Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

GÜMRÜK KANUNUNUN 242/2. MADDESİ ve ZIMNİ RET

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 22-06-2013, 08:19   #1
avrecepefe

 
Varsayılan GÜMRÜK KANUNUNUN 242/2. MADDESİ ve ZIMNİ RET

Sevgili Meslektaşlarım, malum olduğu üzere 4458 Sayılı Gümrük Kanununun242. maddesi aynen şöyledir:

ONİKİNCİ KISIM : İtirazlar
Madde 242 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 07.07.2009 RG NO: 27281 KANUN NO: 5911/64) (YÜR. TAR.: 07.10.2009) (KOD 1)
1. Yükümlüler kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde bir üst makama, üst makam yoksa aynı makama verecekleri bir dilekçe ile itiraz edebilir.
2. İdareye intikal eden itirazlar otuz gün içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edilir.
3. İtiraz dilekçelerinin süresi içinde yanlış makama verilmesi halinde, itiraz süresinde yapılmış sayılır ve idarece yetkili makama ulaştırılır.
4. İtirazın reddi kararlarına karşı işlemin yapıldığı yerdeki idari yargı mercilerine başvurulabilir.

Yine aynı kanunun 198. maddesinin 2. fıkrası da ;

198/2. Tebliğ edilen gümrük vergilerine karşı 242 nci madde çerçevesinde gümrük idareleri nezdinde itiraz edilmesi ödeme süresini keser. Ödeme süresi idarenin ya da yargı mercii kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren yeniden başlar.

Sevgili Meslektaşlarım,
Görüldüğü üzere 242. maddenin 2. fıkrasında idarenin itirazı 30 gün içinde karara bağlayacağı ve aynı süre içerisinde ilgiliye bildireceği yazılıdır. 4. fıkrada ise itirazın reddi halinde idari yargı yerlerine başvurulabileceği kaleme alınmıştır. Aynı kanunun 198. maddesinin ikinci fıkrasında ise itirazın ödeme süresini keseceği, bu sürenin idarenin (ya da yargı merciinin) kararının tebliği tarihinden itibaren yeniden başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
Tüm bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde kafama takılan bir kaç husus oldu:
1) Maddenin 4. fıkrasında itirazın reddi kararlarına karşı yargı mercilerine gidilebileceği düzenlenmiş olmasına rağmen aynı maddede idari itirazın 30 gün içinde cevapsız bırakılması halinde zımnen reddedilmiş sayılacağına dair bir düzenleme bulunmamakta. 198. maddede itiraz ile duran ödeme süresinin idarenin cevabından itibaren yeniden başlayacağı düzenlendiğine göre idarenin mutlaka bir cevap vermesinin (olumlu-olumsuz) beklenmesi gerekeceği, zira idarenin vereceği cevaba kadar ödeme süresinin duracağı, idare cevap verene kadar ilgililerin menfaatlerinin zarara uğramayacağı; hukuki durumlarında bir değişiklik olmayacağı, bu nedenle de idare olumsuz bir cevap vermediği müddetçe de idari yargıda dava açılmasının hukuken bir yarar sağlamayacağı kanaatine varıyorum.
2) Bu kanaatimi 198. maddenin 2. fıkrası destekliyor. Zira bu maddede yapılan değişiklikten önce itiraz ödeme süresini durdurmadığından 30 günlük süre içiresinde idarenin bir cevap vermemesi durumunda bunu zımni ret sayıp dava açma süresi içinde idari yargı mercilerine başvurulabiliyordu. Değişiklikle birlikte artık idarenin cevabına kadar ödeme süresi durmakta. Ancak ödeme süresi idarenin cevabına kadar duracak olsa bile ortada ilginin her an olumsuz bir cevapla karşılaşacağına dair kaygılar duymasına sebep olacak bir işlem var. Bunun ilgilinin kafasını sürekli meşgul edeceği ve idarenin keyfi bir biçimde uzunca bir süre cevaplamaması halinde bu zihni kaygıların kişiyi bir belirsizliğe itebileceği de malum.
Özetle Gümrük Kanununa göre tahakkuk ettirilecek vergilere ilişkin yapılacak itirazlarda 30 gün içerisinde cevap alınamaması halinde bunu zımni ret olarak sayıp vergi mahkemelerinde 30 gün içinde dava açmalı mıyız? Yoksa idarenin cevabını beklemeli miyiz?
Old 19-06-2014, 18:51   #2
av.isa1923

