Devlet Nafaka Borcundan Sorumlu Olmalı mı?

Devlet Nafaka Borcundan Sorumlu Olmalı mı?

Anayasamızın 3. maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri arasında sosyal devlet ilkesi sayılmıştır. Bu anlamlı bir sayımdır. O halde Türkiye Cumhuriyeti Devleti sosyal adaleti her türlü eylem ve işleminde toplumun huzurunu sağlarken göz önünde bulundurmakla yükümlü ve görevlidir.

Bilindiği gibi nafaka sorumluluğu, boşanan eşlerden birinin yoksulluğa düşmesi ihtimalinde kusurlu veya eşit kusurlu diğer eşe yüklenen bir yükümlülüktür. Toplumumuzun genel ekonomik düzeyi, boşanma nedenlerinin hemen çoğunun ekonomik sıkıntılardan kaynaklandığı veya ekonomik sıkıntıların tetiklediği sebeplerden kaynaklandığı nazara alındığında, zaten ailesini önceden de geçirmekten aciz durumda bulunan eşten belirli bir nafakayı diğer eşe ödemesi yükümlülüğü getirilmekte, bunu ifa etmediği takdirde hapisle tehdit edilmektedir.

Batı ülkelerinde de, genel uygulama bizdekiyle hemen hemen aynı olmakla birlikte oralarda, sosyal güvenliğin sağlamlığı ve sürekli işsizlik sigortası gibi fonlarla kimsenin geçim derdine düşmesine izin verilmediğinden, nafakayla ekonomik yönden güçlü ve kusurlu olan eşin yükümlendirilmesi dogaldır. Oysa Türkiye’de bunlardan söz etmek mümkün değildir.

Şu halde Türkiye’de boşanan ve boşanmakla yoksulluğa düşecek olan eşe kusurlu olsun olmasın Devlet tarafından mahkemece belirlenecek bir nafakanın ödenmesi yükümlülüğü getirilmelidir. Nafaka davasında hazineye pasif husumet yükletilmeli bu yolda yasal değişiklik sağlanmalıdır. Boşanılan eş kusurlu ise Devlet bu eşle beraber müteselsilen sorumlu olmalıdır. Hatta Bu durumda eşin katkı payı ile devletin payı oranlanmalı eşin katkısına ek olarak 1/3 oranında bir katkıda daha bulunmalıdır.

Ham olarak düşündüğüm bu fikrimi sizlerle paylaşmak istedim. Sizlerin de eleştiri ve katkılarınızı talep ediyorum. Saygılarımla.

Sn.Turan,

Nafaka Konusunu tartışmaya açtığınız için teşekkür ediyorum.

Nafakanın ödenmesinden devletin müteselsil sorumluluğu yeni bir kavram.Tartışma ile bu konuda olumlu sonuçlara gidebileceğimizi düşünüyorum

Ama bu kavrama gitmeden eldeki diğer olanakları da tartışmakta yarar bulunmaktadır.
Öncelikle nafaka tayininde dikkat edilen ölçütlerin bazen gerçeği yansıtmaması önemli bir sorundur.
Diğer yandan nafakanın tahsilinde uygulamada çok sorun yaşanmaktadır.Nafakanın ödenmemesi sonucu yapılan şikayetlerin yaptırımı yetersizdir ve karar çok uzun sürelerde verilebilmektedir.

Benim önerim bu konuda daha kalıcı bir yaptırım sisteminin oluşturulması gereğidir.

Ayrıca kadın ve çocuğun korunması Anayasal bir görevdir de.Devlet bu görevini yerine getirirken bu konuda kaynak tahsis etmeli ve kadın ve çocuğun yaşamasal gereksinimlerinin karşılanmasının kaderini sadece nafaka yükümlüsünün borcunu ödeyeceği ihtimaline bırakmamalıdır.

Diğer yandan nafakanın tahsilinde hakimlerin doğrudan ödeme emri verebilmesinin önünde bir engel olmadığını düşünüyorum.Özellikle acil durumlarda böyle bir takdir yetkisi cesaretle kullanılabilmelidir.Yani hakim,nafaka yükümlüsünün maaş aldığı kuruma doğrudan ödeme emri verebilmeli,nafaka borçlusunun gelirinin kaynaktan kesilmesini sağlayabilmelidir.
Bu uygulamaya özellikle 4320 sayılı yasa gereği hükmedilen tedbir nafakası sırasında ihiyaç duyulmaktadır.

Nafaka borçlusunun tespit edilebilir gelir kaynağı bulunmuyorsa veya tahsilat yapılamıyorsa ,kadın ve çocuğun nasıl korunabileceğine ilişkin tartışma önem kazanmaktadır.Devletin müteselsil sorumluluğu,devletin bir fon oluşturması, kalıcı bir sosyal fon..ilk akla gelenlerden.

Önemli bir konu,tartışmaya devam edelim...


Saygılar

evet gerçekten anayasamızda sosyal devlet ilkesi var.fakat sadece var!!!uygulunması söz konusu değil.eğitim,ulaşım,sağlık,vs hizmetlerin parayla salandığı bir ülkede sosyal bir devlet olgusundan bahsedemeyiz.tabiki gönül isterdi ki nafaka konusunda devlet sorumluğu bi nebzede olsa paylaşsın ama bunun bi temenniden öteye gideceğini sanmıyorum.ki boşanma davalarında kusura dayalı verilen nafakalarda devletin kusuru hiçe sayılamaz.boşanmaların bir çoğunun ekonomik nedenlere dayanması bunu en güzel kanıtıdır.devletinde müteselsil sorumlu olması gerekir ama bizim ülkemizde bu zor.bigün inşallah diyerek bitiriyorum yazımı
saygılarımla...