Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tapu İptalİ İlaminda ZamanaŞimi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-09-2008, 13:12   #1
CEMOK

 
Varsayılan Tapu İptalİ İlaminda ZamanaŞimi


Değerli meslekdaşlarım öncelikle cevaplarınız için teşekkür ederim.
Benim sorunum şu şekilde 1971 yılında tapunun iptaline ve davacılar adına tesciline karar verilmiş,ama bu karar tapudada bir örneği olmasına rağmen tapu sicil müdürü tarafından infaz edilmemiştir.Tapu kaydı halen 27 sene geçmesine rağmen davalılar adınadır.Tapu sicil müdürüne mahkeme kararını infaz etmesi için müracaat etsem zaman aşımına uğradı diyebilirmi,yoksa infaz etmek zorundamı,mahkeme ilamlarının icrsında zaman aşımı söz konusumu ?
Saygılarımla.....
Old 23-09-2008, 13:33   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Ayni haklarda ıskati (düşürücü) zamanaşımı yoktur, iktisabi (kazandırıcı) zamanaşımı vardır. Bu nedenle tapuyu ilgilendiren ve yenilik doğuran bir kararın zamanaşımına uğraması sözkonusu değildir.Zira mülkiyet hakkı hükmen kazanılmıştır, tapuya tescil kurucu değil bildiricidir. (Bu konuda YİBGK, 1958/10 E , 1959/12 K, 11.02.1959 T. İç.bir.kar.)
Old 23-09-2008, 14:35   #3
CEMOK

 
Varsayılan

Sayın Av.Bülent Sabri Akpunar bey yanıtınız için teşekkürler,birde YİBGK kararını eklerseniz sevinirim.
Old 23-09-2008, 14:47   #4
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU
E. 1958/10
K. 1959/12
T. 11.2.1959
• İLAMLARIN İCRASI ( Şufa - Süre ve Zamanaşımı )
• ŞUFAYA İLİŞKİN İLAMLARIN İCRASI ( Süre - Zamanaşımı )
• ZAMANAŞIMI ( Şufaya İlişkin İlamların İcrası )
• SÜRE ( Şufaya İlişkin İlamların İcrası )
743/m.633,642,658,659
2004/m.39
ÖZET : Medeni Kanunu`nun 642. maddesi hükmünce alınmış olan ilamların ve bu arada şufa ( önalım ) hakkına ilişkin ilamların icrası her zaman istenebilir. Bu ilamlar konusunda iskati müruruzaman ( on yıllık zamanaşımı ) hükümleri uygulanamaz.

DAVA VE KARAR : İcra ve İflas Dairesi ilamında, şufa ilamlarının on senelik müruruzamana tabi olmadığı mütalaa olunduğu halde, Üçüncü Hukuk Dairesi ilamında, bu gibi ilamların da on senelik müruruzamana tabi olduğu belirtilmektedir.

Şufa davası sonunda davacının haklı olduğuna dair verilen hüküm, hak sahibinin şufa hakkını kulanması neticesinde, o hak sahibi ile ( şefi ile ) hisseyi diğer hissedardan satın almış bulunan yeni malik davalı arasında bir satış münasebetinin doğduğu ve bu satış münasebeti dolayısıyla, hissenin mülkiyetinin hakim tarafından davalıdan alınıp davacıya geçirildiğini tespit eder. Gerçekten; şufa davası açan kimse, şufa hakkını kullanmış olması sonunda, kendisi ile hissenin yeni maliki arasında ( Hisseyi satan hissedarla yeni malik arasında yapılmış bulunan aktin şartlarının aynı olan şartlarla ) bir satış meydana gelmiş olduğunun tespiti ve ( Bu satış sebebiyle hisseyi davalı davacıya temlik etme borcunu üzerine almış durumda bulunduğundan ) Medeni Kanun`un 642. maddesi hükmünce, hissenin kendisine temlikini istemiş demektir. O halde, şufa davasında davacının haklı olduğunu bildiren ilam, Medeni Kanun`un 642. maddesi gereğince verilmiş bir hükmü ihtiva etmektedir. Bir gayri menkul temliki borcunu doğuran akte dayanılarak ve Medeni Kanun`un 642. maddesi hükmünce açılan bir dava sonunda ilam ile mülkiyet, davalıdan davacıya geçer; zira; Medeni Kanun`un 633. maddesi hükmünce, hak sahibi, mülkiyetin kendisine aidiyetine karar verilmesini istemiş olduğu cihetle, hakim de mülkiyetin davada haklı çıkan davacıya ait olduğuna karar verir.

Bu izahlardan anlaşılıyor ki, Medeni Kanun`un 642. maddesi uyarınca hakimin verdiği hüküm, hukuki mahiyetçe yenilik doğuran ( inşai veya ihdasi ) bir hükümdür ve böyle bir hükme dayanan davacı, her zaman tapu kaydının kendi adına düzeltilmesini sağlamak üzere icra memuruna veya Medeni Kanun`un 642. maddesinin ikinci fıkrası hükmünce, doğrudan doğruya tapu memuruna başvurabilir. Çünkü ayni haklarda Medeni Kanun`un hükümleri bakımından ıskati müruruzaman cari olmayıp, ancak iktisabi müruruzaman ile bir kimsenin ayni hakkının sona ermesi mümkün bulunduğundan, Borçlar Kanunu`ndaki ve İcra ve İflas Kanunu`nun 39. maddesindeki ıskati müruruzaman müddetlerinin geçmiş olması; ilam ile mülkiyet iktisap etmiş olan kimsenin mülkiyet hakkına herhangi bir şeklide müessir olamaz. Bu sebeple Medeni Kanun`un 642. maddesi hükmünce alınmış olan ilamın ve bu arada şufa ilamlarının iskati müruruzamana tabi olmadığı esasına dayanan İcra ve İflas Dairesi içtihadı, kanuna uygundur.

Yukarıdaki izahatın layıkı veçhile anlaşılabilmesi ve şufa hükümlerine ait tatbikattaki bazı tereddütlerin izalesi için şu noktaları tebarüz ettirmekte fayda mülahaza olunmaktadır.

Şufa mevzuundaki müteaddit içtihadı birleştirme kararları ile teyit olunduğu üzere, Türk hukukunda şufa hakkı, bir yenilik doğuran ( inşai ) hak mahiyetindedir ve bir hakkın sahibi tarafından diğer tarafa ulaştırılmış beyan ile kullanılması sonunda hak sahibi ile hissedarın satın almış bulunan kimse arasında bir satış akti münasebeti doğar. Ve bu satış münasebeti dolayısıyla hissenin mülkiyeti şefi`e geçmez ve fakat şefi, her alıcı gibi, malın temlikini isteme alacağına sahip olur. Hissenin mülkiyeti şefi`e ancak, kendisinin satış münasebetinden doğan borçlarını yerine getirmesi halinde ve diğer tarafın hisseyi tapuda temlik etmesi yahut şefi`in satış münasebetine dayanarak ve Medeni Kanun`un 642. maddesi hükmünce açtığı tescil davası sonunda, lehinde karar alması ile geçer. Tatbikatta şefi, açtığı tek bir dava ile hem şufa hakkını kullandığını diğer tarafa bildirir ve bu hakkın kullanıldığının tespitini ister, hem de şufa hakkını kullanmış olması sebebiyle meydana gelen satış münasebeti dolayısıyla hissenin kendisine temlikini ister ; mahkeme, şufa hakkının kullanılmasının şartları gerçekleşmiş olduğunu ve satış münasebetinden doğan borçlarının ( hususiyle satış parasının vadeye bağlı olmadığı hallerde para ödeme borcunu ) şefi tarafından yerine getirilmiş bulunduğunu tespit ettikten sonra, hissenin mülkiyetinin şefi`e geçirilmesine karar verir ve ancak bu karar ile şefi hisseye malik olur. Lakin tek bir dava ile neticeye ulaşılmış olması, ortada her şeyden önce tek taraflı bir irade beyanı ( şufa hakkının kullanıldığını diğer tarafa bildiren beyan ), bundan sonra bu beyan neticesinde meydana gelen satış akti münasebeti ve daha sonra da satış münasebetine dayanan şefi`in hissesinin kendisine temlikini istemesi gibi, üç safhanın mevcut olduğu ve her safhanın hukuki hükümlerinin ayrı olduğu hakikatını bertaraf edemez.

