Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Gayrıresmi evlilik ve çeyiz senedi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 30-12-2012, 14:03   #1
Tolga Tanyıldız

 
Varsayılan Gayrıresmi evlilik ve çeyiz senedi

Herkese merhaba.
Forumda, doktrinde ve kararlarda soruma yeterli cevap bulamıyorum. Tecrübeli meslektaşlar yorumlarını esirgemezse gerçekten mutlu olurum;

OLAY;
Müvekkil kızını 16 yaşında yakın akrabası ile evlendiriyor. Yörenin adetlerine göre düğün de yapılıyor. Bir yıl sonra müşterek çocuk da doğuyor. Müvekkil ve kızı 18'ine girdikten sonra resmi nikah yapılması konusunda erkek tarafına ısrar ediyor olmasına karşın, karşı taraf uzun süre oyaladıktan sonra 2011 tarihinde kızı evden kovuyor. Sonrasında ise müşterek çocuğu tanıyıp kendi üzerine alıyor ve başka biri ile resmi nikah kıyıyor.

Elimizde ''kızın babası ve koca ile kocanın babasının'' aralarında düzenlemiş olduğu çeyiz senedi var. Ben senedin tahsiline yönelik bir dava, kız için ise manevi tazminat davası açmayı planlıyorum.

SORULAR;
1) Çeyiz senedile ilişkin davayı eşya davası olarak asliye hukuk mahkemesinde açmayı planlıyorum. Zira gayrıresmi evlilik aile hukuku hükümlerine tabi olmamalı ve TBK nazarında değerlendirilmeli. Bu görev konusundaki fikriniz nedir?

2) Senede ilişkin davada ''senede konu eşyaların kendisini istemektense, eşyaların bedelini isteyebilmem'' konusunda seçimlik hakkım var mıdır? Çünkü bedel istemem halinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine tabi olursak zamanaşımı sıkıntısı gündeme gelecektir. Sizce?

3) Davayı sadece baba adına açmayı planlıyorum. Zira senette taraf olarak görünen o. Ancak ''hem kız hem baba birlikte davacı olmalılar'' şeklinde fikirler ile de karşılaşıyorum. Bu konudaki fikriniz nedir?

4) Çeyiz senedi 2006 yılında hazırlanmış ve teslim edilen eşyalar arasında ''10.000 TL'lik altın'' yazmış. Yani davanın net değeri kısmen belli olsa da, hakim nazarında bilirkişi tespiti sonucu belli olacak. Bu sebeple bu davayı kısmi dava olarak açabileceğimi iddia edenler var. Senette değer tam olarak belli olduğu için bunun mümkün olamacağı kanaatinde olsam da, fikrinizi merak ediyorum.

Tecrübe ve fikirlerini paylaşan meslektaşlara şimdiden teşekkür ediyor, saygı ve sevgilerimi iletiyorum..
Old 02-01-2013, 12:03   #2
emi_shn

 
Varsayılan

Konu daha önce sitede tartışılmış ben de nikahsız yaşayan eşin hakları aile hukuku kapsamında değerlendirilemeyeceğinden haksız fiil hükümlerine göre BK kapsamında asliye hukukta açılmalı diye düşünüyorum.
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=61568
Çeyiz senedindeki eşyalarla ve altınlarla ilgili seçimlik hakkınız var ,bedelini de isteyebilirsiniz. Altınların değeri açıkça belirtilmiş kısmi dava açmanıza gerek yok bu durumda.
Kız lehine manevi tazminat açabilirsiniz aşağıdaki Yargıtay kararına göre:
YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/4849

K. 2001/8843

T. 1.10.2001

• KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI NİTELİĞİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Evlendiği Davacıyla Resmi Nikah Yapmaktan Kaçınan ve Onu Terkeden Koca )

• MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ ( Geleneklere Göre Evlendiği Halde Resmi Nikah Yapmaktan Kaçınan ve Kadını Terkeden Kocadan )

• RESMİ NİKAH YAPMAKTAN KAÇINMA VE TERKETME ( Kişilik Haklarına Saldırı Niteliği ve Manevi Tazminat Yükümlülüğü )

• NİKAHSIZ EVLENDİĞİ KARISINI TERKEDEN KOCA ( Manevi Tazminat Ödeme Mükellefiyeti )