 
Varsayılan

ben de bu soruya benzer bir durum ile karşılaştım. Sorunun cevabını bilen meslektaşım var mı?
Old 20-06-2014, 10:55   #3
avrecepefe

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.isa1923
ben de bu soruya benzer bir durum ile karşılaştım. Sorunun cevabını bilen meslektaşım var mı?


Sevgili Meslektaşım,
17.05.2013 tarihli itirazımıza verilen ret cevabı tarafımıza tebliğ edilmemiş olup, 25.07.2013 tarihinde muttali olduk ve 12.08.2013 günü davamızı açtık.Şu ana kadar bir sorun yaşanmadı. Dava devam ediyor. Bilginize sunulur. Saygılarımla...
Old 20-06-2014, 22:18   #4
av.isa1923

 
Varsayılan

Meslektaşım teşekkür ederim. Ben bu konu hakkında internette bir çok Danıştay kararı buldum. Hepsinde 30 gün içinde idare tarafından karar verilmezse İYUK'taki 60 günlük zımnen red süresi beklenmeksizin red olması gerektiği yazıyor. Ama hiçbiri çok yakın tarihli kararlar değildi. Danıştay içtihatlarını değiştirdi mi, yoksa aynı içtihatlarda devam mı ediyor, tam karar veremedim
Old 23-06-2014, 11:17   #5
avrecepefe

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.isa1923
Meslektaşım teşekkür ederim. Ben bu konu hakkında internette bir çok Danıştay kararı buldum. Hepsinde 30 gün içinde idare tarafından karar verilmezse İYUK'taki 60 günlük zımnen red süresi beklenmeksizin red olması gerektiği yazıyor. Ama hiçbiri çok yakın tarihli kararlar değildi. Danıştay içtihatlarını değiştirdi mi, yoksa aynı içtihatlarda devam mı ediyor, tam karar veremedim

Sevgili Meslektaşım,
Konuyla ilgili olarak Danıştay 7. Dairesinin bir kararını sunuyorum. Sinerji Mevzuat ve İçtihat programlarından alıntılandığını da belirtmek isterim.
T.C DANIŞTAY
7.Daire
Esas: 2009 / 7853
Karar: 2011 / 308
Karar Tarihi: 27.01.2011

ÖZET: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, yasada belirtilen nedenlerini bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.(2577 S. K. m. 49)

İstemin Özeti: Davacı adına tescilli beyanname muhteviyatı eşyanın kıymetinin noksan beyan edildiğinden bahisle yapılan katma değer vergisi ek tahakkukunun iptali istemiyle açılan davayı; olayda ek tahakkuka vaki düzeltme başvurusunun reddi yolundaki işleme karşı 13.5.2009 tarihinde itiraz edildiğinin, Gümrük Başmüdürlüğünce verilecek itirazın reddine dair karar tebliğ edilmeden, 28.4.2009 tarihinde dava açıldığının anlaşıldığı; bu durumda, henüz idari itiraz prosedürü tamamlanıp, idari davaya konu edilebilecek işlem tebliğ edilmeden, vaktinden önce dava açıldığı gerekçesiyle reddeden İstanbul Onbirinci Vergi Mahkemesinin 5.6.2009 gün ve E:2009/1400; K:2009/1725 sayılı kararının; davalı İdare tarafından kendilerine gönderilen tebligatta, izlenecek olan idari itiraz prosedürünün gösterilmediği ileri sürülerek bozulması ve duruşma yapılması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Tetkik Hakimi Ayşe KILIÇ'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı H. Hüseyin TOK'un Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerini bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince, duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine, 38,20 (OtuzsekizTürklirasıyirmikuruş) maktu karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 27.01.2011 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Dosyanın incelenmesinden, ek tahakkuka ilişkin işlemin 23.2.2009 tarihinde tebliği özerine 10.3.2009 (süresi içerisinde) düzeltme talebinde bulunulduğu, ardından 28.4.2009 tarihinde işbu davanın açıldığı, dava açıldıktan sonra düzeltme talebinin reddine dair kararın 5.5.2009 tarihinde tebliğ edildiği, 13.5.2009 tarihinde itiraz yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.

