Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Velayetİnİn DeĞİŞtİrİlmesİ Ve Nafakanin Kaldirilmasi Davalari

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 28-11-2010, 20:30   #1
Av. Harun ÜNLÜSOY

 
Varsayılan Velayetİnİn DeĞİŞtİrİlmesİ Ve Nafakanin Kaldirilmasi Davalari

Merhabalar

Müvekkil baba ile eşi 2 yıl önce boşanmışlar ve bu boşanma karaı 3 ay önce kesinleşmiştir. Kararda çocukların velayeti anneye verilmiş ve eşi lehinmede aylık 100 Tl yoksulluk nafakası hükmedilmiştir;

İlk olarak eş mayıs ayından itibaren sigortalı olarak bir işde çalışmaya başlamıltır. Bu yönüyle nafakanın kaldırılmasını talep etmeyi düşünüyorum. Bu davada nafaknın geçmişe yönelik olarak mayıs ayından itibaren kaldırılmasını iisteyebilirmiyim?

İkinci olarak çocukların velayeti anneye verilmesine rağmen, anne çocukları gelip almamaktadır. Çocuklar ise 2 tane anneye gitmeyi istememektedirler. Tüm ihtiyaçlarını baba sağlamaktadır. Bu yönüylede yani boşanma kararı kesinleşmesine rağmen anne çocukları almadığı için velayetim değiştirilmesi davasını açabilirmiyim?

Son olarak bu iki davaya birlikte açmam mümkün mü?

Yrdımlarınız için tşk ederim. Saygılarımla.
Old 28-11-2010, 22:51   #2
BALDIRAN

 
Varsayılan

Merhaba. annenin işe başladığını ispatlarsanız, büyük ihtimal nafaka kaldırılır. Annenin, velayet kendisine verilmesine rağmen, çocuklarıyla ilgilenmediği, velayet görevini hakkıyla yerine getirmediğini ispatlarsanız, çocukların menfaati göz öüne alınacağından velayeti değiştirebilirsiniz. İki davayı birlikte açmanızda sakınca yok diye düşünüyorum, en fazla tefrik kararı verilir. Saygılar
Old 29-11-2010, 09:27   #3
miss_lawyer

 
Dikkat

Meslektaşımın cevabına katılmakla birlikte çocukların velayetlerini talep ettikten sonra, velayet kararından itibaren çocuklar için nafaka isteyebilirsiniz. Çünkü annenin çalıştığını yazmışsınız, bu sebeple anne de maddi olarak çocuklarına nafaka ödeme sorumluluğundadır.
Old 29-11-2010, 10:23   #4
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Her iki dava birlikte açılabilir. Annenin velayet kendisine verildiği halde çocukları almaması ve ilgilenmemesi velayetin değiştirilme sebebidir. Zaten çocuklar da annelerine gitmek istemediklerini beyan ediyorlar. Bu durumda çocuklar 8 yaş ve üstünde ise görüşlerine başvurulması da gerekecektir.

Yalnız nafakanın kaldırılması ile ilgili şu ayrıntı var : Eğer aldığı maaş kadını yoksulluktan kurtarmıyorsa,nafakanın devamına karar verilebilir. Ama öte yandan kadının çocuklarına nafaka ödemesi de istenebileceğinden karşılıklı olarak nafakadan vazgeçme konusunda anlaşma sağlanabilir.
Old 30-11-2010, 09:45   #5
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Asgari ücretin kadını yoksulluktan kurtarmayacağına ilişkin ;


3. Hukuk Dairesi 2006/3196 E.N , 2006/3451 K.N.

İlgili Kavramlar

YOKSULLUK NAFAKASI
YOKSULLUK NAFAKASI ŞARTLARI

İçtihat Metni

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı (karşı davalı) vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili ile davalının 21.10.2003 tarihinde verilen kararla boşandıklarını ve müvekkili lehine aylık 100.000.000 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini; takdir edilen nafakanın, aradan geçen zaman içerisinde müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılayamaz durumda olduğunu iddia ederek; aylık nafaka miktarının 300.00 YTL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Birleşterilen davada ise; davalının boşandıktan sonra bir şirkette çalışmaya başladığı ve yoksulluğun ortadan kalktığı iddia olunarak, nafakanın kaldırılması istenilmiştir.

Mahkemece; "TMK'nun 176/3.maddesine göre irat biçimde ödenmesine karar verilen yoksulluk nafakası, nafaka alacaklısının yoksulluğunun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Davacı Gül vekilinin duruşmadaki kabul beyanı ve tanık beyanlarında davacı G..'ün boşandıktan sonra Uzmanlar Tıp Merkezi adlı özel bir işyerinde asgari ücretle çalıştığı ve yoksulluğunun ortadan kalktığı kabul edilmiştir. Her ne kadar davacı vekili davacının asgari ücretle çalışmasının yoksulluğunu ortadan kaldırmayacağını ileri sürmüşse de ülkenin genel ekonomik şartları davalının geliriyle davacının geliri arasında anormal sayılacak bir fark bulunmaması sebebiyle davacı vekilinin bu beyanına itibar edilmemiştir, gerekçesiyle" davacının yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkin talebinin reddine, birleştirilen yoksululk nafakasının kaldırılmasına ilişkin davanın ise kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı (k.davalı) vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacının boşanmadan sonra asgari ücretle işe girip çalıştığının anlaşılmasına ve de davalının gelir durumunun da gözetilerek; yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkin talebin reddiyle ilgli verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davacı vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazlarının reddi ile artırıma ilişkin verilen hükmün ONANMASINA,

2) TMK'nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.

Davalı (birleşen davanın davacısı); yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davacının (k.davalının) yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.

Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret saviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2-656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları).

Davalı (kadın) boşanma sırasında bir işte çalışmamaktadır. Kendisine aylık 100.000.000 lira yoksulluk nafakası bağlanmıştır. Boşanmadan sonra asgari ücretle (aylık 350 YTL maaşla) işe girmiştir. Aldığı nafaka ile geçinmesi günümüz ekonomik koşullarında mümkün görünmediğine göre; işe girip çalışması zorunluluk arzetmektedir. Aldığı nafaka miktarı ile, çalışarak elde ettiği asgari ücret miktarı toplamı ise, onu, yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Zira yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Onun içindir ki bilimsel öğretide; "Evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğindedir" şeklinde açıklamalara yer verilmiş bulunmaktadır (Akıntürk, Turgut; Aile Hukuku, 2.cilt, İst.2002, sh.294).

Davacının aylık (1100 YTL) gelir durumuna göre değerlendirme yapıldığında; davalının (kadının) çalışarak elde ettiği gelir ile aldığı nafaka miktarı toplamının, davalıyı yoksulluktan kurtaracak nitelikte bulunmadığının kabulü gerekir.

Mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre; davalının yoksulluğunun zail olmadığı gözetilerek, davacının nafakanın kaldırılmasına yönelik davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 3.4.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Nafakanin İndİrİlmesİ Deniz Karakaş Meslektaşların Soruları 3 14-01-2010 09:39
NÜfus Davalari Av. Aylin Kaya Meslektaşların Soruları 2 01-07-2009 19:08
Acİl ! ÇocuĞun Velayetİnİn Babaya Verİlmesİ İÇİn tunca07 Meslektaşların Soruları 2 27-02-2009 21:31
Nafakanin Kesİlmesİ Av.TOLGAA Meslektaşların Soruları 1 17-11-2008 14:33
Nafakanin Arttirilmasi çiçero fadi Meslektaşların Soruları 1 03-10-2007 23:22


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09041309 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.