Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

kamu kurumunda çalışan memurun şahsi davası sebebiyle kurum içinde darp ve tehdit edilmesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-11-2013, 18:29   #1
Av.PUDY

 
Acil kamu kurumunda çalışan memurun şahsi davası sebebiyle kurum içinde darp ve tehdit edilmesi

Selam Arkadaşlar; benim yeni devraldığım bir ceza dosyam var ancak karar aşamasına geldi. Bu ceza dosyasında müşteki olan müvekkilim bir kamu kurumunda çalışmakta olup , çalıştığı kamu kurumunda kendisinin şahsi bir alacak verecek meselesi sebebiyle borçlu kişiler tarafından iş yerinde basılıyor ve darp ediliyor. Yine darp , ölümle tehdit ve hakarete uğramakla birlikte müşteki o yaşanan anları tesadüfi bir hareketle açtığı cep telefonunun ses kaydına alıyor. Müvekkil uğradığı darp sonrasında da müşteki darp raporu alıyor ancak raporda basit tıbbi müdahale olarak düzenlenmiş durumda hakimin tavırları vs sebeplerden dolayı Sanıkların gördüğüm kadarı ile beraat etmeleri an meselesi gibi görünüyor ancak müşteki vekili olarak yazılı beyanda bulunmak için süre istedim Sayın hakimde verditanıklarımızda ne yazık ki istediğim gibi ifade vermediler kaçındılar.. yazılı beyanıma destek olacak şekilde yargı kararı arıyorum . Elinizde kamu kurumunda çalışan memurun şahsi davası sebebiyle kurum içinde darp ve tehdit edilmesine ilişkin bir karar var mı? Varsa benimle paylaşır mısınız,* Şimdiden teşekkürler..
Old 14-11-2013, 11:20   #2
Av. Arda Günay

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

10.Ceza Dairesi
Esas: 2002/26791
Karar: 2002/24333
Karar Tarihi: 21.10.2002

Dava: Görevli memura hakaret, darp, tehdit, müessir fiil, nas-ı ızrar, hakaret suçlarından sanıklar Erdinç Öztürk, Nurcan Öztürk, Mustafa Öztürk'ün yapılan yargılanmaları sonunda; sanık Nurcan'ın hakaret suçundan, sanık Mustafa Öztürk'ün müessir fiil, hakaret, tehdit suçlarından, sanık Erdinç'in memura hakaret, müessir fiil ve hakaret, nas-ı ızrar, tehdit suçlarından hükümlülüklerine sanık Nur Can'ın cezasının teciline ilişkin Dikili Asliye Ceza Mahkemesi’nden verilen 08.06.2001 gün ve 1999/242 esas, 2001/181 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın onama-bozma isteyen tebliğnamesi ile 13.06.2002 tarihinde Daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:

Karar: Sanık Erdinç hakkında müdahil Nilgün'ü yaralama suçundan TCK. nın 457/1. maddesi gereğince ceza verilirken kısa kararda 1/3 yerine 1/2 oranında artırım yapıldığının yazılması, saptanan sonuç cezaya göre mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak görülmekle, sanık Erdinç Öztürk hakkında yalnızca müşteki Haydar Cengiz'i sövme suçundan dolayı dava açılmış olmasına rağmen müşteki Haydar yönünden sadece sanık Erdinç için davaya katılmasına karar verilmesi gerekirken, bir ayrım yapmadan hakkında dava açılmayan sanık Mustafa Öztürk aleyhine olacak şekilde davaya müdahilliğine karar verilmesi sonucu etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.

