Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Köy korucusu Statüsü

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 16-04-2009, 17:37   #1
nefise

 
Soru Köy korucusu Statüsü

Köy koruculuğu ve köy bekçiliği yapmış olan kişi hakkında;
Kişi uzun seneler köy köruculuğu ve köy bekçiliği yapmış ancak herhangi bir ücret almamıştır. Köy muhtarlığında; köy bekçiliği yaptığına dair "bekçi seçim mazbatası" mevcut olup, köy koruculuğuna ilişkin olarak da "gönüllü geçici köy koruyucu tüfeği senedi" düzenlenmiş.
Sorum şu olacak; belgede gönüllü ibaresinin geçiyor olması yaptığı hizmetler karşılığında ücret alacağına hak kazanmaksızın çalıştırılmasını mı ifade edecektir? Gönüllü geçici köy koruculuğu Geçici köy koruculuğu statüsünden ayrı bir statü olarak mı değerlendirilecektir?
Bu konuda görüşlerinizi bildirirseniz memnun olurum...iyi çalışmalar...
Old 16-04-2009, 18:42   #2
av.araf

 
Varsayılan

kararı tamamen okuma fırsatım olmadı ama içinde geçen bir iki ibare sorunuzla alakalı olduğundan ekledim umarım işinize yarar



T.C.

DANIŞTAY

1. DAİRE

E. 1991/213

K. 1991/392

T. 13.11.1991

• KÖY TÜZELKİŞİLİĞİ EMRİNDE ÇALIŞTIRILANLAR (korucu Bekçi İmam ve Katip Olarak - 3320 s. Kanun Kapsamında Tutulmaları Gereği )

• KÖY korucu BEKÇİ İMAM VE KATİPLERİ ( 3320 s. Kanun Kapsamında Tutulmaları Gereği )

• KAMU TÜZEL KİŞİLİĞİ ( Köyün En Küçük Kamu İdaresi Olduğu -korucu Bekçi İmam ve Katip Olarak Çalışanların 3320 s. Kanun Kapsamında Tutulmaları Gereği )

• KÖYÜN EN KÜÇÜK KAMU İDARESİ OLDUĞU ( korucu Bekçi İmam ve Katip Olarak Çalışanların 3320 s. Kanun Kapsamında Tutulmaları Gereği )

