|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
24-03-2011, 00:22 | #1 |
|
Taahhüdü ihlal suçunda asgari ücret sınırı getirildi!
Değerli meslektaşlarım;
Bir süredir meclis gündeminde olan ve Adalet Bakanlığı'nca hazırlanan tasarı bugün yasalaştı. Yasaya göre nafaka alacakları hariç olmak üzere, '' TOPLAM ALACAK MİKTARI'' brüt asgari ücretin altında kalan takiplerde artık disiplin ve tazyik hapsi uygulanmayacaktır. Acaba burada belirtilen toplam alacak miktarı 1) Sadece ANA PARA mı? 2) Anapara + Faiz mi? 3) vekalet ücreti faiz ve masraflar dahil olmak üzere toplam dosya borcu mu? sanırım 3. seçenek daha çok işimize gelir. Ancak gerekçede de bu hususta bir açıklama bulamadığım için konuyu tartışmaya açmak istedim....Herkese saygılar... |
24-03-2011, 10:02 | #2 |
|
Sadece anapara olsa kanun koyucu "TOPLAM" kelimesini kullanmazdı diye düşünüyorum. Kanaatimce 3.şıkta belirttiğiniz, tüm masraflar da dahil alacak miktarıdır.
|
24-03-2011, 12:48 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Henüz yasayı incelememekle birlikte ben de genel hukuk mantığı içinde sizin gibi düşünüyorum. |
24-03-2011, 13:05 | #4 |
|
Bugün İcra Hakimi ile görüştüm. Yasayı henüz incelememiş ama kendisi de 3. şıkkın yürürlükte olcağı görüşünde....
|
24-03-2011, 13:36 | #5 |
|
Ben de takibe konan toplam alacak miktarı olacağı kanaatindeyim. Ancak takipten sonraki icra masrafı, vekalet ücreti, faiz vs. nin hariç olacaktır heralde.
|
24-03-2011, 13:41 | #6 |
|
Bu konularda son yıllardaki düzenlemeler düşünüldüğünde, borçlu hangi durumda ceza almayacaksa o seçenek uygulancaktır.
|
24-03-2011, 13:48 | #7 |
|
Yasalaştı mı yoksa henüz adalet komisyonunda mı kabul edildi?Metne ulaşan var mı?Ceza kararlarının temyizinde harç alınması da yasalaştı mı?
|
24-03-2011, 15:25 | #8 |
|
Cümleten hayırlı uğurlu olsun,
Sanırım toplam alacak miktarında takip çıkışını dikkate alacaklardır.Ne olacak bu işin sonu acaba? Çeklerden hızla beraat çıkıyor, İnfazlarına devam etmiyorlar, emekli maaş hacizleri kalktı, MBB kalktı, şimdi de taah.ler kalktı diyebiliriz. |
07-04-2011, 19:13 | #9 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Ben asıl alacak miktarının kastedildiğini düşünüyorum yasadan sonra artık.
|
07-04-2011, 19:14 | #10 |
|
Yasa tasarısındaki "toplam"kelimesi kaldırıldı arkadaşlar.Artık sadece alacak miktarı olarak geçiyor.Sanırım bu da asıl alacak olarak yorumlanacaktır "borçlu sempatizanı"hakimler tarafından.Bence icra cezaları kapatsınlar.3 tane taahhüdü ihlal 3 tane nafaka dosyası gelecek diye boşuna açık kalmasın yani.
|
07-04-2011, 19:42 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
En iyisi, üç taahhüdü ihlal bir penaltı olsun. |
07-04-2011, 19:58 | #12 |
|
Yakında tahhüüdü ihlalleri de kaldırırlarsa şaşırmayın
|
09-04-2011, 09:49 | #13 |
|
Alacaklıların vay haline...Ben bundan sonra borçlu vekili olmaya karar verdim
|
09-04-2011, 10:38 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
Her dosyadan beraat kararı ve borçlu lehine 200 TL vekalet ücreti. Zengin olmanın yolunu bulmuşsunuz. |
09-04-2011, 10:56 | #15 | |||||||||||||||||||||||
|
Kesinlikle tamamen duygusal yani |
10-04-2011, 17:21 | #16 |
|
Bu değişiklik sadece İcra iflas kanununun 354. maddesi nazara alınarak taahhüdü ihlalinde içinde bulunduğu 331 - 354. maddelerini mi kapsıyor, yoksa " 6217 sayılı yasanın 6. maddesinde ; "bu Kanunda öngörülen disiplin ve tazyik hapsi" söylemi sebebiyle icra iflas kanunun 76. maddesindeki üç aya kadar hapisle tazyik cezasını kapsayan mal beyanında bulunmama cezasını da kapsıyor mu ? İcra iflas kanunundaki tüm disiplin ve tazyik hapis cezalarını kapsar bir düzenlemeye gidilmiş gibi..
