haksız rekabet.tanık beyanından başka delil olmaması

Merhaba. Sorum şöyle.Müvekkil firma, Türkiye çapında kozmetik ürünler üreten bir firmadır. Bir süre, bir kimyageri, bilimsel danışman olarak ücreti karşılığında fabrikada çalıştırmış, üretim konusunda onun bilgisinden yararlanmıştır. Ancak bu kişi, kamu kurumunda görevli olduğu için resmi kayıtlarda firmayla bir ilişkisi görülmemektedir. Sadece, açılan bir başka davada, fabrika sahibinin dostu, fabrika müdürünün de meslektaşı olduğunu, bu nedenle zaman zaman fabrikaya gittiğini, ürünler ve üretim hakkında bilgi sahibi olduğunu ikrar etmiştir.Daha sonra bu kişinin firmayla ilişkisi bozulmuştur, şimdi, yine gayrı resmi olarak bir başka rakip firmada çalışmakta (ancak kayıtlarda yine gözükmüyor) müvekkil firmanın ürünlerinin kötü ve sağlığa zararlı olduğu yolunda beyanda bulunmaktadır.Müvekkil firma bu nedenle çok fazla müşteri kaybetmiştir. Yapılan bu karalamaya ilişkin 5 tanığın beyanından başka delilimiz yoktur. Açılacak olan haksız rekabete dayalı davada (maddi-manevi tazminat) başarı şansı varmıdır.

Sayın Meslektaşım,

Her ne kadar, haksız rekabet eylemi failinin özel hüküm olan BK.455. maddesi ve/veya TTK 57/6 ve 7. bentleri gereğince sorumluluğuna gidilebilmesi için hizmet aktinin ispatlanması gerekse de failin diğer hükümlere göre sorumlu tutulması için müstahdem, tacir veya rekabet içinde olunan bir işler uğraşan tüzel veya gerçek kişi olması gerekmez. TTK 57/1-2 gereğince eylem ispatlandığında TTK 58'deki yasal imkanların kullanılması söz konusu olur.Haksız rekabet haksız eylemin özel bir türü olduğundan ispat yükü de katı şekil şartlarına bağlanmamıştır.

Haksız eylemin özel bir türü olan haksız rekabeti oluşturan eylemin kim tarafından, hangi şekilde, hangi yolla meydana getirilmiş olduğunun bu eylemin sübutu açısından bir önemi bulunmayıp, yapılan eylemin haksız olarak bir ticari işletmeye, ticari faaliyete zarar verip vermediği, güven içinde devam etmesi, işlemesi gerekli ticari rekabet ortamını bozup bozmadığı hususu üzerinde durulmalıdır .(11 HD, 2008/9072 E. 2010/591 K. 21.02.2010 T.)

Kaldı ki davalının genel hükümler olan BK. 48 ve 41/2'ye göre de mesuliyeti bulunmakta olup müvekkiliniz bu hükümlere de dayanabilir. Ayrıca, TTK 64'e göre failin cezai mesuliyeti de bulunmaktadır.

Bu aşamada, ispat açısından sorun yaşayabiliriz düşüncesiyle cezai yönden şikayette henüz bulunmamıştım,belki ispatlayamazsak aleyhimize dönebilir (suç isnadı/karşı manevi tazminat vs) sadece tazminat boyutunu şimdilik gündeme getirdik. Görüşleriniz çok yararlı oldu ve beni umutlandırdı. Paylaşımınız için teşekkürler.

Üstadım Merhabalar,

Davanızı açtınız mı acaba? Nasıl bir gelişme oldu?

Saygılarımla