|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
06-02-2009, 09:19 | #1 |
|
İlam Alınmadan Duruşma Zaptına Göre İcra Takibi Yapma
Bir tazminat dosyası yerel mahkemece karara çıkarılmış . Henüz gerekçeli karar yayınlanmadan davacı taraf ara kararı son duruşma zaptını dayanak göstererek kısmi İLAMSIZ TAKİP yapmıştır.
Bahse konu olayla ilgili aklıma takılan sorular: 1)Henüz gerekçeli karar yayınlanmadan ve gerekçeli karar tebliğe çıkarılmadan davacı tarafın son duruşma zaptını dayanak gösterek kısmi yada tam İLAMSIZ TAKİP yoluna gidebilir mi? (kanımca gidemez. bakiye harç ödenmeden ilamın tebliğe verilemesi düşünüldüğünde bakiye harç ödemeden ve ilam tebliğe çıkarılmadan İLAMSIZ takip yapılmış olunması kanuna karşı hiledir, hukuku arkadan dolanmadır ve İLAMIN içerik ve özelliğine aykırıdır.) 2)Söz konusu kararda bir den fazla davacı ve alacak olmasına rağmen son derece belirsiz bir şekilde "şu kadar" ilam bedeli diyerek ALACAK TESPİTİ VE İLAMSIZ TAKİBİ yapılır mı? (kanımca yapılamaz. alacağın kesin ve net olarak belirtilmesi gerekir. alacağın hangi kaleme ve hangi tarihe ait olduğu belirsizse MEVCUT TAKİP YOKLUKLA malul olması gerekir.) 3)Karara çıkmamış ve karara çıksa da bozulma ihtimali olan bir dosyada yapılan İLAMSIZ TAKİBE KARŞI; A)Borcumuz yoktur demek ne kadar doğrudur? B)Böyle bir dosyada TEHİRİ İCRA KARARI almak mümkün müdür? 4)Yapılan ilamsız takibi ben TALEP EDİLEBİLİR/İCRAYA KONULABİLİR BİR HAK VE ALACAK BAKİYE KARAR HARCININ ÖDENMEMESİ, KANUNA KARŞI HİLE, OBJEKTİF VE SÜBJEKTİF İYİ NİYET KURALLARINA AYKIRILIK, AHKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI, BORÇLUNUN KANUN YOLLARININ İTİRAZ VE ŞİKAYETLERİNİN TIKANMASI (TEHİRİ İCRA KARARI ALMA GİBİ) gibi unsurlara baktığımda MEVCUT TAKİBİN GEÇERSİZ OLDUĞUNU düşünüyorum. Söz konusu İLAMSIZ TAKİBE karşı takibin geçersiz ve talep edilebilirlikten yoksun olduğunu ileri sürererk yapacağımız şikayetimiz reddedilirse ŞİKAYET YOLUNA GİDİLECEĞİNDEN bu süreçte hacizdenk korunmak için İCRAYI durdurma yolu var mıdır? (kanımca borçlunun kötüniyetli ve dürüstlük kurallarına aykırı ve kanuna karşı hile yolu kullanılarak yapılan bir takipten dolayı hukukça korunması gerekir) Konuya ilişkin görüş sunacak ve emsal belirtecek tüm arkadaşlara şimdiden teşekkürlerimi iletiyorum... Saygı ve sevgiler... </I> |
06-02-2009, 09:55 | #2 |
|
Sayın KEZER,
Takibe, süresi içerisinde; (sizin cümlenizle) "TALEP EDİLEBİLİR/İCRAYA KONULABİLİR BİR HAK VE ALACAK " yoktur diyerek itiraz etmek -şimdilik - bence yeterli. Bu itiraz takibi durdurur. (Harcı ödenmemiş bir ilama dayanılarak infazı mümkün bir alacağın varlığı söz konusu olmaz diye düşünüyorum). Bundan sonraki aşamada, itirazın iptali yoluna gidildiğinde diğer durumlar nasılsa tartışılacaktır. Kolay gelsin. |
06-02-2009, 10:31 | #3 |
|
Yapılan takip ilama bağlı bir takip değil, birlirkişi raporu veya kısa karara göre ilamsız takip yapılmış, bence bir problem yok.
