Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Bir şirket başka şirketin keşideci olduğu çeke kefil olabilir mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 30-01-2008, 14:45   #1
Semanur

 
Önemli Bir şirket başka şirketin keşideci olduğu çeke kefil olabilir mi?

Yardımcı olmayanlara teşekkür ederek başlıkta yer aldığı gibi sorumu yineliyorum:
Bir şirketin keşideci olduğu çeke başka bir şirket kefil olabilir mi?
Old 30-01-2008, 17:59   #2
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Kefaletten ziyade TTK 692 vd maddelerinde değerlendirilen AVAL 'i kullanarak şirket çekine şirketi avalist yapabilirsiniz.Çekte de aval mümkün olup kararları incelenizi rica ediyorum.

Yol göstermesi açısından konunun uygulaması ile ilgili kararlar aktarıyorum.
Saygılarımla

Çekte Aval ile ilgili
T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/19913

K. 2003/22413

T. 13.11.2003

• ŞİRKET MÜDÜRÜ ( Şirket Müdürü Olan Takip Borçlusunun Şirket Kaşesi Altındaki İmzasının Biri Keşideci Şirket Sorumluluğunu Diğeri Aval Veren Şahıs Olarak Kendi Sorumluluğunu İçermesi )

• İMZA ( Şirket Müdürü Olan Takip Borçlusunun Şirket Kaşesi Altındaki İmzasının Biri Keşideci Şirket Sorumluluğunu Diğeri Aval Veren Şahıs Olarak Kendi Sorumluluğunu İçermesi )

• KAŞE ALTINDAKİ İMZA ( Şirket Müdürü Olan Takip Borçlusunun Şirket Kaşesi Altındaki İmzasının Biri Keşideci Şirket Sorumluluğunu Diğeri Aval Veren Şahıs Olarak Kendi Sorumluluğunu İçermesi )

• KEŞİDECİ ( Şirket Müdürü Olan Takip Borçlusunun Şirket Kaşesi Altındaki İmzasının Biri Keşideci Şirket Sorumluluğunu Diğeri Aval Veren Şahıs Olarak Kendi Sorumluluğunu İçermesi )

• AVAL VEREN ( Şirket Müdürü Olan Takip Borçlusunun Şirket Kaşesi Altındaki İmzasının Biri Keşideci Şirket Sorumluluğunu Diğeri Aval Veren Şahıs Olarak Kendi Sorumluluğunu İçermesi )

• SORUMLULUK ( Şirket Müdürü Olan Takip Borçlusunun Şirket Kaşesi Altındaki İmzasının Biri Keşideci Şirket Sorumluluğunu Diğeri Aval Veren Şahıs Olarak Kendi Sorumluluğunu İçermesi )

6762/m.692/6,706


ÖZET: Şirket müdürü olan takip borçlusunun şirket kaşesi altındaki imzanın biri keşideci şirket sorumluluğunu, diğeri aval veren şahıs olarak kendi sorumluluğunu içerdiğinin kabulü gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : İcra dosyasında takibe konu edilen 10.05.2002 keşide tarihli çektir. Mercii kararında ise bunun bono olarak nitelendirildiği görülmektedir. TTK' nun 692/6. maddesi ve fıkrasında aynen "çeki çeken kimsenin ( keşidecinin ) imzasını zorunlu kılmıştır. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiş birden fazla imzanın bulunması koşul olarak kabul edilmemiştir.
Somut olayda, takip konusu olan çekin keşidecisi E.Ltd.Şti. olup, diğer borçlu Aslan'ın da çekin keşide tarihinde keşideci şirketin sorumlu müdürü olduğu şikayet dilekçesinin 1 no'lu bendindeki açıklamalardan anlaşılmaktadır.
Çekte, aval çekin özelliği gözönünde tutularak TTK' nun 706. maddesinde farklı bir düzenleme getirilmiştir. Madde metninde "çekte yazılı bedelin ödenmesi, kısmen veya tamamen aval ile temin olunabilir" hükmüne yer verildikten sonra, İkinci fıkra da ise, "bu teminat muhatap hariç almak üzere 3. bir şahıs yahut çek üzerinde esasen imzası bulunan bir kimse tarafından da verilebilir" denilmektedir.
Bu nedenlerle şirket müdürü olan takip borçlularından Aslan'ın keşideci şirket kaşesi altında atmış olduğu imzanın birisi keşideci şirketin sorumluluğunu, diğer imzasının da yukarıda açıklanan madde uyarınca aval veren şahıs olarak kendi sorumluluğunu içerdiği kabul edilmelidir.
Açıklanan nedenlerle şikayetin reddi yerine kabulüne karar verilip borçlu Aslan yönünden takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mercii kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 13.11.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Avalin içeriği ile ilgili

