20-05-2002, 07:06 | #1 |
|
Türkiye'nin Hazinesi:Bor Madeni
Borla çalışan araba üretildi; Türkiye kıskaçta
Arabayı bor madeniyle çalıştıracak patentli 600 proje olduğu ortaya çıktı. Daimler–Chrysler, seri üretime bile geçti. Ancak bu gelişmeler Türkiye’ye yansıtılmıyor. Çünkü Türkiye, dünya rezervinin yüzde 70’ine sahip ve uluslararası tröstler Türkiye uyanmadan bu kaynağı ele geçirmeyi planlıyor. Dünya rezerv yekûnunun yaklaşık yüzde 70’inin Türkiye’de olduğu bor madeniyle çalışan araba üretildiği ortaya çıktı. Bu alanda patenti alınmış yaklaşık 600 tane proje bulunuyor. Amerikan Millenium Cell (MC) ve stratejik ortağı Daimler–Chrysler (DC), seri üretime bile geçti. Ancak uluslararası tröstler, bu gelişmeleri ülkemizdeki ‘bor’ zenginliğine egemen olmak için Türkiye’den kaçırıyor. Aksiyon dergisinde yayımlanan habere göre, konuyla ilgili gelişmelerden biri Scientific American dergisinin Mayıs 2002 sayısında yayımlandı. ‘Düşünülebilecek en temiz yakıt’ başlığıyla verilen haberde, kimyager Steven Amendola’nın Ford Explorer model otomobili bor bileşiklerinden elde edilen yakıtla çalıştırdığı anlatılıyordu. ABD'li kimyager Amendola’ya göre, sodyum bor hidritle çalışan otomobilin hem menzili iki katına çıkıyor, hem patlama ihtimali olmadığı için tam güvenli oluyor, hem çevre kirliliği olmuyor, hem de yakıt kullanıldıktan sonra tekrar değerlendirilebiliyor. Benzinle çalışan otomobillerde yakıtı depolama sorunu olduğu için menzili düşüyor. Borla çalışanlardaysa bu sorun ortadan kalkıyor. Araç, sodyum bor hidrit maddesi ile suyun oluşturduğu hidrojenin yakıt pillerine ulaşması ve açığa çıkan enerjinin mekanik enerjiye dönüşmesiyle yürüyor. Bor konusu özellikle son yıllarda Türkiye gündeminden hiç inmedi. Bilgisayardan silaha, nükleer teknolojiden akaryakıta kadar birçok alanda kullanılan bor, ister istemez birçok çevrenin ilgi odağı. Tartışmalar, bazı kişi ve güçlerin özelleştirme furyasını da arkalarına alarak, bu cazip ve stratejik madeni “iç etmek” istediğinden, uluslararası tröstlerin Türkiye’yi bor konusunda baskı altına aldığına, boru devletin yeterli kârlılık ve verimlilikte kullanamadığına kadar uzanıyor. Devlet Denetim Elemanları Derneği (DENETDE) Başkanı Atılay Ergüven de bor gibi hayati önemi olan konulardaki gelişmelerin Türkiye’ye geç yansımasını, “Batılılar Türkiye’ye bor teknolojisinin gelmesini önledikleri gibi, o konudaki gelişmeleri de duyup, borun önemini kavramamızı istemiyorlar.” sözleriyle izah ediyor. Dünya bor rezervinin yüzde 70’i Türkiye’de. Bizi yüzde 13’le ABD izliyor. Rezervlerini yıllar önce kullanmaya başlayan Amerika’nın, kendi topraklarından çıkarabileceği miktar gittikçe azalıyor. Bor zengini Türkiye ise bu potansiyelini ancak ham bor ürünü satarak değerlendirebiliyor. Mamul bor ürünleri üretebilmek için gerekli teknoloji Türkiye’de yok. Çünkü Batılı ülkeler bor teknolojisini bize vermeyi hep reddediyor. Ham cevher olarak adeta sudan ve kumdan ucuza sattığımız bor, bize pahalı ithal ürünler olarak geri dönüyor. Ahmet Aksu / İstanbul 20.05.2002 , ZAMAN |
30-03-2004, 21:53 | #2 |
|
Sayın suatuyar,
Sadece batılılar değil kendi ülkemizde yaşayan şarklılar dahi borun önemini anlamamızı istemiyorlar.Borun dışında ki yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizin hiçbirini bilmiyor ve öneminide kavrayamıyoruz.BM de imzaya açılan su kaynaklarıyla ilgili metini bilmiyoruz. Popstar,topstar ...bilimum starları biliyoruz.Çok mütevazi olduğumuzdan bunlar bize yetiyor... Saygılarımla. |
31-03-2004, 15:13 | #3 |
|
Fazla değil bundan yirmi yıl sonra dünya petrol rezevleri bitince ne olacak dersiniz? Dünya ekonomi devleri (otomotiv,petrol şirketleri, sanayi ) zor duruma düşecekler.
Ülkemizin değerlendirilemeyen zengin yeraltı ve yerüstü kaynakları ve insan gücü bulunmaktadır.Bunları değerlendirmemizi istemeyen kişilerin dedikleri olmaktadır. Bilgi çağındayız teknolojik gelişmeler baş döndürücü bir hızla gelişmekte, bilgiye büyük bir hızla ulaşılmakta, bizim ülkemize gelmeden tükenmektedir.Bilgi çağında eğitime bilime önem vermeyen,sadece söyleneni yapan, araştırma gereği duymayan, eğlenceye düşkün insanlarımız var. Bunu üzülerek görüyorum. Oysa insanımızın yüksek zeka potansiyeli olduğunu biliyorum. Bu potansiyelini işin üç kağıdına değil, doğrusuna yönlendirilseler eminim bugün gelişmiş ülkeler seviyesinde olurduk. Kendimiz keşfederdik, bilgi ithal etmek yerine. Eğitimci olarak söylüyorum. Öğretmeye çalışıyoruz. |
01-04-2004, 23:43 | #4 |
|
Sayın nursel citil,
Enerji fırtınaları bir diğer deyimle büyük orta doğu projesi gündemdeyken ben fazla iyimser değilim.Aziz Nesin' in zekamıza ilişkin sözlerini hala unutamadım. Saygılarımla. |
02-04-2004, 08:24 | #5 |
|
Bende fazla umutlu değilim. Ama Nasrettin Hoca gibi göle yoğurt çaldım.Ya tutarsa...
|
25-01-2007, 17:45 | #6 |
|
Neden? (bor mineralleri...)
Neden bor minerallerini işleyemiyoruz?
Neden Bu teknolojiye sahip değiliz? Maden Mühendisleri ne işle iştigal ederler? |
08-04-2009, 05:47 | #7 |
|
Bor minerallerini işliyoruz. Bandırma'da ve Kütahya Emet'te oldukca büyük sayılacak "işleme" fabrikalarımız var.
Neden bu teknolojiye sahip değiliz sorusunun cevabı: Hangi teknolojiye sahibiz ? Maden Mühendislerinin iştigal konusu ,hukukcuların hukuk ile ilgili iştigal konusunun benzeridir. |
10-04-2009, 22:31 | #8 |
|
Etibank, 1935 yılında, Atatürk'ün direktifi ile Türkiye'nin yeraltı kaynaklarını işletmek ve değerlendirmek üzere, sanayinin ihtiyacı olan madenleri, endüstriyel hammaddeleri, enerjiyi üretmek ve bu işlerin yapılması için gerekli sermayenin toplanacağı her türlü bankacılık işlemini yapması için kuruldu.
Demir madenciliği ve demir-çelik üretimi 1955'te Türkiye Demir Çelik İşletmeleri'ne, kömür madenciliği de 1957'de Türkiye Kömür İşletmeleri'ne devredildi. Önce Eti Holding A.Ş. olarak, sonra da Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü olarak iki defa yeniden yapılandırılmıştır. Eti Maden bugün, artık yalnızca Türkiyedeki Bor madenlerinin işletmesini yürüten bir maden-kimya sektörü kurumudur. Bütün hisseleri T.C. Hazinesine aittir. En önemli iştiraki Etimine SA. şirketidir. Bu şirket Lüksemburgda kurulmuştur ve dünya geneline yayılmış şubelerinde Eti Maden ürünlerinin pazarlamasını yapmaktadır. Etimine şirketinin %75 hissesi Eti Maden'e aittir. (Alıntı http://tr.wikipedia.org/wiki/Etibank) Peki şimdi Eti Maden İşletmeleri satılırsa ne olur? |
10-04-2009, 22:43 | #9 |
|
Bir bakıyorsunuz mail gruplarında bor, uranyum, bilmemneyum ile ilgili mesajlar. Yok 20 trilyon dolarlık rezerv varmış, herkes bizim madenlerin peşindeymiş, altın yumurtlayan tavukmuş, her derde devaymış da biz kıymetini bilememişiz falan...
Şehir efsanesi nedir bilir misiniz? |
10-04-2009, 23:17 | #10 |
|
Yada mesela REZERV MESELA yada REZERV SORUN kavramı duruma, manzaraya uyar mı?
|
12-04-2009, 11:41 | #11 |
|
Madenler ulusal varlıklarımız, Bor madenide dünyanın en fazla rezervi olması nedeni ile en büyük maden ulusal varlığımız. Ayrıca bu tür madenler stratejik maden sınıfındadır. Yani ulusal varlığımızın teminatlarından biridir. Anayasanın değiştirilemez hükümleri için gerekli hukuk ve ahlak kuralları
bor madeni içinde geçerli olmalıdır. Burada kısa vadeli kar zarar değil, uzun vadeli ulusal çıkarlar önemlidir. Aykırı bir örenek vereyim, Zonguldak'ta Taş Kömürü Kurumu her yıl genel olarak oldukca büyük zarar eder. Ancak hiçbir siyasetci Taş Kömürünün satılmasını aklına getiremez. Satılırsa ne olur sorusuna cevap, Anayasa'nın değiştirilemez hükümleri değiştirilmiş olur. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler | Nesrin D. | Meslektaşların Soruları | 4 | 23-08-2007 14:22 |
Kadın Hakları - Çocuk Hakları - Türkiye'nin Haksızlığı | Armağan Konyalı | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 8 | 25-08-2006 16:28 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |