Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Hukukçu olmayan üyelerimizin hukukla ilgili sorularına ayrılmış iletişim alanı. Lütfen Dikkat : THS bir hukuki danışmanlık sitesi değildir ve bu foruma da "hukuki danışma" niteliği taşıyan sorular yöneltilemez. Alanda soru sormadan önce lütfen Hukuk Soruları Alanı Kural ve İlkelerimizi okuyunuz.

Ceza kanunda iki ayrı maddenin uygulaması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 22-08-2007, 11:26   #1
arzaplı

 
Varsayılan Ceza kanunda iki ayrı maddenin uygulaması

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti
MADDE 188. - (1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(5) Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma
MADDE 220. - (1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması hâlinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.
(4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur.

Yukarıda iki kanun maddesi yer almakta.Bu iki kanun maddesinin uygulanmasında bir sorun var gibi.Şöyle bir örnekle konuyu süsleyelim:
Uyuşturucu ticareti yapan bir örgüt düşünün.Bu örgütün cezai sorumlulığunun hesaplanmasında TCK 188 in açık düzenlenmesi gereği önce temel ceza saptanıp daha sonrada bu suçun örgüt çerçevesinde işlenmesinde dolaı ceza arttıralacaktır.
Bu örgüt aynı zamanda TCK 220 deki suç tipinede uymaktadır.Gerek üye sayısının en az 3 kişi olduğunu gerekse araç ve gereçlerin suç işlemeye elvereşili olduğunu varsayalım.Uyuşutucu suçuda bu örgüt tarafından işlenmektedir.
Benim kafama takılan soru şudur:
Kanunun her iki maddesinde de örgüt kavramı geçmektedir.Uyuşturucu ticareti yapan bu örgütü 188.maddeye göre ceza verdikten sonra ayrıca 220. maddeye göre ayrı bir ceza vermek ağır bir ceza olmuyor mu?Çünkü zaten 188. madde örgüt kavramı üzerinden bir artırmaya gitmiş.Tekrar 220.maddeye göre yine salt örgüt kavramından ayrı bir ceza tayin etmek ne kadar doğru?
Bu durum bana biraz çelişik gibi geldi.Uygulama nasıl bilmiyorum.Belkide yukarda benim anlattığım şeklinde değldir.Bu görüş sadece bana aittir.Ne kadar doğru bilemem.Sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz.Buyrunnnn
Old 22-08-2007, 14:05   #2
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Aşağıdaki Karar Benzer Bir Konuyu İrdelemiş :

" 5237 sayılı TCK nun 314. maddesinin 3. fıkrasında "suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler bu suç açısından aynen uygulanır" denilmekle anılan yasanın 220. maddesinin 6. fıkrasında ise "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır" hükmünü taşımaktadır. Anılan yasa maddelerinin amaç,kapsam ve gerekçesi birlikte nazara alındığında 5237 sayılı TCK nun suçların içtimaı bakımından gerçek içtima kurallarını benimsediği,suç oluşturan kaç eylem varsa o kadar ceza vardır ilkesi doğrultusunda düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde ; sanığın silahlı terör örgütü PKK nın amacı doğrultusunda ve yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilen 26.2.2006,21.3.2006 ve 28-31-3 2006 tarihlerindeki korsan gösterilere katılmak,örgüte ait amblem ve işaretleri ile Abdullah Öcalan"ın posterlerini taşıyan göstericilerin önünde yer alıp polise saldırmaları için talimat vermek ve bizzat polise saldırmak,örgütçe yapılan çağrıya uygun olarak güvenlik güçlerinin operasyonlarında öldürülen örgüt mensuplarının cenazelerini teslim alan grup içinde yeralmak,zafer işareti yapıp " Öcalan siyasi irademizdir" ... şeklinde sloganlar atmak,ateş yakarak yolu trafiğe kapatan grubu yönlendirmek suretiyle,örgüte üye olmamakla birlikte örgüt üyesi adına suç işlediği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla,hem silahlı örgüt üyesi olmak suçundan,hem de suç oluşturan fiilleri nedeniyle ayrı ayrı cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
2- Kabule göre de ; a) 5271 sayılı CMK nun 250. maddesinde sayılan suçlara bakmak üzere kurulan mahkemenin anılan yasanın 252/1-G maddesindeki istisnai hüküm de nazara alındığında,2911 SY ya aykırılık suçu ile ilgili olarak açılan davaya bakmasına yasal olanak bulunmadığından bu konuda görevsizlik kararı verilmesinin gerektiğinin düşünülmemesi, b) Atılı suçun niteliği ve olayda doğrudan zararı sözkonusu olmayan Hazinenin davaya katılma talebinin reddi yerine kabulüne karar verilerek lehine vekalet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir."

9 CD 21.2.2007 8821-1380
Old 29-08-2007, 02:21   #3
yargıç isa

 
Kitap ..........

Suç işlmek maksatlı kurulan bir örgütün uyuşturucu ticareti yapması durumunda, fikrimce şu yol izlenmelidir:

Önce TCK 220. maddesinin 1. fıkrası uyarınca suç işlemek maksatlı örgüt kurmaktan ceza verilir. Aynı maddenin 4. fıkrası gereği TCK 188/1. maddeye gidilir, uyuşturucu ticareti yapmaktan ötürü ceza verilir ve 188/5 gereğince örgüt halinde işlendiği için 188/1. fıkrada verilen ceza iki katına çıkarılıp diğer verilen ceza(tck 220/1) ile toplanır.

saygılarımla...
Old 01-09-2007, 22:52   #4
üye14072

 
Varsayılan

sayın yargıç isa meslektaşım
açıkladığınız çözüm tarzı kanunun uygulaması olarak kabul edilebilir.
ancak hukuka ve anayasamıza ne denli uygundur tartışılır
bir kuzudan bir post
bir suçtan bir ceza kuralı aşikardır.

188 den ceza verip 188/5 uyarınca artırdıktan sonra
birde örgütten ceza verilmesi ne denli hukuka uyarlıdır.

hiç şüphesiz suç işlemek için örgüt kurmak toplum için büyük tehlike yaratır ama hukuka uyarlı çözümler gereklidir,

bu uygulama benzeri vergi hukukumuzda da var,
önce matrah,
üstüne ötv
ikisini toplayıp
toplama kdv uygulanması ne denli adildir?

saygılar
sevgiler
av. m. emin öztürk
kocaeli
Old 02-09-2007, 05:36   #5
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Uyuşturucu ticareti yapmak bir suçtur. Cezalandırılma amacı malumdur.
Uyuşturucu Ticareti bir örgütün faaliyeti çerçevesinde yapıldığı takdirde ceza arttırılarak verilir. Buradaki amaç ise kamusal tehlike ve tehdidin artması ve kastın yoğunlaşmasıdır. Suçun bireysel olarak veya iştirak halinde işlenmesi durumunda görülen basitlik ve yalınlık ortadan kalkmış, devamlı olarak bu suçu ve/veya başka suçları işlemek yönünde bir irade ortaya konmuş durumdadır. Amaca ulaşıldığı takdirde her defasında suçtan elde edilenlerle daha da büyüyüp gelişmeyi ve daha büyük çaplı suç işlemeyi hedefleyen bir yapı içerisine girilmiştir. Uyuşturucu Ticareti Suçunun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi nedeniyle cezanın ağırlaştırılmasındaki bir başka neden de söz konusu suçun yüksek ekonomik getirisidir. Her suç örgütü özünde ekonomik getiri hedefler. Hatta bir yerde ayakta kalmak ve faaliyetini sürdürebilmek için buna mecburdur. Ancak örgütün ekonomik getiri için uyuşturucu ticareti yapmayı seçmiş olması tehlikeliliği ve toplumsal zarar arttıran bir unsurdur.

Suç işlemek için örgüt kurmak suçu ise ayrı ve kendine özgü bir suçtur.
Amaç suçları işlemeye elverişli bir örgütün kurulması, yönetilmesi ve bu örgüte üye olunması ile suç oluşur. Henüz örgüt faaliyeti çerçevesinde bir suç işlenmemişse de amaç suçları işlemeye elverişli vasıtalara sahip hiyerarşik yapılanma oluşturulmuştur. Ceza Hukuku terminolojisinde hazırlık hareketi olarak değerlendirilebilecek bu fiiller somut tehlike suçu olarak görülerek cezalandırılmaktadır.

Sorun örgüt üyesi olmaktan ayrıca ceza verilen kişiye aynı zamanda arttırım sebebinin de uygulanmasının adil olup olmadığıdır.

Bir fiile bir cezanın verileceği şeklindeki izahı Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesine vurgu yapıldığı şeklinde anlıyorum. Bu anlamda bir fiile verilecek cezanın kanunla düzenlenmiş olması şarttır.

Yukarıdaki açıklamalarda da görüldüğü üzere cezalandırılan fiiller ve cezalandırılma amaçları farklıdır. Suçun işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek ve bu örgüte üye olmak suçun işlenmesinden çok önce gerçekleşen hazırlık hareketleridir. Aslında suç evvelce oluşmuş ancak uyuşturucu madde ticareti suçunun işlenmesi ile ortaya çıkmıştır. Suç işlenmeden önce dahi örgütün ortaya çıkarılması halinde ceza verilebilecektir.


Öte yandan;
Alıntı:

Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi
MADDE 3. - [1] Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.
[2] Ceza Kanununun uygulamasında kişiler arasında ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir yahut düşünceleri, felsefi inanç, millî veya sosyal köken, doğum, ekonomik ve diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapılamaz ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz.
Her fiil için verilecek cezada eşitlik ilkesinin gözetilmesi Anayasadan ayrı olarak ceza kanununda da bu maddede vurgulanmıştır.

Buna göre A Bireysel olarak Uyuşturucu madde ticareti yaptığında bu suç için öngörülen cezayı alacaktır. (Örneğin 5 birim)

B, ise bu suçu örgüt faaliyeti çerçevesinde işlediğinde 7,5 birim ceza alacaktır. Ayrıca Örgüte üye olmak suçundan da 1 birim ceza aldığında alacağı ceza 8,5 birim olacaktır.

A, cezaevindeyken suç işlemek amacıyla kurulan bir örgüte üye olmuş ancak henüz örgüt herhangi bir suç işlemeden yakalanmıştır. A'nin alacağı ceza ise 1 birimdir ve toplam cezası 6 birime çıkar.

C, suç işlemek amacıyla kurulan bir örgüte üye olur ve örgüt herhangi bir suç işlemeden ele geçirilir. C, 1 birim ceza alır.

B'ye örgüte üye olmaktan ceza verildiği için arttırım sebebi uygulanmaması düşünülürse tıpkı A gibi cezası 6 birim olacaktır ki toplumsal tehlikelilik yönünden eylemlerinin eşit cezayı hakettiğinden bahsedilemez.

B'ye arttırım uygulanıp örgüte üye olmaktan ceza verilmemesi durumunda ise durumu C'ye izah etmek mümkün olmayacaktır. C'nin adam öldürme amaçlı bir örgüte üye olduğunu düşündüğümüzde onun örgüt faaliyetinde bir suçu tamamlaması halinde ayrıca bir arttırıma gidilmeyeceğinden kendisine örgüte üye olmak eylemi nedeniyle ayrıca ceza verilebilecektir. Ancak örgüt üyeliği bakımından kendisiyle aynı durumda olan B'ye ceza verilmemektedir.

Sonuç olarak içtima kuralları uygulanmak suretiyle varılan sonuç kanaatimce adil ve doğrudur.
Old 03-09-2007, 10:05   #6
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Yeni Türk Ceza Kanunu,genel olarak fikri içtima kuralını benimsemiş olmakla beraber, eski TCK dan farklı olarak,gerçek içtima uygulaması alanını maddeler
kapsamındaki açık işaretlerle genişletmiştir. Örneğin,sahtecilik suçlarında önceki uygulama sırasında,hem sahtecilik hem dolandırıcılıktan ceza verilebilmesi tereddüt ve tartışmalara konu olur ve farklı uygulamalara neden olurken,yeni TCK,açık bir hüküm ile,resmi belgede sahtecilik suçlarına ilişkin uygulamada ayrıca bu belgelerin bir suçta kullanılması halinde,hem resmi evrakta sahtecilik,hem de işlenen diğer suçtan(mesela dolandırıcılıktan)ceza verileceğini İçtima başlıklı M 212 ile açıkça ortaya koymuştur.