T.C.
YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/21111

K. 2003/23416

T. 2.12.2003

• KEFİL ( Kefilin Aval Veren Konumunda Olması ve Aynen Keşideci Gibi Borçtan Sorumluluğun Bulunması )

• AVAL VEREN ( Kefilin Aval Veren Konumunda Olması ve Aynen Keşideci Gibi Borçtan Sorumluluğun Bulunması )

• KEŞİDECİ ( Kefilin Aval Veren Konumunda Olması ve Aynen Keşideci Gibi Borçtan Sorumluluğun Bulunması )

• BORÇTAN SORUMLULUK ( Kefilin Aval Veren Konumunda Olması ve Aynen Keşideci Gibi Borçtan Sorumluluğun Bulunması )

6762/m.626,690


ÖZET: ( Kefil ) aval veren konumunda olup aynen keşideci gibi borçtan sorumludur. Bu nedenle TTK.nun 690. madde göndermesi ile 626. maddesinin somut olayda uygulama yeri yoktur.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı ve borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : 1-Tarafların İddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlu vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE;
2-Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Takip dayanağı bonoda Abdullah ( Kefil ) aval veren konumunda olup aynen keşideci gibi borçtan sorumludur. Bu nedenle TTK.nun 690. madde göndermesi ile 626. maddesinin somut olayda uygulama yeri yoktur. Mercice aksine düşüncelerle Abdullah'a anılan madde koşullarında protesto gönderilmediğinden bahisle bu borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 02.12.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Nasıl yapılması gerektiği ile ilg
T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/9816

K. 2003/1007

T. 4.2.2003

• MENFİ TESPİT DAVASI ( Aval Şerhi Poliçe veya Alonj Üzerine Yazılacağı - Senedin Arka Yüzüne Atılan Herhangi Bir Kayıt Taşımayan İmza Aval Olarak Kabul Edilemeyeceği )

• AVAL ŞERHİ ( Poliçe veya Alonj Üzerine Yazılacağı - Senedin Arka Yüzüne Atılan Herhangi Bir Kayıt Taşımayan İmza Aval Olarak Kabul Edilemeyeceği )

• SENEDİN ARKA YÜZÜNE ATILAN İMZA ( Herhangi Bir Kayıt Taşımayan İmza Aval Olarak Kabul Edilemeyeceği )

6762/m.613/1


ÖZET : Dava menfi tespit talebidir. TTK.nun 613/1. maddesi gereğince, aval şerhi, poliçe ( bono ) veya alonj üzerine yazılır. Senedin arka yüzüne atılan herhangi bir kayıt taşımayan imza aval olarak kabul edilemez. Mahkemece davacı şirket temsilcisi Recep Örenli'nin hiçbir kayıt içermeden ve ciro zinciri oluşturulmadan şirket adına bononun arka yüzünü imzalaması nedeniyle davacı şirketin keşideci lehine aval verdiği kabul edilerek borçtan sorumlu tutulması isabetsizdir.
DAVA : Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalının müvekkili şirket ile birlikte Recep Örenli aleyhine 15.3.2000 keşide tarihli 30.10.2000 ve 30.11.2000 vade tarihli iki ayrı bonoya dayanarak icra takibine giriştiğini, usulüne uygun bir ciro zinciri bulunmadığı için bu bonolara dayanılarak müvekkili şirket aleyhine takip yapılamayacağını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tesbitine ve %40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, asıl borçlu Recep Örenli'nin kendi üzerine kayıtlı mal varlığı olmadığı için müvekkilinin talebi ile davacı şirketin yetkilisi Recep Örenli'nin bonoların arka yüzünü aval sıfatı ile şirket adına imzaladığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuş, davacının %40 tazminata mahkum edilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı şirketin aval sıfatı ile Recep Örenli ile birlikte borçlu olduğu kanaatine varılarak menfi tespit davasının reddine, davacı tarafından alacağın tahsilinin geciktirilmesi söz konusu olmadığından davalının tazminat talebinin yerinde olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
TTK.nun 613/1. maddesi gereğince, aval şerhi, poliçe ( bono ) veya alonj üzerine yazılır. Senedin arka yüzüne atılan herhangi bir kayıt taşımayan imza aval olarak kabul edilemez. Mahkemece davacı şirket temsilcisi Recep Örenli'nin hiçbir kayıt içermeden ve ciro zinciri oluşturulmadan şirket adına bononun arka yüzünü imzalaması nedeniyle davacı şirketin keşideci lehine aval verdiği kabul edilerek borçtan sorumlu tutulması isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 04.02.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi. yarx