Burada ne hakkın kötüye kullanılması var, ne de kanuna karşı hile. Alacaklı biraz bekleyip daha güçlü bir takip yerine acelesi olduğu için daha zayıf bir takip yolunu seçmiştir. Kolay gelsin... |
06-02-2009, 13:14 | #4 |
|
Sayın BALKU, bilindiği gibi eksik bakiye harçlar tamamlanmadan ilamların tebliği mümkün değildir. Burada EKSİK BAKİYE harçtan kaçmak ve TEHİRİ İCRA kararı alınmasını önlemek için ilamsız takip yapılmış. Burada borcun kaynağı bir ilama dayanıyor ama ilamın TEBLİĞİ es geçilmiş. Alacaklı normalde ilamı alsa sonrasında İLAMSIZ takip yapsa diyecek bir şey olmaz...
Kanaatinize katılmıyorum. Yanıtınız için ayrıca teşekkürler... Saygılar... |
06-02-2009, 14:18 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Borcun kaynağı bir ilama dayanıyor ifadesi bana göre yanlıştır. Ortada Henüz bir ilam yoktur. Gerekçeli karar olmadan ve karar no olmadan bir ilamdan bahsetmek mümkün değildir. |
06-02-2009, 15:47 | #6 |
|
Ben olsam, öncelikle takibi durdurmak için "borca itiraz ederdim".
Alacaklı itirazın iptali davası açtığında, Yargıtay'daki dosya nedeniyle "derdestlik" itirazında bulunurdum. Muhtemelen, alacaklı vekilinin şark kurnazlığı sayesinde vekalet ücreti kazanırdım. |
06-02-2009, 15:57 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
suat beye katılıyorum.
güzel bir yaklaşım. katılıyorum. |
06-02-2009, 16:32 | #8 |
|
Sayın Av.Ahmet Kezer
Yargıtay 12.HD 19.11.2002 tarih ve 2002/28174 Esas , 2003 / 1262 Karar sayılı ilamında belirttiği üzere Ara kararları İİK.68 Maddesindeki belgelerden olduğundan ve kararın bütününü ihtiva ettiğinden genel haciz yolu ile takibe konulması mümkün ise de , davanın sonunda verilen ve tefhim edilen kısa karar , gerekçeli karar ile bütünlük arz edeceğinden müstakilen infaza KONULAMAZ . Şikayetin kabulüne karar vermek gerekir ken reddine karar verilmesi isabetsizdir. Karar işinize yarayacaktır. Saygılarımı sunarım .Av.Erdal Dülgar |
07-02-2009, 12:55 | #9 |
|
Açıklayıcı, doyurucu,ayrıntılı açık görüşlere ve sunulan emsal kararına içten teşekkürler...
Saygılarımla... |
08-02-2009, 00:31 | #10 |
|
Karşı taraf neden şark kurnazlığı yapmış anlamadım.
Gerekçeli karar tebliğ edilseydi de yine ilamsız takip yapabilirdi, bundan kime ne. Yapılan takibe bende itiraz edebilirdim, vekalet ücreti alırmıydım orası şüpheli. İzmir de bir iş mahkemesi var ismi önemli değil, kısa kararı verdikten 2-3 ay sonra gerekçeli kararı yazıyor, bekleyeceğime bende ilamsız takip açıyorum, bunun neresi şark kurnazlığı? Asliye Hukuk Mahkemesinde davam bitti, bakiye harç; üçbin küsur, müvekkil param yok diyor, borç alsam biter mi diyor... Adalet pahalı vesselam... Demem o ki, meselenin özünü bilmek gerek, tıpkı yukarıdaki kararın özünü bilmek gibi... Kolay Gelsin. |
08-02-2009, 15:20 | #11 |
|
İlamlı takip yapılsa borçlu TEHİRİ İCRA alacak ve kararın kesinleşmesine kadar ödeme yapılamayacak. Oysa ilamsız takipte TEHİRİ İCRA yok...
