6111 sayılı vergi cezalarının affına ilişkin Kanun'un ceza yargılamasına etkisi

Sayın meslektaşlarım,
Bilindiği üzere 6111 sayılı Kanun, Vergi Hukuku alanında mükelleflere borçlarını yeniden yapılandırma imkanı tanımaktadır. Uygulamada, sahte faturalar kullanarak gelir vergisini düşük gösterdiği tespit edilip de bu kanundan faydalanarak matrah artırımı suretiyle vergi borcunu takside bağlamış olan bir kimse hakkında, Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesine göre sahte belge kullanmaktan açılmış ceza davasında mahkumiyet kararı verilebilmektedir. 6111'den yararlananların ceza mahkemelerinde görülen davalarında akıbetinin ne olacağına dair verilmiş herhangi bir Yargıtay kararı mevcut mudur? Bilgisi olanların yardımlarını rica ediyorum.
Saygılarımla

Alıntı: Yazan Can Canpolat Sayın meslektaşlarım, Bilindiği üzere 6111 sayılı Kanun, Vergi Hukuku alanında mükelleflere borçlarını yeniden yapılandırma imkanı tanımaktadır. Uygulamada, sahte faturalar kullanarak gelir vergisini düşük gösterdiği tespit edilip de bu kanundan faydalanarak matrah artırımı suretiyle vergi borcunu takside bağlamış olan bir kimse hakkında, Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesine göre sahte belge kullanmaktan açılmış ceza davasında mahkumiyet kararı verilebilmektedir. 6111'den yararlananların ceza mahkemelerinde görülen davalarında akıbetinin ne olacağına dair verilmiş herhangi bir Yargıtay kararı mevcut mudur? Bilgisi olanların yardımlarını rica ediyorum. Saygılarımla

Anılan kanun vergi borcunun yapılandırılmasına ilişkindir. Yani bu kanun "sahte fatura" kullandığı sabit olan kişinin 6111 kapsamında borcunu yapılandırdığından bahisle beraat veremez diye düşünüyorum

Sayın meslektaşım,
Doğrudur; 6111 sayılı Kanunda, 4811 sayılı Kanunda yer verildiğinin aksine, vergi barışından yararlananlar hakkında ceza mahkemelerinde yürüyen davaların ve savcılıklarca yürütülen soruşturmaların ortadan kaldırılacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı için, 6111'den yararlananlar hakkında yürütülen cezai takibatın etkilenmesi söz konusu olmuyor. Ancak bir taraftan 6111 ile borcu bulunan mükelleflerin rahatlatılmasına çalışılırken, diğer yandan bunların ceza evlerine konularak işletmelerinin devamının dahi sekteye uğratılması, çelişen durumlar olarak karşımıza çıkıyor.
Ayrıca Vergi Usul Kanunu'nda düzenlenen sahtecilik suçlarında (359/b) hapis cezasının alt sınırının 3 yıl olması, mahkemelerin erteleme yahut hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verebilmelerinin de önüne geçiyor.
Sonuç olarak bu alanda bir düzenleme yapılması gereklidir diye düşünmekteyim.

Alıntı: Yazan Can Canpolat Sayın meslektaşlarım, 6111'den yararlananların ceza mahkemelerinde görülen davalarında akıbetinin ne olacağına dair verilmiş herhangi bir Yargıtay kararı mevcut mudur? Bilgisi olanların yardımlarını rica ediyorum. Saygılarımla

Yorumunuzda haklısınız, ancak henüz Yargıtay'da oluşmuş bir içtihat/karar verilmesi için yeterince zaman geçmemiş olabilir.

Ancak savunmanız için öneride bulunabilirim. 6111 sayılı kanundan yararlanmak suretiyle, vergi ziyaı (Hazinenin mali kaybı) ortadan kalkmıştır. Vergi ziyaı olmaksızın artık vergi suçundan bahsedilemez. Bu mantığa dayanabilirsiniz (Şüphesiz bağlantıları iyi kurmalısınız).