Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

sözleşmede her sayfanın imza gerekliliği var mıdır ?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-03-2013, 10:38   #1
Yıldız1

 
Varsayılan sözleşmede her sayfanın imza gerekliliği var mıdır ?

Öncelikle herkese iyi çalışmalar temennisiyle konuyu aktarıyorum.
müvekkil ve davalı tarafından imzalanan sözleşme davalı tarafınan yan odada kaydını yaptıracağım denilerek alınıyor ve davalı kaçıyor. Bu durumda sadece bir örnek davalıda bulunuyor.
Davalı daha sonra bütün bağlayıcı hükümlerin yazıldığı birinci sayfanın tamamını istediği şekilde yazıp değiştirerek sözleşmeye imzasız olarak ekliyor ve bizim açtığımız menfi tespit davasında Mahkemeye deli olarak sunuyor. Tabii biz bütün bu safhalarda sözleşmenin birinci sayfasının değiştirildiğini,imzasın olması sebebiyle tarafımızdan kabul edilmediğini itirazlarımız olarak ileri sürdük. ancak maalesef mahkeme amelhimize karar verdi. Gerekçe olarak da sözleşmenin ikinci sayfasında bu sözleşme iki sayfadan ibarettir diye tabir kullanılmasını gösterdi. Tabii bu durum
bizi çok mağdur etti.
Bu durumda birden fazla sayfalı sözleşmelerde sadece son sayfada imzanın olması yeterli ise önceki sayfaların karşı tarafça istenilen bir biçimde yazılarak haksız menfaat elde etmesinin önü açılır ve bu da bence çok sakıncalı bir durum.
Sözleşmenin her sayfasının imzalanma mecburiyeti ile ilgili bir içtihat aradım ama rastlayamadım. Bu konuda acaba arkadaşlaar bana yardımcı olabilirler mi.
Old 21-03-2013, 11:05   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Daha önce de bu konu tartışılmıştı. Bir Yargıtay kararı eklemiştim.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=62325

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/11358

K. 2007/2881

T. 15.2.2007

• DİSTRİBÜTÖRLÜK SÖZLEŞMESİ ( Sözleşmeye Aykırılıktan Kaynaklanan Cezai Şart Talebi/Sözleşmenin Geçersizliği İddiasının İspat Edilemediği - İşin Esası Hakkında İnceleme Yapılacağı )

• CEZAİ ŞART ( Distribütörlük Sözleşmesine Aykırılık - Sözleşmenin Geçersizliği İddiasının İspat Edilemediği/İşin Esası Hakkında İnceleme Yapılacağı )

6762/m.56

ÖZET : Dava, distribütörlük sözleşmesine aykırılık iddiasına dayalı cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.

Davalı vekili, davaya cevabında, sözleşmenin sonunda müvekkili şirketin kaşesi altında atılan imzaya itiraz etmemiş, cezai şart hükmü içeren ilk sayfaların imzalı yada paraflı olmaması nedeniyle geçerli olmadığını savunmuştur. Tarafların karşılıklı ve birbirlerine uygun irade açıklamalarına kesinlik ve bağlayıcılık kazandıran imzaya itiraz edilmediğine, sözleşmede içerik ve anlam birliği bulunduğuna ve imzasız ilk sayfaların farklı içerik taşıdığı ispatlanamadığına göre, uyuşmazlığın esasına girilmek gerekirken, sözleşmenin geçersizliği savunmasının ispatlanamadığı gözden kaçırılarak davanın reddi hukuka aykırıdır.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 21.04.2005 tarih ve 2005/37-2005/76 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 13.02.2007 gününde davacı avukatı Mengi Gökçe ile davalı avukatı Murat An gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Yaşar Arslan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, 25.05.2002 tarihli sözleşmeyle beş yıl süre ile ürettiği maden sularının belirtilen bölgelerdeki satış pazarlama ve ihracı konusunda müvekkiline genel distribütörlük yetkisi veren davalının müvekkilinden izin almadan Hollanda'ya ihracat yaparak sözleşmeyi ihlal ettiğini ileri sürerek, şimdilik ( 20.000 ) USD cezai şartın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, sözleşmenin hiçbir zaman hayata geçmediğini, davacının sözleşmeyi fark ettikten sonra böyle bir dava açamayacağını, ihracat iddiasının doğru olmadığını savunmuştur.

Mahkemece, basiretli bir tacirin taraf olduğu sözleşmenin her sahifesinin ayrı ayrı imza ve paraf edilmesinin gerektiği, davanın dayandırıldığı hükümlerin imza ve paraf içermediği, davalının sözleşmeyi kabul etmemesi ve alacağın başka kanıtlarla ispat edilememesi karşısında davanın dayanaksız olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, distribütörlük sözleşmesine aykırılık iddiasına dayalı cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.

Davalı vekili, davaya cevabında, sözleşmenin sonunda müvekkili şirketin kaşesi altında atılan imzaya itiraz etmemiş, cezai şart hükmü içeren ilk sayfaların imzalı yada paraflı olmaması nedeniyle geçerli olmadığını savunmuştur.

Mahkemece, mevcut hali ile geçerli olan sözleşmenin davalı tarafından kabul edilmemesi nedeniyle tarafların imza veya parafını içermeyen sayfalarda yer alan hükümlerin davalıyı bağlayıcı değer taşımadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.

Yargıtay uygulaması ve öğretide, tacirler arasında düzenlenmiş olsa bile birden çok sayfadan oluşan yazılı sözleşmelerin devam eden sayfalarının taraflarca imzalanması veya paraf edilmesi zorunluluğu kabul edilmemektedir. Borçlar Kanunu'nda da bu yolda bir hüküm bulunmamaktadır.

Ancak, sözleşme metninin birden çok sayfadan oluşması halinde her sayfanın imzalanması zorunlu değil ise de, metin içerik, anlam ve devam eden maddeler ile başlıkları bakımından mantıksal sıralama ( silsile ) ve bütünlük taşımalıdır.

Davacının dayandığı 24.05.2002 tarihli sözleşme ( 3 ) sayfadan oluşmakta olup, maddelerin başlığı, sırası, içeriği ve imzalı olan son sayfa ile bağlantısı bakımından bir bütünlük taşımaktadır.

Davacı tarafından ibraz edilen ve mahkeme kasasına konulan sözleşme aslının da aynı olduğu mahkemece saptanmıştır. 07.10.2004 tarihli oturumda davalı vekilinin bildirimi üzerine davalıda bulunduğu beyan edilen sözleşme örneğini ibraz için tanınan sürede bu ara kararı yerine getirilmemiş, davalı vekilinin daha sonra verdiği dilekçeyle duruşma tutanağındaki beyanda bulunulmadığı öne sürülmüştür.

Tarafların karşılıklı ve birbirlerine uygun irade açıklamalarına kesinlik ve bağlayıcılık kazandıran imzaya itiraz edilmediğine, sözleşmede içerik ve anlam birliği bulunduğuna ve imzasız ilk sayfaların farklı içerik taşıdığı ispatlanamadığına göre, uyuşmazlığın esasına girilmek gerekirken, sözleşmenin geçersizliği savunmasının ispatlanamadığı gözden kaçırılarak davanın reddi doğru olmamıştır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir edilen 500.00 YTL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden iadesine, 15.02.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 21-03-2013, 11:56   #3
Av.Çirem NACZİTİT

 
Varsayılan

Söz konusu yargıtay kararının hukuka uygun olmadığını düşünüyorum. Kararın dayanaklarından biri de: 'sözleşmenin her sayfasının imzalı olması gerektiğine dair BK'da hüküm bulunmamasıdır.' ancak aksine bir düzenlemede mevcut değildir. Özellikle tacirler arasındaki işleyişi düşündüğümüzde: TTK. m2/2: Bir bölgeye veya bir ticaret dalına özgü ticari örf ve âdetler genel olanlara üstün tutulur. İlgililer aynı bölgede değillerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmedikçe, ifa yerindeki ticari örf ve âdet uygulanır.' hükmünü getirmektedir.

Bu madde dayanağınız olabilir.

Bunun dışında; sadece son sayfası imzalanmış ve ara sayfalarından birinde cezai şart kararlaştırılmış bir sözleşme olsun. İki asıl olarak taraflarda muhafaza edildiğini düşünelim. İleride ortaya çıkan ve cezai şart bedelinin tahsili konulu bir davada kötü niyetli tarafın sözleşmenin bütününü bozmadan sadece bu rakamda oynaması ve halihazırda iki ayrı bedelin mevcut olduğu sözleşmeler için nasıl bir hüküm kurulacaktır?

Yargıtay'ın bu kararının kötü niyetli taraflarca istismar edilebileceğini düşünüyorum.
Old 21-03-2013, 12:23   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Tabi ki her somut olay kendi koşulları içinde değerlendirilmelidir.

Yıldız hanımın aktardığı olayda, bir iki husus önemli:

İddiaya göre, sözleşmenin tek nüsha imzalandığı ve karşı tarafın tek nüsha sözleşmeyi alıp kaçtığı belirtildiği halde, bu hususu ispatlayacak mahiyette hiçbir delil sunulmamıştır. Anlatımdan o çıkıyor.

Çünkü normal koşullarda taraflar bir sözleşme imzalama ihtiyacı duyuyorlarsa muhakkak o sözleşmeye bir önem atfetmişlerdir. Önemli olan ve yükümlülük yükleyen bir sözleşmeyi taraflardan birisi alıp, kaçıyorsa; imzalayan ve elinde nüsha bulunmayan diğer tarafın mutlaka harekete geçmesi, tepki ve reaksiyon vermesi beklenir. Şikayet etmek, ihtar çekmek vs. gibi...

Anlatımdan bu yönde bir delil olmadığı anlaşılıyor. Oysa bu kaçma olgusu tanıkla bile ispatlanabilirdi...

Sanıyorum bu durum da kararda etkili olmuş olabilir...

Sonradan ilave edilen not: Yargıtay kararlarına bakıp, her olaya o kararın uygulanmasını beklemek gerçekten ciddi hatalara yol açabiliyor. Geçenlerde bir dosya inceledim, mahkeme Yargıtay'ın bir kararını gerekçesine dayanak yapıp, davayı reddetmiş. Merak edip emsal alınan Yargıtay kararında bahsedilen genel kurul tutanağını bulup, inceledim, o olayla karar verilen dosya arasında uzaktan yakından ilgi yoktu. Bu bakımdan özellikle biz hukukçuların Yargıtay kararlarının dayanağı dosyaları incelemeden, doğrudan her olaya Yargıtay kararını bir ilaç gibi görmemiz büyük bir hata olur. Bu bakımdan sayın Av. Çirem Naczitit 'in eleştirisine hak veriyorum.
Old 21-03-2013, 13:25   #5
Av. Feyza Altun

 
Varsayılan

Peki genelde sözleşmenin sonuna yazılan "ibu sözleşme x maddeden oluşup y sayfa ve z nüsha olarak imzalanmıştır" ibaresinin geçersizliğini nasıl savunacak?
Old 21-03-2013, 14:04   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Feyza Altun
Peki genelde sözleşmenin sonuna yazılan "ibu sözleşme x maddeden oluşup y sayfa ve z nüsha olarak imzalanmıştır" ibaresinin geçersizliğini nasıl savunacak?

O ibare, mevcut durumun karine olarak doğru olduğuna delil olur ama ilk nüshada imza yoksa aksi de ispatlanabilir... Öyle düşünmek bence en doğru yöntem olur.

Sözleşmede 2 nüsha yazılı olduğu halde, bir taraf kendinde nüsha olmadığını söylüyorsa.. demek ki normalin dışında bir şey söylüyor... O halde aksini kendisi ispat edecek...
Old 21-03-2013, 14:09   #7
Av. Feyza Altun

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
O ibare, mevcut durumun karine olarak doğru olduğuna delil olur ama ilk nüshada imza yoksa aksi de ispatlanabilir... Öyle düşünmek bence en doğru yöntem olur.

Sözleşmede 2 nüsha yazılı olduğu halde, bir taraf kendinde nüsha olmadığını söylüyorsa.. demek ki normalin dışında bir şey söylüyor... O halde aksini kendisi ispat edecek...

Kendisine nüsha verilmediğini iddia eden nüsha verilmediğini ispatla yükümlü değil mi ? Aynı şeyi söylüyoruz o halde.

O zaman neymiş; sözleşmenin her sayfasına imza attırıp sonuna bir nüsha aldım yazdırmak gerekiyormu
Old 21-03-2013, 14:35   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Feyza Altun
Kendisine nüsha verilmediğini iddia eden nüsha verilmediğini ispatla yükümlü değil mi ? Aynı şeyi söylüyoruz o halde.

O zaman neymiş; sözleşmenin her sayfasına imza attırıp sonuna bir nüsha aldım yazdırmak gerekiyormu

-Evet

- isabetli olur
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Birden fazla sayfalı hizmet sözleşmesi her sayfaya imza zorunluluğu var mıdır? av.egeko Meslektaşların Soruları 1 04-05-2012 14:45
Müteahhidin sözleşmede olmayan ve fazladan yaptığı imalat için arsa sahibinden sebepsiz zenginleşme iddiası ile ödeme istemesi mümkün müdür? dençel Meslektaşların Soruları 1 10-02-2012 00:07
GENEL MÜDÜR ATAMA - imza yetkisinin kullanımı AV.NAZAN GÜLER Meslektaşların Soruları 2 30-06-2010 13:54
üstte kaşe altta imza olan Fatura kapalı fatura mıdır? savunma Meslektaşların Soruları 1 21-06-2010 13:55
Acil! İcra takibi için XML gerekliliği.. avesrademr Meslektaşların Soruları 3 26-08-2009 11:06


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06524301 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.