Vekili olduğum kurum devlet kurumu ve 400.000,00 TL lik bir icra takibinin ilamsız işleme konulduğunu , icra ve haciz tehdidinde ödeme yapıldığını bilahare İLAM YARGITAYCA bozulsa ödenen paraların İADESİ VE DÖNÜŞÜ fiilen imkansızdır... Dosya adli yardımlı bir dosya...Alacaklının hakkı kaybolmamış. En çok haciz müzekkeresi yazılır sonrasında ödeme yapılır ve ilam işleme konulur... Burada çok açık bir şekilde KANUNUN DOLANILMASI durumu var. HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASINI KANUN HİMAYE etmez. Hiç kimse hukuka ve yasaya aykırı eyleminden dolayı hukukça korunur bir hak ve menfaat elde edemez. Aksi hal İLAMLI TAKİP YOLUNUN VE İLAMLARIN etkisinin, güvencesinin zedelenmesine yol açar... |
08-02-2009, 19:22 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
İlamsız takipte tehiri icra yok çünkü buna gerek yok. Süresinde yapacağınız itirazla takibi durdurabilirsiniz. Takibin devam etmesi için karşı tarafın itirazın iptalini istemesi gerekir. Bu durumda da "derdestlik itirazında" bulunabilirsiniz. En kötü ihtimalle ilamı alınmayan kararın kesinleşmesini "bekletici mesele" yaptırabilirsiniz. Kısacası alacaklının bu şekilde hareket etmesinde hukuka aykırılık olmadığını, sizin de herhangi bir kaybınız bulunmadığını düşünüyorum. Saygılarımla... |
09-02-2009, 08:26 | #13 |
|
İlamsız takibe yapacağımız itiarz sonrasında bir de % 40 İcra İnkar Tazminatı ve vekalet ücreti ile karşılaşma riski yok mudur?
Ben görüşümde ısrarlıyım. Alacaklı kanuna karşı hileli davranış içerisine girmiştir. Kanunu dolananı kanun himaye etmez... Saygılar... |
09-02-2009, 23:06 | #14 |
|
sayın Ahmet bey bu bence avukatın seçimlik haklarından biiri gibi geldi bana daha kısa sürede sonuca gıdebılırım belkıde bazı muamelere gerek kalmaz dıye dusunmusde olabılır.Yapacagınız bır ıtıraz takıbı durdurmaya yetecektır.Bence burda bır kurnazlık yoktur
|
09-02-2009, 23:22 | #15 |
|
ilamlı takip yapılsa idi sorun var mı diye düşünülebilirdi, ama ilamsız takip yapıldığına göre bence sorun yok. Ha buna itiraz edilir mi, edilse ne olur? edilse bence haksız itiraz olur, zira mahkemenin kararı kesinleşmemiş olsa dahi, halen mevcut, dogmus bulunan bir karar var. Dogmus bulunan bir kararı hukuk duzeni nasıl yok sayabilir ki?
Ve hatta, kısa kararda hukmedilen rakamlar da belirlendigine gore, alacak likit hale gelmiş sayılır, ve itiraz durumunda inkar tazminatina da hukmedilebilir. Kanuna karşı hile olarak tefsir edebileceğimiz bir durum yok kanaatindeyim. |
10-02-2009, 09:30 | #16 |
|
İtiraz durumunda haksız çıkılsa dahi inkar tazminatının doğmaması gerekir. Halen yargılama devam etmektedir, bu sebeple de sübutu/miktarı yargılamaya bağlı bir alacak söz konusudur.
İyi günler dileklerimle. |
10-02-2009, 10:32 | #17 |
|
Alacaklı vekilinin kısa karardan önce (ya da bilirkşi raporundan sonra ) ilamsız icra yoluna gitmesi ile kısa karardan sonra ilamsız icraya gitmesi aynı şey diye düşünüyorum.Zira her iki durumda da alacağın miktarının tayini yargılama gerektirir, kısa karar alacağın likit hale geldiği ve yargılamanın bittiği anlamına gelmemekte zira ortada kesinleşmiş ilam yok temyiz halinde yargılama devam etmekte.Hal böyleyken itiraz edildikten sonra itirazın iptali davası açılması halinde derdestlik itirazında bulunmak mantıklı gibi geliyor.Kolay gelsin
|
10-02-2009, 14:05 | #18 |
|
Tüm yanıtlara tekrar teşekkürler... Saygı ve sevgiler...
