Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yargı Yeri ve Hasım

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-02-2009, 17:04   #1
Av. Hikmet

 
Varsayılan Yargı Yeri ve Hasım

Jandarma erinin çatışmada şehit edilmesi halinde, hak sahiplerinin açacağı destekten yoksun kalma ve manevi tazminat davası, hangi yargı yerinde ve hangi hasıma karşı açılmalıdır? Teşekkürler...
Old 24-02-2009, 17:18   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. Askeri Yüksek İdare Mah.
2.Dairesi
Esas: 2001/182
Karar: 2001/313
Karar Tarihi: 18.04.2001


ÖZET: Davacılara olay nedeniyle duydukları ve ömür boyu duymaya devam edecekleri acı ve ızdıraplarının kısmen de olsa telafisi amacıyla takdir olunacak miktarlarda manevi tazminat verilmesi karar verilmiş, ancak davacılar anne ve çocukların olay nedeniyle sağladıkları nakdi tazminat yararlarının Mahkememizce emsal olaylarda takdir olunan manevi tazminat miktarlarında fazla olması nedeniyle davacılar anne ve çocukların manevi tazminat taleplerinin reddi gerekmiştir.

(2709 S. K. m. 125) (1602 S. K. m. 56) (1086 S. K. m. 91, 92, 93, 94, 95)


Davacılar vekili 8.12.1999 tarihinde kayda geçen dilekçesinde özetle; müvekkilinin yakını olan J. Astsb. Kad. Bşçvş ..........'ın 12.05.1999 tarihinde Erzurum Tekman İlçesi Güneşli Köyü mevkiinde teröristlerle çıkan çatışmada şehit olduğunu, destekten yoksun kalan müvekkillerinin olay nedeniyle büyük acı ve ızdırap duyduklarını, ömür boyu duymaya devam edeceklerini, zararlarının giderilmesi için davalı idareye yaptıkları başvurunun reddedildiğini belirterek toplam 26.000.000.000 TL. maddi ve 4.800.000.000 TL. manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiş, 22 Aralık 2000 gün ve kayda geçen dilekçesi ile davacılar eş ve çocuklar yüzünden davadan 21.11.2000 tarihli dilekçe ile feragat ettikleri halde davanın reddine karar verildiği belirterek kararın düzeltilmesini talep ve dava etmiştir.


Erzurum İl J. Komutanlığı emrinde görevli iken 12.05.1999 günü yapılan hareket planı çerçevesinde J. Kad. Bşçvş. .....'in emir ve komutasında timi ile birlikte Tekman- Güneşli köyü civarında arazi arama tarama faaliyeti icra edildiği, faaliyet sonrasında saat 10.00 sıralarında Geli deresi üzerinde bulunan Meleğir Çayırsırtına intikal halinde olan time Delvo Tepesi yamaçlarında gizlenen terör örgütü mensuplarınca uzun namlulu silahlarla açılan ateş nedeniyle vefat ettiği, olayın bir kamu hizmetinin ifası sırasında meydana geldiği hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, dosyada mevcut belge ve bilgilerden anlaşılmaktadır.


Bilindiği gibi Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da yoğunlaşan terör eylemleri nedeniyle Anayasanın 120 nci maddesine göre bazı ileri kapsayan olağanüstü hal' ilan edilmiştir. Olağanüstü hal uygulaması sırasında çok sayıda güvenlik görevlileri ve asker kişi şehit olmuş veya yaralanarak sakat kalmıştır.


Taraflara göre üçüncü kişi durumundaki teröristlerin eylemlerinden dolayı meydana gelen zarardan idarenin sorumlu tutulup tutulmayacağı, idare sorumlu tutulacak ise sorumluluğun türü üzerinde durulmasına gerek görülmüştür.


İdarenin sorumluluğunu düzenleyen Anayasanın 125 nci maddesinin son fıkrasında <İdare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür> denilmektedir. Ancak Anayasada idarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği belirtilmemiştir. Esasların belirlenmesi ve meselenin halli doktrin ve yargı kararlarına bırakılmıştır.


