Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

BoŞanma Davasindan Sonra Satilan TaŞinmazin Muvazaa Nedenİyle Tapu İptalİ

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-06-2011, 17:33   #1
Av.Nur

 
Varsayılan BoŞanma Davasindan Sonra Satilan TaŞinmazin Muvazaa Nedenİyle Tapu İptalİ

Merhaba,
Açtığım bir boşanma davasında tazminat taleplerim ve 2002 yılından önce alınan bir ev nedeniyle açacağım katkı payı alacağı için ve eşin evi devretme girişiminde olması nedeniyle,taşınmaz üzerine tedbir konulmasını talep ettim. Aile Mahkemesi tebdir talebinin yargılamanın ileri safhalarında değerlendirilmek üzere reddetti.

Boşanma davası açılmasından 5 gün sonra davalı evi 3.kişiye devretti.Bunun üzerine Asliye Hukuk Mahkemesinde muvazaa nedenine dayalı tapu iptal davası açtım.Ancak bu kez de Asliye Hukuk Mahkemesi taşınmaz Didim'de olduğu için Didim Mahkemesinin yetkili olduğunu,taşınmazın aynından kaynaklanan davalarda kesin yetki nedeniyle davayı yetkiden reddedeceğini,bu nedenle tedbir veremeyeceğini söyledi.

Davanın taşınmazın aynından kaynaklanmadığını,taşınmazın tapusunun iptaline gerek olmadan,İİK 283/1 maddesi benzetme yoluyla haciz ve satış isteme yönünde karar tesis edileceğini,bunun kişisel hak olduğunu,bu nedenle genel yetki kuralları gereğince davalı ikametgahında dava açabileceğimi düşünüyorum.Bu konuda bana yardımcı olabilirseniz,hatta varsa -ben bulamadım-yargıtay kararı paylaşabilirseniz çok sevinirim.Şimdiden
Old 08-06-2011, 10:45   #2
üye32062

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

4.Hukuk Dairesi
Esas: 2002/10128
Karar: 2002/9476
Karar Tarihi: 17.09.2002


ÖZET: Dava muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalı hakkında açtığı boşanma davasında maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduğunu, davalının tazminat alacağını karşılıksız bırakmak için diğer davalı kızkardeşine davaya konu taşınmazı muvazaalı olarak sattığını belirterek satış işleminin iptali ile davalı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Tapu iptaline gerek olmadan davacının alacağını sağlamak için dava konusu taşınmazın haciz ve satışını isteyebilmeleri yönünde hüküm kurulması gerekirken istem gibi davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı adına tapuya tesciline karar verilmesi yanlış ise de yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden verilen hüküm düzeltilerek onanmıştır.

(2004 S. K. m. 277) (1086 S. K. m. 438)

Dava: Davacı Asuman Köksal vekili Avukat Selçuk Aksoy tarafından, davalılar Nursen Yılmaz ve Temel Köksal aleyhine 30.4.2001 gününde verilen dilekçe ile satış akdinin feshi ve tapu iptalinin istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 5.4.2002 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 17.9.2002 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılardan asil Nurşen Yılmaz ile karşı taraftan davacı vekili Avukat Rasim Hacımahmutoğlu geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2- Dava muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalı Temel Köksal hakkında açtığı boşanma davasında maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduğunu, davalının tazminat alacağını karşılıksız bırakmak için diğer davalı kızkardeşi Nursen Yılmaz'a davaya konu taşınmazı muvazaalı olarak sattığını belirterek satış işleminin iptali ile davalı Temel Köksal adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece dosya kapsamına uygun olarak muvazaanın kabulü ile boşanma davası sonunda davacının tahsili gereken alacağının İcra İflas Yasası'nın 283/1 maddesi benzetme yoluyla uygulanmak suretiyle tapu iptaline gerek olmadan davacının alacağını sağlamak için dava konusu taşınmazın haciz ve satışını isteyebilmeleri yönünde hüküm kurulması gerekirken istem gibi davaya konu taşınmazın Hasan Kurt adına olan tapu kaydının iptali ile davalı Temel Köksal adına tapuya tesciline karar verilmesi yanlış ise de yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK. nun 438. maddesi gereğince kararın düzeltilmesi gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (2 ve 3) nolu bentlerdeki <sözcük dizilerinin tamamı çıkarılarak yerine> davacının alacaklarını alabilmesi için dava konusu taşınmazın haciz ve satışını sağlayabilmesi sözcük dizisinin eklenmesine, kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17.09.2002 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Umarım yardımı olur iyi çalışmalar
Old 08-06-2011, 13:06   #3
Av.Nur

 
Varsayılan

[quote=Av.Serbay]T.C. YARGITAY

Gönderdiğiniz karar için teşekkür ederim.Bu yönde bir kaç karar daha okudum ve açacağım dava kafamda netleşti.Ancak yetki yönünden taşınmazın bulunduğu yerde değil de tarafların bulunduğu yerde dava açabilir miyim? Yetkili mahkeme taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi mi,yoksa genel hükümlere göre davalının ikametgahı mahkemesi mi,ona karar veremedim.Bu dava taşınmazın aynına ilişkin bir dava değil düşüncesindeyim.Ancak davayı açtığım mahkeme taşınmazın bulunduğu yerde dava açmam gerektiğini, yetkisizlik kararı vereceğini söyleyerek tedbir talebimi reddetti.
Old 08-06-2011, 13:14   #4
harkan

 
Varsayılan

tasarrufun iptali davalarında yetkili mahkeme nasıl belirleniyorsa kanımca bu davada da yetkili mahkeme oyle belirlenir..
Old 08-06-2011, 13:45   #5
üye32062

 
Varsayılan

Tasarrufun iptali davaları taşınmazın aynına ilişkin değildir. O yüzden Humk 13 burda uygulanmaz şeklindeki görüşünüze katılıyorum. Genel yetki kuralı uygulanmalıdır. Konunuzla alakalı bir karar daha ekliyorum, iyi çalışmalar.

T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/8923
Karar: 2005/8209
Karar Tarihi: 14.07.2005

ÖZET : Davacı, davalılardan Hakan'ın hükmedilecek tazminatı ödememek amacıyla dava konusu edilen taşınmazların danışıklı olarak davalıya devredildiği iddiası ile eldeki bu davayı açmıştır. Davacının bu davayı açmaktaki amacı, açtığı dava sonucu hak kazanacağı alacağını alabilmeye yönelik olarak, danışıklı olduğunu ileri sürdükleri hukuki işlemlerin kendisi yönünden geçersizliğini sağlamaktır. Yargılama sonunda davaya konu edilen satışın danışıklı olduğunun kanıtlanması halinde davacı, satışa konu edilen maldan da alacağın tahsili için yararlanabilecektir. Ancak, davacının bu hakkı ayni değil şahsi sonuç doğuracağından, danışıklı işlemin kanıtlanması durumunda tapunun iptaline değil, İcra ve İflas Yasasının 283/1. maddesi gereğince, iptal ve tescile gerek olmaksızın taşınmazın haciz ve satışına karar verilecektir. Bu davada güdülen amaçta da bu olduğundan, davacının karşılanması gereken bir alacağı bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekir. Bunun için de davacının açtığı boşanma ve tazminat davasının sonucu beklenilmeli ve ona göre karar verilmelidir.
O halde somut olayda, satış işlemlerinin danışıklı olup-olmadığı konusu araştırılmalı; davalıların danışıklı bir davranış içinde bulundukları sonucuna varılması durumunda, davacının açtığı boşanma ve tazminat davasının sonucu beklenilmeli, o dava sonunda davacının tahsili gereken bir alacağı bulunduğu takdirde İcra ve İflas Yasasının 283/1. maddesi uygulanmak suretiyle, tapu iptaline gerek olmadan davacıların alacaklarını alabilmelerini sağlamak için dava konusu taşınmazın haciz ve satışını isteyebilmeleri yönünde hüküm kurulmalıdır


(2004 S. K. m. 283/1) (818 S. K. m. 1)

Dava: Davacı Fatma vekili tarafından, davalı Songül ve Hakan aleyhine 11.2.2004 gününde verilen dilekçe ile tasarrufun iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; istemin reddine dair verilen 25.3.2004 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

Karar: Davacı, davalılardan Hakan hakkında açtığı boşanma, maddi ve manevi tazminat davasının yargılaması sırasında davalının taşınmazlarını diğer davalı Songül'e sattığının anlaşıldığını, satış işleminin gerçek olmayıp açtığı dava sonunda hükmedilecek tazminatı ödememek amacına yönelik olduğunu ileri sürerek muvazaalı olarak yapılan tasarrufun iptal edilmesi isteminde bulunmuştur.

