Üçüncü Kişiler Arasındaki İletişimin Tespiti, Delil Niteliği ve Tahliye Talebi

Değerli Meslektaşlarım;

Öncelikle olayı kısaca özetleyeyim;

Müvekkilim 'İhaleye Fesat Karıştırmak' ve 'Rüşvet' isnadıyla Savcılıkça ifadeye alınmımış, ifadesinin ardından tutuklanması talebiyle nöbetci Sulh Ceza Mahkemesine sevkedilmiş, mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmiştir.

Savcılıça alınan ifadede müvekkilime yöneltilen toplam 22 sorunun 20 tanesi müvekkilim dışındaki diğer şüpheliler arasında geçen telefon görüşmeleridir. Bu görüşmelerde şüphelilerden biri müvekkilimin adını kullanarak diğer şüpheli/şirket yetkilisinden rüşvet istemektedir.

Müvekkilim ile rüşvet istediği tespit edilen diğer şüpheli arasında yalnızca 2 adet görüşme kaydı bulunmaktadır. Bunlarda hiçbir şekilde isnatlarla ilişkilendirilebilecek görüşmeler değildir.

Rüşvet istediği anlaşılan şüpheli savcılıkça alınan ifadesinde müvekkilimin bu fiillerden habersiz olduğunu beyan etmiştir.

Rüşvet verdiği anlaşılan şüpheli ise müvekkilimin kendisinden hiçbir talebi olmadığını, diğer şüphelilinin kendisinden para sızdırdığını beyan etmektedir.

Burada şunu belirtmek gerekir ki; müvekkilimin adını kullanan diğer şüpheli ile şirket yetkilisi olan şüpheli hakkındada iletişimin tespiti kararı vardır.


Olayı kısaca özetledikten sonra sorularıma geçeyim;

1- Hakkında dinleme kararı olsa dahi üçüncü kişiler arasında geçen görüşmeler nedeniyle suç isnadı yapılabilir mi?

2- Yargıtay kişinin kendi görüşme kayıtlarının dahi maddi ve somut delillerle desteklenmediği sürece yeterli delil sayılamayacağı görüşündedir. Yine hakkında dinleme kararı olmayan şahıslardan elde edilen kayıtların hukuka aykırı delil olduğu aşikardır. Ancak olayımızdaki gibi; hakkında dinleme kararı bulunan diğer şüpheliler arasındaki görüşmelerin başka bir şüpheli için delil olma niteliği nedir?

3- Nöbetci Sulh Ceza Mahkemesi'nin tutuklama kararına itiraz edilmiş ve itiraz reddedilmiştir. Dava açılmadan evvel, soruşturma aşamasında, tahliye talep edilebilir mi? Hangi merciiye başvurmak gerekir? Bundan sonraki usul nasıl işleyecektir?
( CMK md. 104 kapsamında her zaman salıverilmenin talep edilebileceği hükme bağlanmıştır. Ancak soruşturma aşamasında bunu hangi usulde ve hangi merciiye yapmak gerekir?)

4- Bu aşamada tahliye talep ettiğimiz mahkemeden müvekkilimizin dinlenmesini, göstereceğimiz tanıkların dinlenmesini, delillerin incelenmesini talep edebilir miyiz?
(CMK md. 103)



Sorularıma yanıt bulabileceğim umuduyla tüm meslektaşlarıma iyi çalışmalar dilerim.

Merhaba;dinleme kararına dayanılarak hazırlık soruşturmalarında tutuklama kararlarının verildiği sık rastlanan bir durumdur. Eğer tüm itirazlarınız tüm çabalarınıza rağmen reddedilirse; iddianamenin hemen hazırlanması önemlidir. Esas Mahkemesinde dinlemelerin delil olarak nitelendirilmeyeceğini savunursunuz. Tutuklama, özü itibarıyla bir tedbir olmasına rağmen; usul yasasındaki tüm haklarımızı da kullanarak itiraz dilekçelerimizde açıkça tutukluluk halinin devamında her anlamda fayda olmadığına dair istemlerimiz redde uğramaktadır.
olayınızda; devamlı tahliye talebinde bulunabilirsiniz, iddianamenin mahkemesi tarafından kabulüne kadar itirazlarınızı yineleyin, en son Sulh Ceza Mahkemesi reddettiyse; hemen bu karara itiraz ederek ve Asliye Ceza Mahkemesine başvurun. Ayrıca elbette; tutukluluğun gerekmediğini ispatlamak adına, yahut ilgili hakkında takipsizlik kararı verilmesi için tanık anlatımlarına, elinizdeki bilgi ve belgeleri açıklayarak ve ya da tutukluluk yerine başkaca önödeme gibi önlemler alınmasını, denetimli serbest bırakılmasını da talep edebilirsiniz.
Saygımla.

Ceza yargılamasında herşey delil olabilmektedir. Bu itibarla üçüncü kişilerin kendi aralarında yaptıkları konuşmalarda müvekkiliniz aleyhine konuşmaları da delil olabilecektir. Ancak somut olgu ve emarelerle desteklenmemesi tutuklama gibi ağır bir koruma tedbirinin uygulanmasına engeldir kanaatindeyim.

Tahliye talebi konusunda başvurduğunuz gün itibariyle nöbetçi sulh ceza mahkemesi hakimine başvurabilirsiniz. Soruşturma aşamasında esasla ilgili tüm işlemlerin Savcılıkça yapılıyor olmasından taleplerinizi Savcılığa yapmanız gerekmektedir.


Ancak sulh ceza hakimi talebinizi reddederse red kararına itiraz edilebilir. Burada da CMK 267 vd. maddeleri usulü geçerlidir. CMK 271/1 uyarınca mahkemeden tarafların (sizin, müvekkilinizin veya savcının) itiraz incelemesi esnasında dinlenmesini talep edebilirsiniz. Bunun yanında vurgulamak gerekir ki AİHM itiraz incelemelerinin duruşmalı yapılmasını öngörmektedir.

Değerli meslektaşlarım;

Öncelikle her ikinize de teşekkür ederim...

Tahliye talebi ile ilgili sorum tam olarak şu;

Sulh Ceza Mahkemesince verilen tutuklama yada tutukluğun devamı kararlarına karşı 7 gün içinde Asliye Ceza Mahkemesine yapılan itiraz dışında başka bir merciiden ayrıca tahliye talep edebilir miyim?

Yani 'tutukluluğa itiraz' değilde 'tahliye talebi'...

Örnek vereyim;

Sulh Ceza tutukladı... 7 gün içinde itiraz ettik... Reddedildi... Bundan 16 gün sonra... yani ortada yeni bir tutuklama ya da tutukluğun devamı kararı yok iken tahliye talep edebilir miyiz? Ve bunu nasıl yaparız?

Önemli değil...
Elbette, soruşturma aşamasında, dosyanız itirazlardan sonra her halükarda ilgili olan savcılık kalemine geri dönecektir. Savcılığa yazacağınız dilekçe ile elinizde olan belgeleri ekleyerek yahut dinletmek istediğiniz tanıkları da dinlettikten sonra ".... tutukluluğun kaldırılması istemiyle dosyanın Sulh Ceza Mahkemesi' ne gönderilmesine karar verilmesini..." şeklinde talepte bulunabilirsiniz. Kolaylıklar...

peki;

Sulh Ceza reddetti, Asliye Ceza'ya gitti... O da reddetti kaleme döndü...

Bu aşamadan sonra Ağır Ceza'ya gidemez miyim?

Niye aynı dosyayı aynı derece mahkemelerine inceletip duruyorum?

Ya da tahliye talebimi doğrudan Ağır Ceza'ya hitaben yapamaz mıyım?

Neticede kanun '... her aşamada mahkemeden salıverilmesini isteyebilir...' diyor... Burada görevli mahkeme belirtmemiş bence...

Ne diyorsunuz?

Sonda diyeceğimi başta diyeyim; Hayır, CMK 271/son merci kararı kesindir der, merciden kasıt itirazı 3 gün içinde değerlendiren mahkemenin verdiği kararın üst mahkemece değerlendirilmesidir. Ancak kararı asliye ceza hakimi sulh cezaya nöbeten baktığı bir günde vermişse dosya ağır cezaya gidebilir. Soruşturma aşamasında salıverme talebi kararı veren sulh cezadan istenebilir.