28-02-2007, 19:28 | #1 |
|
Kastın Belirlenmesi!!!
T isimli şahıs S isimli şahsın yakın dostudur ve S'yi C'nin darp ettiğini düşünmektedir. T bir parti çıkışında C'nin eşi Ö'yü bir parti çıkışında ara sokakta kıstırır. "Kocanın günahlarını sen ödeyeceksin!" diyen T, "Bari ona acı!" diyerek şişkin göbeğini gösteren Ö'nün yalvarmasına aldırmayarak, ona doğru rastgele iki el ateş eder. Midesinden vurulan ve bacağı kırılan Ö hastaneye kaldırılır. Hamile olan Ö, ameliyat sonucunda kurtarılsa da, çocuğunu düşürür.
Failin hangi suçu isnad ederek sorumlu tutmamız gerekmektedir? Saygılar... |
28-02-2007, 23:28 | #2 |
|
Fail öncelikle adam öldürmeye teşebbüsten sorumludur Olaydan anlaşıldığı üzere fail, kadının hamile olduğunu ve kadını vurduğu takdirde çoçuğun da ölebileceğini öngörebilmektedir.Dolayısıyla fail , hem adam öldürmeye teşebbüsten hem de çocuk düşürtme suçundan sorumlu olur.
|
01-03-2007, 00:15 | #3 |
|
Teşekkürler. Burada failin kastının kasten yaralamaya yönelik mi yoksa kasten öldürmeye yönelik mi olduğu konusunda uzun süre tartıştık. Yargıtay kararları ışığında tartıştığım birçok kişiyi ikna etmeme rağmen, iki kişiyi ikna edemedimFarklı düşünceler de varsa bekliyorum.
Saygılar... |
01-03-2007, 01:46 | #4 |
|
Anlattığınız olaya bakarak kasten yaralama mı yoksa kasten öldürmeye teşebüssü mü diye bir sonuca varmak çok zor.Zira anlattığınız büyük bir ihtimalle ceza hukuku dersinde anlatılmış bir pratik çalışmadır ve genellikle öldürmeye teşebbüstür diye cevap verilir .Somut olay olsa ;hazırlık soruşturmasında kollukta savcılıkta alınan ifadelere bakılır ,Varsa tanıklar dinlenir,Failin ne kadar uzaklıktan ateş ettiği,mağdurun yarayı hayati tehlike yaratacak bir yerden alıp almadığı,vb kriterler gözönünde bulundurulurularak suç tipi tespit edilir.
|
01-03-2007, 02:02 | #5 |
|
Failin kastının neye yönelik olduğunu belirleyebilmek için somut olayın koşulları dikkate alınmalıdır. Yargıtay, bu konuda çeşitli ölçütler getirmiştir. Örneğin, saldırıda kullanılan araç ve etki mesafesi, fail ve mağdurun bulundukları yer, mağdurun vücudunda meydana gelen yara yerleri, mermilerin özelliği, ateş sayısı, vs... Bilirkişi olmadığım için ilgili olaya ilişkin olarak somut verileri kullanarak çıkarımlarda bulunamıyorum. Bununla birlikte bir yanıt verirsem; bu, failin kastının yaralamaya yönelik olduğu cihetindedir. Yaralama kastı diyorum; çünkü failin davranışı neticesinde, mağdurun vücudunda meydana gelen yara yerleri, failin silahı ateşleme sayısı ve bulundukları mekan gösteriyor ki; söz konusu davranış neticesinde mağdurun ölmesi düşük bir ihtimal. (Tekrar belirteyim ki; bilirkişinin yapması gereken işi yapmaya çalıştığımdan sağlıklı sonuçlar elde edemeyebilirim; ancak olaydaki verilerle vardığım sonuç budur.) Mağdurun vücudunda, çok da hayati önem arz etmeyen bölgelere isabet etmiş olan iki kurşun gene de mağdurun ölümüne yol açabilirdi. Bu davranışın, mağdurun ölümüne yol açabilmesi mekanın farklılığı koşulu ile gerçekleşebilirdi. Diyelim ki; aynı davranış, yalnızca Ö ve T'nin olduğu ve şehirden oldukça uzak bir yerde gerçekleşsin. Şu halde her ne kadar da kurşunların sayısı ve isabet yerleri ölümcül boyutlara ulaşamayacaksa da, mağdura yardım edebilecek birilerinin yokluğu hasebiyle mağdurun kan kaybından ölmesi olasıdır. Olayımızda ise, her ne kadar da bir ara sokakta gerçekleşen fiil söz konusu olsa da, -kanımca- mağdura yardım edebilecek birilerinin olması olasıdır. Şu halde mağdurun cezası 86(1) çervesinde tayin edilmeli. 86/3 (b) ve (e) bendlerindeki gerçek anlamda ağırlaştırıcı nedenlerin gerçekleşmesi dolayısıyla T'nin cezası bir kat artırılmalı. Aynı zamanda 87/2 (e) bendinin gerçekleşmesi dolayısıyla verilecek ceza iki kat artırılmalı; ancak bu ağırlaştırıcı nedenin uygulanması için T'nin en az taksiri olmalıdır. Olaya baktığımızda, T'nin davranışı neticesinde, Ö'nün çocuğunu düşürebileceğini öngörmesi gerekirdi. Dolayısıyla en az taksir koşulu da sağlanmıştır. Son olarak 87(3) dolayısıyla da sorumluluğunu tayin etmek gerekecektir.
Saygılarımla. |
01-03-2007, 18:59 | #6 |
|
Sayın mutlakadalet, Yargıtay'ında göz önünde bulundurduğu bu kriterleri de ele alırsak failin kastının öldürmeye yönelik olduğu sonucuna varılmalıdır. Bu kriterlerden sadece "hedef seçme olanağı" kriterine uymamaktadır. Diğer kriterlerden bazıları tamamen bazıları da kısmen gerçekleşmektedir.
Her ne kadar Ceza Hukuku anlamında her olayın koşulları kendine özgü olsa da, her somut olayın ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekse de, Yargıtay mağduru kasığından bıçaklayan failin kastının öldürmeye yönelik olduğu sonucuna varmıştır. Saygılar... |
01-03-2007, 20:08 | #7 |
|
Sayın Kemal Yıldırım, bahsettiğiniz Yargıtay kararının hangisi olduğunu bilmiyorum; ancak kasıktan yaralama ile ilgili bir karar buldum:
Daire: 1.CD E: 2002/3230 K: 2002/4138 Tarihi: 14.11.2002 Kaynak: YKD Mayıs 2003 Ölenin saldırısı sonucu oluşan kavgada "bir tek" bıçak darbesinin kasık bölgesine yapılması nedeniyle "kastın yaralamaya yönelik" olarak kabulü doğrudur. Ancak: a- Suç aletinin "bıçak olması", "darbenin ve yaranın" niteliğine göre TCY.nın 29/son madde gereği temel cezanın alt sınırın üstünde belirlenmemesi; b- Ölenin, geceleyin ön keserek tehditle istediği sanığın yanındaki bayanın direnmesi üzerine adiyen yaralanması, sonra da sanıkla kavgalaşıp onu dövmesi biçimindeki kışkırtmaların -alt düzeyde değerlendirilerek- TCY.nın 51/2. maddesinin uygulanmasını gerektireceğinin düşünülmemesi yasaya aykırıdır. Saygılarımla |
01-03-2007, 22:22 | #8 |
|
Benim dediğim karar Yarg. CGK'nun 9.6.1998 tarih ve 1-126/218 numaralı kararı. Ve neticesinde ölüm gerçekleşmiş.
