Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Anlaşmalı Boşanma Protokolündeki Bir Maddenin İmkansızlık Nedeniyle Yerine Getirilememesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-05-2017, 14:04   #1
parlak45

 
Varsayılan Anlaşmalı Boşanma Protokolündeki Bir Maddenin İmkansızlık Nedeniyle Yerine Getirilememesi

Kolay gelsin sevgili meslektaşlarım;
Bir müvekkilim 2010 yılında eşiyle anlaşmalı olarak boşanmıştır. Taraflar evlilik birliği içerisinde bir müteahhitten ev almaya karar vermişler ve boşanma sırasında bu evin yapımı devam etmekteymiş. Bu yuzden boşanma protokülüne evin tapu işemlerinin müvekkilime yani koca üzerine tescili esnasında 1/4ünün de kadına tescil edileceği tescil edilmezse kadının dava hakkının saklı olduğu maddesi konulmuştur. Ancak müteahhit müvekkilimi dolandırarak evi başkasına satmış ve tapuya tescil ettirmiştir. Bunun üzerine müvekkilim müteahhiti sıkıştırarak ondan evin bedeli oranında senet almıştır. Fakat senet bedelleri ödenmemiştir. Müvekkil, müteahhit hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmuştur. Ancak eski eş evin bedeli için dava açmış ve şuan dava devam etmekte. Dosyaya vekaleti yeni sundum. Keşif yapılmış tanıklar dinlenmiş müvekkilim ilk duruşmada ''ifa imkansızlığından'' bahsetmiş fakat hakim aleyhimize karar verecek gibi. Meslekte çok yeniyim bende ifa imkansızlığı hatta borcun muaccel olmadığını düşünüyorum. Sizce nasıl bir yol izlemeliyim?Yardımcı olursanız çok sevinirim
Old 08-05-2017, 14:33   #2
araz34

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,
Olayınızda müvekkilinizin yüklenmiş olduğu edim, kendisinden kaynaklanmayan sebeplerden dolayı yerine getirilememiş olduğundan burada kusursuz imkansızlığın söz konusu olduğunu düşünüyorum.

Faydalı olabileceğini düşündüğüm bir karar ekliyorum.

T.C. YARGITAY 2. Hukuk Dairesi

E.2013/7253

K.2014/1551

T.28.01.2014

ANLAŞMALI BOŞANMA – ÜÇÜNCÜ KİŞİ YARARINA EDİM YÜKÜMLÜLÜĞÜ – YAPMA BORCU
Özet: Boşanma anlaşmasında yer alan “ortak çocuklar adına iki taşınmaz alınacağına” ilişkin hüküm, çocuklar bakımın*dan üçüncü kişi yararına bir edim yükümlülüğüdür. Kendi adına sözleşme yapan kişi, sözleşmeye üçüncü kişi yararına bir edim yükümlülüğü koydurmuşsa, edimin üçüncü kişiye ifa edilmesini isteyebileceği gibi, üçüncü kişi veya üçüncü kişiye halef olanlar da, tarafların amacına veya örf ve adete uygun düştüğü takdirde edimin ifasını isteyebilir.

Davacı, boşanma anlaşmasındaki kendisine düşen edimi, kararın kesinleşmesinden sonra yerine getirdiği halde, davalı edimini ifa etmemiş, kendisine isnat olunamayan haller sebebiyle ifanın mümkün olmadığına ilişkin bir sebep de ileri sürmemiştir.

Yapma borcu, borçlu tarafından ifa edilmediği takdirde alacaklı, masrafı borçluya ait olmak üzere edimin kendisi veya başkası tarafından ifasına izin verilmesini isteyebilir. Davacının talebinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ’nun 113/1. maddesi kapsamın*da incelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

6098 s. TÜRK BORÇLAR KANUNU [Madde 129]
6098 s. TÜRK BORÇLAR KANUNU [Madde 113]
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mah*kemece verilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 28.01.2014 günü temyiz eden davacı Ahmet Ensar vekili ve karşı taraf davalı Silva vekili geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağ*lanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı bo*şanmışlar, karar 19.03.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Aralarında düzenledikleri hakim tarafından onaylanan 30.1.2009 tarihli boşanma anlaşmasında; “dava*cı, kendi adına kayıtlı olan Ç… Ö… mahallesi 112 ada (19) parsel sayılı ana taşınmazdaki (103) bağımsız bölüm nolu meskeni, hükmün kesinleşmesinden sonra davalıya devretmeyi; davalı da, kendisine devredilecek olan bu taşınmazı 2009 yılı Eylül ayı sonuna kadar satıp, parası ile en geç altı ay içinde ortak çocukları Bora ve Deniz adlarına iki, kendi adına da bir daire almayı, çocuklar adına alacağı daireleri, onların adına tescil ettirmeyi kabul ve taahhüt etmişler*dir.” Buna göre, boşanma anlaşmasındaki bu hüküm karşılıklı borç yükleyen bir sözleşme niteliğindedir. Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşulları ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir (e. BK. md. 81, 6098 s. TBK. md. 97). Davacı, Ç… Ö… mahallesinde bulunan taşınmazını boşanma kararının kesinleşmesinden hemen sonra 21.04.2009 ta*rihinde davalıya devretmiş; boşanma anlaşmasındaki edimini bu suretle yerine getirmiş, davalı ise edimini dava tarihine kadar ve halen yerine getirmemiştir.