İdare, Güneydoğuda ve Doğu Anadolu'da güvenliği sağlamak amacıyla kamu hizmetini yoğun şekilde ifa etmeye çalışmakta ve bu hizmeti ajanları vasıtasıyla yerine getirmektedir. İdarenin terör hareketlerine karşı giriştiği faaliyet savaş hali sayılmadığından mücbir sebep olarak kabul edilemez. Bu faaliyetler sırasında kamu hizmetini ifa ederken idare ajanının zarara uğraması ile hizmet arasında nedensellik bağının bulunduğu açıktır.


Zararın meydana gelmesinde idarenin bir kusuru bulunmadığından, davacıların zararının doktrin ve mahkeme kararlarıyla gelişen Kusursuz Sorumluluk ilkesine göre davalı idarece karşılanması gerektiği Kurulumuzca kabul görmüştür.


Mahkememizin yerleşik içtihatlarına göre T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi olan kimsenin kamu hizmetinin ifası sırasında vefat etmesi halinde mirasçılara ödenen vazife malullüğü aylıkları ile bu kişilerin görev dışında eceli ile ölmeleri halinde bağlanacak dul ve yetim aylıkları arasındaki fark ve ödenen tütün - ikramiyeleri yarar kabul edilmektedir. Bu husus araştırılmış, T.C. Emekli Sandığı 18.05.2000 gün ve 61.784.147 Sayılı yazısından Genel Müdürlüğün 23.07.1999 gün ve 49916 Sayılı işlemi ile 30 hizmet yılı olduğu kabul edilerek 4. Derece 1. Kademe 1600 ek gösterge intibakı üzerinden 15.05.1999 tarihinden itibaren davacı eşe 105.479.000 TL., Çocuklara ayrı ayrı 52.740.000 er TL 1. Derece TSK. Vazife malullüğü aylığı bağlandığı, en son olarak 1.01.2000 tarihinden itibaren eşin aylığı 146.500.000 TL.'ye, çocukların aylığının 73.250.000'er TL.'ye yükseltildiği, 3480 Sayılı kanun uyarınca 1999 yılı için eş ve çocuklara ayrı ayrı 86.313.000'er TL. tütün ikramiyesi, ikramiye farkları da dahil olmak üzere eşe 5.244.438.000 TL. çocuklara ayrı ayrı 2.622.219.000'er TL. emeklilik ikramiyesi ödendiği, müteveffanın görevi dışında ölüm halinde toplam 21 yıl 8 ay 3 gün hizmetine karşılık 15.05.1999 tarihinden itibaren eşe 46.489.000 TL., çocuklara 23.245.000'er TL. aylık bağlanabileceği, 1.1.2000 tarihinden itibaren eşin aylığının 64.630.000 TL.'ye çocukların aylıklarının 32.320.000'er TL. ye yükseltilebileceğinin, eşe 1.008.907.000 TL., çocuklara ayrı ayrı 504.454.000'er TL. emeklilik ikramiyesi ödenebileceğinin bildirildiği, 4567 Sayılı Kanunun ilgili maddelerinin davacılara uygulanıp uygulanmayacağının da sorulması üzerine T.C. Emekli Sandığı'nın 1.8.2000 gün ve 61.784.147 Sayılı yazısında 1.9.2000 tarihinden itibaren 4. Derece 3. Kademe +1600 ek gösterge intibakının halen yürürlükte olan 15760 maaş katsayısı esas alarak yükseltileceği ve müteakip yıllarda gerek intibaklarının gerekse ek göstergelerin 4567 Sayılı kanuna göre tadil edileceği, ilgililere ödenmiş bulunan emekli ikramiyesi ve tütün ikramiyesi miktarlarında bir değişiklik olmayacağının bildirildiği anlaşılmaktadır.


Ayrıca davacılara 2330 Sayılı Nakdi Tazminat Ödemesi Hakkındaki Kanun uyarınca 5.10.1999 tarihinde 11.400.000.000 TL. Nakdi Tazminat Ödenmiştir. Ödenen bu tazminatın anılan Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca hem maddi hem de manevi zararlar karşılığı olduğu açıktır.


Davacıların zararlarının tespiti için re'sen seçilen, davacıların 3713 Sayılı Kanun uyarınca kira yardımından faydalanmayacaklarına dair dosyaya ibraz ettikleri taahhütnameleri nedeniyle ayrıca bu yönde de talhna verilen bilirkişinin hazırladığı 16.10.2000 tarihli raporun tetkikinden davacılardan eşin zararlarının 19.735.067.626 TL. fazlasıyla karşılandığı, ayrıca 3.689.582.292 TL. nakdi tazminat yararı sağladığı, davacı çocuk ......'in zararlarının 3.693.721.430 TL. fazlasıyla karşılandığı, ayrıca 5.534.373.437 TL. nakdi tazminat yararı sağladığı, davacı çocuk ..........'ın zararlarının 4.633.655.220 TL. fazlasıyla karşılandığı ayrıca 5.534.373.437 TL. nakdi tazminat yararı sağladığı, davacıların maddi tazminat hak edişlerinin mevcut olmadığı anlaşılmıştır.


Taraflara tebliğ edilen bilirkişi raporuna davalı idarece itiraz edilmemiş, davacı vekili ise bilirkişi raporunda Emekli Sandığından bir veri alınıp alınmadığının anlaşılamadığı, birince derece vazife malullüğü maaşı ile adi malullük maaşı arasındaki farkın 01.09.2000 tarihinden itibaren veriliyormuş gibi hesaplama yapıldığı, emekli ikramiyesi ve nakdi tazminat yararları ile ilgili olarak bazı kalemlerde 1.03.2001 tarihine kadar faiz işletildiği, 01.09.2000 tarihinde yürürlüğe giren KHK.'nin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği önlerinden itiraz da bulunulmuştur.


Davacılara bağlanan aylıklar ile görevi dışında davacıların yakınının vefat etmesi halinde bağlanacak aylıklar arasındaki farktan oluşan yarar hesabında, T.C. Emekli Sandığından alman veriler uygulanmış, daha sonrasında 4567 Sayılı kanun uyarınca aylıklarda yapılacak iyileştirmeler bilirkişice dikkate alınmıştır, 01.03.2001 tarihine kadar faiz yürütülmesi hususu ise muhtemel dava bitim tarihine kadar davacılara peşin olarak yapılan ödemelerin faizlendirilmesi olgusudur. Bu husus Mahkememizce bilirkişiye verilen talimatlar arasındadır. Her ne kadar davacı vekili 01.09.2000 tarihinde yürürlüğe giren KHK'nin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinin göz ardı edildiği itirazında bulunmuş ise de, davacılara 4 ncü derece üzerinden maaş bağlanması dikkate alındığında iptal edilen KHK. nin olayımızla bir alakasının bulunmadığı anlaşılmakla Mahkememizce re'sen seçilen ve hesaplama sırasında uygulayacağı kıstaslar Mahkememizce kendisine tebliğ edilen bilirkişinin hazırladığı raporun Mahkememizin yerleşik içtihatlarına ve ilmi verilere uygun olması nedeniyle rapor doğrultusunda uygulama yapılmıştır.


Davacılara olay nedeniyle duydukları ve ömür boyu duymaya devam edecekleri acı ve ızdıraplarının kısmen de olsa telafisi amacıyla takdir olunacak miktarlarda manevi tazminat verilmesi karar verilmiş, ancak davacılar anne ve çocukların olay nedeniyle sağladıkları nakdi tazminat yararlarının Mahkememizce emsal olaylarda takdir olunan manevi tazminat miktarlarında fazla olması nedeniyle davacılar anne ve çocukların manevi tazminat taleplerinin reddi gerekmiştir.


Davacılar vekilinin davacılar tarafından vekil tayin edilirken düzenlenen T.C. Niksar Noterliği'nin 2 Ağustos 1999 gün 05120 Sayılı vekaletnamede kendisine tanınan yetkiye dayanarak 21.11.2000 tarihli dilekçe ile davacılar .........., .......... ve .......... yönünden davadan kısmen feragat ettiği anlaşılmıştır.


Bu itibarla;


1- Kararın düzeltilmesi talebinin kabulüyle AYİM. 2 nci Dairesinin 22 Kasım 2000 gün ve E.2000/218 K.2000/749 Sayılı kararının KALDIRILMASINA, davacılar vekilinin davadan feragat yönündeki beyanları uyuşmazlık konusunu ortadan kaldıran ve davanın esasına girilmesini önleyen kesin bir irade beyanı olup kesin hükmün bütün sonuçlarını doğurduğundan 1602 Sayılı Kanunun 56 ncı maddesi delaletiyle HUMK.'nun 91-95 maddeleri uyarınca feragat nedeniyle davacılar .........., .......... ve .......... yönünden Davanın Esası Hakkında Bir Karar Verilmesine YER OLMADIĞINA,


2- Takdiren davacı kardeşler .........., .......... ve ..........'a 270.000.000'ar TL. (İkiyüzyetmişermilyon TL.) manevi tazminat verilmesine, fazlaya ait istemlerinin REDDİNE,


3- 1602 Sayılı Kanunun 71 nci maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davalı idareye yükletilmesine, 492 Sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf tutulan davalı idare aleyhine harca hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,


4- Hükmedilen manevi tazminat miktarlarına olay tarihi olan 12.05.1999 tarihinden 31 Aralık 1999 tarihine kadar %50 (Yüzdeelli), 1 Ocak 2000 tarihinden ödeme tarihine kadar %60 (Yüzdealtmış) yasal faiz yürütülmesine,


5- Davacılar tarafından peşin yatırılan 283.280.000 TL. (İkiyüzseksenüçmilyonikiyüzseksenbin TL.) harcın istemleri halinde Davacılara İADESİNE,


6- Davacılar tarafından peşin yatırılan ve sarf edilen 18.000.000 TL. (onsekizmilyon TL.) posta giderinin davalı idareden alınarak davacılara VERİLMESİNE,


7- Hükmedilen manevi tazminat miktarları üzerinden davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifeleri uyarınca nispi olarak hesap edilen 62.600.000 TL. (Altmışikimilyonaltıyüzbin TL.) Avukatlık Ücretinin davalı idareden alınarak Davacılara VERİLMESİNE, (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 24-02-2009, 17:20   #3
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Kanun No: 1602
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu
Kabul Tarihi: 04.07.1972
R.G. Tarihi: 20.07.1972
R.G. No: 14251

Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevleri:

Madde 20 - (DEĞİŞİK MADDE:25/12/1981 - 2568/1 md.)
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen, görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz.

Bu Kanunun uygulanmasında asker kişiden maksat; Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlardır.


İdari davalar ve yargı yetkisinin sınırı:

Madde 21 - (DEĞİŞİK MADDE:25/12/1981 - 2568/1 md.)
20 nci maddede belirtilen kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden dolayı; yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından bahisle menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak iptal davaları, aynı idari işlem ve eylemlerin haklarını ihlal etmesi halinde açılacak tam yargı davaları, doğrudan doğruya ve kesin olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde çözümlenir ve karara bağlanır.

İdari yargı yetkisi, idari işlem ve eylemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. Yerindelik denetimi yapılamaz. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlıyacak tarzda kullanılamaz ve idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez.

Cumhurbaşkanının, Yüksek Askeri Şuranın tasarrufları ve Sıkıyönetim Komutanlarının 1402 sayılı Kanunda yazılı tasarrufları ile disiplin suç ve tecavüzlerinden ötürü disiplin amirlerince verilen cezalar yargı denetimi dışındadır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İcra Hukukunda Şikayette Hasım avfatih Meslektaşların Soruları 8 24-10-2013 18:04
istanbul yargı yeri mdelen82 Meslektaşların Soruları 5 10-02-2009 21:26
Tam yargı davasında hasım düzeltme Sadık Meslektaşların Soruları 4 29-05-2008 13:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09747505 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.