4458 sayılı Gümrük Kanununun 242'nci maddesinin olay tarihinde yürürlükte ulunan şeklinin 1'inci fıkrasında, yükümlülerin, kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri için tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde ilgili gümrük idaresine verecekleri bir dilekçe ile düzeltme talebinde bulunabilecekleri; 2'nci fıkrasında, düzeltme taleplerinin ilgili gümrük müdürlüğü tarafından otuz gün içinde karara bağlanarak yükümlüye tebliğ edileceği; 3'üncü fıkrasında, kişilerin düzeltme taleplerine ilişkin kararlara karşı yedi gün içinde kararı alan gümrük idaresinin bağlı bulunduğu gümrük başmüdürlüğü nezdinde itirazda bulunabilecekleri; 4'üncü fıkrasında, gümrük başmüdürlüklerine intikal eden itirazların otuz gön içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edileceği; 7'nci fıkrasında ise, gümrük başmüdürlüklerinin kararına karşı, işlemin yapıldığı gümrük müdürlüğünün bulunduğu yerdeki idari yargı mercilerine başvurulabileceği belirtilmiş; aynı Kanunun 14'üncü maddesinin 1'inci fıkrasında da, bu Kanunda belirtilen sürelerin, tarih veya vadelerin, aksine ezel bir hüküm bulunmadıkça uzatılamayacakları veya ertelenemeyeceği; sürenin, tarih veya vadelerin bitim tarihinin resmi tatil gününe rastlaması halinde, bu sürelerin ilk iş gününün resmi çalışma saatleri sonunda biteceği hükme bağlanmıştır.

Sözü edilen hükümlere göre; kişiler, kendilerine tebliğ edilen tahakkuklara karşı, on beş gün içinde gümrük müdürlüğüne düzeltme, ya da yedi gün içinde gümrük başmüdürlüğüne itiraz başvurusunda bulunma konusunda seçim yapabileceklerinden, itiraz yoluna gidilmeden önce düzeltme talebinde bulunulması zorunlu bir yol değildir. Ancak, ilgililerce, bu yollardan birinin işletilmesi konusunda irade ortaya konulduktan sonra, 4458 sayılı Kanunun 242'nci maddesinde, bu seçim sonucunda, müracaat edilmesi öngörülen idari veya yargısal yolların koşullarına uygun hareket edilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, ilgililerce, anılan madde uyarınca yapılan düzeltme veya itiraz başvurularının, Gümrük İdaresince, 30 gün içinde karara bağlanarak sonucunun ilgilisine tebliği yasal bir zorunluluk olduğundan; bu sürelerin cevapsız geçirilmesi halinde, idari Başvuruların zımnen reddedildiğinin kabulü zorunludur. Aksi halde, idari başvuruların, cevap verilmemek suretiyle sürüncemede bırakılması ve dolayısıyla, hak arama özgürlüğünün kısıtlanması sonucunu doğuracak uygulamaların ortaya çıkması kaçınılmazdır.

Olayda, ek tahakkukun 23.2.2009 tarihinde tebliği üzerine 10.3.2009 tarihinde yapılan düzeltme başvurusuna 30 gün içerisinde cevap verilmemek suretiyle zımni ret işleminin oluştuğu açık olup, zımni ret üzerine 28.4.2009 tarihinde açılan davada idari merci tecavüzü sebebiyle dilekçe ve eklerinin itiraz mercii olan ilgili Başmüdürlüğe tevdiine karar verilmesi gerekir ise de, düzeltme talebinin zımnen reddi üzerine 7 günlük itiraz süresi geçirilerek açılan davada merciine tevdi kararı verilmesinin davacıya hukuki bir yarar sağlaması olanaksız olduğundan, açılan davanın istemin özeti bölümünde yazılan gerekçeyle reddine dair mahkeme kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin belirtilen gerekçeyle reddi gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz. (¤¤)
Old 23-06-2014, 11:26   #6
avrecepefe

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avrecepefe
Sevgili Meslektaşım,
Konuyla ilgili olarak Danıştay 7. Dairesinin bir kararını sunuyorum. Sinerji Mevzuat ve İçtihat programlarından alıntılandığını da belirtmek isterim.
T.C DANIŞTAY
7.Daire
Esas: 2009 / 7853
Karar: 2011 / 308
Karar Tarihi: 27.01.2011

ÖZET: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, yasada belirtilen nedenlerini bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.(2577 S. K. m. 49)

İstemin Özeti: Davacı adına tescilli beyanname muhteviyatı eşyanın kıymetinin noksan beyan edildiğinden bahisle yapılan katma değer vergisi ek tahakkukunun iptali istemiyle açılan davayı; olayda ek tahakkuka vaki düzeltme başvurusunun reddi yolundaki işleme karşı 13.5.2009 tarihinde itiraz edildiğinin, Gümrük Başmüdürlüğünce verilecek itirazın reddine dair karar tebliğ edilmeden, 28.4.2009 tarihinde dava açıldığının anlaşıldığı; bu durumda, henüz idari itiraz prosedürü tamamlanıp, idari davaya konu edilebilecek işlem tebliğ edilmeden, vaktinden önce dava açıldığı gerekçesiyle reddeden İstanbul Onbirinci Vergi Mahkemesinin 5.6.2009 gün ve E:2009/1400; K:2009/1725 sayılı kararının; davalı İdare tarafından kendilerine gönderilen tebligatta, izlenecek olan idari itiraz prosedürünün gösterilmediği ileri sürülerek bozulması ve duruşma yapılması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Tetkik Hakimi Ayşe KILIÇ'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı H. Hüseyin TOK'un Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerini bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince, duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine, 38,20 (OtuzsekizTürklirasıyirmikuruş) maktu karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 27.01.2011 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Dosyanın incelenmesinden, ek tahakkuka ilişkin işlemin 23.2.2009 tarihinde tebliği özerine 10.3.2009 (süresi içerisinde) düzeltme talebinde bulunulduğu, ardından 28.4.2009 tarihinde işbu davanın açıldığı, dava açıldıktan sonra düzeltme talebinin reddine dair kararın 5.5.2009 tarihinde tebliğ edildiği, 13.5.2009 tarihinde itiraz yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.

4458 sayılı Gümrük Kanununun 242'nci maddesinin olay tarihinde yürürlükte ulunan şeklinin 1'inci fıkrasında, yükümlülerin, kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri için tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde ilgili gümrük idaresine verecekleri bir dilekçe ile düzeltme talebinde bulunabilecekleri; 2'nci fıkrasında, düzeltme taleplerinin ilgili gümrük müdürlüğü tarafından otuz gün içinde karara bağlanarak yükümlüye tebliğ edileceği; 3'üncü fıkrasında, kişilerin düzeltme taleplerine ilişkin kararlara karşı yedi gün içinde kararı alan gümrük idaresinin bağlı bulunduğu gümrük başmüdürlüğü nezdinde itirazda bulunabilecekleri; 4'üncü fıkrasında, gümrük başmüdürlüklerine intikal eden itirazların otuz gön içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edileceği; 7'nci fıkrasında ise, gümrük başmüdürlüklerinin kararına karşı, işlemin yapıldığı gümrük müdürlüğünün bulunduğu yerdeki idari yargı mercilerine başvurulabileceği belirtilmiş; aynı Kanunun 14'üncü maddesinin 1'inci fıkrasında da, bu Kanunda belirtilen sürelerin, tarih veya vadelerin, aksine ezel bir hüküm bulunmadıkça uzatılamayacakları veya ertelenemeyeceği; sürenin, tarih veya vadelerin bitim tarihinin resmi tatil gününe rastlaması halinde, bu sürelerin ilk iş gününün resmi çalışma saatleri sonunda biteceği hükme bağlanmıştır.

Sözü edilen hükümlere göre; kişiler, kendilerine tebliğ edilen tahakkuklara karşı, on beş gün içinde gümrük müdürlüğüne düzeltme, ya da yedi gün içinde gümrük başmüdürlüğüne itiraz başvurusunda bulunma konusunda seçim yapabileceklerinden, itiraz yoluna gidilmeden önce düzeltme talebinde bulunulması zorunlu bir yol değildir. Ancak, ilgililerce, bu yollardan birinin işletilmesi konusunda irade ortaya konulduktan sonra, 4458 sayılı Kanunun 242'nci maddesinde, bu seçim sonucunda, müracaat edilmesi öngörülen idari veya yargısal yolların koşullarına uygun hareket edilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, ilgililerce, anılan madde uyarınca yapılan düzeltme veya itiraz başvurularının, Gümrük İdaresince, 30 gün içinde karara bağlanarak sonucunun ilgilisine tebliği yasal bir zorunluluk olduğundan; bu sürelerin cevapsız geçirilmesi halinde, idari Başvuruların zımnen reddedildiğinin kabulü zorunludur. Aksi halde, idari başvuruların, cevap verilmemek suretiyle sürüncemede bırakılması ve dolayısıyla, hak arama özgürlüğünün kısıtlanması sonucunu doğuracak uygulamaların ortaya çıkması kaçınılmazdır.

Olayda, ek tahakkukun 23.2.2009 tarihinde tebliği üzerine 10.3.2009 tarihinde yapılan düzeltme başvurusuna 30 gün içerisinde cevap verilmemek suretiyle zımni ret işleminin oluştuğu açık olup, zımni ret üzerine 28.4.2009 tarihinde açılan davada idari merci tecavüzü sebebiyle dilekçe ve eklerinin itiraz mercii olan ilgili Başmüdürlüğe tevdiine karar verilmesi gerekir ise de, düzeltme talebinin zımnen reddi üzerine 7 günlük itiraz süresi geçirilerek açılan davada merciine tevdi kararı verilmesinin davacıya hukuki bir yarar sağlaması olanaksız olduğundan, açılan davanın istemin özeti bölümünde yazılan gerekçeyle reddine dair mahkeme kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin belirtilen gerekçeyle reddi gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz. (¤¤)

Sevgili Meslektaşım,
Kanaatim idarenin olumlu veya olumsuz bir cevap vermesini beklemek yönünde. Zira, malum olduğu üzere 4458 Sayılı Gümrük Kanununun 242. maddesi aynen şöyledir:

ONİKİNCİ KISIM : İtirazlar
Madde 242 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 07.07.2009 RG NO: 27281 KANUN NO: 5911/64) (YÜR. TAR.: 07.10.2009) (KOD 1)
1. Yükümlüler kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde bir üst makama, üst makam yoksa aynı makama verecekleri bir dilekçe ile itiraz edebilir.
2. İdareye intikal eden itirazlar otuz gün içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edilir.
3. İtiraz dilekçelerinin süresi içinde yanlış makama verilmesi halinde, itiraz süresinde yapılmış sayılır ve idarece yetkili makama ulaştırılır.
4. İtirazın reddi kararlarına karşı işlemin yapıldığı yerdeki idari yargı mercilerine başvurulabilir.

Yine aynı kanunun 198. maddesinin 2. fıkrası da ;

198/2. Tebliğ edilen gümrük vergilerine karşı 242 nci madde çerçevesinde gümrük idareleri nezdinde itiraz edilmesi ödeme süresini keser. Ödeme süresi idarenin ya da yargı mercii kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren yeniden başlar.

