Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yargıtay İlamı Gerekiyor...

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-03-2012, 21:22   #1
tiryakim

 
Varsayılan Yargıtay İlamı Gerekiyor...

Merhabalar Değerli Meslektaşlarım;

1-) Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2010/10331 Esas, 2011/3653 Karar, 19.04.2011 Tarih,
2-) Yargıtay 17.Hukuk dairesinin 2010/5708 Esas, 2011/3127Karar, 05.04.2011 Tarih li kararları gerekmektedir....

Teşekkürler...

Alıntı:

Not:Kararlar Corpusta bulunmaktadır...
Old 25-03-2012, 22:37   #2
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
.. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2010/10331 Esas, 2011/3653 Karar, 19.04.2011 Tarih ..


T.C.

YARGITAY

17. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/10331

K. 2011/3653

T. 19.4.2011

DAVA : Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükümün süresi içinde davalı dördüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı alacaklı vekili, borçlu hakkında Bursa 3. İcra Müdürlüğünün 2008/4111 Esas sayılı dosyasından takip başlattıklarını, borçlunun adına kayıtlı Bursa, Orhangazi İlçesi, Camikebir Mahallesi, 10. pafta, 286 Ada 10 numaralı parseldeki taşınmazını takipleri sonuçsuz bırakmak için 5.3.2008 tarihinde davalı Emir Tekinkuş'a sattığı, onunda 18.3.2008 tarihinde davalı Muharrem Akyol'a sattığını belirterek borçlu ve diğer davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir.

Davalı dördüncü kişi Muharrem Akyol vekili, taşınmazın raiç bedel ödenerek emlakçıdan satın alındığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Davalı borçlu ve üçüncü kişi, duruşmaya gelmemiş ve cevap dilekçesi sunmamışlardır.

Mahkemece, davaya konu taşınmazın borçlu tarafından borcun doğumundan sonra düşük bedelle satıldığından bahisle davanın kabulüne ve tasarrufların takip dosyasındaki borç ve ferileri ile sınırlı olmak üzere iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı dördüncü kişi Muharrem Akyol vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, İ.İ.K.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

İ.İ.K.nun 282 madde hükümüne göre, iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki ilişkide bulunan üçüncü kişi ve kötüniyetli üçüncü kişi (dördüncü kişi) aleyhine açılır. Somut olayda, davalı Muharrem Akyol doğrudan borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişi olmayıp davaya konu taşınmazı üçüncü kişi davalı Emir Tekinkuş'tan satın alan dördüncü kişidir. Bu davalı hakkındaki davanın kabul edilebilmesi dolayısıyla onun yaptığı tasarrufun iptali ancak kötü niyetli olduğunun kanıtlanması durumunda mümkündür. Dördüncü kişi yönünden bedel farkı ve yakın tarihlerdeki satış başka delillerle desteklenmediği takdirde tek başına iptal nedeni sayılamaz.

Zira üçüncü kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin iyi niyetli olması halinde İ.İ.K.nun 283/2 maddesi uyarınca üçüncü kişinin malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir. Bu durumda davalı Muharrem Akyol"un kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından hakkındaki davanın reddine, İ.İ.K.nun 283. maddesi hükümüne göre de davanın bedele dönüştüğü dikkate alınarak davalı Emir Tekinkuş'tan taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında tazminata mahkum edilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle hüküm tesisi doğru değildir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı Muharrem Akyol vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükümün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde temyiz eden davalı 4. kişiye geri verilmesine 19.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 25-03-2012, 22:46   #3
tiryakim

 
Varsayılan

Teşekkürler üstada tasarufun iptali davasında kötüniyet hangi delillerle nasıl ispat edilir ?
Old 26-03-2012, 09:46   #4
hatice_bck

 
Varsayılan

Esas :2010/5708
Karar:2011/3127
Tarih:05.04.2011
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-KARAR-
Davacı alacaklı vekili, borçlu hakkında Bakırköy 10. İcra Müdürlüğünün 2008/14323 sayılı takip dosyasından takip başlattıklarını, borçlu adına kayıtlı Yıldırım 1. bölge 4262 ada, 9 nolu parseldeki taşınmazın takipleri sonuçsuz bırakmak için 31.10.2008 tarihinde davalı Hanife Seymen’e satıldığını belirterek borçlu ve 3. kişi arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir. Yargılama sırasında, dördüncü kişi Şirin Toz da davaya dahil edilerek dava konusu taşınmazın 3. kişi tarafından 23.12.2008 tarihinde anılan şahsa satıldığından bu satışın da iptalini istemiştir.
Davalı Hanife Seymen, davayı kabul etmediğini taşınmazı 60.000 TL.sına aldığını, 45.000 TL sının alacağına karşılık olduğunu, 15.000 TL sını ödediğini ve 62.000 TL sına da davalı Şirin Toz’a sattığını belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı Şirin Toz, taşınmazı emekli ikramiyesi ve birikimi ile aldığını, davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
Davalı borçlu vekili, satış tarihinde takibin başlamadığını, taşınmazın borçları ödeyebilmek için satıldığını ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın satış işleminin 31.10.2008 tarihinde yapıldığı, alacağa ilişkin takibin ise bu tarihten sonra 19.11.2008 tarihinde başladığı, tasarruf tarihinde davacının kesinleşmiş alacağı bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için genel dava koşullarının yanında, tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılması ve kesinleşmiş bir icra takibine konu alacağın bulunması gerekmektedir.
Somut olayda borç kaynağı olan takip konusu çek ve bonolardan ilki 30.11.2008 keşide tarihli olmakla birlikte çekler, ticari hayatta vadeli olarak da düzenlenmektedir. Diğer yönden icra takibi borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği 5.12.2008 tarihinden sonra süresi içerisinde itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir.
Bu nedenler tasarrufun borcun doğumundan sonra 31.10.2008 tarihinde yapıldığının kabulü gerekir.
Açıklanan bu maddi ve hukuksal nedenlerle, davanın görülebilmesi için gerekli koşullar mevcut olduğundan tasarruf tarihinde kesinleşmiş alacağın bulunmaması nedeniyle davanın reddi isabetsiz olup esasen taraf delilleri toplanmak, dosya arasında bulunan bilirkişi raporları ve davalı 3. kişi ve borçlunun davaya karşı cevapları da nazara alındığında 31.10.2008 tarihli satış, borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş ve taşınmazın gerçek değeri ile satış bedeli arasında fahiş fark olduğu, aynı zamanda alacağa karşılık olarak verildiği şeklindeki savunma mutad ödeme vasıtaları ile yapılmamış olduğundan İİK.nun 278-279-280. Maddeleri uyarınca borçlu ve 3. kişi arasındaki tasarrufun alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptali gerekeceğinin ve davalı Şirin Toz'un doğrudan borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişi olmayıp dava konusu taşınmazı üçüncü kişi davalı Hanife Seymen’den satın alan dördüncü kişi olduğu, bu davalı hakkındaki davanın kabul edilebilmesi dolayısıyla onun yaptığı tasarrufun iptalinin ancak kötü niyetli olduğunun kanıtlanması durumunda mümkün bulunduğu, dördüncü kişi yönünden bedel farkı ve yakın tarihlerdeki satış başka delillerle desteklenmediği takdirde tek başına iptal nedeni sayılmayacağı, zira üçüncü kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin iyi niyetli olması halinde İİK.nun 283/2 maddesi uyarınca üçüncü kişinin malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekeceği hususları da dikkate alınıp toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı alacaklıya geri verilmesine 05.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 26-03-2012, 19:34   #5
tiryakim

 
Olumlu Y17.hd E. 2010/3001 İvazlar Arasi FahİŞ Fark

Y17.HD E. 2010/3001 İVAZLAR ARASI FAHİŞ FARK ( Davalının Alacaklıdan Mal Kaçırma Amacıyla Hareket Ettiği - Fahiş Fark Bulunduğundan Tasarrufun İptaline Karar Verileceği )

Yukarıda esas numarası yazan yargıtay ilamının tam metnini arıyorum karar kazancıda bulunmaktadır.

Teşekkürler...
Old 26-03-2012, 20:46   #6
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
Y17.HD E. 2010/3001 İVAZLAR ARASI FAHİŞ FARK ( Davalının Alacaklıdan Mal Kaçırma Amacıyla Hareket Ettiği - Fahiş Fark Bulunduğundan Tasarrufun İptaline Karar Verileceği )

...



T.C.

YARGITAY

17. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/3001

K. 2010/8218

T. 14.10.2010

• TASARRUFUN İPTALİ DAVASI ( Alacaklıdan Mal Kaçırma Amacıyla Borçlu Davalının Taşınmazı Sattığı/İvazlar Arasında Fark Bulunduğu - Tasarrufun İptal Edileceği )

• İVAZLAR ARASI FAHİŞ FARK ( Davalının Alacaklıdan Mal Kaçırma Amacıyla Hareket Ettiği - Fahiş Fark Bulunduğundan Tasarrufun İptaline Karar Verileceği )

• ALACAKLIDAN MAL KAÇIRMA KASTI ( Davalı Borçlunun Bu Amaçla Taşınmazı Sattığı/İvazlar Arasında Fark Bulunduğu - Tasarruf İptal Davasının Kabul Edileceği )

2004/m.277, 280

ÖZET : Davacı, davalılardan Ö.'nün borcu sebebiyle yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını, alacaklıdan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazı diğer davalı G'.ye sattığını, yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir. Mahkemece ivazlar arasında fahiş fark bulunmasıyla davanın kabul edilmesi hukuka uygundur.

DAVA : Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükümün süresi içinde davalı G. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili davalılardan Ö.'nün müvekkiline olan borcu sebebiyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazı diğer davalı G.'ye sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir.

Davalılardan Ö. davayı kabul ettiğini beyan etmiş, diğer davalı G. davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece ivazlar arasında fahiş fark bulunması sebebiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı G. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, taşınmaz üzerindeki binada göz önüne alındığında ivazlar arasında bir mislinden fazla fark olacağının anlaşılmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı G. vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarda açıklanan sebeplerle davalı G. vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükümün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1.016,08 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı G.'den alınmasına, 14.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi
Old 27-03-2012, 20:54   #7
tiryakim

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

17.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/10328
Karar: 2010/1359
Karar Tarihi: 22.02.2010

TASARRUFUN İPTALİ DAVASI - DÖRDÜNCÜ KİŞİ KONUMUNDA BULUNAN DAVALI - BEDEL FARKININ KOŞULLARI VAR İSE BORÇLU İLE ÜÇÜNCÜ KİŞİ ARASINDA YAPILAN TASARRUF İÇİN TEK BAŞINA İPTAL NEDENİ OLMASI - DAVANIN İSPAT EDİLEMEMİŞ OLMASI

ÖZET: Dördüncü kişi konumunda bulunan davalı A... hakkında da davanın kabulüne karar verilirken bedel farkı gerekçe olarak gösterilmiş ise de bedel farkı koşulları var ise borçlu ile 3. kişi arasında yapılan tasarruf için tek başına iptal nedenidir. Üçüncü kişi ile 4. kişi arasında yapılan tasarruflarda yalnızca bedel farkı tek başına iptal sebebi olmayıp 4. kişinin, borçlunun maksadını bilen ya da bilmesi gereken kişilerden olduğunun sair bir ifade ile 4. kişinin kötüniyetli olduğunun ispatlanması gerekir. Somut olayda A.’nın kötüniyetli olduğu ispat edilmiş değildir. Bu nedenle A. hakkındaki açılan davanın ispat edilememiş olması sebebiyle reddi gerekir. A. hakkındaki davanın reddedilmesi halinde ise davanın bedele dönüşeceği ve şartları varsa üçüncü kişinin bedel ile sorumlu tutulması gerektiği de mahkemece nazara alınması gerekir.