743/m.24


ÖZET : Davalının evlenmek vaadi ile davacı ile birleştiği, hatta bu amaçla yörenin gelenekleri ile düğün dahi yaptığı, hiçbir neden olmadan da resmi evlenme olgusuna yanaşmadığı anlaşılmaktadır. Davalının bu hareketi ile davacının sosyal kişilik değerlerine saldırıda bulunduğu açıktır. Bu da davacının manevi tazminat isteminde haklı olduğu sonucunu doğurur.
DAVA : Davacı Leyla Kaçar vekili Avukat Sahabettin Aydoğdu tarafından, davalı Scbahattin İstek aleyhine 16/12/1998 gününde verilen dilekçe ile resmi evlilikleri olmayan eşler arasındaki eşyaların aynen iadesi, bu mümkün olmadığı takdirde bedelinin tazmini ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 20/12/2000 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili Avukat Sahabettin Aydoğdu tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Diğer temyiz itirazlarına gelince; davacı, davalı ile evlenmek amacı ile biraraya geldiklerini, daha sonra davalının evlenmeye yanaşmaması nedeni ile evi terk etmek zorunda kaldığını, davalı elinde kalan eşyaların iadesini ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece istem reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece verilen kararda eşyaya ilişkin bölüm uygun görülmüş ise de, manevi tazminata dair karar somut olaylara uygun düşmemiştir. Şöyle ki;
Dosyadaki kanıtlara göre, tarafların ve ailelerin Elazığ'ın köyünde oturdukları, davacının davalı tarafından istenmesi üzerine yörenin geleneklerine uygun biçimde düğün yapılıp evlendirildikleri ve davalının işi gereği İstanbul'da oturdukları, bu birlikteliğin 6 ay kadar devam ettiği anlaşılmaktadır. Daha sonra davacının köyündeki bir yakınının ölümü üzerine, tarafların birlikte başsağlığı için köye gittikleri, bir süre kaldıktan sonra davacının köyde kalıp, davalının İstanbul'a döndüğü, bu ayrı kalmanın 1,5 ayı aşkın süre devam etmesinden sonra davalının davacıyı telefon ile arayarak gelmemesini istediği artık davacıyı istemediğini bildirdiği görülmüştür. Bunun üzerine hamile olan davacı üzüntü karşısında çocuğunu düşürmüştür. Yine dosyadaki kanıtlara göre genç yaşta dul kalan ve bu belirtilen biçimde karşılaştığı olaylardan dolayı kendi yaşına ve sosyal durumuna uymayan kişiler tarafından evlenme teklifi almış, bu durum da davacı üzerinde üzüntü oluşturmuştur.
Davacının karşılaştığı bu sonucun, davacının haksız eyleminden kaynaklandığına ilişkin davalı tarafından somut kanıtlar getirilememiştir. Davalı tarafından gösterilen tanıkların açıklamalarında, davacının çocuğunu aldırması nedeni ile davalının davacıyı istemediği biçiminde bir beyan ileri sürülmüş ise de, doktor olan bilirkişiden alınan rapordan çocuğun iradi olarak aldırılmayıp, kendiliğinden düşük meydana geldiği belirtildiğinden davalının iddiasının gerçeği yansıtmadığı anlaşılmaktadır. Davacının gösterdiği tanıkların açıklamalarında ise, hiçbir neden olmadan davalının davacıyı istemediği, arada başka bir kadının bulunduğu, hatta ayrılıktan 2 ay sonra davalının başkası ile evlendiğini duyduklarını belirtmişlerdir.
Şu durumda, davalının evlenmek vaadi ile davacı ile birleştiği, hatta bu amaçla yörenin gelenekleri ile düğün dahi yaptığı, hiçbir neden olmadan da resmi evlenme olgusuna yanaşmadığı anlaşılmaktadır.
Davalının bu hareketi ile davacının sosyal kişilik değerlerine saldırıda bulunduğu açıktır. Bu da davacının manevi tazminat isteminde haklı olduğu sonucunu doğurur. Mahkemenin tüm bu olguları gözönünde tutmak suretiyle, takdir edilecek miktarda manevi tazminata hükmetmesi gerekir iken, bu kalem isteğinin de ret edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda ( 2 ) nolu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ( 1 ) nolu bentte gösterilen nedenle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 1/10/2001 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARSI OY YAZISI
Reşit olan davacının davalı ile biraraya gelmiş olmalarını takiben resmi nikah yapılmadığından söz ederek davalıdan tazminat isteyebilmesi için resmi nikah yapılmasına davalının yanaşmamış olması, başka deyişle fiili beraberliğin davalının kusurlu davranışı ile sona ermiş olması gerekir. Dosyadaki delillerin birlikte değerlendirilmesinde davalının kusurlu sayılmasını, en azından fazla kusurlu sayılmasını gerektiren bir durum olmadığından davacı yararına manevi tazminata karar verilmek üzere kararın bozulmuş olması uygun olmamıştır.
Tarafların fiili evlilikleri sırasında bir kısım eşyanın da davalı tarafça temin edildiği, iade sırasında davacıca birliğe getirilen eşya iade edildiği halde bu bölüm eşyanın iade edilmediği anlaşılmaktadır. Birliğe getirilip kadına armağan edildiği kabul edilen eşyanın ona iade edilmemiş olmasının sebebi yoktur. Yukarda yazılan nedenlerle manevi tazminat ile ilgili bozma kararma ve bir kısım eşya ile ilgili onama kararına katılamıyorum. 01/10/2001
Old 03-02-2020, 12:58   #3
av deniz

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım
çeyiz senedine bağlı ziynet eşyalarının bedeline ilişkin davayı açtınız mı?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Sözleşmede İmza Sorumluluğu - şahıs firmasının gayrıresmi ortağının imzası MuratCANLI Meslektaşların Soruları 1 16-03-2011 21:16
imam nikahlı eşlerin ayrılamsı ve çeyiz senedi PINAR YILMAZ Meslektaşların Soruları 3 31-01-2008 16:19
Gayrıresmi Evlilikte Eşya Sorunu!!! av.knel Meslektaşların Soruları 9 24-04-2007 12:42
ceyiz senedi av.merih Meslektaşların Soruları 4 16-04-2007 11:35
Çeyiz Eşyası- Mehir Senedi- İstihkak Davası Mı?- Yetki- ( Acil) advokat34 Meslektaşların Soruları 3 07-02-2007 23:51


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04688406 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.