Usulsüz Tebligat

Siteye yeni üye oldum. Tam olarak işleyiş nasıldır bilemiyorum. Bir konuda avukat arkadaşlarımın düşüncesini merak ediyorum.Durum şu şekilde:
"Müvekkilim bir bankadan konut kredisi çekiyor. Belli bir süre taksitleri ödüyor fakat maddi bir darlığa düşüyor ve 2 taksiti ödemeyince banka avukatı bir ihtarname gönderiyor. Müvekkilim eşiyle boşandığı için 25 yaşlarındaki kızıyla ikamet ediyor. İhtarname tebliğ edildiği esnada müvekkilim iş yerinde olduğu için tebligat eve yani kızı Meltem Kavak'a yapılıyor. Ancak kız babasına hiç bir şekilde bu tebligattan bahsetmiyor. Kızın zaten psikolojik rahatsızlıkları olup Lustral, Wellbutrin, Essitaloprram gibi ilaçlarla birlikte krizler falan geçiren bir kız yani sağlık problemleri var. Bu ihtarnameden yaklaşık iki ay sonra ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılıyor ve müvekkilim bu esnada öğreniyor ihtarnameyi. Tebligattan 2 gün sonra parayı yatırmak için ilgili bankaya gittiğinde dosyanın avukata gittiğini ve ödemenin avukata yapılacağı beyan ediliyor. Ancak şunu hemen belirteyim ki daha önce gönderilen 20 Kasım 2013 tarihli ihtarnamede tebligatın yapıldığı kişi olarak aynen şu ifade yazıyor:"Eşi Melek Kavak'a 26.11.2013 tarihinde tebligat yapılmıştır" denmekte. Halbuki kızın adı Meltem Kavak olup eşi değil kızıdır. Eşiyle zaten ayrı yaşamaktadır. Eşinin adı da Fatma'dır. Tabi icra takibi yetkisiz bir yerde yapılıyor ve müvekkilim de süresinde yetki itirazında bulunuyor.

Şimdi sormak istediğim şu: Böyle bir durumda neler yapılabilir? Meslektaşlarımın bu konudaki görüşlerini paylaşmalarını rica ediyorum.

Sayın Karakuş,

Usulsüz tebliğ bir yana, Yargıtay onlarca kararında " hesap kat ihtarı kredi sözleşmesinde belirtilen adrese yapıldığında adresten bila gelmiş olsa bile tebliğ yapılmış sayılır " demekte..Bu anlamda işiniz zor görünüyor.Ancak tebliğin usulsüz olduğu kanaatimce kesin.

Bu nedenle icra hukuk mahkemesine ıttıla tarihinizi belirterek ;

- Hesap kat ihtarı tebliğinin usulsüz olduğunun tespitini,
- Usule uygun yapılmış olsa tebliğ ile birlikte ödemenin yapılabileceğini,
- Borçlunun bu nedenle temerrüde düşmediğini,dolayısı ile takip başlatılmasının mümkün olmadığı,
- Yine ipotekli taşınmazın bulunduğu yer icra dairesinin yetkili olduğunu bu nedenle yetkiye de itiraz ettiğinizi beyan ederek davanızı açın derim..

Sayın Yıldız Hukuk;

İlginiz için öncelikle teşekkür ederim ancak icra hukuk mahkemesinde açılacak olan dava riskli olmaz mı?

Ben Asliye Hukuk Mahkemesinde icra takibinin iptalini talep etmeyi düşünüyorum.

Açılacak davada sizin belirttiğiniz hususlar dışında;

- Hesap kat ihtarı tebliğinin usulsüz olduğunun tespitini,
- Usule uygun yapılmış olsa tebliğ ile birlikte ödemenin yapılabileceğini,
- Borçlunun bu nedenle temerrüde düşmediğini,dolayısı ile takip başlatılmasının mümkün olmadığı,
- Yine ipotekli taşınmazın bulunduğu yer icra dairesinin yetkili olduğunu bu nedenle yetkiye de itiraz ettiğinizi beyan etmek dışında banka yetkilisiyle de görüştüm, kaldı ki kamera kayıtları zaten muvcut, ilaveten geçmiş dönem borcunu da şimdilik depo ettirdim.

Çünkü icra hukuk mahkemesi işi derinlemesine ele alıp incelemeyecektir.

Asliye Hukukta Menfi tespit mi açmayı düşünüyorsunuz?

Zira borcun olmadığını iddia edeceksiniz ki ortada ödenmemiş bir borç var!..
Bu nedenle İcra Hukuk Mahkemesini işaret etmiştim,en azından tebliğin usulsüz olması nedeniyle temerrütün oluşmadığını tespit ettirebilirsiniz düşüncesi ile..Ve daha kolay yoldan takibi ortadan kaldırabilirsiniz diye..

Tabii menfi tespitte bir çözüm yolu,ama mahkemeyi önce borcun varlığı yokluğu tartışmasına sokmak yerine tebliğin usulsüzlüğüne ikna edebilirseniz..

Not: Site uygulaması gereği ; Teşekkürlerinizi Teşekkür butonunu kullanarak yapınız.