|
10-02-2009, 20:33 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av.Selim Balku, Kendi yazdıklarınızla çelişmiyor musunuz? İlamsız takip yaptığınızda da harç yatırmayacak mısınız? Tamam bakiye ilam harcından az yatıracaksınız ama muhtemelen boşa giden harç olacaktır. Yine müvekkilinizi vekalet ücreti ödemeye mahkum edeceksiniz. Yine gerekçeli kararın yazılmasından sonra ilamsız takip yapılabileceğini ben de kabul etmekteyim. Ortada bir ilam var. Ancak, ara karar ilam hükmünde değildir. Daha henüz "alacaklı" değilsiniz. Diyelim ki, ara kararı takibe koydunuz. Borçlu borca itiraz etti. Dava açmayacak mısınız? Açtığınız davanın konusu ne olacaktır? İlk davanın konusu ile aynı olmayacak mıdır? Derdestlik itirazı gelirse, ne olacak? Boşuna masraf ve vekalet ücretine mahkum olacaksınız. Sonra müvekkile ne diyeceksiniz? Amaç müvekkili zarara sokmadan alacağı tahsil etmekse normal hukuki yollar denenmelidir. Diğer yollar denenirse, şark kurnazlığıdır. Bu deyime takıldıysanız,"bir işi kısa vadede bitirmeye çalışırken, gereğinden fazla uzamasına yol açan kişi" anlamında kullanılmıştır. |
11-02-2009, 23:11 | #20 | |||||||||||||||||||||||
|
Aziz meslektaşım; Dogru, muhakeme, teknik olarak devam etmektedir, elbette temyiz asamasi vardir, ama ortada, kesinleşmemis de olsa bir ilam var, hukuk duzeni bu ilami nasil gormezden gelebilir ki? Binaenaleyh, alacak likit hale gelmis sayilir, ve itiraz halinde inkar tazminatina hukmedilmek gerekir kanaatindeyim. Sevgi ile. |
06-07-2009, 12:26 | #21 |
|
ücret-i vekalet
Tartışmaya sonradan katılıyorum. Benzer bir durum daha var kanaatimce. Her meslektaşımızın başına gelmektedir. Kazanmış olduğumuz davalar neticesinde (ya da kısmi kabul ve red durumunda) hak edilen ilam vekalet ücretlerini, sırf davalı ya da davacı bakiye harcı ödemiyor diye tahsil edemeyecek miyiz? Sadece vekalet ücretini, mahkeme esas ve karar numarası belirtilerek ilamsız takibe koyamaz mıyıız? Böyle bir hakkımız yok ise mahkeme tarafından takdir edilen vekalet ücretini tahsil etmemiz, davalı ya da davacının bakiye harcı yatırması "keyfiyetine" bağlanmış mı olacak? (İnfazı, kararın kesinleşmesi şartına bağlı ilamları ayrık tutuyorum. [Gayrimenkulün aynına ilişkin davalar gibi])
|
21-02-2013, 15:18 | #22 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın meslektaşım
Acil bir şekilde bu karara ihtiyacım var ancak bulamadım. yardımcı olur musunuz?
|
01-03-2013, 16:42 | #23 |
|
İcra mahkemesinde takibin iptali talebiyle dava açtım, sonuçlanınca bilgi vereceğim.
|
04-03-2013, 18:17 | #24 |
|
Sayın avcigdem,
Karar Kazancı'da aynen aşağıdaki şekilde. Başka bir içerik yok. T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2002/28174 K. 2003/1262 T. 01.28.2003 DAVA : Ara kararlan İİK.'nun 68. maddesindeki belgelerden olduğundan ve kararın bütününü ihtiva ettiğinden genel haciz yolu ile takibe konulması mümkün ise de. davanın sonunda verilen ve tefhim edilen kısa karar gerekçeli kararla bütünlük arz edeceğinden müstakilen infaza konulamaz. Şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir. |
21-10-2021, 22:25 | #25 |
|
Amiyane tabirle konuyu hortlatayım.
Ortada hiç bu kısa karar yokken dahi alacaklı olduğunu iddia eden kişi ilamsız takip yapabilir mi? Yanıtımız evet ise başka sorum yok |
22-10-2021, 09:44 | #26 | |||||||||||||||||||||||
|
Evet, yapabilir. Ancak yukarıda detaylı olarak tartışıldığı üzere sonuç alabilir mi? Sorunun asıl cevabı budur |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Kooperatifler Kanunu 17. Md. Göre Çıkarılan Ortağın Alacağı - İcra Takibi | AVUKAT AYŞE | Meslektaşların Soruları | 6 | 08-02-2013 08:36 |
Avukat beyan ve itirazlarının duruşma zaptına geçirilmemesi halinde ne yapabilirim | Av. Songül Uslu | Meslektaşların Soruları | 16 | 18-10-2011 17:42 |
Fatih Adliyesinde "sadece" son duruşma zaptına bakılacak... | talveq | Şehirlerarası Nöbetçi Avukat | 6 | 05-08-2008 17:09 |
Çatalca Adliyesinde duruşma zaptına bakacak meslektaş | concept | Şehirlerarası Nöbetçi Avukat | 0 | 02-12-2007 15:21 |
Kayseri İş Mahkemesinde Duruşma Zaptına Bakacak Meslektaş | concept | Şehirlerarası Nöbetçi Avukat | 1 | 06-08-2007 11:51 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |