tür hükümler verilmesi gerektiğinde hükmün kurularak açıklanmasını, böylece bu hükümlerin temyiz yasa yolu ile incelenmesini talep ediyorum.
Yukarıda açıkladığım nedenlerden dolayı mahkumiyet hükmünün temyiz yolu ile incelenmesine karar verilmesi halinde;
............. . Ceza Mahkemesinin 25.01.2012 tarihli mahkumiyet kararı usul ve esasa ilişkin nedenlerle yasaya aykırı olup lehime bozulması gerekmektedir. Hakkımda kurulmuş olan karar usul ve esasa ilişkin sebeplerle yasaya aykırıdır.
.................................................. .................................................. .................................................. .................................................. .................................................. .................................................. .................................................. .................................................. .................................................. .................................................. .................................................. .................................................. .................................................. .................................................. .................................................. .................................................. .................................................. .................................................. .................................................. .............
Benim bu hususta bir suç işleme kastım olmadığı gibi isnat edilen suçun unsurlarından birisi de olan zarar unsuruda oluşmamıştır.
Bu nedenle varsa asıl suçlu ve kusurlu beraatine karar verilen diğer sanıklardır.
Hakkımda verilen işbu karar haksız ve yasal dayanaktan yoksun olup ceza adaleti ile bağdaşmamaktadır. Aleyhime her tür şüpheden uzak, kesin inandırıcı hiçbir delil bulunmamaktadır. Temyiz ettiğim karar eksik inceleme ile verilmiştir. Kararın dayandığı gerekçeler yasaya uyğun değildir. Aleyhime müştekinin soyut iddiası dışında hiçbir kanıt yoktur. Zira üzerime atılı suçu işlemedim.
Yukarıdaki savunmalarım kabul edilmese dahi ceza hukukunun evrensel ilkesi “ŞÜPHEDEN SANIK YARARLANIR İLKESİDİR” Bir kişinin suçluluğu konusunda kesin somut her türlü şüpheden uzak yüzde yüz inandırıcı deliller bulunmadığı sürece o kişi hakkında mahkumiyet kararı verilemez. Yüzde bir bile tereddüt varsa delil yetersizliğinden dolayı sanığın beraatına karar verilmesi gerekir. Yargıtayın bu konuda yüzlerce içtihadı mevcuttur. Dosya kapsamından üzerime atılı suçu işlediğime dair somut ve kesin deliller olmadığı açıkça anlaşıldığından en azından şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince beraatime karar verilmesi ve yerel mahkeme kararının bu açıdan da bozulması gerektiği kanaatındeyim.
Yukarıda belirttiğim tüm sebeplerle hakkımda kurulmuş bulunan mahkumiyet kararı usul ve esasa ilişkin nedenlerle yasaya aykırı olup lehime bozulması ve bana isnat edilen suçun unsurları oluşmadığından beraatıma karar verilmesini, aksi takdirde temyiz ettiğim hüküm, hükmün açıklanmasının geri bırakılması olduğu halde ferrileri olan yargılama masraflarınında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamına alınması hususunda bozulmasına karar verilmesi için temyiz yoluna başvurma zorunluluğum hasıl olmuştur.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda samimiyetle ve tüm açıklığıyla izah etmeye çalıştığım hususların yüce mahkemenizce değerlendirilmesini ve resen tespit edilecek diğer hususlar muvacehesinde kararın lehime BOZULMASINA ve BERAATİMA karar verilmesini, yüce mahkemenizden arz ve talep ederim. 1.02.2012

Temyiz eden sanık
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
SÜrÜcÜ Belgesİ Gerİ Alinamaz. UyuŞturucu Madde Veya AlkollÜ AraÇ Kullananlarin SÜrÜcÜ Belgelerİ Gerİ Alinamaz Aydın Akpınar Ceza Hukuku Çalışma Grubu 9 21-01-2019 10:19
HÜkmÜn AÇiklanmasinin Gerİ Birakilmasi. Av. Bahadır ÖZTÜRK Meslektaşların Soruları 5 06-11-2009 18:08
Velayetİ Gerİ Almak kader77 Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 6 25-09-2009 09:47
HÜkmÜn AÇiklanmasinin Gerİ Birakilmasi. av.fundasin Meslektaşların Soruları 4 23-10-2008 11:36
HÜkmÜn AÇiklanmasinin Gerİ Birakilmasinin SonuÇlari Avukat Neslihan Meslektaşların Soruları 1 16-04-2008 13:26


THS Sunucusu bu sayfayı 0,26295400 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.