Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

sözleşmeyle tesis edilen intifa hakkının kaldırılması

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 5,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 10-11-2006, 16:09   #1
Semanur

 
İyi sözleşmeyle tesis edilen intifa hakkının kaldırılması

Bayiilik sözleşmesiyle tasis edilen intifa hakkının kaldırılması mümkünmüdür? Kaldırmak için nelere dayanılabilir?Sözleşme fesh edildiğinde intifa hakkıda kalkarmı? Kalkar ise sözleşmeyi fesh etmek için uygulanacak usul nedir? Acemi bir avukata yardım ederseniz çok sevinirim. Teşekkürler...
Old 11-11-2006, 17:45   #2
medenikal

 
Varsayılan

bayilik sözleşmesindeki intifanın kurulmasına ve kaldırılmasına dair hükümler neler;

yada kaldırılmasına dair hüküm yok mu;

bayilik sözleşmesi ;yürürlükte ise intifa nasıl kalkacak?

öncelikle sözleşmenin kalkması lazım;yada intifanın kaldırılması için elinizde güçlü bir gerekce olması lazım;
Old 14-11-2006, 13:11   #3
Semanur

 
Varsayılan

Sözleşme feshedilirse lehine intifa tesis edilen, bu hakkına dayanarak başka birisiyle sözleşme yapabilir ve söz konusu gayrimenkülu kullanabilir, yani sözleşme fesh edililirse intifa hakkı devam etmez mi?
İntifa hakkıyla ilgili sözleşmede şu hükümler vare:
- sözleşme hükümlerine aykırı hareketten dolayı bayyiliğin Ofis tarafaından fesh edilmesi halinde, Ofis intifa hakkı süresince satış istasyonundan istifa eder.
-Bayiinin gömstereceği sebebin Ofis tarafından makul görülmesi halinde, intifa kaldırılabilir ancak bu bayii bu hakka karşılık Ofis'ce tespit edilecek miktarda resen taahhütname vermek zorundadır.
Problem şuki 24 yıllık intifa hakkı tesis edilmiş, Gabin(aşırı faydalanma) gibi bir nedenle bu kaldırılabilir mi? Yada makul bir süreye çekilebilir mi? Asıl amaç sözleşmenin feshi değil intifa hakkı süresinin çok uzun olması.Bunun için ne davası açmak gerekir? Sözleşmeyi fesh etmek şart mıdır? Teşekkür ederim...
Old 14-11-2006, 19:43   #4
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Sn.Semanur,
Sorunuzdan sözleşme maddelerini net anlayamadım. Yani, lehine intifa hakkı tesis edilen terkin borcu altına girmiş mi bilemedim.İlk cümleniz sözleşme ile mi ilgili yorumunuz mu benim için açık değil. Bu iki maddeden intifa kimin lehine tesis edilmiş onu bile anlayamadım.

Bu nedenle aşağıda intifanın kaldırılması ile ilgili ( taşınmazlar bakımından) genel bilgi yolluyorum.
Saygılar.

İNTİFA HAKKININ SONA ERMESİ:

TAŞINMAZLAR YÖNÜNDEN SONA ERME SEBEPLERİ:

a) Taşınmazın ortadan kalkması: Taşınmaz, yangın, su basması vs. sebeple tamamen ortadan kalkarsa veya artık yararlanılamayacak derecede harap olursa, intifa hakkı sona erer. Malik, harap olan taşınmazı yenilemek zorunda değildir, ancak, yeniler veya onarırsa intifa hakkı devam eder. Bunun gibi yine MK m.797 gereğince, ortadan kalkan taşınmaz yerine malik bir tazminat, sigorta parası veya kamulaştırma bedeli alırsa, intifa hakkı taşınmazın yerine kaim para üzerinde devam edecektir.

Taşınmazın tamamen ortadan kalkması halinde, intifa hakkı terkin edilmeden sicil dışı sona ermiştir. Terkinin ancak açıklayıcı görevi vardır.

b) Kamulaştırma: MK m. 798 gereğince, kamulaştırılan taşınmaz üzerinde intifa hakkı kalkar ve kamulaştırma parası üzerinde devam eder. Ancak, idarenin kamulaştırmadan dönmesi durumunda, intifa hakkı devam eder.

c) Mahkeme Kararı: İntifa hakkı sahibi, malike karşı terkin borcu altında ise ve terkinden kaçınırsa, malik, terkini talep eden dava açabilir. Mahkeme kararı ile intifa hakkı, sicil dışı yani tarkinden önce sona ermiş olur.

d) Cebri İcra: İntifa hakkından önce gelen bir taşınmaz rehni bulunmaktaysa, borcun ödenmemesi nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi halinde intifa hakkı sona erer.