|
10-04-2011, 22:58 | #17 |
|
Bence de takip çıkışı baz alınmalı!Sayın Kezzy 'e katılıyorum borçlu vekili olmak lazım bu şartlarda;Emekli maaşına haciz koyamazsın,mal beyanında bulundum beni salın,taahüdü yanlış aldın,sınır var,satışta usulsüzlük var....var da var!borçlu olmakta ferah var)
|
11-04-2011, 07:48 | #18 | |||||||||||||||||||||||
|
haciz baskı ile muvaffakat aldın geçersiz, taahhüt geçersiz vs vs... Borçlu vekili olmak kesinlikle akıllıca olacak bu saatten sonra |
11-04-2011, 10:26 | #19 |
|
Henüz Cumhurbaşkanımızca onaylanmayan Yasanın TBMM.'deki görüşme tutanağını avukat arkadaşların bilgilerine sunuyorum.
6'ncı madde üzerinde iki önerge vardır, sırasıyla okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 725 Sıra Sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının, 6. maddesi ile 2004 sayılı yasanın 354. maddesine eklenen fıkrada yer alan "tutarının" ibaresinden sonra "iki katı" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı Suha Okay Ali Rıza Öztürk İsa Gök Ankara Mersin Mersin Bayram Meral Birgen Keleş İstanbul İstanbul Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının 6. Maddesi ile 2004 Sayılı İcra İflas Kanunun 354. Maddesine eklenen yeni fıkrada yer alan "toplam" kelimesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Faruk Bal Behiç Çelik Alim Işık Konya Mersin Kütahya Akif Akkuş Cemaleddin Uslu Mersin Edirne BAŞKAN - Komisyon katılıyor mu? ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu? DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN - Sayın Akkuş'un imzaladığı önerge, artı Hükûmetin katıldığı bir önerge. Sayın Akkuş, buyurun. AKİF AKKUŞ (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 725 sıra sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım. Değerli milletvekilleri, önergemizle cümlenin içerisinde yer alan "toplam" kelimesinin metinden çıkarılmasını teklif ediyoruz. "Toplam borç" ifadesi asıl borç, faiz, vekâlet ücreti, icra masrafı, mahkeme masrafını da içerir. Bu masraf çeşitlerini, karar veren hâkim bilemez. Bunların icra dairesinden getirilmesi, hesaplanması yargıyı mevcut halinden daha fazla meşgul eder ve yargılamayı uzatır, diyoruz. Bunun için, denmek ki bu "toplam" kelimesinin çıkartılması ile bu bir parça önlenmiş olacaktır diye düşünüyorum. Bunun yanında, İcra İflas Kanunu bütünüyle ele alınıp, hızlı ve adil yargılamanın önünde engel olan maddeler belirlenerek ayıklama yapılması daha doğru olurdu. Torba yasalarla toplumun bütününde önemli etkiye sahip yasalarda değişikliğe gitmek, maalesef, amaca hizmet etmeyecektir. Değerli milletvekilleri, yargı hizmetlerini hızlandırmak amacıyla yasalar hazırlıyoruz ancak yıllardır tutuklu olan ve yargılanması henüz başlamamış, ne ile suçlandığı bile belli olmayan vatandaşlarımızın bulunduğu da bir gerçektir. Hemen her gün ülkemizde hukuk, adalet ve yargı adına olumsuzluklar yaşanmaktadır. Bu yüzden, her şeyden önce, bu olumsuzlukların giderilmesine yönelik yasaların çıkartılması ve usulsüzlüğü yapan yargı mensuplarına daha geniş yaptırımlar ve cezai işlemler uygulanması gerekir. Aksi takdirde, adalet kişiselleşecek ve hatta bazı kişi ve partilere tabi hâle gelecektir. Gerçi HSYK Kanunu değiştirilirken böyle bir düşünce sanki arzu edilmişti. Lütfen, yargıyı tabi hâle gelecek ve getirecek uygulamalardan bir an önce vazgeçelim ve yargıya güveni sarsmayalım. Aksi takdirde, yargısızlık yaygınlaşır