Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İş ortaklığı hakedişine, ortaklardan birinin borcu nedeniyle haciz

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-02-2012, 14:41   #1
Av. Özer

 
Varsayılan İş ortaklığı hakedişine, ortaklardan birinin borcu nedeniyle haciz

A(%49)-B(%51) İş ortaklığı bünyesinde hizmet işi yürütmektedirler. Bilindiği üzere iş ortaklığına ortaklardan yani A veya B nin borcundan dolayı iş ortaklığı hakedişine haciz koyulamıyor.

Ancak B'nin borcundan dolayı iş ortaklığı hakedişine haciz konulup, B'nin hissesi oranındaki payı(100.000 hakedişvar ve 51.000 icra dosyasına yatırılyor) hakedişten icra dosyasına gönderiliyor ve icra dosyasındaki para çekiliyor.

Burda hakedişten kesinti yapan kurumun kusuru var ama biz söz konusu kesinti miktarına ilişkin dava açmak istediğimzde icra dosyasında alacaklı olana mı yoksa hakedişten hukuka aykırı kesinti yapan kurumamı dava açacaz. Dosyalardan para çekildiği için dosyalar hitam olmuş, çekilmeseydi şikayet yoluna gidilebilirdi.

parayı geri alamk için kime dava açılacak, icra dosyası alacaklısına mı, kesintiyi yapan idareye mi yoksa ikisine mi
Old 23-02-2012, 15:25   #2
aunustu

 
Varsayılan

Hocam sizin kide çok ilginç bir konu. İcra müdürlüğünün haksız haciz yazısı üzerine para gönderilmiş, burda parayı gönderen kurum icra müdürlüğünün yazısına uymuş, bir kusuru yok. Bence kusurlu olan icra müdürlüğü, adalet bakanlığına tazminat davası açın.
Old 23-02-2012, 15:38   #3
Av. Özer

 
Varsayılan

benim görüşüm burda kesintiyi yapan idarenin kusuru var. çünkü icra dairesi sadece ortaklardan birinin hakedişine icra kouyuor, idare bu iş, ortaklık işi red etmesi gerekmezmiydi
Old 23-02-2012, 15:46   #4
aunustu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Özer
benim görüşüm burda kesintiyi yapan idarenin kusuru var. çünkü icra dairesi sadece ortaklardan birinin hakedişine icra kouyuor, idare bu iş, ortaklık işi red etmesi gerekmezmiydi

sorunuzu tam anlayamadım. İdarenin ne için kusuru olsun ki idare taraf değil. idare icra müdürlüğünün yazısının gereğini yerine getirmiş. idare ben bu kararı uygulayamam deme yetkisi var mı? sonuçta dosya da taraf değil, adi ortaklık dava açıp, işlemin iptalini istese para ödenmeyecekti.
Bence dosya infaz olsada şikayet yolu denenebilir diye düşünüyorum. ne kaybedeceksiniz yapın şikayeti, işlemi mahkeme iptal ederse döner icradan paranın istenmesini talep edersiniz alacaklıdan. ödemezse ya da ilk başta adi ortaklık adına sebepsiz zenginleşme davası açarsınız alacaklıya.

ama madem adi ortaklık hakedişine haciz konamıyor yargıtayın görüşüne göre bence adalet bakanlığına tazminat davası açmak güzel olurdu.
Old 23-02-2012, 15:56   #5
Av. Özer

 
Varsayılan

biz idareye" bu iş ortaklığı" kesemezsin dedik ama kabul etmedi parayı yatırdı.

icra dosyasın hitam olduğundan infaz olan dosyaya dava açılamıyor diye biliyorum. benim düşüncem hem icra dosyası alacaklısına hemde idareye karşı iki davalı olarak dava açmak...
Old 23-02-2012, 16:00   #6
aunustu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Özer
biz idareye" bu iş ortaklığı" kesemezsin dedik ama kabul etmedi parayı yatırdı.

icra dosyasın hitam olduğundan infaz olan dosyaya dava açılamıyor diye biliyorum. benim düşüncem hem icra dosyası alacaklısına hemde idareye karşı iki davalı olarak dava açmak...
hocam idareye kesemezsin demek yerine şikayet gitsen zaten parayı alacaklı alamazdı. İnfaz olunan dosyalarla ilgili bilgim yok ama şikayetti yiinnede deneyebilirsin.
alacaklısna sebepsiz zenginleşme, idareye ne diye açacaksın, kusura dayalı tazminat, mı
Old 24-02-2012, 09:50   #7
Av.Evren Akçay