Tartışma konusu 5237 S TCK m 188/5 ve m 220 arasındaki içtima uygulaması ile ilgili olarak Av.Can DOğanel"in yorumu ve bakışı Yargıtay"ın (Yeni TCk ile ilgili oluşan) birçok içtihadı ile sonuç itibariyle paylaşılmış. Gerekçe yazılsa idi,herhalde Can Bey"in yukarıdaki açıklamaları yazılacaktı.

Örnek Kararlar"da,uyuşturucu ticareti yapma eylemi sabit görülen suç ortakları arasındaki ilişkinin TCK m 220 de tarif edilen örgüt boyutuna ulaşmadığı,iştirak boyutunda kaldığı,bu nedenle m 188/5 dışında,m 220 nin de uygulanma şartlarının oluşmadığından bahsedilerek;şayet şerikler arasındaki ilişki hiyararşik,devamlı ve kanunun aradığı anlam ve kapsamda örgüt tanımına uysa idi,ayrıca bu maddeden de ceza verilmesi gerektiği dolaylı olarak kabul edilmiştir.

ÖRNEK İÇTİHAT :

" 5237 Sayılı TCK nun 220. maddesinde düzenlenen "Suç işlemek için örgüt kurmak" suçunun işlendiğinin ve örgütün varlığının kabul edilebilmesi için;üye sayısının en az üç kişi olması,üyeler arasında soyut bir birleşme değil,gevşek te olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması,suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması,nileği itibariyle devamlılık göstermesi gereklidir. Örgütün yapısı,sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması da aranmalıdır.

Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işleyen kişi hem işlediği suçtan hem de örgüte üye olmaktan ayrı ayrı cezalandırılır.

Somut olaya bakıldığında;sanığın haklarındaki dava tefrik edilen sanıklarla aralarında hiyerarşik ilişki ve suç işleme iradelerinde devamlılık saptanmadığı anlaşılmaktadır.Açıklanan durum karşısında sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK nun 220 ve 188/5 maddelerinin uygulanmasının koşulları bulunmadığının gözetilmemesi"
10 CD 22.2.2007 2006/13484 2007/2029
(Aynı doğrultuda : 10 CD 15.2.2006 19703-2202)
Yukarıdaki karardan,eğer örgüt tanımına uyan bir suç ortakılığı sözkonusu olsa idi,hem m 188/5,hem de m 220 ile ceza verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Old 03-09-2007, 12:24   #7
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan Daha Dolaysız Bir Karar

T.C. YARGITAY
10.Ceza Dairesi
Esas: 2006/12494
Karar: 2006/14250
Karar Tarihi: 13.12.2006
ÖZET: Sanığın uyuşturucu madde ticareti yapmak suçunu, suç işlemek için oluşturulan ve açıklanan nitelikteki örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği anlaşıldığından; sanık hakkında, 5237 sayılı TCK'nın 220. maddesi ile 188.maddesinin 3, 4 ve 5. fıkraları uygulanarak belirlenecek sonucun, kesinleşen hükümde 765 sayılı TCK'ya göre belirlenen sonuçla karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın saptanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

(5237 S. K. m. 188, 220)
Teşekkül halinde uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan sanık M. K. hakkında Adana 1. Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce yapılan yargılama sonucu 18.09.2003 tarihinde 2002/6 esas ve 2003/162 karar sayı ile 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca mahkumiyet hükmü kurulduğu, kararın sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce 24.06.2004 tarihinde 2004/2261 esas ve 2004/7525 karar sayı ile onanarak kesinleştiği; 5237 sayılı TCK'nın yürürlüğe girmesinden sonra, talep üzerine Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nce duruşmasız olarak yapılan inceleme sonucu 03.08.2005 tarihinde 2002/6 esas ve 2003/162 karar sayılı ek kararla 5237 sayılı TCK uyarınca uyarlama hükmü kurulduğu; hükümlü müdafiinin temyiz üzerine bu ek kararın Dairemizce 2006/620-3473 sayılı ile bozulduğu; Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nce bozmaya uyularak ve duruşma yapılarak 01.06.2006 tarihinde 2002/6 esas, 2003/162 karar ve 2006/278 D.İş sayı ile 5237 sayılı TCK uyarınca yeniden uyarlama hükmü kurulduğu; uyarlama hükmünün hükümlü müdafii tarafından temyiz edildiği; Yargıtay C. Başsavcılığı'nca onama isteğini içeren tebliğname ekinde dava dosyasının 18/10/2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Yapılan duruşmaya ve gösterilen gerekçeye göre, hükümlü müdafiinin yerinde görülmeyen diğer itirazlarının reddine; ancak:
5237 sayılı TCK'nın 220. maddesinde düzenlenen <Suç işlemek için örgüt kurmak> suçunun işlendiğinin ve örgütün varlığının kabul edilebilmesi için; üye sayısının en az üç kişi olması, üyeler arasında soyut bir birleşme değil gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması, niteliği itibariyle devamlılık göstermesi gereklidir. Örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımında, amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün, ancak zorunlu değildir. Soyut olarak sanık sayısının üç kişi veya daha fazla olması örgütün varlığının kabulü için yeterli olmayıp bu durumda iştirak ilişkisinden söz edilebilir.
Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işleyen kişi, hem işlediği suçtan hem de örgüte üye olmak suçundan ayrı ayrı cezalandırılır.
Somut olaya bakıldığında; sanığın uyuşturucu madde ticareti yapmak suçunu, suç işlemek için oluşturulan ve açıklanan nitelikteki örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği anlaşıldığından; sanık hakkında, 5237 sayılı TCK'nın 220. maddesi ile 188.maddesinin 3, 4 ve 5. fıkraları uygulanarak belirlenecek sonucun, kesinleşen hükümde 765 sayılı TCK'ya göre belirlenen sonuçla karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın saptanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, örgütün bulunmadığı kabul edilerek yazılı biçimde uyarlama yapılması,
Yasaya aykırı, hükümlü müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden ve kesinleşmiş hükmün uyarlanmasında kazanılmış hak söz konusu olmadığından, 01.06.2006 tarihli uyarlama hükmünün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13.12.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 03-09-2007, 14:11   #8
yargıç isa

 
Kitap .....

Alıntı:
Yazan av. m. emin öztürk
sayın yargıç isa meslektaşım
açıkladığınız çözüm tarzı kanunun uygulaması olarak kabul edilebilir.
ancak hukuka ve anayasamıza ne denli uygundur tartışılır
bir kuzudan bir post
bir suçtan bir ceza kuralı aşikardır.


Syn M. Emin ÖZTÜRK;
TCK 220 hazırlık hareketlerini, TCK 188/1 işlenen suçu cezalandırmaktadır. 188/5 ise , TCK 220. maddeye konu olan hazırlık hareketlerinin eyleme dönüştürülmesinden dolayı, bunu ağırlaştırıcı sebep olarak hükme bağlamıştır. Burada hangi suç iki kere ceza almıştır? Kanımca hükümler hukuka ve anayasaya uygundur.

saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ceza hukuku TTK.711/3 uygulaması avceker Meslektaşların Soruları 2 06-08-2007 10:13
İki davalı lehine birlikte hükmedilen vekalet ücretinin ayrı ayrı takibe konulması Selahattin Meslektaşların Soruları 5 11-04-2007 12:06
Kesinlik sınırı suçların toplamına göre mi yoksa ayrı ayrı mı? genç osman Meslektaşların Soruları 2 21-12-2006 19:20
İlam Alacakları Bölünüp Ayrı Ayrı Takip Konusu Yapılabilr Mi? aeyesilkaya Meslektaşların Soruları 1 04-07-2005 22:11
İcra Ceza Suçlarının Yasa Değişikliğinden Sonraki Uygulaması. vehbim Meslektaşların Soruları 1 07-09-2003 10:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06264591 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.