ve herkesi girdabında boğar. Değerli milletvekilleri, yasa tasarısının tümü üzerinde konuşan Sayın Metin Çobanoğlu örnekler verdi. Suç işlediği varsayılan kaçak yakalar gibi gözaltına alınırken suç işlediği müfettişlerce tespit edilen ve yargılama isteğiyle İçişleri Bakanlığına sevk edilen kişi veya kişiler "acemilik ile yanlış yapıldığı" gerekçesiyle mahkemeye sevk edilmiyor. Böyle bir yargı yolu inandırıcılığını kaybeder. Suçluyu yargıya göndermeyen bakan da suç işler ve yargılanmaya engel olma suçunu işlemiş olur. Değerli milletvekilleri, geçtiğimiz günlerde Gülnar'da bir olay yaşadık. O günün ertesinde burada biraz bahsetmiştim ama vakit yetmediği için tam açıklayamamıştım. Gülnar Belediye Başkanı, bir şikâyete bağlı olarak gözaltına alınmıştır ancak şikâyet dilekçesine suç delili olarak bir yafta eklenmiştir. Bu yaftaya göre de birçok polis belediye binasını basmış, Başkan ve yanındakileri karga tulumba tabir edilecek şekilde adliyeye götürmüştür. Bu kişi gerçekten suçlu bile olsa adliyeye davet edilip ifadesine başvurulabilirdi. Bu, Gülnar'da yargıya güveni zedelemiştir. Buna hiç kimsenin hakkı yoktur çünkü gece yarısı Belediye Başkanı ifadesi alındıktan sonra salıverilmiştir. Dolayısıyla, tutukluluk hâlinin devamına gerek duyulmamıştır. Bu yüzden, vatandaşlar Başkanın sadece yıldırma maksatlı olarak gözaltına alındığına inanmaktadır. Bugün, biraz önce yine belirttim, 4 bilim adamının sabaha karşı evleri basılmış ve arama yapılmıştır. Bu bilim adamları neyle uğraşıyordu? Bu bilim adamlarından 1 tanesi din eğitimi hocası ve dinler tarihi hocası, 1 tanesi din sosyolojisi hocası, 1 tanesi de din felsefesi hocası idi. Bu insanlar ne yapar ki, böyle gece yarısı baskınlarıyla taciz edilmekte, onurları, gururları kırılmakta? Böyle davranılırsa bu ülkede bilim hayatı sona erer ve hiçbir şekilde de bu ülkenin kalkınması söz konusu olmaz diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 725 Sıra Sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının, 6. maddesi ile 2004 sayılı yasanın 354. maddesine eklenen fıkrada yer alan "tutarının" ibaresinden sonra "iki katı" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı Suha Okay (Ankara) ve arkadaşları BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu? ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu? DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Sayın Öztürk buyurun. ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Değerli milletvekilleri, demin de konuştum, en büyük tehlike insanları özgürlüğünden yoksun bırakmaktır ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, daha arama ve el koymadan itibaren bütün bu olayların özenle yapılması gerektiğini belirtiyor. Arama ve el koyma özel yaşamla bağlantılı olduğundan AİHM kararları bu konuda çok titiz. AİHM, yapılan aramaların iç hukuka uygun olmasını, meşru bir amaç gütmesini, demokratik bir toplum için gerekli olmasını, elde edilmek istenen amaçla orantıları arıyor. AİHM'in üzerinde durduğu nokta, ulusal yasalarda keyfîliği önleyecek yeterli güvencelerin bulunup bulunmadığı, uygulamada gerekli özenin gösterilip gösterilmediğidir. |
11-04-2011, 21:38 | #20 | |||||||||||||||||||
|
'' iki katı '' ibaresi mi eklenecek birde nasıl yani ? Anlamadım... |
12-04-2011, 11:10 | #21 |
|
Tutanağın devamından da görüleceği üzere " iki katı ibaresinin eklenilmesine " ilişkin önerge kabûl edilmemiştir.
