İİK 59, 78, 106 ve 110 maddeleri ile ilgili.

Meslektaşlarım biraz uzun olacak, kusura bakmayın.
Esas icra Tokat, talimat Eyüp. Esas dosyasından 15.10.2005 tarihinde borçlu taşınmazına haciz konuluyor. Esastan çap ve imar istenip, kıymet takdir ediliyor, 15.03.2007 tarihinde süresinde satış istenip talimat yazılıyor. Borçlu kıymet takdirinin tebliği üzerine süresinde kıymet takdirine itiraz ediyor, merci takibi tedbiren durduruyor. Talimattan satış günü verildiği halde talimat dosyasından satış günü takibin durdurulduğu zaman dilimi içine denk geldiği için satış yapılamıyor, düşüyor. (Kıymet takdirine itiraz 2 yıllık satış süresini durdurmuyor) Esasın bulunduğu mercii tedbiri kaldırıyor, esasa müzekkere ile bildiriyor, esas talimata satışa devam edin diyor. Talimat dosyası son durum celpediliyor, 100. madde malumatları alınıp, haciz üzerinden 2 yıldan fazla geçtiği için esastan soruyor. "Haciz devam ediyor mu?" Esasın 03.04.2008 tarihli cevabında 15.03.2007 tarihinde süresinde satış istendiğinden haczin devam ettiği bildiriliyor. Talimattan satış ilanı hazırlanıp, ilgililere tebliğ ediliyor, gazetede yayınlanıyor. Satış günü 31.05.2008. Satış günü kısmi ödeme nedeniyle satış tarafımızdan durduruluyor. Bakiye ödeme yapılmayınca esastan yeniden satış talimatı talep ediliyor, esas talebi reddediyor. Gerekçe, her ne kadar ben 03.04.2008 tarihinde haczimiz devam ediyor dediysem de, merciinin tedbiren durdurduğu süreyi de eklediğimde 20.02.2008 tarihinde haciz 106 ve 110 gereği düşmüştür. Müdürün bu kararını süresinde şikayet ediyorum, mahkeme satış masraf avansı satış talebi ile yatırılmadığından haciz düşmüştür deyip temyizi kabil diyor.
1- Memur muamelesini şikayet kesin olarak karara bağlanır, temyizi kabil değil diye biliyorum.(İİK 366) Her ne kadar mahkeme temyiz yolu açık dese de yargıtay geri gönderecek diye düşünüyorum. 106 ve 110 kararları kesin değil mi?
2-Yargıtay'ın satış masraf avansı dediği, talimat dosyasındaki satışa müteallik işlemler için değil mi, ben her işlem için süresinde talimatta masrafını vermişim. İlla ki satış talebi ile birlikte avans mı vereceğim? Tekrar ediyorum. İİK 59 gereği ben bütün satış masraflarını süresinde talimata verip işlem yaptırıyorum, Mahkeme satış masraf avansını taleple birlikte vermemişsin diye haciz düşmüştür diyor.
3-Ben satışı durduruyorum, düşürmüyorum. İkisi arasındaki farkı Yargıtay ilamlarından buldum, lehime, ama mercii kaile almadı.(12 HD 27.10.1970 T. E 7972 K 8787)
4-Borçlu ben satışı durdurduktan sonra haczimle beraber yeğenine düşük bedelle satış gösteriyor. Tamam İİK 277 vd. maddeleri gereği iptal davası kesin kazanılır ama aciz vesikası problem. Dosyadan borçlunun bakiye borcunu karşılamayacak bir taşınmazı dahi hacizli, ama hiçbir işlemine başlamadım ve haciz olduğu için aciz vesikası alamam.
5-İİK nın cezai hükümlerinde mevcut, alacaklısını kasten zarara uğratma suçu için şartlar tamammıdır? (İİK 331) Ne düşünüyorsunuz?
Şimdilik bu bilgileri vereyim. Anlaşılmayan yer varsa yeniden cevap yazarım. Cevap yazacak arkadaşlara teşekkür ediyorum. İyi çalışmalar.

Alıntı: 5-İİK nın cezai hükümlerinde mevcut, alacaklısını kasten zarara uğratma suçu için şartlar tamam mıdır? (İİK 331) Ne düşünüyorsunuz?

İki kez okudum.
Bir hakkım daha var...


Kahve molası...

Hüküm sizin meslektaşım..

Kahve molası...

Alıntı: ...(İİK 331) Ne düşünüyorsunuz?

Usul yönünden (Yargılama usulü):
İİY'nin 331. maddesinde yazılı alacaklısını zarara uğratmak kastıyla, mevcudunu eksiltmek suçuyla ilgili; İİY'nin 5358 sayılı Yasa ile değişik 346 ve 349. maddeleri hükümleri gözönüne alındığında…
İİK'nın 331. maddesindeki eylemin müeyyidesi, hapis ve adli para cezasına dönüştürülmüş ise de suçun tabi olduğu yargılama usulüne ilişkin 349. maddede herhangi bir değişiklik yapılmadığından, anılan suça ilişkin yargılamanın şikâyet prosedürüne uygun olarak yapılması zorunludur.
(YCGK.,E. 2007/17-16,K. 2007/28,T. 13.2.2007,Kazancı)

Esas yönünden:“İİK'ya göre, haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki 2 yıl içinde borçlu alacaklısını zarara sokmak maksadıyla mal varlığını eksiltirse, alacaklı aciz belgesi aldığını veya alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, borçlu cezalandırılır.
Açıklanan nedenlerle, aciz belgesi alınıp alınmadığı ve borcu karşılamaya yeter mal varlığının bulunup bulunmadığı araştırılmadan hüküm kurulması isabetsizdir.”
(Y.16. HD.E. 2007/265,K. 2007/700,T. 13.3.2007).

Alıntı: Hüküm sizin meslektaşım..

Hayır! Yargıcın...

----
Şimdilik bu kadar katkı...