Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

bir araya gelmeyen eşlerin boşanma durumu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-11-2008, 17:03   #1
avsafran

 
Varsayılan bir araya gelmeyen eşlerin boşanma durumu

Müvekkil nişanlı iken tayin durumu nedeniyle resmi nikah kıyılmışıtır ancak taraflar hiç bir araya gelmemişler ve düğünde yapmamışlardır. Ancak şimndi geçimsizlik olmuş ve müvekkil bu evrak üzerinde olan birlikteliği resmen sona erdirmek için dava açmak istemektedir. ancak davalı koca boşanmaya yaklaşmamaktadır. Böyle bir durumda 6 aydır evrak üzerinde gözüken boşanmayı nasıl neticenldirebiliriz. BU husus ilk defa karşılaştığım bir husustur. Hiç bir araya gelmemiş olmak dava da lehimize mi hüküm teşkil eder yoksa aleyhimizemi?
Old 06-11-2008, 17:14   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım;

Evlilik birliğinin tesis edilememiş olmasında kimin KUSURLU olduğu incelenecektir diye düşünüyorum..

Saygı ile.
Old 06-11-2008, 17:24   #3
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 1987/1577

K. 1987/2554

T. 24.3.1987

• BOŞANMA ( Terk Sebebiyle )

• TERK SEBEBİYLE BOŞANMA ( Fiilen Bir Araya Gelmeyen Eşler )

743/m.132

ÖZET : Evlenme akdi yapıldıktan sonra tarafların fiilen bir araya gelmemeleri ve ortak yaşamı başlatmamaları M.K. 132. maddesine göre boşanma davası açılmasına engel değildir.
DAVA VE KARAR : Kadir Ferik ile Emine Ferik arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda davanın reddine dair verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Evlenme akti kanuni usul ve şartlara uygun olarak yapıldıktan sonra tarafların fiilen bir araya gelememeleri ve ortak yaşamı başlatamamaları Medeni Kanunun 132. maddesine göre boşanma davasına engel değildir. Onun için davadan önce yapılan ihtar, ortak yaşam başlatma arzusunun tabii ve kaçınılmaz sonucudur. Bu husus gözönünde tutulmadan terkin unsurlarının oluşmadığından söz edilerek ve hiçbir inceleme yapılmadan davanın reddedilmesi isabetsizdir. Oysa mahkemece yapılacak iş; tarafların delillerinin toplanması davanın Medeni Kanunun 132. maddesi kapsamında incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Bu yönün gözetilmemiş olması Usul ve Kanun’a aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.
Old 06-11-2008, 17:35   #4
avsafran

 
Varsayılan

Ancak eşlerin biraraya gelmemleri nedeniyle boşanma davasında kusur derken ne gibi iddialarda bulunulabilir? Terk nedeniyle dava açılabilir yoksa sürekli tartışma ve geçimsizlik nedeniyle mi dava açılabilir. Bununn yerine hiç bir araya gelmeden bahsetmesek davanın netice bulması açısından daha mı iyi yapmış oluruz.
Old 06-11-2008, 18:32   #5
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan G

Taraflar fiilen bir araya gelmeden boşanma davası açılması, " bir araya gelmemişler ki aralarında aile birliğini temelden sarsıcı bir olay meydana gelebilsin "düşüncesine yol açabilir.Ya da bu şekilde savunma yapılabilir.

Buna karşın, eşler bir araya gelmese dahi aralarında bazı olaylar geçebilir; Örneğin yüze karşı veya yoklukta hakaret, küçük düşürücü davranışlar, düşünce yaşam farklılıkları, toplum önünde tartışma , şimdiden sadakatsızlık, içki kumar alışkanlığı, sevmediğini söyleme gibi , hatta tarafların aile birliği kurmak maksadıyla değil salt atamayı gerçekleştirmek maksadıyla kağıt üzerinde kalan evlilik yapması ...v.s. saymakla bitmez... şeklinde veya bunlara benzer olaylar meydana gelebilir.

Bu gibi olayların ispatı halinde geçimsizliğe dayalı boşanma davasından sonuç alınabilir. Hatta zararın neresinden dönülse kardır misali bu aşamada daha kolay karar alınabileceği kanısındayım.

Terke dayalı dava da açılabilir. Bunun için öncelikle dayalı döşeli bağımsız konut hazırlamak, terkin diğer şartlarına uymak gerekir. Bu davanın bir sakıncası eve davet etmekle eş kusurlu olsa dahi affetmiş saylılır. Evliliğin danışık olduğu artık ileriye sürülemez. Geçmiş olaylara dayalı olarak geçimsizliğe dayalı dava açılamaz.

Diye düşünüyorum.
Old 06-11-2008, 20:02   #6
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Örnek bir yargıtay kararı buldum galiba. Burada da fiilen bir araya gelmemiş taraflar ve mahkeme yaşananları Şiddetli Geçimsizlik olarak nitelendirmiş ve kusurlu olanı da tespit etmiş.Eski tarihli ama temel kavramlar aynı.