 
Varsayılan

Yargıtay 21. hukuk Dairesinin 2003/11642 E. 2003/14344 Karar sayılı kararında; “İcra Müdürlüğü'nce borçluların kurdukları adi ortaklık niteliğindeki ortak girişimin Karayolları Genel Müdürlüğü nezdinde tahakkuk ettiği iddia edilen istihkakları üzerine 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğine karar verilmiştir. Borçlar Kanunu'nun 522 ve 523. maddeleri gereğince adi ortaklıkta her ortak şirketin iştirak hakkına sahip olduğundan ortağın kişisel alacaklıları borçlu ortağın şirketteki kar payının İİK. nun 89. maddesine göre haczettirebilirler. Ayrıca adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır. Somut olayda, doğrudan istihkak alacağı üzerine haciz ihbarnamesi usulsüz olduğundan mercice şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir.“ denilmiştir.

Danıştay 4. Dairesinin 2006/5341 E. 2007/352 K. sayılı Kararında; “ … olayda, ortağın kişisel borcu için adi ortaklığın istihkakına ortaklıktaki payı oranında haciz konduğu, ortağın şahsi alacaklılarının ancak şerikin, tasfiye sonundaki payından faydalanabilecekleri, ortaklığa ait malları haczedemeyecekleri, aksi halde ortaklığın giderlerini yapamaz hale gelmesine veya tüm maliyet masraflarının tek ortak tarafından karşılanmasına neden olunacağı, bu durumda ortaklığın iş göremez duruma geleceği gerekçesiyle haciz işleminin iptaline karar vermiştir. Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, Ankara 1. Vergi Mahkemesinin 7.6.2006 günlü ve E: 2006/439, K: 2006/951 sayılı kararının onanmasına 14.02.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi. “ denilmiştir.

Yargıtay 21. hukuk Dairesinin 2004/6297 E. 2004/7333 Karar sayılı kararında; “Adi ortaklıkta, ortağın alacaklıları ancak ortağın tasfiye payını haczettirebilir. Alacaklı, ortaklığın malı üzerine haciz koyduramaz. Dosya kapsamından ortaklığa ait işyerinde haciz yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda adi ortaklığın istihkak davasının kabulü gerekirken reddi isabetsizdir. B.K.'nun 534. maddesine göre bir ortağın alacaklıları haklarını ancak ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler. Alacaklı ortaklığa ait bir mal üzerinde haciz koyduramaz.“ denilmiştir.

Tüm bu kanun maddeleri, Yargıtay ve Danıştay Kararları göz önüne alındığında, adi şirketlerin veya ortak girişimlerin tasfiye payına veya adi şirket ortaklarından birine ait kar payına haciz konması gerekirken, ortaklık istihkakına haciz konulması usule ve yasaya aykırıdır.

Bahsetmiş olduğunuz olaya benzer durumlar kamu kurumunda sürekli oluyor. Zira icra iflas kanunu 89/2 maddesine göre; Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur.
Yani idare; alacak vardır diye cevap verip hakedişi bloke edecek ya borç yoktur diyecek yada borcun başka bir nedenle sona erdiğini bildirecek. Bunun dışında bir cevap verme durumu yok. Ben bir kurum avukatı olarak buna benzer bir olayda; adi şirketlerin veya ortak girişimlerin tasfiye payına veya adi şirket ortaklarından birine ait kar payına haciz konması gerekirken, kurumda ki ortaklık istihkakına haciz konulması usule ve yasaya aykırıdır diye icra dairesine cevap yazdım ve icra dairesi aynı 89/1 i tekiden tekrar gönderdi. Bizde borçlu olmayan diğer şirkete bu durumu bildirdik dava açıldı ve işlem iptal edildi.
Old 25-02-2012, 17:13   #8
Av. Özer

 
Varsayılan

cevaplar için teşekkurler . pekı alacak davasını kime açacaz, kesintiyi yapan idareye mi yoksa icra dosyası alacaklılarına mı cunku kurum parayı ıcra dairelerine yatırmış ve paralar alacaklı vekilince çekilmiş
Old 27-02-2012, 14:40   #9
aunustu

 
Varsayılan

Hocam senin olayın süresiz şikayete tabi, aşağıdaki görüşleri incele, şikayet yoluna hala başvurabilirsin diye düşünüyorum.