e) Sürenin Dolması: Belirli süreyle kurulan intifa hakkında sürenin dolması kütük dışında sona erme sebebidir. Burada da terkinin rolü açıklayıcıdır.

f) Ölüm: Lehine intifa kurulan kişinin ölümüyle bu hak da sona erer. İntifa, ayrılmaz biçimde kişiye bağlı olduğundan mirasçılara geçmez.

g) Terkin: İntifa hakkı sahibinin geçerli ve yazılı terkin beyanıyla de bu hak sona erer.Bu halde terkinin rolü açıklayıcı değil, “sona erdirici”dir. Bu nedenlerle, vazgeçme (feragat) sözleşmesi intifa hakkını terkin dışı sona erdirmez. Hak sahibinin terkine yazılı muvafakat beyanı aranır.
Old 15-11-2006, 02:41   #5
ibreti

 
Varsayılan

Sn.Semanur;
Sorunuz akaryakıt satış istasyonları ile alakalı olsa gerek. Uygulamada bayilik ve intifa hakkı kavramları en çok akaryakıt istasyonlarının kurulması ile ilgili olarak geçer.
Bayilik sözleşmesinin kanundan ve sözleşmeden doğan haklı nedenlerle feshi ile birlikte bayilik sözleşmesinin uzantısı ve bayinin ek edimi durumundaki intifa hakkının da feshini istemelisiniz.
Doğaldırki fesih için ortada geçerli bir akit olması gerekir. Görünüşteki sözleşmenin hukuken hükümsüz (BK.m.18 vd.) olduğu hallerde ise geçersizliğin tespiti ile intifa hakkına ilişkin aktin feshinin istenmesi gerekir diye düşünüyorum.
İçtihat bulursam eklerim.
Kolay gelsin.
Old 07-10-2007, 17:26   #6
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2001/11-426

K. 2001/481

T. 6.6.2001

• İNTİFA HAKKININ TERKİNİ TALEBİ ( Bayilik Sözleşmesinin Teminatı Olduğu ve Muvazaalı Olduğu İddiasıyla )

• MUVAZAA İDDİASIYLA İNTİFA HAKKININ TERKİNİ TALEBİ ( İşletme Sözleşmesiyle İşlettiği Benzin İstasyonu Üzerinde Karşı Taraf Lehine Tesis Edilmiş Olan )

• İŞLETME SÖZLEŞMESİNİN FESHİ ( İşletme Konusu Benzin İstasyonu Üzerindeki İntifa Hakkını Ortadan Kaldıramayacağı )