Yerel mahkemece, davacı ile davalılardan Hakan arasında alacak-borç ilişkisini gösterir kanıt sunulmadığı gibi hakkında icra takibi de bulunmadığı, halen yargılaması devam eden dosya dayanak gösterilerek istemde bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, Borçlar Yasasının 18. maddesinde düzenlenmiş bulunan danışık ( muvazaa ) iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Kural olarak üçüncü kişiler, danışıklı işlem ( muvazaalı muamele ) nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü; danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak, üçüncü kişilerin danışıklı işlem ile haklarının nazara uğratıldığının benimsenebilmesi için, onların, danışıklı işlemde bulunandan alacakları bulunmalı ve danışıklı işlem o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış olmalıdır.

Diğer yandan; zarara uğradıklarını ileri süren üçüncü kişilerin, danışıklı işlemde bulunduğu iddia edilen kişi hakkında tazminat davası açmış olmaları, bu davanın kabulü için tek başına yeterli olmadığından danışıklı işlemde bulunanın, üçüncü kişilere borçlu bulunduğunun gerçekleşmesi ve borcunu ödememek için danışıklı hukuki işlem yapmış olması gerekir.

Davacı, davalılardan Hakan'ın hükmedilecek tazminatı ödememek amacıyla dava konusu edilen taşınmazların danışıklı olarak davalıya devredildiği iddiası ile eldeki bu davayı açmıştır. Davacının bu davayı açmaktaki amacı, açtığı dava sonucu hak kazanacağı alacağını alabilmeye yönelik olarak, danışıklı olduğunu ileri sürdükleri hukuki işlemlerin kendisi yönünden geçersizliğini sağlamaktır. Yargılama sonunda davaya konu edilen satışın danışıklı olduğunun kanıtlanması halinde davacı, satışa konu edilen maldan da alacağın tahsili için yararlanabilecektir. Ancak, davacının bu hakkı ayni değil şahsi sonuç doğuracağından, danışıklı işlemin kanıtlanması durumunda tapunun iptaline değil, İcra ve İflas Yasasının 283/1. maddesi gereğince, iptal ve tescile gerek olmaksızın taşınmazın haciz ve satışına karar verilecektir. Bu davada güdülen amaçta da bu olduğundan, davacının karşılanması gereken bir alacağı bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekir. Bunun için de davacının açtığı boşanma ve tazminat davasının sonucu beklenilmeli ve ona göre karar verilmelidir.

O halde somut olayda, satış işlemlerinin danışıklı olup-olmadığı konusu araştırılmalı; davalıların danışıklı bir davranış içinde bulundukları sonucuna varılması durumunda, davacının açtığı boşanma ve tazminat davasının sonucu beklenilmeli, o dava sonunda davacının tahsili gereken bir alacağı bulunduğu takdirde İcra ve İflas Yasasının 283/1. maddesi uygulanmak suretiyle, tapu iptaline gerek olmadan davacıların alacaklarını alabilmelerini sağlamak için dava konusu taşınmazın haciz ve satışını isteyebilmeleri yönünde hüküm kurulmalıdır. Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeden, yerinde görülmeyen yazılı gerekçeyle, istemin reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıdaki nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14.7.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 08-06-2011, 14:22   #6
Av.Murat Serezli

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, öncelikle sorunuzu netleştirmek gerekiyor. Şöyle ki;
1-BK'na dayılı tapu iptali davası açtı iseniz ve talebiniz tapu iptali ise (sorunuzdan da böyle anlaşılıyor) o halde kesin yetki gereğince taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi yetkili
2-İİK'a dayalı tasarrufun iptali davası ise yukarıdaki meslektaşların yazdığı yetki kuralları geçerlidir.
Hem tapu iptali talep edip hem de benzetme yolu ile İİK madde 283 dayanarak tedbir talep etmek mümkün olmadığını düşünüyorum
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tapu İptalİ Davasi Sirasinda TaŞinmazin El DeĞİŞtİrmesİ.. DURU25 Meslektaşların Soruları 1 13-04-2011 10:26
İcraen Satilan TaŞinmazin İhalesİ FeshedİlmİŞse... av.suleyman Meslektaşların Soruları 6 15-03-2011 16:37
Muvazaa Nedenİyle Tapu İptalİ Ve Tenkİsİ Dava AÇma Hakki Kİme Aİttİr. Av.Çağlayan İnan Miras Hukuku Çalışma Grubu 3 05-05-2010 13:05
KardeŞİ İÇİn Kredİ Kullanilmasi Ve Muvazaa Nedenİyle Tapu İptalİ Davasi AV.SABİR ÇELİK Meslektaşların Soruları 1 08-04-2010 15:32
Tapulu TaŞinmazin Tapu DiŞi Yolla SatiŞi-satilan Üzerİne İnŞaat giatrus Meslektaşların Soruları 2 20-04-2009 13:37


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08428407 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.