Çekte avalin mümkün olduğu ile ilgili
T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/23322

K. 2005/25630

T. 21.12.2005

• ÇEKTE BANKANIN SORUMLULUĞU ( Muhatap Bankaya Çek Bedelinin Ödenmesi için Borçlu Sıfatıyla Müracaat Edilememesi )

• ÇEKTE SORUMLULUK ( Çeki Keşide Eden-Ciro Edenler ve Aval Veren Kimselerin Hamile Karşı Müteselsilen Borçlu Sıfatı ile Sorumlu Olması )

6762/m.636,701,730

3167-1/m.10


ÖZET : TTK.nun 636/1. madde hükmü gereğince çeki keşide eden, ciro edenler ve aval veren kimseler hamile karşı müteselsilen borçlu sıfatı ile sorumludurlar. TTK.nun 701/4. maddesi gereğince muhataba yapılan ciro makbuz hükmünde olduğu gibi, muhatap bankanın TTK.nun 636/1. maddede sayılan çek borçlusu sıfatı da bulunmadığı için hamil çek nedeniyle keşideci yanında cirantalara ve bunlara aval verenler hamile karşı sorumludurlar. Muhatap bankaya çek bedelinin ödenmesi için borçlu sıfatıyla müracaat edemez.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : TTK.nun 730/12 maddesi göndermesi ile çeklerde de uygulanması gereken TTK.nun 636/1. madde hükmü gereğince çeki keşide eden, ciro edenler ve aval veren kimseler hamile karşı müteselsilen borçlu sıfatı ile sorumludurlar. TTK.nun 701/4. maddesi gereğince muhataba yapılan ciro makbuz hükmünde olduğu gibi, muhatap bankanın TTK.nun 636/1. maddede sayılan çek borçlusu sıfatı da bulunmadığı için hamil çek nedeniyle keşideci yanında cirantalara ve bunlara aval verenler hamile karşı sorumludurlar. Muhatap bankaya çek bedelinin ödenmesi için borçlu sıfatıyla müracaat edemez. Mahkemece 15.02.2005 keşide tarihli çek yönünden de şikayetin kabul edilmesi gerekirken 3167 sayılı Kanun 4814 sayılı Kanun'la değişik 10. maddesi gerekçe gösterilerek bu çek yönünden şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 21.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

kefalet ile benzerliği ile ilgili


T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/9833

K. 2004/14255

T. 4.6.2004

• AVAL VERENİN SORUMLULUĞU ( Senedin Asıl Keşideci Borçlu Yönünden Bono Vasfında Sayılmadığı Takdirde Avalist Yönünden de Bono Vasfında Sayılmaması )

• BONODA BULUNMASI GEREKEN UNSURLARI ( Tanzim Yeri ve Ödeme Yeri Unsurlarını Taşımayan Bononun Keşideci Yönünden Bono Vasfında Sayılmayacağından Avalist Yönünden de Bono Vasfında Sayılmaması-Avalistin Adresinin Bonoda Yazılı Olmasının Sonucu Değiştirmemesi )

6762/m.614,688,689


ÖZET : Senet, lehine taahhüt altına girdiği kişi gibi senetteki borçtan sorumlu olan avalist bakımından bono unsurları taşısa bile, asıl keşideci borçlu yönünden bono vasfında sayılmadığı takdirde, avalist yönünden de bono vasfında sayılmaz. Tanzim yeri ve ödeme yeri unsurlarını taşımayan bono, keşideci yönünden bono vasfında sayılmayacağından, avalist yönünden de bono vasfında sayılmaz. Avalistin adresinin bonoda yazılı olması, sonucu değiştirmez.
DAVA : Alacaklının A. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2003/1761 E. ve 9.7.2003 tarihli ihtiyati haciz kararına dayanarak takibi başlatmış olması sebebiyle İcra Mahkemesince yetki itirazının reddi yerinde ise de; TTK'nın 688/6. maddesi gereğince senedin tanzim yeri unsurunu taşımadığı, ayrıca TTK'nın 689/4. maddesi hükmü gereğince de tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı bir yer ismi de bulunmadığından, senet tanzim yeri ve ödeme yeri unsurunu ihtiva etmediğinden bono vasfında sayılamaz. Senette bulunması zorunlu olan tanzim yeri ve tanzim edenin adresi senet keşidecisi için geçerli olup TTK'nın 614. maddesi hükmüne göre, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi senetteki borçtan sorumlu olan avalistlerin adreslerinin senette yazılı olması hali yukarıda açıklanan zorunluluğu gidermez.
SONUÇ : Hal böyle olunca, asıl keşideci borçlu yönünden bono vasfında sayılmayan senedin avalist yönünden de bono vasfında sayılamayacağının kabulü gerekirken reddi isabetsizdir. T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/343