Değerli milletvekilleri, görüldüğü gibi, AİHM, ulusal yasalarda yargıç ve savcıların keyfîliğini önleyecek düzenlemelerin bulunup bulunmadığını dikkatle araştırıyor. Arama izninin soyut olmaması gerektiğini belirtiyor. Bu tür davalarda dikkat ettiği hususlardan birisi, yargıcın polise arama yetkisi veren izninin nasıl yazıldığı. Bu izin çok geniş ve soyut olmamalıdır diyor. Arama makul bir kuşkuya dayanmalıdır diyor. Bu kuşkunun ne olduğu açıkça belirtilmelidir. Evinde arama yapılan kişiye yöneltilen bir suç yoksa, arama izni konusunda AİHM büsbütün titiz davranıyor. Yargıcın verdiği yazılı izinde aramaya yol açan kuşkunun çok açık bir biçimde anlatılmasını ve el koymaya konu olacak belgelerin belirlenmesini istiyor. Funke Fransa davasında AİHM aramada keyfîliği önleyecek yeterli güvencelerin olmadığı sonucuna varıyor ve özel yaşamın ihlal edildiğine dair karar veriyor. Bu sonuca ulaşırken AİHM'in dikkate aldığı öğelerden biri de Funke'ye herhangi bir suç yöneltilmemesiydi. Yine el konulan eşyaların kanıt niteliği taşıması gerektiğini belirtiyor. Kanıt niteliği taşıyan bilgiler içeren belgelere el konulması da yaşamla ilgili, o nedenle aramada olduğu gibi el koymada da bazı istisnalar dışında yargıç izni gerekiyor. Kanıt niteliği taşımayan CD'lere, kitaplara ve özel eşyalara el konulması Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi açısından özel yaşamın ihlaline yol açıyor. Ceza Muhakemesi de el konulan aletlerin, araçların kanıt niteliği taşımasını öngörüyor. Değerli milletvekilleri, korku egemen olunca hukuk ortadan yok oluyor. Türkiye'de görülmekte olan davaların en önemli özelliklerinden birisi tutuklananların kimlikleri, yöneltilen suçlamalar, toplumda genel bir sindirme korku havası yayıyor. İşin en kaygı verici yanı da burası. Hannah Arendt'in "Totalitarizmin Kaynakları" adlı kitabında korkunun totaliter rejimlerin en büyük özelliği olduğu belirtiliyor. Arendt'e göre bir noktadan sonra korku muhalefetten de bağımsız hâle gelir, herkesi kapsar, toplumda kimsenin önünde duramadığı en egemen öğe olur. Totaliter bir devlette korkunun yayılması için hukukun dışına çıkmaya gerek yoktur, yasaların uygulanmasıyla korku yayılır. Ancak totaliter rejimlerde yasaların uygulanmasının amacı bireyin haklarını korumak değil, bireyi ortadan kaldırmaktır. Yasalara uygunluk ve adalet farklı şeylerdir. Bugünlerde bu görüşleri belleklerimize iyice kazımalıyız. Çünkü, daha Türk Ceza Kanunu'nda yazılmayan suçlardan dolayı insanların suçlanması, yayınlanmamış, basılmamış kitapları bulunduranların bir örgüte suç işleyeceği varsayımının artık Türkiye'de bu olayların hangi boyuta geldiğinin en somut kanıtlarıdır. Değerli milletvekilleri, bugün görülmekte olan davalarla ilgili esasa ilişkin eleştiriler farklıdır. İtiraz edilen konu şudur: Mahkemenin yönteme ilişkin, usule ilişkin kararlarının gerekçeli olmamasıdır. Burada hep konuşuldu, denildi ki: "Efendim, mahkeme kararları eleştirilemez." imiş. Peki, mahkemenin yargılama usullerine ilişkin kararları eğer hukuka uygun değilse ve yasaya uygun değilse, özellikle de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uygun değilse ne yapacağız? Yargılamayı hâkim ve savcıların keyfine mi bırakacağız? Burada yasak olan şey, davanın esasına ilişkin konuşmamaktır, davada yargılanan kişilerin suçluluğu ya da suçsuzluğu üzerine konuşmamaktır ama yargılamanın yöntemiyle ilgili eleştiriler yapılmalıdır. Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir. Kabul edilen önerge çerçevesinde maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir |
14-04-2011, 09:59 | #22 |
|
Arkadaşlar!Yürürlüğe giren yasa maddesinde:"Nafaka alacaklarına ilişkin takipler hariç, toplam alacak miktarı Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından onaltı yaşını doldurmuş olanlar için her yıl belirlenen aylık brüt asgari ücret tutarının altında kalan takiplerde bu Kanunda öngörülen disiplin ve tazyik hapsi uygulanmaz."denilmektedir.Dikkat edilirse burada toplam alacak miktarından değil takip miktarından söz edilmektedir.Dolayısı ile burada baz alınacak miktar takip miktarı(harca esas tutar)dır.Anlaşılılıyor ki:
*01.01.2011 - 30.06.2011 döneminde 796,50 TL; 01.07.2011 - 31.12.2011 döneminde ise 715,50 TL.'nın altında kalan alacakların tahsil kabiliyeti kalmadı demektir.Sağlık olsun... |
14-04-2011, 10:03 | #23 | |||||||||||||||||||||||
|
Tasarı olarak sunulmalı bu görüşün cengiz bey |
15-04-2011, 09:30 | #24 |
|
Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Kanun No. 6217 Kabul Tarihi: 31.03.2011 RGT: 14.04.2011 RG No: 27905 MADDE 5 - 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “İcra mahkemesinin verdiği tazyik ve disiplin hapsine ilişkin kararlara karşı, tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edilebilir. Mahkeme itirazı incelemesi için dosyayı o yerde icra mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde icra mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde asliye ceza mahkemesine, icra mahkemesi hâkimi ile asliye ceza mahkemesi hâkiminin aynı hâkim olması hâlinde ise en yakın asliye ceza mahkemesine gönderir. İtiraz incelemesi neticesinde verilen karar kesindir.” GEREKÇE: Maddeyle İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası değiştirilerek, disiplin ve tazyik hapsine ilişkin kararlara karşı yapılacak itirazlara bakacak mahkeme belirlenmektedir. Bu düzenleme ile kararı veren mahkeme tarafından, yapılan itirazın yerinde görülmesi durumunda kararın düzeltilmesi, yerinde görülmemesi durumunda ise dosyanın üç gün içinde itirazı incelemeye yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesi hükme bağlanmaktadır. Öte yandan uygulamada ağır ceza mahkemeleri yerine, itiraz merci olarak icra mahkemeleri veya asliye ceza mahkemeleri öngörülmektedir. Böylece itirazların öncelikle bu konuda uzman olan icra mahkemelerince incelenmesine imkân tanınmaktadır. Yine bu düzenlemeyle çok yoğun bir iş yükü altında çalışan ağır ceza mahkemelerinin asıl işlerine daha fazla zaman ayırabilmeleri mümkün hale gelecektir. MADDE 6 - 2004 sayılı Kanunun 354 üncü maddesinin başlığı “Davanın ve cezanın düşmesi ile ceza verilemeyecek hâller” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Nafaka alacaklarına ilişkin takipler hariç, alacak miktarı Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından her yıl belirlenen aylık en yüksek brüt asgari ücret tutarının altında kalan takiplerde bu Kanunda öngörülen disiplin ve tazyik hapsi uygulanmaz.” GEREKÇE: Maddeyle İcra ve İflas Kanununun 354 üncü maddesinin başlığı “Davanın ve cezanın düşmesi ile ceza verilemeyecek haller” şeklinde değiştirilmekte ve maddeye eklenen fıkrayla nafaka borçları hariç olmak üzere belli bir miktarın altındaki borçlar bakımından disiplin ve tazyik hapsinin uygulanmayacağı kabul edilmektedir. Not: "Alacak miktarı" ibaresi sanık lehine yorumlanarak "takip tarihindeki tutar" esas alınacaktır düşüncesindeyim. Saygılarımla... |
15-04-2011, 12:05 | #25 |
|
Bizim burada hakim bey,asıl alacak 850tl.nin altında ise reddederim dedi.Bu durum esnafın,tüccarın işini bitirir.Tabi bizi de çok etkiler.Ama nedense Esnaf odaları,vs.hiç tepki göstermiyor.Vatandaşın sonu koyun gibi kesimhane.
|
18-04-2011, 10:37 | #26 | |||||||||||||||||||||||
|
|
18-04-2011, 11:22 | #27 |
|
Vay halimize
|
18-04-2011, 17:31 | #28 |
|
Peki ; Bu kanun maddesi ;
Bu kanundan önce şikayet edilen dosyaları da kapsıyor mu ? |
18-04-2011, 17:36 | #29 | |||||||||||||||||||||||
|
Karara çıkmadı ise henüz sanık lehine olan maddeyi uygulayacaklardır. Dediğim gibi bu saatten sonra alacaklı vekili olmaktan daha akıllıca borçlu vekili olmak |
19-04-2011, 06:30 | #30 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Hatta karara çıkıp kesinleşmiş, infazına başlanmış ve henüz infazı tamamlanmamış dosyaları bile kapsar. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
taahhüdü ihlal suçunda ekonomik sosyal durum araştırması | ocean10 | Meslektaşların Soruları | 9 | 05-12-2012 17:47 |
mbb,taahhudu ihlal,asgari ücret.... | Av.Ayse E. | Meslektaşların Soruları | 13 | 19-07-2011 21:12 |
İcra cezada taahhüdü ihlal suçunda savunma usulü | hakkaniyet_ | Meslektaşların Soruları | 33 | 29-01-2010 22:41 |
Taahhüdü ihlal suçunda makbul sebep -Yargıtay kararı | hakkaniyet_ | Meslektaşların Soruları | 10 | 22-12-2009 16:59 |
Devlet sırrına 75 yıllık süre sınırı getirildi | Seyda | Hukuk Haberleri | 1 | 19-03-2009 23:32 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |