1988 Yılında Yapılan Bir Protokol???

bütün meslaktaşlarıma saygılar..
müvekkilim ile öz kardeşi olan karşı taraf arasında yapılan protokol tapusuz bir iki katlı ev hakkında. protokölde: karşı tarafın üzerine tapu tescili yapıldıktan sonra üçte bir hissesini uhdetine bırakıp üçteiki hissesinin vermeyi kabul ve taahhüt eyler denmekte ve karşı taraf takririni vermekten imtina ederse şimdiki raiç üzerinden altmışmilyonlira (Yeni Türk Lirası değill), takririni verdiği zamanda ki raiç üzerinden de 1/2 hisseye tekabul edecek bedeli tediye eylemeyi kabul ve taahhüt etmiştir denmektedir.

tapusu olmayan bu ev 6 yıl önce müvekkilimin kardeşi tarafından başka birine satılmış ve müvekkilim bunu 2 sene önce öğrenmiş.

müvekkilim bu davayı ısrarla bana vermeyi ve burdan gelecek olan kazancıda lösemili çocuklar vakfına bağışta bulunmak istiyor. ev çok değerliymiş ama ne kadara satıldığını bilmiyoruz.

bu sözleşemeye göre yapabilecek birşeyimiz var mıdır? zamanaşımı süresine takılırmıyız ? açıkcası ben yeni avukat olduğumdan dolayı nasıl bir yol izleyeceğimi bilmiyorum.yardımcı olursanız çok sevinirim.taraflar kardeş olduğu için tanık gösterebilirmiz?

! ? kardeşler arasında ki bu akit zamanaşımına uğramışmıdır? bu akitle beraber taraflar kardeş olduklarından dolayı tanık önemli olurmu?

1-Tapusuz taşınmazların satışı menkul mallar gibidir ve herhangi bir şekil şartı bulunmamaktadır. Yazılı şekil şartı dahi yoktur. Zilyetliğin devri ve teslimle hak geçebilmektedir.
2-Tanık dahil her türlü delille ispatlanabilmektedir.
3-Aktin ifa zamanı gelmemiştir (tescilden sonra pay devri hükmü), dolayısıyla kardeşler arası akitte zamanaşımı işlemeye başlamamıştır.
4-Taşınmazı satın alan 3.kişiye karşı bence birşey yapılamaz. Malı elinde bulundurandan (zilyetten) hakkı devralmıştır ve büyük ihtimal iyiniyetlidir.
5-Kardeşe karşı, akitten kaynaklanan bir tazminat talep hakkı bulunabilir.
Diye düşünüyorum.
Saygılarımla...

Alıntı: Yazan Av.Turhan Demiroğlu 1-Tapusuz taşınmazların satışı menkul mallar gibidir ve herhangi bir şekil şartı bulunmamaktadır. Yazılı şekil şartı dahi yoktur. Zilyetliğin devri ve teslimle hak geçebilmektedir. 2-Tanık dahil her türlü delille ispatlanabilmektedir. 3-Aktin ifa zamanı gelmemiştir (tescilden sonra pay devri hükmü), dolayısıyla kardeşler arası akitte zamanaşımı işlemeye başlamamıştır. 4-Taşınmazı satın alan 3.kişiye karşı bence birşey yapılamaz. Malı elinde bulundurandan (zilyetten) hakkı devralmıştır ve büyük ihtimal iyiniyetlidir. 5-Kardeşe karşı, akitten kaynaklanan bir tazminat talep hakkı bulunabilir. Diye düşünüyorum. Saygılarımla...

cevabınız için çok teşekkür ederim. tazminattan öte; aslında sormak istediğim bu akite dayanarak, satılmış olan evin sözleşmede belirtilen pay kadar olan karşılığını kardeşten alabilirmiyiz? ve evin ne kadara satıldığını nasıl ispatlıyacağız? (bilirkişler ile evin satıldığı gündeki değerini tespit ettirip bu miktar üzerinden evin değerinin yarısını kardeşten alabilirmiyiz? ) şimdiden çok teşekkür ederim