Davacı, kendi edimini yerine getirdiği halde, davalının boşanma pro*tokolünde yüklendiği borcunu ifa etmediğini ileri sürerek; davalı adına tescil edilen Ç../deki taşınmazın satılmasına, satıştan elde edilecek bedel ile davalı ve müşterek çocuklar adına olmak üzere üç daire alınmasına karar verilmesini istemektedir. Buna göre istek ifaya ilişkindir.

Boşanma anlaşmasında yer alan “ortak çocuklar adına iki taşınmaz alı*nacağına”ilişkin hüküm; çocuklar bakımından üçüncü kişi yararına bir edim yükümlülüğü niteliğindedir, (e. BK. m. 111, 6098 s. TBK. m. 129/1) Kendi adına sözleşme yapan kişi, sözleşmeye üçüncü kişi yararına bir edim yükümlülüğü koydurmuşsa, edimin üçüncü kişiye ifa edilmesini isteyebileceği gibi, üçüncü kişi veya üçüncü kişiye halef olanlar da, tarafların amacına veya örf ve adete uygun düştüğü takdirde edimin ifasını isteyebilir (e. BK. m. 111, 6098 s. TBK. m. 129) Bu bakımdan boşanma anlaşmasının tarafı olan davacının, bu anlaşmaya çocukları yararına koydurduğu edimin ifasını isteyebileceğinde bir duraksama bulunmamaktadır.

Davacı, boşanma anlaşmasındaki kendisine düşen edimi, kararın kesin*leşmesinden hemen sonra yerine getirdiği halde, davalı edimini ifa etmemiş; kendisine isnat olunamayan haller sebebiyle ifanın mümkün olmadığına ilişkin bir sebep de ileri sürmemiştir. O halde, borçlunun sorumlu tutulamayacağı se*beplerle ifanın imkansızlığı gerçekleşmedikçe, davalı yüklendiği edimi ifa borcu altındadır. Davacı, verdiğinin iadesini ve borcun ifa edilmemiş olması sebebiyle bundan doğan zararın tazminini değil, ifayı istemektedir. Boşanma anlaşmasın*da davalının yüklendiği borç bir yapma borcu niteliğindedir. Yapma borcu, borç*lu tarafından ifa edilmediği takdirde alacaklı, masrafı borçluya ait olmak üzere edimin kendisi veya başkası tarafından ifasına izin verilmesini isteyebilir, (e. BK. m. 97, 6098 s. TBK. m. 113/1) Öyleyse, davacının talebinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 113/1. maddesi çerçevesinde incelenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan, “protokolde davalının davacıya yönelik yerine getirmesi gereken bir edimin bulunmadığı” ve “ifanın ve infazın mümkün olmadığı” gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple (BOZUL*MASINA), duruşma için taktir olunan 1100 TL. vekalet ücretinin Silva’dan alınıp Ahmet’e verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 08-05-2017, 15:02   #3
parlak45

 
Varsayılan

teşekkür ederim araz34, fakat hakim keşif sırasında taşınmazın 6 ay sonraki değerinin hesaplanmasını istemiş. Muhtemelen taşınmazın bedelinin 1/4ünün tazminine karar verecek. Şuan bilirkişi raporu elime ulaşmadı henüz, bilirkişi raporu elime ulaştığında itiraz edip aynı zamanda kusursuz imkansızlık gibi hususlara değinmem saçma mı olur. 3 hafta sonra duruşma var karar verecek gibi görünüyor yada duruşmada söz verildiğinde mi beyan etmem daha doğru olur
Old 08-05-2017, 15:17   #4
araz34

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan parlak45
teşekkür ederim araz34, fakat hakim keşif sırasında taşınmazın 6 ay sonraki değerinin hesaplanmasını istemiş. Muhtemelen taşınmazın bedelinin 1/4ünün tazminine karar verecek. Şuan bilirkişi raporu elime ulaşmadı henüz, bilirkişi raporu elime ulaştığında itiraz edip aynı zamanda kusursuz imkansızlık gibi hususlara değinmem saçma mı olur. 3 hafta sonra duruşma var karar verecek gibi görünüyor yada duruşmada söz verildiğinde mi beyan etmem daha doğru olur


Sayın parlak45,
Yargılamanın gidişatı sizi endişelendirdiğine göre, imkansızlık vb. itiraz ve beyanlarınızı çekinmeksizin her aşamada yazılı ve sözlü olarak defaatle dile getirmenizi öneririm. Bu husus, yerel mahkemece aleyhe hüküm tesis edilse dahi, yüksek mahkemede nazara alınabilir. Naçizane tavsiyem, dosyaya vekaletle beraber her hangi bir beyan sunmadı iseniz, davacının iddialarına karşı yazılı bir beyanı gecikmeksizin ibraz etmeniz. Akabinde rapora (aleyhe olması halinde) itirazlarınızı da sunarsınız. Saygılarımla
Old 09-05-2017, 11:35   #5
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Yukarıdaki Yargıtay kararı soruyu soranın aleyhinedir. Hakimin 1/4'ün bedeline karar vermesi doğru ve yukarıdaki Yargıtay kararına uygun bir karar olacaktır.

