3091 sayılı KANUNA GÖRE İNFAZA KARAR VERİLEN DOSYADA ADLİ YARGIDAN TEDBİR DURDURABİLİ

Muvekkılıme ait yazlık dairede , kiracı olmak isteyen bir aile anlaşma sağlanamaması üzerine sadece nezaketen bir gece kalmalarına izin veriliyor.kÖTÜniyetle çıkmıyorlar. 3091 sayılı kanuna gore tahliye etmelerı istendi. Kaymakamlık işgal olarak gördü ve infaza karar verildi. Bundan sonrası ie tam bir karmaşa. Müvekkil, infaz memuru, polis memurları ile 17.06.2209 saat 15.30 da infaza gidildiğinde çıkmak için süre talep ediyorlar. çevrenin baskısıyla 17.06.2009 günü saat 19 a kadar süre veriliyor. İnfaz memuru çıkacaklarından emin olduğu için mesai bitimi 17.30 sıralarında "İNFAZ YAPILDI" yazısı ile dosyayı karara bağlayıp daireden çıkıyor. Ancak 16. 30 sıralarında (tarafların infaz yerınde olduğu saatler) açılan sulh hukuk mahkemesinde SÖZLÜ KİRA SÖZLEŞMESİNİN VARLIĞI VE TEDBİR istemli dava açılıp, tedbir kararı alıyorlar. Adliyede komşu kadının kalemden teslim aldığı Tedbir kararı ile infaz kararı havada kalıyor. Ayrıca dosyaya teminat dahi alınmamış olması dikkat çekici. Sulh Hukuk mahkemesi ne 2 kez TEDBİRİN KALDIRILMASI TALEBİM olduğu halde sadece REDDOLDU.
3091 SAY KANUN İNFAZ AŞAMASINDAYKEN TEDBİR KARARI YERİNDE BİR KARAR MIDIR? DEĞİLSE HUKUKİ DAYANAKLARI NELERDİR? İNFAZI NASIL SAĞLAYABİRİM?
yardımcı olmanız ricasıyla...

Sayın gulhuznum,

3091 Sayılı Kanunun 14. maddesine göre: "Başvuru sırasında, taraflar arasındaki taşınmaz mal anlaşmazlığı hakkında mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmiş veya anlaşmazlık dava konusu yapılmış ise bu Kanun hükümleri uygulanmaz.
Bu Kanuna göre idari makam tarafından verilmiş bir önleme kararı varken, taraflarca taşınmaz mal anlaşmazlığına ilişkin dava açılmadan adlî mercilerce ihtiyatî tedbir kararı verilemez."

Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanunun Uygulama Şekli ve Esaslarına Dair Yönetmelik madde 14: "Taşınmaz mal üzerindeki anlaşmazlığın ortaklıktan veya kira sözleşmesinden kaynaklanmış olması idarenin taşınmaza eylemli olarak kimin veya kimlerin zilyet olduklarını araştırarak karar vermesine engel değildir. Ortaklığın veya kira sözleşmesinin sona erip ermediği, bulunduğu aşamada geçerliliği olup olmadığı adli yargının çözümleyeceği üstün hak iddiası niteliğindedir"

Yönetmelik madde 34: "Başvuru sırasında, taraflar arasındaki taşınmaz mal anlaşmazlığı hakkında mahkemece bir ihtiyati tedbir kararı verilmiş veya anlaşmazlık dava konusu yapılmış ise 3091 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaz.
Soruşturma memuru soruşturma öncesinde, soruşturma sırasında ve gerek görürse yetkili makamın emri ile soruşturma sonrasında taşınmaz malla ilgili anlaşmazlığın taraflar arasında Medeni Kanuna göre mülkiyet hakkındaki dayalı bir müdahalenin men`i veya zilyedliğin ihlali nedeniyle açılmış bir tecavüzün ref`i davasına konu olup olmadığını, taşınmaz mal anlaşmazlığı hakkında mahkemelerce verilmiş bir ihtiyati tedbir kararı bulunup bulunmadığını araştırır. Bu tür bir davanın açılmış olduğunun veya bir ihtiyati tedbir kararının verilmiş bulunduğunun anlaşılması halinde soruşturma hangi aşamada ise işlemler durdurulur ve bu Kanuna göre karar verilemiyeceği gerekçesi ile birlikte şikayetçiye yazılı olarak duyurulur.
Mahkemeye yapılan taşınmaz malla ilgili başvuru Medeni Kanuna göre müdahalenin men`i veya tecavüzün ref`i talebi dışında ise bu durum idarenin soruşturma yapmasına ve karar vermesine engel değildir. 3091 sayılı Kanuna göre idari makam tarafından verilmiş bir önleme kararı varken, taraflarca taşınmaz mal anlaşmazlığına ilişkin dava açılmadan adli mercilerce ihtiyati tedbir kararı verilemez."

İlgili Mahkemeye dava açılmakla beraber ihtiyati tedbir talep edildiyse Mahkemenin tedbir kararında herhangi bir usulsüzlük olduğunu düşünmüyorum.

Saygılarımla...

Sayın Hades, soruyu soran meslektaşımız yerine yasaya baktığınız için teşekkür ederim.

yerime tesekkur etmenize gerek yok vekalet verdiğimi hatırlamıyorum. benim sorduğum husus daha farklı. zahmet edip okusaydınız tesekkure gerek kalmazdı.

Sayın gulhuznum,

Öncelikle anlatımınız sebebiyle asıl sormak istediğiniz soru geri planda kaldığından takdir edersiniz ki bulup çıkarmak biraz zor Sayın Aladağ ın da bu sebeple serzenişte bulunduğu kanaatindeyim.

Meslektaşımız Sayın gulhuznumun izniyle (?) soruyu değiştirmek istiyorum:

Alıntı: 16. 30 sıralarında (tarafların infaz yerınde olduğu saatler) açılan sulh hukuk mahkemesinde SÖZLÜ KİRA SÖZLEŞMESİNİN VARLIĞI VE TEDBİR istemli dava açılıp, tedbir kararı alıyorlar. Adliyede komşu kadının kalemden teslim aldığı Tedbir kararı ile infaz kararı havada kalıyor.

Tutanağı tutan memur da dahil olmak üzere başkaca tanıklarla da sabit olduğu üzere 16.30 da infaz yerinde bulunan ASİL YERİNE adliyeye giderek (vekaletnamesi olmaksızın) asil adına dava açılmış olması söz konusudur. Bu durumda nasıl bir yol izlenmelidir?

Sayın meslektaşım, davanın ikame edildiği evrakta tarih ve saat kısımları doludur. Şayet bu sürede ASİLİN başka yerde olduğunu (infaz memuru ve sizin bulunduğunuz yerde) ispatlayabilecekseniz şikayette bulunabileceğinizi düşünüyorum.

Saygılarımla...

Alıntı: Yazan gulhuznum yerime tesekkur etmenize gerek yok vekalet verdiğimi hatırlamıyorum. benim sorduğum husus daha farklı. zahmet edip okusaydınız tesekkure gerek kalmazdı.

Sayın gulhuznum, ben kendi adıma teşekkür etmiştim. Ama "zahmet edip okusaydınız" konusunda sizinle aynı düşüncedeyim.