3320/m.1

442/m.1, 39, 89, 90


ÖZET :Köy tüzel kişiliği emrinde korucu bekçi, imam ve katip olarak çalıştırılan personelin, 3320 sayılı Memurlar ve İşçiler ile Bunların Emeklilerine Konut Edindirme Yardımı Yapılması hakkında Kanunun 1 inci maddesinin ( a ) bendi kapsamında tutulmaları gerekir.
Her ne kadar Kanunun adı "Memurlar ve İşçiler ile Bunların Emeklilerine Konut Edindirme Yardımı Yapılması Hakkında Kanun" ise de genel gerekçe de açıkça vurgulandığı üzere asıl amaç, sabit gelirli vatandaşların konut edinmesine ön olanak sağlamayı gerçekleştirmek için konut edindirme yardımı sisteminin kurulmasıdır. Bu yapılırken de Devletin milli konut politikası uygulamaya konularak Toplu Konut Kanunu uyarınca oluşturulan fonun kaynaklarının kullanılması yolu seçilmiştir.
1982 Anayasasının Mahalli idareler başlığını taşıyan 127 inci maddesi "Mahalli idareler; il, belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları Kanunla belirtilen ve karar organları, gene Kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişileridir.
Mahalli idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak Kanunla düzenlenir." hükmünü taşımaktadır.
Bu açıklananlardan anlaşılacağı üzere, köy tüzel kişiliği haiz en küçük kamu idaresidir.
İstemin Özeti : Köy tüzel kişiliği emrinde çalıştırılan katip, bekçi, imam, korucu ve benzeri personelin, 3320 sayılı Memurlar ve İşçiler ile Bunların Emeklilerine Konut Edindirme Yardımı Yapılması Hakkında Kanun hükümlerinden yararlandırılıp yararlandırılmayacakları konusunda düşülen duraksamanın giderilmesi amacıyla istişari düşünce istemine ilişkin Başbakanlığın 19.8.1991 günlü ve Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü 07/174-38/05163 sayılı yazısına ekli Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 14.8.1991 günlü ve Sosyal Güvenlik Kuruluşları Genel Müdürlüğü 300-1041/11-01-10-7115/025519 sayılı yazısında aynen:
"Malumları olduğu üzere; 11.11.1986 tarih ve 3320 Sayılı Memurlar ve İşçiler ile Bunların Emeklilerine Konut Edindirme Yardımı Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesi, Kanunun kapsamını,
a ) Aylıklarını 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu ve 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanuna göre almakta olan Devlet Memurları ile diğer kamu görevlilerine, Kanunla ve Kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kuruluşlarda çalışanlara ve T.C. Emekli Sandığı'ndan emekli, adli malullük ve vazife malullüğü aylığı almakta olanların kendileri,
b ) ( 10 ) ve ( 10 ) dan fazla işçi çalıştıran işyerlerinde çalışan işçiler,
c ) 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile aynı Kanunun Geçici 20 inci maddesine tabi ve 991 sayılı Kanunla Sosyal Sigortalar Kurumuna devredilen sandıklar mevzuatına göre yaşlılık veya malullük aylığı bağlanmış bulunanlar,
şeklinde belirlemiştir.
Kanunun uygulamasına ilişkin olarak ....... İli ....... İlçesi ....... Muhtarlığının, çalıştırdıkları ( 10'dan az ) kır bekçileri adına konut edindirme yardımı ödenmemesi talebinde bulunması üzerine yapılan incelemede, Anayasamızın 123 üncü maddesinin 3 üncü fıkrası ve 128 inci maddesi hükümlerinden hareketle, köy muhtarlarının köy hükmi şahsının mümessili ve icra organı, aynı zamanda ihtiyar Meclisinin Reisi oldukları, köy derneği tarafından ve köylüler arasından seçildiği, 442 sayılı Kanuna göre Devlet ve Köy İşlerini yürüttükleri, Devlet ajanı ve köy icra organı vasıtası oldukları göz önünde bulundurularak, köy muhtarlığının bu görevleri nedeniyle amme hükmi şahsı olarak nitelendirmek gerektiği, , buna göre köyün amme kudretini kullanma, vasıtası olan bekçiler ve korucular için Maliye ve Gümrük Bakanlığının konuya ilişkin 98 seri no'lu Tebliği ile dikkate alınarak konut edindirme yardımından yararlandırılmaları gerektiği sonucuna varılmıştır.
Ancak, Maliye ve Gümrük Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünce ....... ili ....... İlçesi ....... Köy Muhtarlığına hitaben yazılan 12.11.1990 tarih ve 27188 sayılı yazıda; "Köyde ücret karşılığı çalıştırılan kişilerin ( Katip, bekçi vb. ) ücretleri, 442 Sayılı Köy Kanuna uyarınca köy halkından salma yoluyla toplanan gelirlerden karşılanmakta olup, söz konusu kişilerin Kamuda genel istihdam politikası ile tespit edilen ilkeler doğrultusunda çalıştırılan personel olmadığı, dolayısıyla 98 seri no'lu Tebliğin 19 uncu maddesinde değerlendirilmemden gerektiği düşünüldüğünden, ( 10 ) dan fazla olmamak kaydıyla köyde çalıştırılan katip, bekçi, imam gibi kişilerin 3320 sayılı Kanun kapsamında mütalaa edilmemeleri gerektiği"nin bildirilmesi üzerine uygulamada çelişkili bir durum ortaya çıkmış bulunmaktadır.
Sözü geçen Kanunun uygulanmasına açıklık getirilmek, yargı ihtilafı ve hak kayıplarına neden olmamak üzere köy tüzel kişiliği emrinde çalıştırılan katip, bekçi, imam, korucu vb. personel hakkında 3320 sayılı Kanunun uygulanıp uygulanmaması konusunda, 2575 sayılı Danıştay Kanunun 23 üncü maddesi ( e ) fıkrası gereği Danıştay görüşünün belirlenmesinin yararlı olacağı düşünülmektedir.
Bilgilerinizi ve gereğini müsaadelerinize arz ederim." denilmektedir.
Gereği Görüşülüp Düşünüldü:
Başbakanlığın ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının istişari düşünce istemine ilişkin yazıları, köy tüzel kişiliği emrinde çalıştırılan katip, bekçi, imam ve korucudan başka ve benzeri personel hakkında da 11.11.1986 günlü ve 3320 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı, başka bir anlatımla sayılanlar dışında kalan köyün diğer çalışanlarının da söz konusu Kanun hükümlerinden yararlandırılıp yararlandırılmayacakları hususunu içermekte ise de yapılan araştırmadan mevzuatın köyde çalıştırılmasını öngördüğü bütün personelin aynı statüde bulunmadığı saptandığından, duraksama konusu olayda köy tüzel kişiliği emrinde çalışıp da açıkça unvanı sayılmayanlara yönelik olarak görüş bildirilmesinin yerinde olmayacağı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen bu durum nedeniyle istişari düşünce istemi, köy tüzel kişiliği emrinde katip, bekçi, imam ve korucu olarak çalışanların 11.11.1986 günlü ve 3320 sayılı Memurlar ve İşçiler ile Bunların Emeklilerine Konut Edindirme Yardımı Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesi kapsamında bulunup bulunmadıkları hususuna ilişkin olarak incelenmiştir.
22.11.1986 günlü ve 19289 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 11.11.1986 günlü ve 332 sayılı Memurlar ve İşçiler ile Bunların Emeklilerine Konut Edindirme Yardımı Yapılması Hakkında Kanunun "Kapsam" başlıklı 1 inci maddesinde:
a ) Aylıklarını 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu ve 282 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununa göre almakta bulunan Devlet memurları ile diğer kamu görevlerine, Kanunla veya Kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kuruluşlarda çalışanlara ve T.C. Emekli Sandığından emekli, adi malullük ve vazife malullüğü aylığı almakta olanların kendilerine,
b ) ( 10 ) ve ( 10 )'dan fazla işçi çalıştıran işyerlerinde çalışan işçilere,
c ) 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile aynı Kanunun Geçici 20 nci maddesine tabi ve 991 sayılı Kanun ile Sosyal Sigortalar Kurumuna devredilen sandıklar mevzuatına göre yaşlılık veya malullük aylığı bağlanmış bulunanlara,