(2004 S. K. m. 277, 282, 283)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı sebeplerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içerisinde davalı F. vekili ve davalı A. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı vekili, davalı borçlu S. aleyhine icra takibi yaptıklarını borcu karşılayacak haciz kabil malının kabul bulunmadığını ileri sürerek davalı borçlunun dava konusu taşınmazı davalı eşi F.’e onun tarafından da sair davalı A.’ya satışına ait tasarrufların iptal edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı F. vekili ve davalı A. vekili ile davalı borçlu S. davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, dava konusu taşınmazın satışının düşük bedellerle gerçekleştirildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı F. vekili ve davalı A. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

İcra ve İflas Yasasının 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da <iyiniyet kurallarına aykırılık> sebebiyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.

İcra ve İflas Kanununu 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötüniyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.

Mahkemece, taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden borçlu adına 6096 ada 6 parselde kayıtlı 7 adet bağımsız bölüm, Bekiralanı Köyü 1780 parselde kayıtlı arsa, Adana-Bahçe 180 ada 59 parselde kayıtlı taşınmaz, Mersin Nusratiye Mahallesi 1372 ada 1 parsel s. taşınmazın bulunduğu ve 33 .. 088 plakalı aracın da borçlu adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca davacının icra dosyasına verdiği 22.07.2005 günlü mal beyanı dilekçesinde belirttiği kurumlardan olan alacakları dolayısıyla davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı da belirli değildir. Hal böyle olunca davalı borçlunun aciz halinin gerçekleştiğine ait inceleme yeterli değildir.

Diğer yandan 4. kişi konumunda bulunan davalı A. hakkında da davanın kabulüne karar verilirken bedel farkı gerekçe olarak gösterilmiş ise de bedel farkı koşulları var ise borçlu ile 3. kişi arasında yapılan tasarruf için tek başına iptal nedenidir. Üçüncü kişi ile 4. kişi arasında yapılan tasarruflarda yalnızca bedel farkı tek başına iptal sebebi olmayıp 4. kişinin, borçlunun maksadını bilen ya da bilmesi gereken kişilerden olduğunun sair bir ifade ile 4. kişinin kötüniyetli olduğunun ispatlanması gerekir. Somut olayda A.’nın kötüniyetli olduğu ispat edilmiş değildir. Bu nedenle A. hakkındaki açılan davanın ispat edilememiş olması sebebiyle reddi gerekir. A. hakkındaki davanın reddedilmesi halinde ise davanın İİK’nın 283/2 maddesinde öngörüldüğü biçimde bedele dönüşeceği ve şartları varsa 3. kişi F.’in bedel ile sorumlu tutulması gerektiği de mahkemece nazara alınması gerekir.

Yukarıda açıklanan hususlar muvacehesinde gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi isabetli değildir.

Sonuç: Yukarda açıklanan sebeplerle davalı F. vekili ve davalı A. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istem halinde temyiz eden davalı F. ve A.'ya geri verilmesine 22.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
6100 Sayılı Hmk ' ya Göre Yargıtay İlamı tiryakim Meslektaşların Soruları 8 19-04-2012 15:39
Yargıtay İlamı Neyi Anlatmaktadır ? tiryakim Meslektaşların Soruları 31 16-02-2012 20:23
Yargıtay İlamı Arıyorum tiryakim Meslektaşların Soruları 1 01-01-2012 22:11
Benzer Nitelikte Yargıtay İlamı tiryakim Meslektaşların Soruları 4 23-12-2011 23:20
İİK MD 272 - yetki sorunu - Yargıtay İlamı justicewarior Meslektaşların Soruları 1 28-01-2009 16:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06310511 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.