İfa imkansızlığı hali kişiyi borçtan kurtarmaz. Borç paraya dönüşür. Nevi telef olmaz kuralını uygulayabiliriz. O daire olmuyorsa emsali bir başka daire ya da emsali dairenin bedeli talep edilebilir.

Müteahhitle hukuki sürecin devam ettiği ileri sürülebilir. Ancak yapının geldiği aşama tarafların karşılıklı edimlerinin ne ölçüde yerine geldiği vb. durumlara bakıldığında makul süre aşılmışsa davacının dava açma hakkı bulunduğu kabul edilmelidir. Özellikle buradan gelecek kira geliri vb. düşünülerek nafaka ve tazminatlardan vazgeçilmesi söz konusu ise en azından bu zararı bir an önce gidermek adına dava açmakta haklı kabul edilebilir.
Old 09-05-2017, 13:33   #6
parlak45

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Can DOĞANEL
Yukarıdaki Yargıtay kararı soruyu soranın aleyhinedir. Hakimin 1/4'ün bedeline karar vermesi doğru ve yukarıdaki Yargıtay kararına uygun bir karar olacaktır.

İfa imkansızlığı hali kişiyi borçtan kurtarmaz. Borç paraya dönüşür. Nevi telef olmaz kuralını uygulayabiliriz. O daire olmuyorsa emsali bir başka daire ya da emsali dairenin bedeli talep edilebilir.

Müteahhitle hukuki sürecin devam ettiği ileri sürülebilir. Ancak yapının geldiği aşama tarafların karşılıklı edimlerinin ne ölçüde yerine geldiği vb. durumlara bakıldığında makul süre aşılmışsa davacının dava açma hakkı bulunduğu kabul edilmelidir. Özellikle buradan gelecek kira geliri vb. düşünülerek nafaka ve tazminatlardan vazgeçilmesi söz konusu ise en azından bu zararı bir an önce gidermek adına dava açmakta haklı kabul edilebilir.
Sayın Can DOĞANEL;
Yanıtınız için öncelikle teşekkürler. Size katılmakla beraber burada müvekkilim de mağdur olduğundan bu aşamaya gelinmiştir. Ev için ödediği bedeli tamamen kaybedip bir de üstüne eski eşi için tazminat ödemesi ne kadar hakkaniyete uygun olur? Ayrıca yakın bir zamanda müteahhitin verdiği senetleri icraya koyduk tabi senetler şirket adına daha tebliğ olmadı. Senetlerin tahsil olması durumunda 1/4ü değerini karşı tarafa verecek. Bu icra dosyasının durumunu ileri sürmek nasıl olur? Müvekkil zaten zor durumda onu bu durumdan bir şekilde kurtarmak istiyorum ama nasıl bir yol izlemem gerektiğini bilmiyorum. Tecrübelerinizi paylaşmanızı önemle rica ediyorum
Old 09-05-2017, 14:38   #7
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Alıntı:
Ev için ödediği bedeli tamamen kaybedip bir de üstüne eski eşi için tazminat ödemesi ne kadar hakkaniyete uygun olur?
Boşanma protokolünde verdiği taahhütle müteahhitle olan ilişkisi farklı ilişkiler olup, eski eşin bu duruma bir katkısı bulunmadığından onu mağdur etmek hakkaniyete daha aykırıdır. Bu nokta artık biraz hukuk felsefesine girer.

Kaldı ki eski eş müteahhitle danışıklı davrandıklarını dahi iddia edebilir ki onun tarafından bakıldığında ve bitmiş bir evlilik
söz konusu olduğunda durumun böyle gözükmesi kaçınılmaz.
Old 09-05-2017, 15:28   #8
parlak45

 
Varsayılan

Haklisiniz danışıklı dövüş olduğu iddia edilebilir fakat müvekkilim tanık olarak müteahhidin eniştesini dinletmiş ve lehinize beyanlarda bulunmuş.yani müteahhit müvekkilim de dahil bulunduğumuz çevrede birçok kişiyi mağdur etmiştir
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Anlaşmalı Boşanma Protokolündeki Ödemelere Kayınvalidenin Kefilliği Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 08-01-2013 02:01
İdare Mahkemesi İptal Kararının Yerine Getirilememesi cesur_yürek Hukuk Sohbetleri 10 03-10-2008 17:56
Petrol Bayilik Sözleşmesi Satış taahhüdünün yerine getirilememesi NAZ80 Meslektaşların Soruları 4 29-04-2008 16:31
anlaşmalı boşanma protokolündeki cezai şart miss_lawyer Meslektaşların Soruları 2 22-11-2007 16:57
İlamlı İcranın Yerine Getirilmesinde İmkansızlık buketoz Meslektaşların Soruları 2 26-04-2004 11:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05344105 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.