SONUÇ : Medeni Kanun`un 642. maddesi hükmünce alınmış olan ilamların ve bu arada şufa ilamlarının icrasının her zaman istenebileceğine ve bu ilamlar hakkında iskati müruruzaman hükümlerinin tatbik olunamayacağına, 11.2.1959 tarihli birinci toplantıda ve ittifakla karar verildi.

yarx
Old 24-09-2008, 11:02   #5
CEMOK

 
Varsayılan

Karar için çok teşekkür ederim,ayrıca konu ile ilgili bir
sorun daha var şöyleki,tapuda iştirak halinde mülkiyet halinde bulunan bu yerle ilgili olarak, tapuya tescil edilmemiş şufa ve tapu iptali ve tescil kararları var yerin yeni maliki bu şekilde alacağın temliki yoluyla
burayı satın aldı ve fiilen teslim alarak kullanıyor.
Temlik yoluyla eski malikten satın aldığı (eski malik şüfa ve tapu iptali ve tescil davasıyla hissedar olan şahıslardan noterden yapılan satış vaadleriyle bu yeri almış ve fiilen kulanmaktaydı) bu yerle ilgili olarak tapu iptali ve tescil davası açmak istiyoruz,önce iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilmesi davası
açıp ondan sonramı tapu iptali ve tescil davası açmamızmı
gerekiyor yoksa ikisi tek bir davada hallolurmu,
Konu medeni hukuk pratik sorusu gibi bayağı ağır ama bizzat benle ilgili olduğu için hata yapmamaya çalışıyorum
yargıtay kararı örneği veya tavsiye edilecek bir kaynak kitapta olursa sevinirim.ÇOK ÇOK TEŞEKKÜRLER
önerir
Old 02-05-2009, 18:44   #6
BURCUKK

 
Varsayılan

merhabalar.
buna benzer bir durum da benim müvekkilimin başına gelmiştir.1994 yılında kesinleşen mahkeme kararıyla gayrimenkullerin mülkiyeti müvekkilime geçmiştir.ancak tapu müdürlüğü tarafından mahkeme kararı yerine getirilmemiş,söz konusu gayrimenkullerin mülkiyeti müvekkilim adına tapuya tescil edilmemiş,müvekkilim yıllar sonra durumla ilgili bilgi almak istediğinde kendisine gayrimenkullerin durumuyla ilgili hiçbir suretle bilgi verilmemiştir. bu durumda ne yapılabilir?yukarıdaki olaya verilen cevaplar bu olayda da geçerli olabilir mi?biz ilgili mahkeme kararıyla ilamın icrasını talep edebilir miyiz?cevap verirseniz çok sevinirim.şimdiden teşekkürler. iyi çalışmalar...
Old 24-02-2011, 14:46   #7
Av.Nur

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan CEMOK
Değerli meslekdaşlarım öncelikle cevaplarınız için teşekkür ederim.
Benim sorunum şu şekilde 1971 yılında tapunun iptaline ve davacılar adına tesciline karar verilmiş,ama bu karar tapudada bir örneği olmasına rağmen tapu sicil müdürü tarafından infaz edilmemiştir.Tapu kaydı halen 27 sene geçmesine rağmen davalılar adınadır.Tapu sicil müdürüne mahkeme kararını infaz etmesi için müracaat etsem zaman aşımına uğradı diyebilirmi,yoksa infaz etmek zorundamı,mahkeme ilamlarının icrsında zaman aşımı söz konusumu ?
Saygılarımla.....