VII-Süresiz şikayet, ne zamana kadar ileri sürülebilir? Bir görüşe göre209 süresiz şikayet, takibin sonunda ileri sürülebilir. Diğer bir görüşe göre210 ise, takibin sona ermesinden sonra, iyiniyetli üçüncü kişilerin hak kazandığı ana kadar şikayet yoluna başvurulabilir. Başka bir deyişle üçüncü kişilerin iyiniyetle kazandıkları haklar, takip sona erdikten sonra, şikayet yoluyla iptal edilemez. Fakat bu nitelikte olmayan -yani, üçüncü kişilere hak kazandırmamış olan- işlemler, takip sona erdikten sonra da şikayet yoluyla iptal edilebilir. Örneğin, hükümsüz bir takip sonucunda verilmiş olan aciz belgesi, takip sona erdikten sonra da şikayet yoluyla iptal edilebilir.
En geç hangi tarihe kadar şikayet yoluna başvurulabilir? Bu konuda da yasada açık bir hüküm yoktur. Sadece bir şikayet niteliğinde olan “ihalenin feshi isteğinin, en geç ihaleden itibaren bir sene içinde bildirilebileceği” yasada (İİK. mad. 134/VII, c.2) öngörülmüştür. Doktrinde211 -takibe olan güveninsağlanması ve hukuki istikrar bakımından- “bu hükmün süresiz şikayet hallerinde de örnekseme ile (kıyasen) uygulanması ve süresiz şikayetin takibin sona ermesinden itibaren en geç bir yıl içinde yapılabilmesi, bu süre geçtikten sonra yapılamaması” önerilmiştir...
Old 31-07-2012, 12:49   #10
yukselayca

 
Varsayılan Adi Ortaklığın Tasfiyesini alacaklı üçüncü kişi talep edebilir mi?

Merhaba;
borçlumuzun ortak girişim ile ihale alınan bir adi ortaklıkta payı bulunmaktadır.Alacaklı olarak söz konusu adi ortaklığın tasfiyesini talep edebilir miyiz?Edebilirsek hangi yollarla?
Old 31-07-2012, 13:27   #11
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yukselayca
Merhaba;
borçlumuzun ortak girişim ile ihale alınan bir adi ortaklıkta payı bulunmaktadır.Alacaklı olarak söz konusu adi ortaklığın tasfiyesini talep edebilir miyiz?Edebilirsek hangi yollarla?

Adi Ortaklığın sona ermesi eski BK'da 535, yeni BK'da 639.maddede düzenlenmiş olup, ortağın alacaklılarının tasfiye veya fesih talep etme hakları yoktur.
Old 04-08-2012, 19:00   #12
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın yukselayca,
Alıntı:
Yazan yukselayca
...borçlumuzun ... adi ortaklıkta payı bulunmaktadır. Alacaklı olarak söz konusu adi ortaklığın tasfiyesini talep edebilir miyiz? Edebilirsek hangi yollarla?

818 sayılı BK m.535/1-3: "Aşağıdaki hallerde şirket nihayet bulur:
...3 - Şeriklerden birinin tasfiyedeki hissesi hakkında cebri icra vukuu ile yahut bir şerikin müflis olması veya hacredilmesi ile..."

6098 sayılı TBK m.639/1-3: "Ortaklık, aşağıdaki durumlarda sona erer:
...3. Sözleşmede ortaklığın devam edeceğine ilişkin bir hüküm yoksa, bir ortağın kısıtlanması, iflası veya tasfiyedeki payının cebrî icra yoluyla paraya çevrilmesiyle..."
Gerekçesinden: "...bir ortağın kısıtlanması, iflâsı ya da payının cebrî icra yoluyla paraya çevrilmesi hâllerinde, sözleşmede ortaklığın sürdürülmesine imkân veren bir hüküm yoksa ortaklık, maddenin (2) numaralı bendinde öngörülen durumda olduğu gibi, kendiliğinden sona erecektir. Buna karşılık, sözleşmede, ortaklığın, Tasarının 639 uncu maddesinin (3) numaralı bendinde öngörülen durumlardan biri ortaya çıktığı takdirde de devam edeceğine ilişkin bir hüküm varsa, Tasarının 633 ilâ 636 ncı maddeleri uygulanacaktır..."

Yargıtay HGK, 14.12.2005 T., E: 2005/13-700, K: 2005/715: "Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 6. Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 14.5.2003 gün ve 2002/695-2003/244 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 23.12.2004 gün ve 2004/16945-18836 sayılı ilamı ile,

( ... Davacı, davalı A____ İnşaat Makine Ltd.Şti. hakkında alacağın tahsili için icra takibine giriştiğini, borçlu şirketin Karayolları Genel Müdürlüğü'ndeki doğmuş ve doğacak istihkaklarının haczedilmesi üzerine, davalı şirketin şikayeti ile icra tetkik merciince, davalı şirketlerden oluşan ortaklığın adi şirket statüsünde olduğu, adi ortaklığın istihkaklarına haciz konulamayacağını, ancak adi ortaklığın feshi için dava yetkisi alınarak ilgili mahkemede ortaklığın feshi davası açılarak borçlu ortaklığın payına düşen kısmının haczedilebileceği gerekçesiyle haciz işleminin iptaline karar verildiğini, icra tetkik merciinden adi ortaklığın tasfiye edilmesi için yetki alındığını ileri sürerek, adi şirketin tasfiye edilerek, tasfiye neticesinde borçlu şirket payından takip konusu alacağın karşılanmasını istemiştir.

Mahkemece, borçlu şirketin kâr payı ve tasfiye payı haczedilmeden İcra Tetkik Merciinin İcra İflas Kanunu'nun 121.maddesine göre verdiği yetkiye istinaden istenen tasfiye istemi yerinde olmadığından reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Bir davada ileri sürülen maddi olayların hukuki nitelendirmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir. ( HUMK. 76. md. )

Davalılar arasında adi ortaklığın varlığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık davacı şirketin, adi ortaklardan davalı A____ İnşaat Makine Ltd. Şti. den olan alacağının tahsili için giriştiği icra takibi aşamasında, borçlu ortağın, ortaklıktaki kar ve tasfiye payına haciz koydurabilmek amacıyla, adi ortaklığın feshi davası açıp açamayacağı konusunda toplanmaktadır.

BK.nun 535/3. maddesi hükmüne göre; Şeriklerden birinin tasfiyedeki hissesi hakkında cebri icra vukuu ile yahut bir şerikin müflis olması veya haczedilmesi ile adi şirket son bulur. Davacı alacaklının adi şirket ortaklardan A____ Ltd. Şti. den şahsi alacağının tahsili için kâr ve sermaye payına haciz koydurabilmesi için de, adi ortaklığın fesih ve tasfiye davası açılarak, sonucunda ortakların kar ve tasfiye payının ne miktarda olduğunun saptanması zorunludur. Kar ve tasfiye payı belirlenmeden davacının borçlu şirketin kar ve tasfiye payına haciz koydurabilmesi olanağı bulunmamaktadır. Nitekim, davacının, borçlu şirketin Karayolları Genel Müdürlüğündeki hak ve alacakları üzerine haciz konulması talebi üzerine, İcra Müdürünün vaki haciz işlemi, İcra tetkik merciince yapılan şikayet üzerine, İİK.121. maddesi gereğince merciden adi ortaklığın feshi için dava yetkisi alınarak, ilgili mahkemede fesih davası açılarak borçlunun payına düşen kısım haczedileceği halde, bu prosedüre uyulmadan istihkaklara doğrudan haciz konulması yasaya aykırı olduğundan İcra Müdürlüğünün haciz işleminin iptaline karar verilmiştir. Hal böyle olunca tarafların delilleri toplanarak, davalı ortakların, ortaklıktaki kar ve tasfiye payları ile alacaklı oldukları miktar, bilirkişi kurulu aracılığıyla tayin ve tespit edilmesi ve adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine mahkemece karar verilmelidir. Hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir... ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; takip borçlusu A____ İnş. Mak.Ltd. Şti. nin, dava dışı Karayolları Genel Müdürlüğü nezdindeki istihkakları üzerine konulan haczin, ortak girişim adına yapılan şikayet üzerine Ankara 1. İcra Hakimliğinin 5.4.2002 gün ve 2002/257-249 sayılı kararıyla, haczedilen istihkak alacağının takip borçlusu şirkete değil, her iki davalının ortak girişimine ait bulunduğu gerekçesiyle kaldırılmış olmasına, bu durumda ise, Borçlar Kanunu’nun 535/3. maddesinde adi ortaklığın sona erme nedenlerinden biri olarak gösterilen "Şeriklerden birinin tasfiyedeki hissesi hakkında cebri icra vukuu" koşulunun somut olayda gerçekleşmemiş bulunmasına göre, usul ve yasaya uygun olan direnme kararının onanması gerekir.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz harcın peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına 14.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi."

Özetle: Kâr ve tasfiye payı haczi + İİK m.121 + BK m.535/1-3 (TBK m.639/1-3) prosedürünü uygulayabilirsiniz.

Saygılar...
Old 04-08-2012, 23:01   #13
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Sayın yukselayca,


818 sayılı BK m.535/1-3: "Aşağıdaki hallerde şirket nihayet bulur:
...3 - Şeriklerden birinin tasfiyedeki hissesi hakkında cebri icra vukuu ile yahut bir şerikin müflis olması veya hacredilmesi ile..."

6098 sayılı TBK m.639/1-3: "Ortaklık, aşağıdaki durumlarda sona erer:
...3. Sözleşmede ortaklığın devam edeceğine ilişkin bir hüküm yoksa, bir ortağın kısıtlanması, iflası veya tasfiyedeki payının cebrî icra yoluyla paraya çevrilmesiyle..."
Gerekçesinden: "...bir ortağın kısıtlanması, iflâsı ya da payının cebrî icra yoluyla paraya çevrilmesi hâllerinde, sözleşmede ortaklığın sürdürülmesine imkân veren bir hüküm yoksa ortaklık, maddenin (2) numaralı bendinde öngörülen durumda olduğu gibi, kendiliğinden sona erecektir. Buna karşılık, sözleşmede, ortaklığın, Tasarının 639 uncu maddesinin (3) numaralı bendinde öngörülen durumlardan biri ortaya çıktığı takdirde de devam edeceğine ilişkin bir hüküm varsa, Tasarının 633 ilâ 636 ncı maddeleri uygulanacaktır..."

Yargıtay HGK, 14.12.2005 T., E: 2005/13-700, K: 2005/715: "Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 6. Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 14.5.2003 gün ve 2002/695-2003/244 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 23.12.2004 gün ve 2004/16945-18836 sayılı ilamı ile,

( ... Davacı, davalı A____ İnşaat Makine Ltd.Şti. hakkında alacağın tahsili için icra takibine giriştiğini, borçlu şirketin Karayolları Genel Müdürlüğü'ndeki doğmuş ve doğacak istihkaklarının haczedilmesi üzerine, davalı şirketin şikayeti ile icra tetkik merciince, davalı şirketlerden oluşan ortaklığın adi şirket statüsünde olduğu, adi ortaklığın istihkaklarına haciz konulamayacağını, ancak adi ortaklığın feshi için dava yetkisi alınarak ilgili mahkemede ortaklığın feshi davası açılarak borçlu ortaklığın payına düşen kısmının haczedilebileceği gerekçesiyle haciz işleminin iptaline karar verildiğini, icra tetkik merciinden adi ortaklığın tasfiye edilmesi için yetki alındığını ileri sürerek, adi şirketin tasfiye edilerek, tasfiye neticesinde borçlu şirket payından takip konusu alacağın karşılanmasını istemiştir.

Mahkemece, borçlu şirketin kâr payı ve tasfiye payı haczedilmeden İcra Tetkik Merciinin İcra İflas Kanunu'nun 121.maddesine göre verdiği yetkiye istinaden istenen tasfiye istemi yerinde olmadığından reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Bir davada ileri sürülen maddi olayların hukuki nitelendirmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir. ( HUMK. 76. md. )

Davalılar arasında adi ortaklığın varlığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık davacı şirketin, adi ortaklardan davalı A____ İnşaat Makine Ltd. Şti. den olan alacağının tahsili için giriştiği icra takibi aşamasında, borçlu ortağın, ortaklıktaki kar ve tasfiye payına haciz koydurabilmek amacıyla, adi ortaklığın feshi davası açıp açamayacağı konusunda toplanmaktadır.

