Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

hacizde istihkak

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-04-2008, 14:53   #1
caner87

 
Varsayılan hacizde istihkak

Bir Şirketten araç satın alınıyor. Taksitle tüm ödemeler bankaya ödeniyor. Bu arada noterden herangi bir satış veya devir sözleşmesi yapılmış değil ayrıca trafik siciline tescil de söz konusu değil.
Şirketin bir borcundan dolayı, şirkette gözüken bu araca da haciz konuyor.
Müvekkilim için ne yapabilirim. Araç tescil olmadığı için ve noterden de herhangi bir satış sözleşmesi yapılmadığı için ne yapmam gerekir.
Müvekkilimin tek yaptığı aracın taksitlerini bankaya şirket hesabına ödemek..
Old 21-04-2008, 15:02   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 1995/15-411
Karar: 1995/644
Karar Tarihi: 21.06.1995

ÖZET: Bütün kanuni düzenlemeler araç sahibinin, aracın yetkili satıcıdan satın alanması halinde adına sahiplik belgesi olan fatura, bundan sonraki satış ve devirlerde ise, noterlerce yapılan satış belgesi düzenlenmiş kişi olduğunu açıkça göstermek içindir. Somut olayda, yetkili satıcı tarafından K. adına düzenlenmiş bir fatura bulunmadığına, davacı da noterden yapılan satış belgesine dayanmadığına göre, mahcuz araç mülkiyetinin davacıya geçmediği aşikardır. Hal böyle olunca, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

(2918 S. K. m. 3, 20) (1086 S. K. m. 299) (2004 S. K. m. 97) (Karayolları Trafik Yönetmeliği m. 30, 35)

Dava: Taraflar arasındaki "istihkak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar İcra Hakimliği'nce davanın kabulüne dair verilen 8.6.1994 gün ve 1994/303-415 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay Onbeşinci Hukuk Dairesi’nin 29.9.1994 gün ve 1994/4236-5345 sayılı ilamı ile;

( ...1 - Alacaklı İ. vekilince 1 milyar liralık alacağın tahsili için borçlu ... Oto Ticaret Ltd. hakkında Eskişehir’de başlatılan takipte, gönderilen talimat yazılarına uyularak Üsküdar Birinci İcra Müdürlüğü’nce ithalatçı firmaca düzenlenmiş faturaya göre borçluya ait olan tescilsiz 1994 model BMW marka 1 milyar 300 milyon değerinde oto, 25.4.1994’de haczedilmiştir. Haciz anında hazır bulunan H. adlı kişi, otonun 12.4.1994’de K. adlı üçüncü şahsa adi yazılı sözleşmeye satıldığını bildirip, aynı günlü "aracın satışı istendiğinde hemen ve gerekirse K.’nın arzu edeceği bir başka şahsa" verileceğini gösterir belgeyi ibraz etmiştir.

Haciz anında aracın K.’ya ait olduğunu bildiren H. 27.4.1994 tarihinde bu kez aracın davacı Z.’ye aidiyetinden bahisle davacı avukatı olarak bu davayı açmıştır. Davacıya satış yapıldığını kanıtlamak için "762.000.000 lira bedel mukabilinde Z.’ye satış vaadinde "bulunulduğuna", satış muamelesinin azami ... gün zarfında" yapılacağına, satıcı K.’nın "sadece komisyoncu sıfatıyla" hareket ettiğine dair "otomobil alım ve satımına ait sözleşme senedi" adı altında düzenlenmiş belgeye dayanılmıştır.

Davalılarca, davacıya geçerli bir satış bulunmadığından davanın reddi istenilmiş, merci hakimliğince oturumda haczin mal kendisinin de ortağı bulunduğu ... Otomotiv’in elinde yapıldığına dair davacı vekilinin beyanı alınmış, 2918 sayılı Yasa’nın 20/d maddesince ancak tescilli araçların satışının noterlikçe yapılması gerekeceği, mahcuz oto tescilsiz ve menkul hükmünde olmakla davanın kabulüne, % 15 tazminatın davalılardan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. Tescilsiz araçlarda "araç sahibi", 2918 sayılı Yasa’nın 3. maddesinde; "... adına sahiplik belgesi düzenlenmiş kişi ..." olarak tarif edilmiştir. Anılan yasa uyarınca can ve mal güvenliği bakımından karayollarında trafik düzeninin sağlanması ve trafik güvenliğini ilgilendiren hususlarda alınacak tedbirleri göstermek için çıkarılan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 35/c maddesi hükmünce de hiç tescil edilmediğinden, tescil belgesi bulunmayan araçların satış ve devirlerinin sahiplik belgesi esas alınarak noterlikte yapılması zorunlu tutulmuştur. Olayımızda, borçlu adına tanzim edilen faturada taşıt alım vergisinden söz edilmemesinden, sicil tasdiknamesi ve Oda sicil kayıt örneğinden anlaşıldığı gibi yetkili satıcıdır. Bu sıfatından ötürü aracı alıcısı adına sahiplik belgesi olan fatura tanzimiyle satabilir. Faturayla "araç sahibi" sıfatını alan kimsenin ise tescil yaptırsın ya da tescil yaptırmadan aracı satabilmesi ancak noterlik kanalıyla mümkündür. Satın alan kimsenin adına tescil yaptırabilmesi için sözü edilen Yönetmeliğin 30/a-2. maddesi uyarınca sahiplik belgesi ibrazına zorunlu tutulması da bunu gösterir. Oysa olayımızda, araç sahibi yetkili satıcı borçlu tarafından K. adına düzenlenmiş bir fatura yoktur. İbraz edilen adi yazılı belge dahi "satışın yapılacağına" dairdir. Bu belgeyle mülkiyet K.’ya geçmez. K. ile davacı arasında düzenlenen adi yazılı belgede de K., "komisyoncu" sıfatıyla satışın yapılacağını taahhüt etmektedir. Bu taahhüde dayanılarak davacının araç sahibi olduğunu kabul etmek yasadaki "araç sahibi" tarifiyle bağdaşmaz. Yasa ve yönetmelikte yer alan hükümler kamu düzeniyle ilgili olduğundan hakimlikçe doğrudan gözönünde bulundurulmaları gerekir. Bu hükümlere aykırı olarak özellikle taşıt alım vergisinin zayiine neden olur biçimde yapılan sözleşmelere değer tanınması yasanın amacıyla bağdaşmayıp, konusundaki kargaşayı himaye olur. Bu nedenle karar, sulu ve yasaya aykırı olup bozulması gerekir.

Öte yandan, haciz K.’ya ait oto satış galerisinde yapılmıştır. Bir an için K. ile davacı arasında düzenlenen belge satış için yeterli kabul edilse dahi teslim olmadığı sürece satışın tamamlandığından söz edilmesi de doğru değildir.

Ayrıca; haciz anında aracın K.’ya ait olduğunu ileri süren kişi o işyerinin ortağı ve avukat olup, bir gün sonra adi belgeyle K.’dan aracı satın aldığını ileri süren davacının da vekilidir. Düzenlenen bu adi belge HUMK.nun 299. maddesince üçüncü kişi durumunda olan davalılar hakkında hüküm ifade etmez. Bu haliyle de; delillerin tahlilinde, red ve üstün tutulma nedenlerinde ve takdirinde düşülen bariz hatalar sonucu merci hakimliğinin kabul ve kararı isabetli olmamıştır.

2 - İİK.’nun 97/15. maddesince istihkak iddiasına karşı itiraz eden davalıların tazminatla sorumlu tutulmaları, "kötü niyetli" olmaları koşuluna bağlı olduğu halde, ne sebeple kötü niyetli oldukları belirtilmeden davacı yararına tazminata hükmedilmesi de isabetsizdir ... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz eden: Davalılar (alacaklı ve borçlu vekilleri).

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Öncelikle belirtmek gerekir ki, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca, araç sahibi; araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik ya da satış belgesi düzenlenmiş kişidir. Yine aynı Kanun’un 20/a-1, 2. maddesi hükmü ile araç sahiplerine tescili zorunlu ve ilk tescili yapılacak araçlarını satın alma tarihinden itibaren üç ay içinde yönetmelikte belirtilen bilgi ve belgeleri sağlayarak tescil ettirme yükümlülüğü getirilmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin, Tescilin Yapılması İşlemleri başlığını taşıyan 30/a-2 maddesi hükmüne göre de, tescil için müracaat sırasında araç sahibinin; sahiplik belgesi, taşıt alım vergi belgesi, teknik belge ve karayolu uygunluk belgesi ibrazı zorunludur. Zira kanun; araç sahibi olarak, aracı sahiplik belgesi ile satın alan, taşıt alım vergisini ödemiş ve elinde teknik belge ile karayolu uygunluk belgesi bulunan kişiyi kabul etmektedir. Burada, sahiplik belgesi ile anlatılmak istenen, yetkili satıcı tarafından araç alıcısı adına düzenlenmiş faturadır. Diğer taraftan, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 35/c maddesinde de, aracın yetkili satıcıdan satın alınmasından sonra ve fakat trafiğe tescilinden önce satış ve devrinin de ancak sahiplik belgesi esas alınarak noterlerce yapılacağı ve ayrıca satış işleminin sahiplik belgesine tarih konulup yazılarak tasdik edileceği kuralı getirilmiştir. Bütün bu düzenlemeler araç sahibinin, aracın yetkili satıcıdan satın alınması halinde adına sahiplik belgesi olan fatura, bundan sonraki satış ve devirlerde ise, noterlerce yapılan satış belgesi düzenlenmiş kişi olduğunu açıkça göstermektedir. Somut olayda, yetkili satıcı tarafından K. adına düzenlenmiş bir fatura bulunmadığına, davacı da noterden yapılan satış belgesine dayanmadığına göre, mahcuz araç mülkiyetinin davacıya geçmediği aşikardır. Hal böyle olunca, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.06.1995 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
istihkak johnross Meslektaşların Soruları 6 31-07-2009 17:31
hacizde istihkak HEATHER Meslektaşların Soruları 4 12-04-2008 10:40
Alacaklı yada vekilinin bulunmadığı ihtiyati hacizde istihkak iddiası ve İİK. 99.mad. apple pie Meslektaşların Soruları 2 07-03-2008 17:38
istihkak iddiası ve istihkak iddiasının reddi evora Hukuk Soruları Arşivi 1 23-02-2007 02:41
hacizde istihkak iddiası preator44 Hukuk Soruları Arşivi 2 11-08-2006 17:37


THS Sunucusu bu sayfayı 0,17978692 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.