Merhaba,
Aynı şekildeki bir olayla karşılaştım.1977 yılının tapu iptal ve tescil kararını tapu müdürlüğü infaz etmemiş.Biz bunu yeni öğrendik ve karar ile tapuya başvurduk.Karar çok eski uygulamam dedi tapu müdürü.Bunun üzerine dilekçe ile başvurdum ve taşınmazın aynına ilişkin kararların zamanaşımına uğramadığını ve infazın yapılmasını talep ettim.Tapu müdürü bu kez de dilekçe ile başvuruyu kabul etmem dedi.Şimdi dilekçemi noter aracılığı ile göndermeyi,tapunun cevabına veya sessiz kalmasına karşı da idare mahkemesinde dava açmayı düşünüyorum.Ancak izlemem gereken yol bu mudur,emin de değilim.Siz bir sonuç alabildiniz mi .yardımcı olursanız çok sevinirim.İyi çalışmalar
Old 24-02-2011, 14:47   #8
Av.Nur

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BURCUKK
merhabalar.
buna benzer bir durum da benim müvekkilimin başına gelmiştir.1994 yılında kesinleşen mahkeme kararıyla gayrimenkullerin mülkiyeti müvekkilime geçmiştir.ancak tapu müdürlüğü tarafından mahkeme kararı yerine getirilmemiş,söz konusu gayrimenkullerin mülkiyeti müvekkilim adına tapuya tescil edilmemiş,müvekkilim yıllar sonra durumla ilgili bilgi almak istediğinde kendisine gayrimenkullerin durumuyla ilgili hiçbir suretle bilgi verilmemiştir. bu durumda ne yapılabilir?yukarıdaki olaya verilen cevaplar bu olayda da geçerli olabilir mi?biz ilgili mahkeme kararıyla ilamın icrasını talep edebilir miyiz?cevap verirseniz çok sevinirim.şimdiden teşekkürler. iyi çalışmalar...

Merhaba,
Aynı şekildeki bir olayla karşılaştım.1977 yılının tapu iptal ve tescil kararını tapu müdürlüğü infaz etmemiş.Biz bunu yeni öğrendik ve karar ile tapuya başvurduk.Karar çok eski uygulamam dedi tapu müdürü.Bunun üzerine dilekçe ile başvurdum ve taşınmazın aynına ilişkin kararların zamanaşımına uğramadığını ve infazın yapılmasını talep ettim.Tapu müdürü bu kez de dilekçe ile başvuruyu kabul etmem dedi.Şimdi dilekçemi noter aracılığı ile göndermeyi,tapunun cevabına veya sessiz kalmasına karşı da idare mahkemesinde dava açmayı düşünüyorum.Ancak izlemem gereken yol bu mudur,emin de değilim.Siz bir sonuç alabildiniz mi .yardımcı olursanız çok sevinirim.İyi çalışmalar
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kadastro-tapu İptalİ Seher Meslektaşların Soruları 4 16-03-2009 15:46
Tapu İptalİ Ve Tescİl splendid34 Meslektaşların Soruları 1 14-05-2008 16:20
Tapu İptalİ Ve Tescİlİ Davasi AÇilabİlİr Mİ? fatoskayaismi Meslektaşların Soruları 8 13-02-2008 23:46
Taraf Muvazaasi, Tapu İptalİ Ve Tescİl Talebİ GÜLYÜZ Meslektaşların Soruları 2 11-10-2007 16:49
Menfİİ Tespİt Ve Çek İptalİ Davasi Çekte ZamanaŞimi av.selcukacar Meslektaşların Soruları 2 26-03-2007 12:32


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05612206 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.