Bu Kanunda belirtilen esas ve usuller dahilinde, "Konut Edindirme Yardımı" yapılır.
( 10 ) işçiden az işçi çalıştıran işverenlerden ise isteyenler, işçilerini Konut-Edindirme Yardımından faydalandırabilirler.
Konut edindirme yardımından, hizmet tahsisli konutlar dışında her ne şekilde olursa olsun konut tahsis edilmiş bulunanlar, kurumların Yurt dışı kadrolarına sürekli görevli atananlar, Kanunları gereği sözleşmeli statüde çalışanlar, memur ve işçi emeklilerinden bağımsız konut sahibi bulunanlar, yararlanamazlar. Ancak bunlardan Kanunları gereği sözleşmeli statüde çalışanlar, kuruluşlarına başvurmak ve Kanunun 3 üncü maddesinde tespit edilen yardım miktarının kendilerince ödeneceğini belirtmek kaydıyla bu yardım hakkından yararlanabilirler." hükmünü taşımaktadır.
Yukarıda metni yazılı maddedeki düzenlemeye göre ( a ), ( b ), ( c ) bentlerinde kimlerin zorunlu olarak bu Kanun kapsamına girdiği belirlenmiş, daha sonraki fıkralarda da konut edindirme yardımından yararlanmayacak olanlar sayılmış ve ayrıca isteğe bağlı olarak yardımdan yararlanma konusuna açıklık getirilmiştir.
Her ne kadar Kanunun adı "Memurlar ve İşçiler ile Bunların Emeklilerine Konut Edindirme Yardımı Yapılması Hakkında Kanun" ise de genel gerekçe de açıkça vurgulandığı üzere asıl amaç, sabit gelirli vatandaşların konut edinmesine ön olanak sağlamayı gerçekleştirmek için konut edindirme yardımı sisteminin kurulmasıdır. Bu yapılırken de Devletin milli konut politikası uygulamaya konularak Toplu Konut Kanunu uyarınca oluşturulan fonun kaynaklarının kullanılması yolu seçilmiştir.
Gerekçede aynen: "Bu Kanun ile daha geniş taban teşkil eden ve daha düşük gelirleri olanların konut edinmeleri için yeni bir imkan tanınarak ücreti belli olan sabit gelirli memur, işçi ve bunların emeklilerinin geçim sıkıntısının en önemli nedenini teşkil eden kiradan kurtulmalarını sağlamak, vatandaşlarımızın kendilerine ait bir meskene kavuşmaları temin edilmiş olacaktır.'" denilmektedir.
17 Ocak 1987 günlü ve 19344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 3320 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin İkinci Bölümünde yardımın yapılmasına ilişkin genel esaslar düzenlenirken "Yardımdan Yararlanacaklar" başlıklı 3 üncü madde de bu yardımdan, bu Yönetmeliğin 2 inci maddesinde tanımlanan memur ve işçiler ile bağımsız konutu bulunmayan emeklilerin taleplerine bağlı olmaksızın yararlandırılacakları hükme bağlanmıştır. Maddenin atıfta bulunduğu 2 nci madde de ise:
"Kurum: Aylıklarını, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanunu ve 2802 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanunu ve 282 Hakimler ve Savcılar Kanununa göre almakta olan Devlet memurları ile diğer kamu görevlerini Kanunla veya Kanunların verdiği yetkiye dayanarak kurulan kuruluşlarda çalışanları istihdam eden kamu kurum ve kuruluşlarıdır.
Memur; Kurumlarda çalışan işçi ve sözleşmeli personel dışında kalan, seçimle gelenler dahil, bütün personeldir.
İşveren: ( 10 ) veya ( 10 ) dan fazla işçi çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir.
İşçi: ( 1 ) veya ( 10 ) dan fazla işçi çalıştıran iş yerlerinde bir hizmet aktine istinaden sürekli olarak çalışan kişilerdir.
Sözleşmeli Personel: Personel Kanunları, özel Kanunlar, Yönetmelikler ve statüler gereği kadrolu veya kadrosuz sözleşmeli statüde çalışanlardır.
Çalışanlar: Memurlar, işçiler ve yardımdan yararlanmayı talep eden sözleşmeli personeldir." şeklinde tanımlanmış bulunmaktadır.
Kanunun kapsam başlıklı 1 inci maddesinin içeriğine göre memur kavramının 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda tanımlanan memur kavramından daha geniş tutulduğu ve 1982 Anayasanın 128 inci maddesinde ifadesini bulduğu şekilde memurlar ve diğer kamu görevlilerini kapsadığı açıktır. Ayrıca Kanunun gerekçesinde ifade edildiği üzere amaç sabit gelirli vatandaşlara yardım etmek ve konut edinmelerine ön olanak sağlamaktır. Uygulama Yönetmeliğinde yer alan tanımlar da Kanunun 1 inci maddesiyle gerekçesinden anlaşılan yorumu doğrulayıcı niteliktedir.
Öte yandan, Kanunla ilgili Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunda aynen şu ifadeye yer verilmiş bulunmaktadır. "Sağlık ve Sosyal İşler Komisyonu metninin, 1 nci maddesinin "a" bendinde yer alan" ....... diğer kamu görevlilerine..." ifadesinden sonra gelmek üzere Kanunla veya Kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kuruluşların personelini de dahil etmek amacı ile "Kanunla veya Kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kuruluşlar çalışanlara" ibaresi eklenmiştir. Kanunun 1 inci maddesinin ( a ) bendine eklenen bu ifade Mecliste aynen kabul edilerek Kanunlaşmıştır.
İstişari düşünce isteminde irdelenmesi gereken ikinci konu ise pozitif hukukumuzda yer alan hükümlere göre köyün hukuki niteliğinin saptanmasıdır.
1924 Anayasasından önce kabul edilen 18 Mart 1924 ( 1340 ) günlü 442 sayılı Köy Kanunun mucip sebepler layihasında belirtildiği gibi Türkiye'de köyler müşterek ihtiyaçlarını, birlikte yaşamak şuurunu hissetmiş komünlerdir. Yine Türkiye'de komünler tarihi ve içtimai bir varlık ve şahsiyete sahip olmakla beraber bugün yetkilerini Devletin koyduğu Kanunlardan almaktadır. Ayrıca söz konusu layihadaki ifadelerle 1924 Anayasasında yer alan hükümlerden Türk toplumu içinde kasaba ve köylerin bir realite olduğunun göz önünde bulundurulduğu ve Türk Devleti içinde içtimai ve hukuki bir varlık olarak ilden ( vilayetten ) başka şehir, kasaba ve köylerin de bulunduğu kabul edilmiştir. Ancak köyün tam teşkilatlı olarak ortaya çıkması 442 sayılı Köy Kanununun kabulü ile mümkün olabilmiştir.
Türk Pozitif Hukukunun komünler bakımından kabul ettiği sistem ise nüfus sayısına göre köy ve belediye olmak üzere iki tiptir.
442 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde yukarıda açıklanan hususlar hüküm altına alınmıştır. Madde aynen şöyledir. "Nüfusu iki binden aşağı yurtlara "köy", nüfusu iki bin ile yirmi bin arasında olanlara ( kasaba ) ve yirmi binden çok nüfuslu olanlara ( şehir ) denir. Nüfus iki binden aşağı olsa dahi belediye teşkilatı mevcut olan nahiye, kaza ve vilayet merkezleri kasaba itibar olunur ve Belediye Kanununa tabidir."
Bu hükümden ve Belediye Kanununda yer alan konuyla ilgili hükümlerden anlaşılmaktadır ki nüfusu ne olursa olsun ilçe ( kaza ) ve il ( vilayet ) merkezi olan yerlerde nüfusu iki bin veya daha çok olan yerlere belde denilerek Belediye Kanununa tabi tutulmuş, nüfusu iki binden az olan yerler de ise belediye teşkilatı kurulamadığından köy sayılmıştır. Bu arada köy gibi komün kavramına dahil olan kasaba ve şehir oluşumları da muhafaza edilmiştir. Bunun dışında 442 sayılı Köy Kanununun 89 ve 90 ncı maddesinde belirtilen esasa göre bir yerin köy sayılabilmesi için o yerin nüfusunun en az yüzelli olması gerekir.
Gerek 1961 Anayasasının 116 ncı maddesi gerekse 1982 Anayasasının 127 inci maddesiyle de 1924 Anayasasındaki sistem aynen korunmuştur. Nitekim 1982 Anayasasının Mahalli idareler başlığını taşıyan 127 inci maddesi "Mahalli idareler; il, belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları Kanunla belirtilen ve karar organları, gene Kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişileridir.
Mahalli idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak Kanunla düzenlenir." hükmünü taşımaktadır.
Bu açıklananlardan anlaşılacağı üzere, köy tüzel kişiliği haiz en küçük kamu idaresidir.
Köy ihtiyar meclisi üzerinde idari vesayet makamının daimi bir denetimi bulunduğu gibi köy muhtarının aldığı icrai kararlar üzerinde de idari vesayet denetimi geniş ölçüde uygulanmaktadır.
Köy tüzel kişiliği emrinde çalışan köy korucuları, köy bekçileri, köy imamı ve köy katibinin statülerine gelince;
Köy korucuları ve 1914 ( 1330 ) tarihli Kır Bekçileri Hakkında Kanunun yürürlükte olan hükümlerine dayalı olarak çalıştırılan kır bekçileri de dahil olmak üzere köyde çalışan bütün bekçiler köyün kamu kudretinin kullanma vasıtalarıdır. Bu kişiler köy muhtarının emri altındadır ve köy sınırı içinde yaşayan insanların ırzını, canını, malım ve hayvanlarını koruyup suçluları takip ederler. Köy korucuları hakkında 442 sayılı Kanunun 8 inci faslında gerekli hükümler koyulmuştur. Adı ister köy korucusu, ister gönüllü korucu veya geçici korucu olsun bütün korucular ve mevzuata göre köyde görevlendirilebilen bütün bekçiler kaynağı ne olursa olsun hiç şüphesiz belirli bir ücretle çalışan sabit gelirli vatandaşlardandır.
Köyün organlarının yardımcısı olan memurlardan olan köy imamı ve köy katibinin de statüleri birbirinden farklıdır. Köy imamlarının durumu 442 sayılı Kanunun 9 uncu faslında yer alan hükümlerde düzenlenmiştir. Atanmaları konusu ise 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda yer almıştır.
Öte yandan köyde daimi ücretli olarak bir köy katibinin bulunacağı Köy Kanununda açıklanmıştır. Ayrıca Kanunun 39 uncu maddesi muhtarın yazılarını köy katibine yazdıracağını ve köyde katip bulunmazsa bu işi köyün öğretmeni veya yoksa imamına yaptırılacağı belirtilmiş bulunmaktadır. Söz konusu bu kişiler de ödenme biçimi ne olursa olsun belirli ve sabit ücret karşılığı çalışmaktadırlar.
Bu durumda, köy tüzel kişiliği emrinde korucu , bekçi imam ve katip olarak çalışanların farklı statüde olsalar bile belli ve sınırlı bir ücret karşılığı çalıştıkları ve bu nedenle de 3320 sayılı Yasanın ( a ) bendindeki Kanunla veya Kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kuruluşlarda çalışanlar cümleciği kapsamında bulunduğu açıktır.
Sonuç olarak, köy tüzel kişiliği emrinde korucu, bekçi, imam ve katip olarak çalıştırılan personelin. 3320 sayılı Memurlar ve İşçiler ile bunların Emeklilerine Konut Edindirme Yardımı Yapılması Hakkında Kanununun 1 inci maddesinin ( a ) trendi kapsamında tutulmaları gerektiği düşüncesiyle dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 13.11.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi. danx
Old 27-04-2009, 08:52   #3
nefise

 
Varsayılan

Sayın araf,
Göndermiş olduğunuz Yargıtay kararı ne şekilde olursa olsun çalışmaların ücretlendirilmesi gerektiğinin vurgulanması hususunda işime yaradı çok teşekkür ederim...iyi çalışmalar...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Köy Kanununa göre "köy korucusu" nun alamadığı ücretler!! nefise Meslektaşların Soruları 5 22-02-2007 11:21
Ötenazi'nin Hukuki Statüsü glossator Hukuk Sohbetleri 34 14-12-2006 21:02
Tanınmış Marka Statüsü pia Hukuk Soruları Arşivi 4 15-08-2006 21:47
Milletvekillerinin Emeklilik Statüsü Av.Dr.Yahya DERYAL Meslektaşların Soruları 2 09-09-2002 15:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04753494 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.