A- Sanık Nurcan Öztürk'ün müdahil Nilgün'e karşı sövme suçundan mahkumiyetine, sanık Mustafa Öztürk'ün müdahil Nedim'e karşı müessir fiil hakaret suçlarından mahkumiyetine, sanık Erdinç Öztürk'ün müdahil Nilgün'e karşı sövme, müessir fiil, müdahil Nedim Açkay'a karşı müessir fiil sövme ve ızrar suçlarından mahkumiyetlerine dair kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,

Yapılan duruşmaya, toplanılıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,

B- Sanık Erdinç Öztürk ve Mustafa Öztürk hakkında müdahil Nedim Açkay'a yönelik şartlı tehdit suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde tartışılan delillere ve dosya içeriğine uygun gerekçeye göre; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak:

Müdahil Nedim Akçay'ın beyanına göre hazırlık aşamasında her iki sanığında şartlı tehditinden bahsettiği sonraki beyanlarında ise sanık Erdinç'in ölümle tehdit ettiğini ardından şartlı tehdit ettiğini ifade etmesi, tanık Nuray Altınbaş'ın ise hazırlık soruşturması sırasında sanık Erdinç'in müdahili ölümle tehdit ettiğini, yargılama sırasında ise sanık Mustafa Öztürk'ün ölümle tehdit ettiğini beyan etmesi, müdahil Nilgün Öztürk'ün de yargılama sırasında 99/360 sayılı dosyada Mustafa'nın müdahili ölümle tehdit ettiğini söylemesi, 99/242 sayılı dosyada ise sanığın şartlı tehdidinden bahsetmesi karşısında, eylemin TCK. nın 191/1. maddesinde yazılı ölümle tehdit veya TCK. nın 188/1 maddesinde yazılı şartlı tehdit suçunu oluşturup oluşturmadığının belirlenmesi yönünden, müdahiller ve tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeden ve hangi beyana neden üstünlük tanındığı da açıklanmadan eksik soruşturmayla hüküm kurulması,

Sonuç: Yasaya aykırı, sanıklar vekilleri temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, 21.10.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 14-11-2013, 12:37   #3
Av.PUDY

 
Varsayılan

aradığım karar tam anlamıyla bu değil ancak Sayın meslektaşım çok teşekkürler
Old 14-11-2013, 13:02   #4
Av. Arda Günay

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, neden beraat geleceği kanaatindesiniz ? Mahkemeyi ne için ikna etmek istiyorsunuz ? Yoksa istediğiniz karar tesadüfi delille mi ilgili ? "Yazılı beyanıma destek olacak şekilde" karar aradığınızı belirtmişsiniz, ancak net olarak ne ile ilgili olduğunu anlayamadım. Biraz daha yardımcı olursanız hem ben hem de inanıyorum ki diğer meslektaşlarım size daha fazla yardımcı olma gayesinde olacağız.
Old 15-11-2013, 09:11   #5
Av.PUDY

 
Acil

Alıntı:
Yazan Av. Arda Günay
Sayın meslektaşım, neden beraat geleceği kanaatindesiniz ? Mahkemeyi ne için ikna etmek istiyorsunuz ? Yoksa istediğiniz karar tesadüfi delille mi ilgili ? "Yazılı beyanıma destek olacak şekilde" karar aradığınızı belirtmişsiniz, ancak net olarak ne ile ilgili olduğunu anlayamadım. Biraz daha yardımcı olursanız hem ben hem de inanıyorum ki diğer meslektaşlarım size daha fazla yardımcı olma gayesinde olacağız.

Sayın Meslektaşım öncelikle ilgilendiğiniz ve beni yardımsız bırakmadığınız için çok teşekkür ediyorum. Mahkeme hakiminin dosyayı çok irdelemediği hal ve tavırları ile çok aşikar olup , savunmalarımızı bile kulak arkası yapıp bu dosyaya ilişkin beraat kararı vereceği ortada duruyor. Tabii bu benim görüşüm, malum görünen köy klavuz istemiyor ne yazık ki bazı durumlarda.. Ancak sanıkların bu suçu işlediği de çok belli. Durum şudur ki; dosyada adli rapor var ancak basit tıbbi müdehale ile giderilebilecek nitelikte düzenlenmiş.. müştekinin cep telefonu ile kayda aldığı konuşmalarda sanıklar tarafından tehdit edildiği hakarete uğradığı da açık.. Sadece hakim göz önünde bulundurmuyor.. Ben de yazılı beyanda bulunmak istiyorum ve bunun için süre aldım.. Şimdi dosya karara çıkacak. Yazılı beyanlarımda bu hususlar üzerinde durmak ve hakimin eğer ki yazılı beyanımı okursa belli hususlar üzerinde dikkatini çekmek istiyorum.. Mesela; müştekinin çalışmış olduğu kamu kurumu binasında mesai saatinde sanıklar tarafından darp edilmiş olması ve tehdit, hakaret, ses kaydının varlığı.. Müştekinin çalıştığı kamu kurumu içerisinde şahsi davasından dolayı sanıklar tarafından darp edilmiş , tehdit edilmiş olması ile ilgili bir karar istiyorum..Teşekkürler
Old 15-11-2013, 09:50   #6
Av. Arda Günay

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

15.Ceza Dairesi
Esas: 2012/21831
Karar: 2013/7582
Karar Tarihi: 24.04.2013

ÖZET: Sanığın tedavi gördüğü M…. Devlet Hastanesi Diyaliz Bölümünde görevli hemşirenin hasta dosyasını alıp götürmesine karşı koyup, aralarında daha evvel de yargılamaya konu olan bir takım olayların bulunmasının etkisi ile katılan hemşireye hitaben <perşembe günü geldiğim zaman başınıza gelecekleri düşünün, hepinizi öldüreceğim, sana perşembe günü yapacaklarımı aklından çıkarma, sizin hepinizi sinkaf ederim, a.. koyacağım> gibi sözler sarf etmesi, olayın devamında katılana saldırıp darp ederek etkisi basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralaması, içerisinde bulunduğu hasta odasının kapısına tekme atarak kırması şeklinde gelişen olayda, mahkemenin <kamu malına zarar verme>, <kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret>, <tehdit>, <kasten yaralama> suçlarının oluştuğuna yönelik kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek ya da yakıştırmalarda bulunmak ya da sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun onur şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır. Tehdit, bir kimsenin başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin, onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi, verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır. Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır. Sanığın tedavi gördüğü Mut Devlet Hastanesi Diyaliz Bölümünde görevli hemşirenin hasta dosyasını alıp götürmesine karşı koyup, aralarında daha evvel de yargılamaya konu olan bir takım olayların bulunmasının etkisi ile katılan hemşireye hitaben <perşembe günü geldiğim zaman başınıza gelecekleri düşünün, hepinizi öldüreceğim, sana perşembe günü yapacaklarımı aklından çıkarma, sizin hepinizi sinkaf ederim, a.. koyacağım> gibi sözler sarf etmesi, olayın devamında katılana saldırıp darp ederek etkisi basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralaması, içerisinde bulunduğu hasta odasının kapısına tekme atarak kırması şeklinde gelişen olayda, mahkemenin <kamu malına zarar verme>, <kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret>, <tehdit>, <kasten yaralama> suçlarının oluştuğuna yönelik kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

1) Sanık hakkında <kamu malına zarar verme>, <tehdit>, <kasten yaralama> suçlarından verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz isteğinin incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,

2) Sanık hakkında <kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret> suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz isteğinin incelenmesinde; Temel ceza olarak belirlenen <1 yıl 1 ay> süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCK. nun 125/4 maddesi gereğince altıda bir oranında artırıldığında <1 yıl 3 ay 5 gün> olarak hesaplanması yerine, <1 yıl 3 ay 15 gün> hapis cezası olarak tayini suretiyle sanığa fazla ceza verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün A-2 bendindeki <1 yıl 3 ay 15 gün hapis cezası> yerine <1 yıl 3 ay 5 gün hapis cezası> ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün düzeltilerek ONANMASINA, 24.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 15-11-2013, 09:51   #7
Av. Arda Günay

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, bu kararın işinize yarayacağı kanaatindeyim.
Old 18-11-2013, 09:29   #8
Av.PUDY

 
Acil

Teşekkürler sayın meslektaşım karar güzel bir karar yalnız bu kararda şöyle bir durum var; yargt. burada dosya inceleyip hükmü onarken kamu görevlisinin görevinden dolayı hakaret unsuruna değinmiştir. Benim aradığım karar ise kamu kurumunda çalışan memurun Şahsi alacak davası sebebiyle makamında sanıklar tarafından darp edilmesi, tehdit ve hakaret içerikli..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08313203 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.