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 1976/51
Karar: 1976/273
Karar Tarihi: 19.01.1976

ÖZET: Nikaha rağmen kadının ortak hayata yanaşmamış olması ve bu yüzden eşlerin boşanmış bulunmaları, kadının aile birliğine karşı yükümlü olduğu görevlerini yerine getirmekte önemli derecede kusurlu sayılmasının delilidir. Kadının tutumu ile aile birliği dağılmış böylece bağışlamanın amacı ortadan kalkmıştır. O halde evlenme sırasında veya evlenileceği ümidi ile daha önce koca eşine verdiği dava konusu eşya ve ziyneti geri isteme hakkını kazanmıştır.


(818 S. K. m. 234, 244)

Dava: K. Demir ile G. Demir arasındaki boşanma ve eşya davasının yapılan muhakamesi sonunda tarafların boşanmalarına, eşya davasının reddine dair verilen hükmün vekalet ücreti ve eşya ile ilgili bölümü davacı tarafından temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Dava, boşanma ve eşya hakkında istihkak iddiasına ilişkin olup, mahkemece eşlerin boşanmalarına eşya hakkındaki davanın ise reddine karar verilmiştir.

Eşler nikahlanmışlar, fakat fiilen birleşmemişler, davalının kusuru ile meydana gelen şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanmalarına karar verilmiş, temyiz edilmemek suretiyle hüküm kesinleşmiştir.

Gerçekten evlenmeden önce veya sonra eşlerin birbirine bağışta bulunmaları geçerli olup, bağışlanan şeyin mülkiyeti bağışlanana geçer. Ancak aile görevlerine önemli şekilde uyulmamış olması bağıştan dönme (rücu) sebebidir. (B.K. 244/2)

Nikaha rağmen kadının ortak hayata yanaşmamış olması ve bu yüzden eşlerin boşanmış bulunmaları, kadının aile birliğine karşı yükümlü olduğu görevlerini yerine getirmekte önemli derecede kusurlu sayılmasının delilidir. Kadının tutumu ile aile birliği dağılmış böylece bağışlamanın amacı ortadan kalkmıştır. O halde evlenme sırasında veya evlenileceği ümidi ile daha önce koca eşine verdiği dava konusu eşya ve ziyneti geri isteme hakkını kazanmıştır. Bu yönün gözetilmemiş olması usul ve kanuna aykırıdır.

Sonuç: Temyiz edilen kararın gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, 19.1.1976 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Evlilik birliği kurulduktan sonraki(fiili bir birliktelik olmasa da, olamasa da) taraflar arası anlaşmazlığa neden olan meselelerin şiddetli geçimsizlik olarak nitelendirilmesi gerekir diye düşünüyorum...

Saygılarımla.
Old 10-11-2008, 10:09   #7
avsafran

 
Varsayılan

Peki açılacak bu davada boşanma sebebi olarak ne yazılabilir. Şiddetli geçimsizlik sebebiyle derdek eşler bir araya gelmeden nasıl geçimsiz duruma düşmüşler denmezmi?
Old 10-11-2008, 23:36   #8
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

SORU:
Alıntı:
Yazan avsafran
Peki açılacak bu davada boşanma sebebi olarak ne yazılabilir. Şiddetli geçimsizlik sebebiyle dersek eşler bir araya gelmeden nasıl geçimsiz duruma düşmüşler denmezmi?
CEVAP 1:
Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Buna karşın, eşler bir araya gelmese dahi aralarında bazı olaylar geçebilir; Örneğin yüze karşı veya yoklukta hakaret, küçük düşürücü davranışlar, düşünce yaşam farklılıkları, toplum önünde tartışma , şimdiden sadakatsızlık, içki kumar alışkanlığı, sevmediğini söyleme gibi , hatta tarafların aile birliği kurmak maksadıyla değil salt atamayı gerçekleştirmek maksadıyla kağıt üzerinde kalan evlilik yapması ...v.s. saymakla bitmez... şeklinde veya bunlara benzer olaylar meydana gelebilir.

CEVAP: 2 Taraflar arasında hiçbir olay meydana gelmemişse ,hatta taraflar salt atamayı gerçekleştirmek maksadıyle kağıt üzerinde kalan evlilik yapmamışlarsa tabii ki, evlilik birliğin sarsılması nedenine dayalı boşanma davası açamazlar.
Old 11-11-2008, 13:40   #9
BaharB

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2002/1387
Karar: 2002/5695
Karar Tarihi: 30.04.2002
ÖZET: Nikahtan sonra iki tarafın da küçük düşürücü konuşmalar yaptığı düğünün gerçekleşmediği, bir araya gelemedikleri, fiilen evlilik birliğinin gerçekleşmediği, iki tarafın da eşit kusurlu bulunduğunun anlaşılması taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğuna işarettir. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilmelidir.
....
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=20133
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
boşanma halinde eşlerin ortak banka hesabının durumu? Av. Nevin Meslektaşların Soruları 12 24-08-2014 17:23
Muhataba ibrazdan sonra araya ciro av.ersen Meslektaşların Soruları 18 05-01-2010 09:57
boşanma halinde yurtdışındaki malların durumu Av.S.S Meslektaşların Soruları 4 15-03-2008 11:48
Boşanma durumunda borçların durumu Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 24-04-2007 15:50


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05894399 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.