743/m.720


ÖZET : İşletme sözleşmesinin feshedilmesinin intifa hakkını ortadan kaldırmayacağı da intifa hakkına ilişkin resmi senette açıkça düzenlenmiştir. Tapuya tescil edilmiş bulunan intifa hakkını sona erdiren haller MK. 720 maddede açıkça düzenlenmiş olup, somut olayda da intifa hakkının terkinini haklı gösterebilecek bir neden yoktur.
DAVA : Taraflar arasındaki "karşılıklı açılmış, haksız çekişmenin önlenmesi, tazminat, tahliye ve intifa hakkının kaldırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 5. Ticaret Mahkemesi'nce asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne dair verilen 05/10/1999 gün ve 1998-1068 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 04/05/2000 gün ve 2000/599-3861 sayılı Hamiyle; ( .... Davacı vekili, İstanbul -Ümraniye'de bulunan akaryakıt istasyonunda münhasıran davacı şirketin ürünlerinin satılmasını temin etmek üzere 29/03/1994 tarihli işlem ile müvekkili şirket lehine 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini, tesisin intifa süresince sözleşmeye uygun işletilmesi amacıyla davacı tarafından büyük yatırımlar yapıldığını, daha sonra 17/04/1995 başlangıç tarihli işleticilik sözleşmesi gereği davalının sözkonusu istasyonu işletmeye başladığını, bilahare davacı ürünlerinin satışındaki azalma nedeniyle yapılan tespit ve incelemelerde, davalının sözleşmeye aykırı olarak rakip firmalara ait ürünleri sattığının belirlendiğini, ihtarlara rağmen davalının bu haksız tutumunu sürdürdüğünü, bunun üzerine 28/07/1998 tarihli ihtar ile sözleşmenin feshedildiğinin bildirilip, istasyonun demirbaşları ile tesliminin istenildiğini, davalının buna da yanaşmadığı ileri sürerek, davalının istasyondan tahliyesine, şimdilik, sözleşmenin 12/C-2 maddesi gereği beher günü 1000 USD hesabı ile ( 33.000 ) USD ile, yine sözleşmenin 12/b maddesi gereği 100.000.000 lira cezai şartın, ( 250.000.000 ) lira kar mahrumiyetinin reeskont faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap ve karşılık davasında, akaryakıt istasyonuna ait taşınmaz ve tesislerin müvekkiline ait olduğunu, sınırlı sayıdaki ana dağıtım şirketlerinden olan davacı-karşılık davalının olağandışı imtiyaz ve gücü ile bayilik sözleşmesi kurulurken benzin istasyonu ve tesisler üzerinde uzun süreli intifa hakkı kurulmasını şart koştuğunu, intifa hakkı sözleşmesinin tek nedeninin bayilik sözleşmesi olduğunu, sözleşmede belirtilen 200.000.000 lira gibi sembolik bir bedelin dahi ödenmediğini, davacı lehine ayrıca ipotek teminatı verildiğini, dağıtım şirketlerinin çoğalması ile davacının tek taraflı baskılarını daha da arttırdığını, taşınmazın hiçbir zaman davacı tarafından kullanılmadığını, işlemin muvazaalı olduğunu, bu nedenle intifa hakkının iptal edilmesi ve en azından enflasyon ve değişen ekonomik koşullar nedeniyle sözleşmenin aleyhine hükümlerinin uyarlanması gerektiğini, sözleşmelerin zaten 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanuna da aykırı ve geçersiz olduğunu belirterek, asıl davanın reddine, karşılık davanın kabulüne, davacı karşılık davalı lehine tesis edilen intifa hakkının terkinine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere, bilirkişi raporu ve tespit dosyası kapsamına nazaran, davalı-karşılık davacının, üzerinde akaryakıt istasyonu olan taşınmazı üzerinde 29/03/2009 yılına kadar davacı lehine intifa hakkı taşıyan 29/03/1994 tarihli sözleşmeyi imzaladığı, 17/04/1995 tarihli sözleşme ile de, bu istasyonu işletmeyi ve başka firmalara ait ürünleri satmamayı taahhüt ettiği, buna rağmen yapılan tespitlerde başka firma ürünlerini sattığı sabit olduğundan davacının işletme sözleşmesini fesihte ve Turcas lehine tescil edilen intifa hakkı kesin hüküm ile geçersiz kılınmadıkça geçerli olan beher günü 1000 USD hesabı ile ( 33.000 ) USD cezai şart alacağının yerinde olduğu, ancak, işleticilik sözleşmesinden amacın, sırf davacı ürünlerinin satışının sağlanması olup, intifa sözleşmesinin de bu amaç ile düzenlendiği, 15 yıl süreli böyle bir intifa sözleşmesindeki gerçek amacın esasen bayilik sözleşmesinin teminatını teşkil etmek olduğu, oysa, davacının ipotek tesisi ve cezai şart gibi hükümler ile bunu sağlayabileceği, nitekim, davacı lehine ipotek de tesis edildiği, bu itibarla, gerçek iradelere uymayan görünürdeki intifa sözleşmesinin muvazaa nedeniyle geçersiz olduğu, öte yandan, petrol istasyonu sahiplerinin sınırlı sayıdaki ana dağıtım firmaları ile sözleşme yapmalarının zorunlu olup, güçlü durumdaki ana dağıtım şirketlerinin makul ve haklı gerekçeye dayanmayan tek yanlı şartlarını işleticilere kabul ettirilebildikleri, bayilik sözleşmesi feshedilmesine rağmen uzun süre işleticinin kendi taşınmazından istifade edememesinin haksız ve adaletsiz olduğu, böyle bir sözleşmenin, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 1. maddesinde belirtilen/'piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek" amacına da aykırı olduğu gerekçesi ile, asıl davanın kısmen kabulüne, ( 33.000 )USD cezai şartın fiili ödeme günündeki kur karşılığının davalıdan tahsiline, karşılık davanın kabulü ile Turcas A.Ş. lehine intifa hakkının terkinine karar verilmiştir. Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı-karşılık davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davacı-karşılık davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Ancak, asıl dava, sözleşmeye aykırılıktan dolayı cezai şart ve kar mahrumiyetinden dolayı tazminat ile, İntifa Sözleşmesi gereğince taşınmazın tahliyesi ile teslimine, karşılık dava ise, intifa hakkının tapu sicilinden terkinine ilişkin olup, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 30 yıl kadar öncesine dayandığı, 29.3.1994 tarihli sözleşme ile, davalının, münhasıran davacı Turcas A.Ş.nin sattığı veya satacağı ürünlerin satılmasını, başka firmalara ait ürünlerin satılmamasını teminen taşınmazı üzerinde 15 yıl süreyle davacı lehine intifa hakkı tanıdığı, yine aynı sözleşme ile, taraflar arasındaki İşleticilik Sözleşmesi fesholunsa bile, intifa sözleşmesinin ayakta kalacağını kabul ettiği anlaşılmaktadır.
Daha sonra, 17.4.1995 tarihli İşleticilik Sözleşmesi ile davalı, başka firmalara ait ürünleri satmamayı, teşhir dahi etmemeyi kabul ve taahhüt etmiş, anılan sözleşmenin 12. maddesi ile de, davalının sözleşmeye uymaması halinde uygulanacak yaptırımlar düzenlenmiştir. Yine, taraflar arasındaki bu ticari ilişki nedeniyle davacı Turcas'ın davalıya önemli miktar ve değerde akaryakıt pompaları, jeneratör vs. gibi ayni alet edevat verdiği gibi 30.3.1996 tarihli Kredi Sözleşmesi gereğince de 6.000.000.000 lira tutarında faizsiz kredi kullandırıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca bu sözleşmelerin imzalandığı yıllarda, Türkiye'de 9 adet ana akaryakıt dağıtım firması olduğu, bunlardan biri olan davacının ise, bu alandaki Pazar payının % 6.8 ine sahip olduğu görülmektedir.
Hal böyleyken, dava konusu akaryakıt istasyonunda 29.5.1998 tarihinde yapılan mahkeme tespitinde, işyerinde başka firmalara ait ürünlerin satıldığı, başka firmalara ait logoların bulunduğu sabit olmuş, yargılama sırasındaki keşif ve tespitte de aynı hususlar bir daha görülmüş ve fotoğraflar ile de görüntülenmiştir. Davacı, ilk tespiti müteakip, davalıya sözleşmeye uymasını ihtar etmiş, sonuç alınamayınca da, sözleşmeyi feshettiğini bildirerek verilen sürede taşınmazın teslimi istenmiş ve akabinde iş bu davayı açmıştır.
Yukarıda özetlenen tespitlerden de anlaşılacağı üzere, sözleşmelerin düzenlendiği tarihlerde Türkiye'de 9 adet ana dağıtım şirketi bulunması karşısında davalı seçeneksiz değildir. Tarafların tacir olduğu, hele davalının, daha önceden aynı iş kolunda faaliyette buluna geldiği nazara alındığında, imzaladığı sözleşmelerin mahiyetlerini bilmediği söylenemez. Ticari nitelikle sözleşme ilişkisine giren tarafların, menfaatleri doğrultusunda ileriye yönelik beklenti içinde olmaları ticari hayatın en doğal sonucudur. Bayilik sistemi ile çalışan firmaların dışında, değişik sözleşme tipleri ile sırf isim hakkını kullandıran firmaların dahi, karşı taraftan belli ilkeler çerçevesinde faaliyette bulunmalarına zorunluluk ve sınırlamalar getirdikleri bilinen bir gerçektir. Davalıya önemli miktarlarda ayni yardımda bulunan ve faizsiz kredi kullandıran davacının, böyle bir akaryakıt istasyonunda 15 yıl süre ile sırf kendi ürünlerinin satılmasını teminen intifa hakkı sözleşmesi yapması ve bunu garantiye alması basiretli tacir kavramı içinde düşünülmesi gereken bir tasarruftur. Sözleşmeden beklenen karşılıklı yararlar, davacının ayni ve nakdi yardımları nazara alındığında gerek intifa hakkı bedelinin ve gerekse sürenin menfaatler dengesine aykırı olduğu söylenemez.
İşleticilik Sözleşmesi feshedilse bile, intifa sözleşmesinin ayakta kalacağı, intifa hakkı sağlayan sözleşmede gayet açık belirtilmiş olup, İşleticilik sözleşmesi ise, intifa sözleşmesinden bir yılı aşkın süre sonra düzenlenmiştir. Kaldı ki, bu sözleşmeler 4 yıl kadar uzunca bir süre karşılıklı uygulanmıştır. Her ne kadar, davalı-karşılık davacı, Turcas A.Ş.nin, vadeli satışlarda ve reklam hususunda kötüniyetli davrandığını belirtmiş ise de, bu yönde ciddi bir delil getiremediği gibi, aksine, başka firma ürünlerini sattığı gayet açık ve kesin tespit edilmiş olup, özellikle davalının kendi ana dağıtım şirketini kurduktan sonra, "sözleşmeye bağlılık ilkesi" gereği uyması gerektiği sözleşmeyi ihlal etmiş olması karşısında, sözleşmenin geçersiz olduğu yolundaki davalı savunmasının hukuken himaye edilmesi mümkün değildir.
Bu durumda mahkemece, sözleşmenin tarafı olan ve sözleşmeyi uzun yıllar uygulayıp benimseyen davalının muvazaa iddiasında bulunamayacağı, sözleşme hükümlerinde genel işlem kurallarına aykırı bir yön bulunmadığı, davalının sözleşmeyi açıkça ihlal ettiği ve kötüniyetli olarak bu ihlalini ısrarla sürdürdüğü, davacının işleticilik sözleşmesini fesihte haklı olduğu, intifa sözleşmesinin geçerli olduğu öte yandan, somut olayda 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı nazara alınarak, davacı-karşı davalının taşınmazın tahliye ve teslimle ilgili taleplerinin de kabulüne, karşılık davanın ise reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
3-Kabul şekline göre de, muvazaa iddiasının kabulü halinde, bunun sözleşmenin baştan beri sözleşmenin hükümsüzlüğünü açıklayıcı nitelikte bir karar alacağı nazara alındığında, davacının cezai şarta ilişkin talebi kabul edildiği halde, sözleşmenin muvazaa nedeniyle geçersiz olduğunun hüküm altına alınması da kendi içinde çelişkili ve isabetsiz olmuştur... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : 1-Davalı-karşı davacı Aytemiz Petrol Sanayi Ticaret A.Ş. vekilinin, asıl davanın kısmen kabulüne ilişkin önceki karara karşı yaptığı temyiz itirazı ve karar düzeltme istemi Yargıtay'ca reddedilmiş olduğundan hakkındaki hüküm kesinleşmiştir. Hakkındaki hüküm kesinleşmiş olan tarafın direnme kararını temyize hakkı bulunmamaktadır. O itibarla;davalı-karşı davacı Aytemiz Petrol Sanayi Ticaret A.Ş. vekilinin temyiz isteği bu nedenle reddedilmelidir.
2- Davacı-karşı davalı Turcas Petrolcülük A.Ş. vekilinin temyizine gelince;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre ve özellikle; davacı-karşılık davalı TURCAS ile davalı-karşılık davacı AYTEMİZ arasında düzenlenen resmi senette davalı-karşı davacıya ait taşınmaz üzerinde, davacı-karşı davalı yararına 15 yıl süreli intifa hakkı kurulmuş ve tapuya tescil edilmiştir.
Davacı-karşılık davalı Turcas bu şekilde sahibi olduğu intifa hakkını taraflar arasında düzenlenen işletme sözleşmesi ile davalı-karşı davacı eliyle kullanmıştır. Bağıtlanan işletme sözleşmesinin kapsamı ve yapılacak işin niteliği gözetildiğinde, davacı-karşı davalı lehine taşınmazda kurulan intifa hakkının, süresi itibariyle mülkiyet hakkını zedeleyici ağırlıkta olduğunun kabulü mümkün değildir.
Kaldı ki işletme sözleşmesinin feshedilmesinin intifa hakkını ortadan kaldırmayacağı da intifa hakkına ilişkin resmi senette açıkça düzenlenmiştir. Tapuya tescil edilmiş bulunan intifa hakkını sona erdiren haller MK. 720. maddede açıkça düzenlenmiş olup, somut olayda da intifa hakkının terkinini haklı gösterebilecek bir nedenin varlığının kanıtlanmamış olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır ve Özel Daire bozma kararında yer alan nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : 1-Hakkındaki hüküm kesinleşmiş bulunan davalı-karşı davacı Aytemiz Petrol Sanayi Ticaret A.Ş. vekilinin direnme kararını temyize hakkı bulunmadığından temyiz isteminin REDDİNE, 2-Davacı-karşı davalı Turcas Petrolcülük A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz ilam harçlarının iadesine, 06/06/2001 gününde 1. madde de oybirliği, 2. madde de oyçokluğu ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
intifa hakkı sözleşmenin feri midir? Semanur Meslektaşların Soruları 4 13-12-2006 12:03
İntifa hakkının kaldırılması Semanur Meslektaşların Soruları 3 12-12-2006 14:49
Izale-i Şuyu Ve Intifa Hakkında 3.şahıs Meselesi iarabaci Meslektaşların Soruları 3 16-10-2006 00:00
Şufa Hakkının Kullanımı uzeyiryilmaz Hukuk Soruları Arşivi 9 08-05-2006 18:59
İntifa Hakkının Kullanımıyla İlgili ates Hukuk Soruları Arşivi 1 02-03-2002 00:06


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05256510 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.