Sevgili Meslektaşım,
Görüldüğü üzere 242. maddenin 2. fıkrasında idarenin itirazı 30 gün içinde karara bağlayacağı ve aynı süre içerisinde ilgiliye bildireceği yazılıdır. 4. fıkrada ise itirazın reddi halinde idari yargı yerlerine başvurulabileceği kaleme alınmıştır. Aynı kanunun 198. maddesinin ikinci fıkrasında ise itirazın ödeme süresini keseceği, bu sürenin idarenin (ya da yargı merciinin) kararının tebliği tarihinden itibaren yeniden başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
Tüm bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde
1) Maddenin 4. fıkrasında itirazın reddi kararlarına karşı yargı mercilerine gidilebileceği düzenlenmiş olmasına rağmen aynı maddede idari itirazın 30 gün içinde cevapsız bırakılması halinde zımnen reddedilmiş sayılacağına dair bir düzenleme bulunmamakta. 198. maddede itiraz ile duran ödeme süresinin idarenin cevabından itibaren yeniden başlayacağı düzenlendiğine göre idarenin mutlaka bir cevap vermesinin (olumlu-olumsuz) beklenmesi gerekeceği, zira idarenin vereceği cevaba kadar ödeme süresinin duracağı, idare cevap verene kadar ilgililerin menfaatlerinin zarara uğramayacağı; hukuki durumlarında bir değişiklik olmayacağı, bu nedenle de idare olumsuz bir cevap vermediği müddetçe de idari yargıda dava açılmasının hukuken bir yarar sağlamayacağı kanaatine varıyorum.
2) Bu kanaatimi 198. maddenin 2. fıkrası destekliyor. Zira bu maddede yapılan değişiklikten önce itiraz ödeme süresini durdurmadığından 30 günlük süre içiresinde idarenin bir cevap vermemesi durumunda bunu zımni ret sayıp dava açma süresi içinde idari yargı mercilerine başvurulabiliyordu. Değişiklikle birlikte artık idarenin cevabına kadar ödeme süresi durmakta.
Madde 242 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 07.07.2009 RG NO: 27281 KANUN NO: 5911/64) (YÜR. TAR.: 07.10.2009) (KOD 1)
1. Yükümlüler kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir üst makama, üst makam yoksa aynı makama verecekleri bir dilekçe ile itiraz edebilir.

2. İdareye intikal eden itirazlar otuz gün içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edilir.

3. İtiraz dilekçelerinin süresi içinde yanlış makama verilmesi halinde, itiraz süresinde yapılmış sayılır ve idarece yetkili makama ulaştırılır.

4. İtirazın reddi kararlarına karşı işlemin yapıldığı yerdeki idari yargı mercilerine başvurulabilir.
Old 11-08-2014, 23:07   #7
anonimty

 
Varsayılan

Zımni ret süresinin dolmasından itibaren dava açılabileceği gibi, idarece verilecek yanıt beklenip, itirazın reddi kararının tebliği ile de dava açılabilir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tebligat Kanununun 21. Maddesi ile Tebligat Kanununun 35. Maddesi Arasında Uygulamada Ne Gibi farklar Bulunmaktadır ? tiryakim Meslektaşların Soruları 6 03-06-2014 10:30
İşe aide davası sonucu kazanılan tazminatın talep şekli ve zimnı kabul hali av aysen Meslektaşların Soruları 1 04-01-2013 22:48
Tmk 326. Maddesİ ( Acİl ) filizsongur Meslektaşların Soruları 3 07-04-2010 15:42
İŞ Kanunu 22. Maddesİ niliş Meslektaşların Soruları 16 03-10-2009 14:05
Fatura Ve İ.İ.k. 68-a Maddesİ Gürkan Çalışkan Meslektaşların Soruları 3 22-07-2008 16:37


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04704595 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.