"Sanık bir hafta evvel kardeşinin maktul tarafından dövülmesinden ötürü maruz kaldığı hafif tahrikin etkisiyle olay yerine gitmiş, maktülün belediye tuvaletinde bulunduğunu tanıktan sorup öğrendikten sonra arkasından giderek aralarında çıkan tartışmada üzerinde taşıdığı bıçakla bir kere maktülün sol kasığına vurmuş ve atardamarını keserek ölümüne neden olmuştur. Tanık anlatımlarına göre sanığın olay yerinde maktulle karşılaşması raslantı olmadığı gibi, eylemine de kendi isteğiyle değil, maktulün olay yerinden kahveye doğru kaçması üzerine son vermiştir. Eylemin nedeni, sanığın olay yerine hazırlıklı gelmesi, fiilin iradiliği, suçta kullanılan aletin niteliği yararnın meydana geldiği yer, darbenin şiddeti ve ve olayın seyri göz önünde tutulduğunda; sanığın eyleminin kasten adam öldürme suçunu oluşturduğu anlaşılmaktadır." Saygılar... |
01-03-2007, 22:32 | #9 |
|
Failin kastının belirlenmesinde :Taraflar arasında öldürmeyi gerektirecek husumet olup olmadığı,darbe şiddeti,darbe sayısı,darbenin yöneldiği bölge,olayda kullanılan aracın öldürmeye elverişli olup olmaması gibi kriterleri baz alan yargıtayın yerleşmiş içtihatları vardır.
|
01-03-2007, 22:42 | #10 |
|
Evet. Bizim bu kriterleri karaları tarayarak saydık bazıları 7 kriter bazıları 8 kriter çıkardı. Olaya uyguladık ve kasten öldürmeye teşebbüs sonucuna vardır. Okulda baskın görüş kasten öldürmeye teşebbüs yönünde belirlendi
Saygılar... |
01-03-2007, 23:00 | #11 | |||||||||||||||||||
|
Sayın Kemal Yıldırım,
Sizin yazmış olduğunuz ve benim yazmış olduğum iki yargı kararı da gösteriyor ki; Ceza Hukuku -gerçi hukukun çoğu alanı böyle- matematiksel kesinlikler içermiyor. İki olayda da bıçak kullanılarak kasığa müdahalede bulunuluyor ve iki olayda da mağdurlar ölüyor. Bununla birlikte ilk olaydaki failin kastı, yaralama olarak tayin edilirken, ikinci olaydaki failin kastı öldürme olarak niteleniyor. Şu halde somut olayın koşulları çok dikkatli bir biçimde tayin edilmelidir. Sizin yazmış olduğunuz kararın bir yerinde:
Bu ifadeden anladığım kadarıyla, fail, elindeki bıçak ile kasıktan yaraladıktan sonra kendi isteği ile eylemine son vermiş olsa idi, kastının belirlenmesi de buna göre tayin edilebilecekti. Şimdi sizin sormuş olduğunuz olaya dönersek: "Fail, mağdurun midesine ve bacağına iki el ateş ettikten sonra eylemine davam edebilir, mağdurun kafasına yahut göğüs hizasına (Göğüs hizasına hedef alınması, Yargıtay içtihatları çerçevesinde adam öldürmeye teşebbüs olarak kabul edilmektedir.) doğru da ateş edebilirdi." Kanımca bu husus, sizin de yazmış olduğunuz karardaki ölçütlerden "olayın seyrinin göz önünde tutulması" kapsamındadır. Diğer ölçütlerle birlikte (Kurşunların, hayati bölgelere isabet etmemesi gibi) bu ölçütü de dikkate alarak, -ilk mesajımda da belirttiğim üzere- failin kastının, yaralama cihetinde tayin edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Saygılarımla |
02-03-2007, 00:56 | #12 | |||||||||||||||||||
|
Adli Tıp Kurumu raporlarına göre......!!!
Yalnız sayın mutlakadalet, sizin de gözden kaçırdığınız bir husus var. Bu da kadının bacağından vurulmayıp midesinden vurulması.
Mağdur midesinden vurulmuş, ayrıca bacağı kırılmıştır. Arıca mağdur ameliyat sonucunda kurtulmuştur. Bunun yanında Adli Tıp Kurumu raporlarına göre "iç organları tahrip edecek her türlü hareket" öldürücü niteliktedir. Bunu da göz ardı etmemek gerekir. Saygılar... |
02-03-2007, 00:58 | #13 |
|
Nihayetinde kasıt failin iç dünyasında gizlidir.Biz kastı ancak failin iç dünyasından dışa yansıyan hareketlerini gözönünde bulundurarak kastını tespit etmeye çalışıyoruz.Ayrıca şunu belirtmekte yarar var : Kesinlikle şu şu kriterler varsa yaralamadır ya da öldürmeye teşebbüstür diyemeyiz.Zira yargıtay kararları hukuk davalarında gördüğü emsal görevini tam anlamıyla ceza davalarında görmez.Somut olaya göre kendinizde birtakım farklı kriterleri ileri sürebilirsiniz.Nihayetinde karar verecek hakimdir ama gerek sanık müdafii gerek mağdur vekilinin savunmaları davanın gidişatını etkileyecektir.Son olarak Mağdurun aldığı yaranın ölüme sebebiyet verebilecek bir yara olup olmadığı adli tıp kurumuna da sorulabilir bu da maddi gerçeğin tespit edilmesinde destekleyici bir kanaat oluşturur.Saygılarımla...
|
03-03-2007, 15:31 | #14 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Cesur_yürek'in yukarıdaki düşüncelerine katılıyorum... Benim düşüncem (öncelikle belirtmek isterim hukuk öğrencisi değilim veya hukuk ile ilgili bir sektörde çalışmıyorum.) Suçun işleniş biçiminde failin kastının belirlenmesinde aranılan kıstaslardan ; 1- Failin suçta kullandığı aracın öldürmeye elverişli olup olmadığı.(silah) 2-Failin mağdura yönelttiği darbe sayısı, yaşam fonksiyonlarını etkileyecek bölgelere isabet edip etmediği,(rastgele ateş ediliyor 1 tanesi mide diğeri bacağa isabet alıyor) 3-Failin saldırıya kendinden son vermiş olması, Diğer unsurlar ise 1- Taraflar arası olay öncesine dayanan husumet.. 2-Failin suç işledikten sonraki tavrı.. Şimdi olayda kişinin bir intikam duygusuyla hareket ettiği, mağdura da tehdit şeklinde sarfettiği sözler var
Bence olayda öldürme kastı söz konusudur.. |
03-03-2007, 22:43 | #15 | |||||||||||||||||||
|
Bu vakıadan yola çıkarak, adamın kastının öldürmeye yönelik olduğunu nasıl belirlediniz acaba? Hamile bir insana işlenen müessir fiilde çocuğa da zarar gelebilir, bunu öngörebiliriz de; ama ki, hamile kadının öleceğini neye göre öngörüp, tayin edebiliriz. |
04-03-2007, 00:32 | #16 |
|
sizin de alıntı yaptığınız kısımda cocuga gelebilecek zararın ön görüldüğünü vurguladım ..(yazıdan da belli )
|
04-03-2007, 13:26 | #17 |
|
Sayın mutlakadalet, her ne kadar müessir fiil sonucunda da çocuk zarar görecek olsa da -hatta bazen havaya ateş açmanız bile çocuğun düşmesine neden olabilir- failin mideye ateş etmesi kadının ölümünü çabuklaştıracaktır. Zaten kastı belirlerken dikkat edilen kriterlerden birisi de yaranın meydana geldiği yer ve niteliği idi. sadece çocuğun zarar görmesi şeklinde bir olguya bakılarak tabiki kastın öldürmeye yönelik olduğu söylenemez.
Saygılar... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
Konu Araçları | Konu İçinde Arama |
Konuyu Değerlendirin | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Kira Ücretinin Belirlenmesi | Av. Balkan Tunalı | Meslektaşların Soruları | 4 | 03-11-2006 09:54 |
avukatlık stajının belirlenmesi | dicle3008 | Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi | 2 | 13-10-2006 09:46 |
cezanın belirlenmesi..? | demester | Hukuk Soruları Arşivi | 2 | 05-09-2006 14:26 |
Nafaka Miktarının Belirlenmesi ve Hakimin İnsiyatifi | sumru | Hukuk Soruları Arşivi | 4 | 10-10-2003 12:44 |
Devre Tatil Aidatlarının Belirlenmesi | ÖZMEN | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 03-01-2003 09:13 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |