Bilirkişinin sözleşmeyi kabul etmemesi

Merhabalar,
Müvekkilim ticari ilişki içinde bulunduğu bir şirket ile danışmanlık sözleşmesi imzalıyor . Bu sözleşmeye göre de hizmeti yaparak teslim ediyor.
Bu arada şirket sahibi ( sözleşmede imzası bulunan ) müdürü ile aralarında bir dostluk başlıyor ve şahsi olarak bu müdüre (şirket sahibine ) borç para veriyor.
Danışmanlık sözleşmesin de şirket sahibi (Müdürü ) müteselsilen sorumlu olduğu yazılı .
Bu sözleşmede yazılı olan ön avansı şirket müdürü (aynı zamanda sahibi ) kendi şahsi hesabından müvekkilim olan danışmana banka kanalı ile gönderiyor.

Müvekkilimin Borç şartı ile Banka vasıtası ile gönderdiği borç parayı şirket müdüründen geri istiyor. Fakat Müdür uzun süre oyalayarak zaman kazanıyor.Danışman bu borcun ödenmeyeceğini anlayınca da bizim vasıtamız ile icra takibi ile alacağını talep ediyor. Fakat şirket müdürü bu icra takibine itiraz ediyor ve danışmanlık vasıtası ile gönderdiği avansı bu borca karşı ödediğini savunuyor.
Sözleşme de avansın danışmanın şahsi hesabına gönderileceği yazılı.
Dosya bilirkişiye gidince bilirkişi 1.Raporunda sözleşmee olduğu halde tarih olmadığını ,miktar belirtilmediğini (oysa belirtilmiş ) iddia ederek müdürün borçlu olmadığı doğrultusunda rapor veriyor.
Bu rapor yaptığım itiraz da 2. EK raporunda bu sefer sözleşmenin geçerli olması için fatura olması gerektiğini savunarak yine birinci görüşüne paralel bir rapor daha veriyor.
2. Bilirkişi talebimizi mahkeme ret etti.
Eğer bu rapora göre hüküm kurulur ise alacaklı olduğumuz halde davadan borçlu çıkmış olacağız.
Acaba böyle bir dava da alternatif olarak nasıl bir yol takip edilmeli.
Meslektaşlarımın değerli görüşlerini bekliyorum .
Saygılarımla

Alıntı: Yazan Avukat-taras Merhabalar, Müvekkilim ticari ilişki içinde bulunduğu bir şirket ile danışmanlık sözleşmesi imzalıyor . Bu sözleşmeye göre de hizmeti yaparak teslim ediyor. Bu arada şirket sahibi ( sözleşmede imzası bulunan ) müdürü ile aralarında bir dostluk başlıyor ve şahsi olarak bu müdüre (şirket sahibine ) borç para veriyor. Danışmanlık sözleşmesin de şirket sahibi (Müdürü ) müteselsilen sorumlu olduğu yazılı . Bu sözleşmede yazılı olan ön avansı şirket müdürü (aynı zamanda sahibi ) kendi şahsi hesabından müvekkilim olan danışmana banka kanalı ile gönderiyor. Müvekkilimin Borç şartı ile Banka vasıtası ile gönderdiği borç parayı şirket müdüründen geri istiyor. Fakat Müdür uzun süre oyalayarak zaman kazanıyor.Danışman bu borcun ödenmeyeceğini anlayınca da bizim vasıtamız ile icra takibi ile alacağını talep ediyor. Fakat şirket müdürü bu icra takibine itiraz ediyor ve danışmanlık vasıtası ile gönderdiği avansı bu borca karşı ödediğini savunuyor. Sözleşme de avansın danışmanın şahsi hesabına gönderileceği yazılı. Dosya bilirkişiye gidince bilirkişi 1.Raporunda sözleşmee olduğu halde tarih olmadığını ,miktar belirtilmediğini (oysa belirtilmiş ) iddia ederek müdürün borçlu olmadığı doğrultusunda rapor veriyor. Bu rapor yaptığım itiraz da 2. EK raporunda bu sefer sözleşmenin geçerli olması için fatura olması gerektiğini savunarak yine birinci görüşüne paralel bir rapor daha veriyor. 2. Bilirkişi talebimizi mahkeme ret etti. Eğer bu rapora göre hüküm kurulur ise alacaklı olduğumuz halde davadan borçlu çıkmış olacağız. Acaba böyle bir dava da alternatif olarak nasıl bir yol takip edilmeli. Meslektaşlarımın değerli görüşlerini bekliyorum . Saygılarımla

Bilirkişinin, fatura kesilmediğinden bahisle alacağın doğmadığı yönünde görüş bildirmesi aslında ''işin yapılıp yapılmadığının ispat edilemediği'' anlamını taşıyor kanımca. Bence yoğunlaşmanız gereken nokta burası. Sözleşme gereği bir hizmet verilmişse bu hizmetin ne olduğu ve nasıl ifa edildiğinin açık bir şekilde ispat edilmesi halinde davanızı ispatlayabileceğinizi düşünüyorum.

İki ayrı konudan dolayı iki ayrı alacağınız var . Borç parayı banka vasıtasıyla gönderdiğiniz için miktarın ispatı açısından probleminiz yok . Eğer danışma sözleşmesinde rakam belirtilmişse ( ki öyle olduğunu beyan etmişsiniz ) sözleşmeden doğan alacağınızın tespiti için de problem yok . Ama bu konu sorun yaratacak gibiyse benzeri sözleşmeler ile verilen hizmetlerin piyasadaki değerinin tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılabilir.Ancak sahip olduğunuz avantaj da gözden kaçırılmamalı ; çünkü şirket müdürü , kendisine banka vasıtasıyla gönderilen paranın aslında daha önce kendisi tarafından borç olarak verildiğini ileri sürebilirdi ; fakat gönderiği avansı şahsi borcuna karşılık havale ettiğini belirterek şahsi borcunu da kabul etmiş ve herhalde şahsi borç ile avans birbirini karşılıyor. O zaman geriye sizin ifa ettiğiniz hizmetin teslimi sorunu kalıyor ki Sayın Avrasya'nın da belirttiği gibi ; bilirkişinin fatura araması işin yapıldığının tespti için aranmıştır.Ancak fatura kesin delil niteliğini haiz değildir.Bence işin teslimi ispat edecek delillere yoğunlaşın.