Tapu İptali, Tescil-Elbirliği Mülkiyetin Paylı Mülkiyet Şeklinde Tescili

Merhaba. Hisseli taşınmazın bir kısım hissedarı vefat etmiş.Vefat eden hissedarların varisleri kendilerine kalan hisseleri tapuda kendi adlarına tescil etmemiş, 3. şahsa devrine yönelik resmi taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapmış ve sözlemeyi tapuya şerh ettirmişler.( 2005 yılı)
Ancak bu dönemde elbirliği mülkiyet paylı mülkiyete dönüştürlmediğinden sözleşmede hisse miktarı belli değil.
3.şahsın vekili olarak , hisselerin devri için tapu iptal -tescil davası açılsa , hisse miktarı belli olmadığından dava reddedilecek.Bildiğim kadarıyla tapu iptal ve tescil davası sırasında mahkeme, elbirliği mülkiyetin paylı mülkiyete çevrilmesi için yetki de vermiyor.
Bu durumda , varislere bir şekilde ulaşılıp, taşınmazı paylı mülkiyete geçirmelerini,daha sonra da müvekkilin adına tescilini istemekten başka çözüm yolu varmıdır?
Hissedarlardan birinin de ortaklığın giderilmesi davası açacağını biliyoruz.Müvekkilin ortaklığın giderilmesi davasına müdahil olması, yaptığı satış vaadi sözleşmesine konu hisse oranında satıştan pay alması mümkünmüdür?Ne şekilde sağlanır?
Tapu kaydına işlenen şerhin 5 yıl içerisinde kullanılmadığından bahisle şerhin terkini gibi sorunlar da cabası.Vakit ayırdığınız için şimdiden teşekkürler.

Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi için 5 yıllık tescil isteme süresi dolmuş olduğundan ( hak düşürücü süre ), yapacak bir işlem kalmamış görünüyor...Hal böyle olunca da, diğer yönlerden arayış içerisine girmek faydasız olur diye düşünüyorum....

Tescil istemi için 5 yıllık hak düşürücü sürenin varlığını neye dayandırmaktasınız?

Zira Yüksek Mahkeme bir kararında;
T.CYARGITAY14.HukukDairesi Esas:2004/3496 Karar: 2004/5336
''''Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanunun 125. maddesi gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğmasından sonra işlemeye başlar. Ancak, satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye, yani vaad alacaklısına teslim edilmiş ise, on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda, zamanaşımı savunması Medeni Kanunun 2. maddesi uyarınca iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağından dinlenmez.
Davacının tescil isteğinin kabulü için, sözleşmede kararlaştırılan bedelin ödenmiş olması gerekir. Ancak, eksik kalan bir kısım var ise, Borçlar Kanununun 81. maddesi hükmü uyarınca, bu bedel depo ettirilmelidir.
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır.'''' denmektedir.
Bu bilgiler doğrultusunda yorumlarınız nelerdir? Sözleşmenin ifa olanağı varmıdır?