BK.nun 535/3. maddesi hükmüne göre; Şeriklerden birinin tasfiyedeki hissesi hakkında cebri icra vukuu ile yahut bir şerikin müflis olması veya haczedilmesi ile adi şirket son bulur. Davacı alacaklının adi şirket ortaklardan A____ Ltd. Şti. den şahsi alacağının tahsili için kâr ve sermaye payına haciz koydurabilmesi için de, adi ortaklığın fesih ve tasfiye davası açılarak, sonucunda ortakların kar ve tasfiye payının ne miktarda olduğunun saptanması zorunludur. Kar ve tasfiye payı belirlenmeden davacının borçlu şirketin kar ve tasfiye payına haciz koydurabilmesi olanağı bulunmamaktadır. Nitekim, davacının, borçlu şirketin Karayolları Genel Müdürlüğündeki hak ve alacakları üzerine haciz konulması talebi üzerine, İcra Müdürünün vaki haciz işlemi, İcra tetkik merciince yapılan şikayet üzerine, İİK.121. maddesi gereğince merciden adi ortaklığın feshi için dava yetkisi alınarak, ilgili mahkemede fesih davası açılarak borçlunun payına düşen kısım haczedileceği halde, bu prosedüre uyulmadan istihkaklara doğrudan haciz konulması yasaya aykırı olduğundan İcra Müdürlüğünün haciz işleminin iptaline karar verilmiştir. Hal böyle olunca tarafların delilleri toplanarak, davalı ortakların, ortaklıktaki kar ve tasfiye payları ile alacaklı oldukları miktar, bilirkişi kurulu aracılığıyla tayin ve tespit edilmesi ve adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine mahkemece karar verilmelidir. Hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir... ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; takip borçlusu A____ İnş. Mak.Ltd. Şti. nin, dava dışı Karayolları Genel Müdürlüğü nezdindeki istihkakları üzerine konulan haczin, ortak girişim adına yapılan şikayet üzerine Ankara 1. İcra Hakimliğinin 5.4.2002 gün ve 2002/257-249 sayılı kararıyla, haczedilen istihkak alacağının takip borçlusu şirkete değil, her iki davalının ortak girişimine ait bulunduğu gerekçesiyle kaldırılmış olmasına, bu durumda ise, Borçlar Kanunu’nun 535/3. maddesinde adi ortaklığın sona erme nedenlerinden biri olarak gösterilen "Şeriklerden birinin tasfiyedeki hissesi hakkında cebri icra vukuu" koşulunun somut olayda gerçekleşmemiş bulunmasına göre, usul ve yasaya uygun olan direnme kararının onanması gerekir.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz harcın peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına 14.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi."

Özetle: Kâr ve tasfiye payı haczi + İİK m.121 + BK m.535/1-3 (TBK m.639/1-3) prosedürünü uygulayabilirsiniz.

Saygılar...

BK.535/3'e göre tasfiye payı haczi ile birlikte şirket kanunen kendiliğinden sona ermiş sayılacağından, İİK.121. çerçevesinde fesih değil, sadece "tasfiye" istenebilir. Çünkü 535'in ilk 6 bendinde mahkeme dışı sona erme söz konusudur. Bu noktada mahkeme kararında da "tasfiye" ye işaret edilmiş, bence de isabetli bir karar.

Kararı eklediğiniz için çok teşekkürler.
Old 29-09-2014, 17:23   #14
KARİNE

 
Varsayılan

Nevra Hanım paylaştığınız yargıtay kararı nazara alındığında adi ortaklığın tasfiyesi davasının açılabilmesi için borçlu ortağın kar payı ve tasfiye payının haczedilmesi gerekiyor. Bugün incelediğim benzer bir dosyamda adi ortaklığın ortaklarından birinin borcu için adi ortaklığı birinci haciz ihbarnamesi gönderdim ancak adi ortaklı vekili " adi ortaklık devam ettiğinden kar payı alacağı bulunmamaktadır. Yasal olarak var olmayan bir kar payı üzerine haciz konulamaz " gerekçesi ile itiraz etti. Bu halde;
1-Adi ortaklığın ortaklarından birinin kar payı ve tasfiye payı alacağı nasıl haczedilebilir?
2-Haciz işlemini yaptığımızı farz edelim tasfiye davası için yetki isteyeceğimiz görevli mahkeme icra hukuk mahkemesi? tasfiye davasının açılacağı mahkeme asliye ticaret mahkemesi midir?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ltd Şirketlerde Ortaklardan Birinin azli Av.Selim HARTAVİ Meslektaşların Soruları 12 14-02-2012 15:00
adi şirketlerde ortaklardan birinin ortaklıkla çıkarılması emelakd Meslektaşların Soruları 1 01-12-2009 16:33
2 Ortaklı Limited şirkette Ortaklardan Birinin Ölümü dolphin7tepe Hukuk Soruları 3 27-07-2009 12:34
adi ortaklıkta ortaklardan birinin ayrılması dadaş Meslektaşların Soruları 2 29-08-2008 16:08
iki ortaklı limited şirkette ortaklardan birinin ölümü tule Meslektaşların Soruları 1 10-05-2008 14:05


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05849910 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.