Kadastro Tespitine Dayalı Tapu iptal ve Tescil

Sayın Meslektaşlarım.

Müvekkilin tapuya kayıtlı arazisi 66 dönüm tapuda tescilli görünmektedir. Yalnız bu arazi hakkında 1975 yılında kadastro tespiti yapılarak arazinin 80 dönüm olduğu tespit edilmiştir. Bu tespite göre de müvekkil, arazisinin kalan kısmını komşu araziden fiilen ayırarak komşu arazi sahibinin herhangi bir itirazı olmadan 3 yıla yakın kullanmaktadır.

1975 yılında 80 dönüm olarak tespiti yapılan ve kesinleşen arazinin tapuya tecil edilmesini isteyeceğiz.
Açacağımız Tapu İptal ve tescil davasında Tapu müdürlüğü ile birlikte komşu arazi sahibini davalı olarak gösterilmesi gerekir mi?
Veya karşı taraf olarak Tapuyu gösterip, Tapu kaydı düzeltilmesi davası mı açılması gerekir?

Kadastro çalışmasında 80 dönüm olduğu tespit edilen taşınmaz kesinleşen bu tespite rağmen neden tapuda 66 dönüm olarak yazılmıştır? Kalan 14 dönüm gerçekten komşunun taşınmazı içerisinde midir, yoksa bir hesap hatası mı söz konusudur, ya da en başından beri müvekkilin arazisinin yüzölçümü 80 dönüm olup 66 dönüm mü zannedilmiştir? Müvekkil günümüzden 3 yıl önce komşusunun arazisinden 14 dönümlük bir parça alarak mı kullanmaya başlamıştır? Bu parçanın kadastro tespitinde kendisine ait olarak işaretlenmiş olduğundan emin midir?

Bu soruları yanıtlarsanız yardımcı olabilirim.

Fırat Bey,
66 Dönüm olarak gözükmesinin sebebi 1965 tarihli kadastro tespitine dayanmaktadır. Ancak 1975 yılında tekrar kadastro komisyonu yeni sınırlar belirleyerek eski sınırları iptal etmiştir. Yeni belirlenen sınıra göre de müvekkil arazisi 80 dönüm olarak tespit edilmiş. Fakat her nasılsa 1975 te tespit edilen sınırlar tapuya tescil edilmemiştir. Bu tespite göre de kalan 14 dönüm komşu arazi içerisinde kalmaktadır. Kadastro haritasında bu durum açıkça bellidir. Müvekkil 3 yıldan beride arazisinin bu kalan 14 dönüm ile beraber 80 dönüm olarak kullanmaya başlamıştır. Komşu arazi sahibi de bu fiili duruma itiraz etmemiştir.

Öncelikle:

Kadastro Kanunu
Madde 22 – (Değişik:22/2/2005 – 5304/6 md.)
Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tâbi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medenî Kanununun 1026 ncı maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, tapu sicil müdürlüğünce re’sen iptal edilir.
Ancak;
a) Tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş yerlerde,
b) Daha önce sadece tapu tahriri yapılan veya 2859 sayılı Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkında Kanuna göre yenileme yapılacak yerler ile 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine tâbi yerlerde,
Birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
İkinci fıkranın (a) bendinin uygulanacağı alanlar Tapu ve Kadastro Genel Müdürünün onayı ile belirlenir ve çalışmalara başlanmadan en az onbeş gün önce çalışma alanında, bölge merkezinde ve bölgenin bağlı olduğu il merkezinde alışılmış vasıtalarla duyurulur, ayrıca varsa yerel gazete ile ilân edilir. Yapılacak çalışmalarda 2, 4, 14, 17, 19 ve 21 inci maddeler ile 13 üncü maddenin (B) ve 20 nci maddenin (B), (C) ve (D) bentleri hükümleri uygulanmaz.
Tapulama ve kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan kamu kurum ve kuruluşlarına ait yerlerin tescili yapılır.
Tapuya tescil edilmiş ormanlardan, haritaları teknik mevzuata uygun olanlar aynen, diğerleri ise teknik mevzuata uygun hale getirildikten sonra tapu kütüğüne aktarılır.



-------------------------
Kanun maddesinden de anlayacağınız üzere mükerrer kadastro geçersizdir. 1975 yılında gerçekleştiğini söylediğiniz kadastrodan önce 1965 yılında da bir kadastro çalışması yapılmış ve kesinleşmiş ise ikinci yapılan kadastro işlemi tapu sicil müdürlüğü tarafından resen iptal edilmelidir. Bunun istisnaları ve istisna yaratma usulleri de madde devamında açıklanmıştır. Bu itibarla, aslında hukuken ayakta olmayan bir kadastro tespitine dayalı olarak dava açmak üzere olabilirsiniz. Öncelikle bunu araştırmalısınız.

2.olarak, eğer 2. yapılan kadastro geçerli ve kesinleşmiş ise tapudaki kayıp 14 dönümün nerede olduğunu tespit etmelisiniz. Eğer bu 14 dönüm komşu parselde gözüküyor, yani komşu parselin yüz ölçümü 14 dönüm fazla ise davanızı bu malike yöneltmelisiniz. Eğer komşu parselde değilse, yani komşu parsel olması gerektiği kadarken müvekkilinizin parseli eksikse bu durumda tapu tashihi davası açmalısınız. Davalınız tapu sicil müdürlüğüdür.

Fırat Bey,

1975 tarihli kadastro tespit kararında; önceki kadastro tespitinde hatalar bulunduğu, gerçeği yansıtmadığı gerekçesi ile yeniden tespit edildiği belirtilmiştir. Bu yönüyle olayın kanundaki istisna içerisinde kaldığını düşünüyorum.
Ancak tapunun neden bu durumları tapu kayıtlarını geçirmediğini de düşündüğümde 75 tarihli tespitin resen iptal edilmiş olabileceği endişesi ortaya çıkmaktadır.
Yine de paylaştığınız bilgiler ile 1975 kadastro tespitindeki 14 dönüm komşu parselde göründüğünden komşu parsel sahibini davalı göstererek tapu iptal ve tescil davası açacağız.

Göstermiş olduğunuz ilgi için çok teşekkürler.
Değerli görüşleriniz için teşekkür ederim.