K. 2004/5940

T. 15.3.2004

• MÜTESELSİL SORUMLULUK ( Çek Nedeniyle Asıl Borçlu Keşidece Yanında Cirantalar ve Bunlara Aval Verenler Hamile Karşı Olduğu - Borçlular Hakkında Kambiyo Senetlerine Özgü Yol İle Başlatılan Takipte Muhatap Banka Hakkında Takip Yapılamayacağı )

• KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS TAKİP ( Çek Nedeniyle Asıl Borçlu Keşidece Yanında Cirantalar ve Bunlara Aval Verenler Hamile Karşı Müteselsil Borçlu Sıfatıyla Sorumlu Olduğu - Muhatap Banka Hakkında Takip Yapılamayacağı )

• BANKANIN SORUMLULUĞU ( 3167 Sayılı Yasa Gereğince Yargılama İle Belirlenebileceği - Çek Nedeniyle Asıl Borçlu Keşidece Yanında Cirantalar ve Bunlara Aval Verenler Hamile Karşı Müteselsil Borçlu Sıfatıyla Sorumlu Olduğu/Banka Hakkında Takip Yapılamayacağı )

6762/m.636,730


ÖZET : Çek nedeniyle asıl borçlu keşidece yanında, cirantalar ve bunlara aval verenler hamile karşı müteselsil borçlu sıfatıyla sorumludurlar. Borçlular hakkında kambiyo senetlerine özgü yol ile başlatılan takipte muhatap banka hakkında takip yapılamaz. Adı geçen bankanın 3167 sayılı yasa gereğince sorumlu olup olmadığı yargılama ile belirlenebilecek bir husustur. Bu nedenle, muhatap banka yönünden kambiyo senetlerine mahsus yol ile başlatılan takibin tümden iptali gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Alacaklı Kadir Çetintaş vekili tarafından borçlular hakkında 3.750.000.000 TL. asıl alacak ve eklentilerinin tahsili için kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçilmiş ve adı geçenlere örnek 163 numaralı ödeme emri tebliğ edilmiştir. İcra takibinin dayanağı 30.07.2003 keşide tarihli hamiline düzenlenen çek olup, muhatap banka Akbank Sivas şubesidir. TTK.nun 730/12. maddesinin göndermesi ile çekler hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 636. maddesi gereğince çek nedeniyle asıl borçlu keşidece yanında, cirantalar ve bunlara aval verenler hamile karşı müteselsil borçlu sıfatıyla sorumludurlar. Borçlular hakkında kambiyo senetlerine özgü yol ile başlatılan takipte yukarıda yazılanlar dışında muhatap banka hakkında takip yapılamaz. Adı geçen bankanın 3167 sayılı yasa gereğince sorumlu olup olmadığı yargılama ile belirlenebilecek bir husustur. Bu nedenle, muhatap banka yönünden kambiyo senetlerine mahsus yol ile başlatılan takibin tümden iptali yerine, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 15.03.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/6463

K. 2001/9351

T. 26.11.2001

• ÇEK HAMİLİNİN MÜRACAAT HAKKI ( Karşılıksız Çekin Dava Dışı Kişiye Cirosu - Takipte Menfi Tesbit Davasının Keşideci Lehine Sonuçlanması )

• KEŞİDECİ CİRO EDEN VEYA AVAL VERENİN MÜTESELSİL SORUMLULUĞU ( Karşılıksız Çek )

6762/m.636, 720, 722, 730/12


ÖZET : Yetkili son hamil olduğu ve çeki süresinde bankaya ibraz ettiği çekişmesiz olan davacının, çeki süresinde ibraz ederek ödenmediğini tesbit ettirmesine, hamilin, cirantalar, keşideci ve diğer sorumlulara karşı ttk.nun 722. Maddesi hükmünde yazılı kapsamda müracaat hakkı bulunmasına, bir çeki keşide ve ciro eden veya aval veren kimselerin, hamile karşı müteselsilen borçlu sıfatıyla sorumlu olmalarına göre, davacının müracaat hakkını kaybetmediği dikkate alınarak davanın çözümlenmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Malatya Birinci Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 4.4.2001 tarih ve 2000/383-2001/198 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalının keşide ettiği 120.000.000.-TL bedelli hamiline çekin, ciro yolu ile müvekkiline geçtiğini ancak çekin karşılıksız olması nedeniyle, tahsil edilemediğini, daha sonra müvekkilinin çeki dava dışı Emir'e ciro ettiğini, bu kişinin keşideci davalı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile icra takibine giriştiğini, ancak davalının bu kişi aleyhine ve imzası bulunmadığı için açtığı menfi tesbit davasının davalı lehine sonuçlandığını, dolayısıyla çek bedelini davalıdan tahsil edemeyen bu kişinin çeki iade etmesi üzerine müvekkilinin çek bedelini bu kişiye ödediğini ve tahsil edemediği için zarara uğradığını ileri sürerek, çek bedeli olan 120.000.000.-TL'nın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin çeki dava dışı Cemal'e hamiline keşide edip teslim ettiğini, dolayısıyla çeki Cemal'den ciro yoluyla alan davacı ile müvekkili arasında temel ilişki bulunmadığını, davacının ciro ettiği dava dışı Emir Ömer'in başlattığı takip üzerine müvekkilinin açtığı menfi tesbit davasının müvekkili lehine sonuçlanıp, kesinleştiğini, bu ilama rağmen müvekkili aleyhine açılan alacak davasının reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar doğrultusunda çekin bir ödeme aracı olduğu ve yazılı miktar kadar alacağa kesin bir delil olamayacağı, çekteki imza inkar edilmediği sürece davacının alacak iddiası hakkında yazılı delil başlangıcı sayılabileceği, dolayısıyla tanık dinlenebileceği, ancak davacının çekte ve kesinleşen ilamdan başka bir delile dayanmadığı ve davalıya yemin teklif etmeyeceğini beyan ettiği gerekçeleriyle, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, çekin son hamili davacının, davalı keşideci aleyhine açtığı çek bedelinin tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
Davacının yetkili son hamil olduğu ve çeki süresinde bankaya ibraz ettiği noktalarında bir uyuşmazlık yoktur.
Bilindiği üzere, çeki süresinde ibraz ederek ödenmediğini, TTK.nun 720. maddesi uyarınca tesbit ettiren hamilin, cirantalar, keşideci ve diğer çek sorumlularına karşı aynı Kanun'un 722. maddesi hükmünde yazılı kapsamda müracaat hakkını kullanabilme hakkına haizdir. Aynı Kanun'un 730/12. bendi hükmü uyarınca çeklerde de uygulama alanı bulan aynı Kanun'un 636. madde hükmüne kıyasen bir çeki keşide ve ciro eden veya aval veren kimseler halime karşı, müteselsilen borçlu sıfatıyla sorumludurlar.
Mahkemece, davacının müracaat hakkını kaybetmediği dikkate alınarak, davanın çözümlenmesi gerekirken, sanki müracaat hakkı kaybedilmiş gibi değerlendirilerek ve yazılı gerekçelerle temel ilişkinin kanıtlanamadığı sonucuna varılarak ve bunun dışında dava konusu çekin bir kambiyo senedi vasfını kaybetmediği dikkate alınmadan, bu çekten dolayı ayrıca alacaklı oluğunun ispat külfeti çek hamili davacıya yüklenmek suretiyle davanın reddi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına ( BOZULMASINA ), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.11.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Şirket Birleşmesi-İnfisah olan şirketin taraf olduğu sözleşmeler Av. Rahşan KÜPELİ Meslektaşların Soruları 1 23-01-2008 16:30
şirketin levha borcu ve şirket sahibinin değişmesi hakan68 Meslektaşların Soruları 1 30-10-2007 10:43
Davalı İşverenin Başka Dosyasındaki Kesinleşmiş Maaş Miktarı Delil Olabilir Mi? Av.Selim Balku Meslektaşların Soruları 2 26-06-2007 15:12
bonoda keşideci ve lehdar aynı kişi olabilir mi avukat_selcuk_bey Meslektaşların Soruları 1 23-04-2007 13:10


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11698008 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.