Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

HUMK madde 180

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 31-10-2007, 20:34   #1
hüsnü gökulu

 
Varsayılan HUMK madde 180

selam,
Açmış bulunduğumuz davada,tensiple birlikte 180.maddeye göre 10 gün içinde(açıkca kesin süre olduğu kararda belirtilmemiş)delillerin vesuretlerinin sunulmasına karar verilmiştir.10 günlük süreyi geçirdik.Bu süreden sonra delil ve örneklerimizi sunabilirmiyiz.Teşekkürler
Old 31-10-2007, 20:48   #2
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Anılan maddeyi incelerseniz ikinci fıkrasında ne yapılacağı anlatılıyor. Duruşmada kesin süre verilerek delillerinizi bildirmeniz istenebilirse de çoğunlukla ikinci verilen süre de kesin olmamaktadır. Delillerinizi bildirebilirsiniz.

T.C. YARGITAY
8.Hukuk Dairesi
Esas: 1997/2356
Karar: 1997/8285
Karar Tarihi: 09.12.1997
ÖZET: Davacı, babasından taksimen intikal ve eklemeli zilyedliğe dayanarak dava konusu 834 parsel numaralı taşınmaza ait tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece taraflardan delilleri sorulup, toplanmadan ve delillerin ikame ve toplanmasıyla ilgili usulu işlemler yerine getirilmeden yıllarca süren keşif günü tayin ve tespiti ile geçirilen zamandan sonra yapılan keşifte kendiliğinden dinlediği bilirkişi beyanı ile yetinilerek karar verilmiştir.
Dava: Mustafa ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair (Halfeti Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 22.2.1988 gün ve 231-48 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Hazine tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
Karar: Davacı, babasından taksimen intikal ve eklemeli zilyedliğe dayanarak dava konusu 834 parsel numaralı taşınmaza ait tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece taraflardan delilleri sorulup, toplanmadan ve delillerin ikame ve toplanmasıyla ilgili usulu işlemler yerine getirilmeden yıllarca süren keşif günü tayin ve tespiti ile geçirilen zamandan sonra yapılan keşifte kendiliğinden dinlediği bilirkişi beyanı ile yetinilerek karar verilmiştir. Davanın hukuki mahiyeti ve taraflarca delil gösterilmesi zorunludur. HUMK.nun 3156 sayılı Kanunla eklenen 179/3. madesine göre kural olarak davacı dava dilekçesine "delillerinin nelerden ibaret olduğunu" yazma ve 195/1. made hükmüne göre de davalı süresi içinde cevap layihasında varsa karşı delillerini bildirmek zorundadır. Taraflar HUMK.nun 180/1. mdde uyarınca da yazılı delillerin örneklerini karşı taraf adedinden bir fazlası ile dilekçe ve cevap layihasına eklenmelidir. Başka yerlerden getirtilecek belge ve dosyalar içinde gerekli açıklamaları yaparak posta giderlerini de pul olarak vermelidir.
Yargılama başladıktan ve taraf vekilleri dinlenip gerekli açıklamalar yapıldıktan sonra taraflar arasındaki çekişmeli hususların ispat içindelillerin toplanmasıyla ilgili aşağıda açıklanan usulü işlemlerde yerine getirilmelidir.
Tarafların öncelikle iddia ve savunmalarını hangi delillerle ispat edeceklerini bildirmeleri, HUMK.nun 77. maddesinde açıklanan, çabukluk, basitlik ve ucuzluk ilkeleri sonucu gereği olarakda delillerini göstermeleri ve hasretmeleri ve ayrıca HUMK.nun 241/2. maddesine görede tanıklarını hangi husus (olay) hakkında dinleteceklerini mahkemeye bildirmeleri gerekir. Bu işlemler tamamlandıktan sonra mahkemece HUMK.nun 217/2. maddesi uyarınca karşılıklı tebliğ için taraflara uygun bir süre verilerek oturum başka bir güne ertelenmelidir. Deliller hasredilmedikçe yargılamanın her safhasında delil göstermek mümkündür. Buda yargılamanın çabuk, basit ve ucuz olması ilkesine ters düşer. Bu ilkenin zedelenmemesi için mahkemece deliller taraflara hasrettirilmeli ve işin uzaması önlenmelidir.
Yazılı delillerin dava dilekçesi ve cevap lahiyasına eklenmemiş veya gönderilmemiş olması halinde; ilk oturumda istenen hususların 10 günlük kesin sürede yerine getirilmesi veya eksikliğin tamamlanması hususu HUMK.nun 180/2. maddesi hükmü uyarınca taraflara bildirilmelidir. Verilen bu süre içerisinde ellerinde bulunan yazılı delil ve belgelerini mahkemeye vermeleri veya eksik vermeleri halinde bu belgeleri davada delil olarak göstermek hakkını kaybedecekleri düşünülmelidir. Taraf delillerinin ikame ve toplanması için açıklandığı şekilde usulü işlemleri yerine getirilmeden ve yeterli delil toplanmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ve isabetsizdir.
Mahkemece yapılan keşifte kendiliğinden dinlediği bilirkişi beyanı ile yetinilerek karar verilmiş olması da usulu ve Yasaya aykırıdır. Dava zilyetliğe dayanan tapu iptali ve tescil talebine ilişkin bulunmaktadır. Bu tür davalarda iktisabı sağlayan zilyetliğin ispatı gereklidir. Zilyetlik olayları maddi olaylardandır. Maddi olaylar ancak tanık ve benzeri delillerle ispat edilebilirler. Mahkemece zilyedlik araştırmasında bilirkişinin verdiği bilgi ile yetinilerek hüküm vermiştir. HUMK.nun 275. maddesinde hangi amaçla bilirkişinin bilgisine başvurulacağı açıklanmıştır. Bunun dışında tanık sözleri ile tespiti gereken bir yön için tanık dinlenmeden bilirkişinin bilgisi ile yetinilemez. Benimsenen usul ve kanuna uygun olan uygulamaya göre zilyedliğin ilk önce tanık sözleri ile tespiti şarttır. Bu yapılmadıkça bilirkişi sözleri yalnız başına bir delil olamaz. Taşınmaz malın yer, sınır ve dava tarihindeki değeri konusunda özel bilgisini veren yerli bilirkişinin zilyetlik konusunudaki sözleri ancak zilyedliğin tespiti maksadı ile dinlenen tanıkların sözlerinin doğruluğunu gösteren tamamlayıcı bir bilgi olarak gözönünde tutulabilir. O halde zilyedliğe dayanan tescil-tapu iptali ve tescil davalarında tanık dinlenmeden yerel bilirkişinin sözleri ile tescil veya iptal kararı verilemez (HGK., 30.3.1994 T., 1993/8-938 E., 1994/176 K).
Bu itibarla yukarıda açıklandığı gibi zilyedlik olaylarının tanık sözleri ile ispat edileceğinin gözönünde tutulması, taraflardan tanık ve benzeri delillerin istenmesi taraflar delillerini bildiren tanık listelerini ibraz ettiklerine göre bunların HUMK.nun 259. maddesi uyarınca taşınmaz başında dinlenmeleri ve tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirildikten sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken bunlar yerine getirilmeden eksik inceleme ile sadece bilirkişi sözleri ile yetinilerek hüküm verilmesi isabetsizdir.
Mahkemece davacının dayandığı 207 tahrir numaralı vergi kaydının herhangi bir parsele revizyon görüp görmediğinide araştırmamıştır. Bu hususun kadastro Müdürlüğünden sorularak araştırılması gerekir. Yukarıda açıklandığı gibi taraf delilleri ve tanıkları sorulup tespit edilmeden bilirkişi beyanı ile yetinilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi bilirkişi aracılığıyla yapılan zilyedlik araştırması da yeterli değildir. Bir taşınmaza kimin zilyet olduğu ve zilyedlik şartlarının mevcut olup olmadığı yönü araştırılırken tanıklardan;
Taşınmazın niteliği ve öncesinin kime ait olduğu ilk zilyedliğin ne zaman başladığı yani malik sıfatıyla zilyedliğin tesis tarihi, ne şekilde sürdürüldüğü sorulmalıdır. Taşınmaz el değiştirmiş ise, zilyedliğin, kimden kime devrolunduğu, satış, bağış gibi bir temlik söz konusu ise, satıcı veya bağışlayanın satış ve bağışa yetkilerinin bulunup bulunmadığı, satış ve bağışın yasal olup olmadığı, kimin ne zamandan beri taşınmaza zilyed olduğu araştırılmalıdır.
Olayda eklemeli zilyedliğin mevcut olup olmadığı, yeni ve eski zilyedler arasında muris ile varis, bağışlayan ile bağışlanan, satıcı ile alıcı gibi kimseler arasındaki kanuni veya akdi ilişkilerden doğan hukuki bir bağın ve bitişikliğin bulunup bulunmadığı, zilyedliğin taşınmazın ekonomik amacına uygun biçimde, nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla sürdürülüp sürdürülmediği sorularak bu yönler üzerinde durulmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Eksik ve yetersiz inceleme ve taraf delilleri sorulup toplanmadan araştırılması ile hüküm verilmesi isabetsiz ve temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 9.12.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Humk 74 ve Ara Karar ad-hoc Meslektaşların Soruları 5 11-03-2008 17:07
HUMK.m.88 Av. Şehper Ferda DEMİREL Meslektaşların Soruları 2 12-07-2007 16:09
Tüketicinin Korunmasi Hakkinda Kanun 4. Madde Ve 10. Madde Kadir COŞKUN Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 3 01-05-2007 08:30
HUMK md.6 nicolas39 Hukuk Soruları Arşivi 4 12-01-2007 12:16
Humk Batu Hukuk Soruları Arşivi 1 01-03-2002 21:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02779102 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.