Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ikinci kez verilen süre-vekille temsil

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 16-04-2011, 17:11   #1
harkan

 
Varsayılan ikinci kez verilen süre-vekille temsil

vekilin duruşmalara katıldığı bir davada delil bildirmek amacıyla ikinci kez verilen, kesin süre olarak belirtilmeyen, kanun gereği kesin süre addedilen ancak gerekli ihtaratın yapılmadığı süre, kesin sürenin hüküm ve sonuçlarını doğurur mu?

özellikle Yargıtay 9. hd. kararlarında vekille temsil olsa dahi kesin sürenin sonuçlarının zapta geçilmesi gereğinden bahsedilmiş, dolayısıyla kanun gereği kesin olan ikinci kez verilen süre açısından da bu yöndeki ihtaratın zapta geçilmesi gerekmekte midir?
Old 17-04-2011, 01:08   #2
Av.Serkan DAĞDEVİREN

 
Varsayılan

syn harkan yargıtay'ın bu konuda çok sayıda kararı var.Yargıtay'a göre ".. kesin süre ihtaratı olmasa dahi ikinci kez verilen süre kesin sürenin sonuçlarını doğurur.." Ancak ne varki bu karar mahkemelerce çok fazla dikkate alınmıyor.Yani usule ilişkin bu durum çok fazla uygulanmıyor.Öyle ki 3 hatta 4. ara karara rağmen deliller kabul ediliyor ve bu delillerle hüküm kuruluyor.Ancak bu yönde bir itirazınız olacaksa zapta geçirmenizi ve temyiz sebebi olarak kullanmanızı tavsiye ederim
Old 17-04-2011, 10:22   #3
wellan

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım;HUMK 163.madde bu konuda çok açıktır.Kesin olarak belirtilmeyen süre sonunda hakim tarafından ikinci kez verilen süre kesindir,bir daha süre verilmez.Kesin sürenin ihtar ve sonuçlarının yapılmış olup olmaması bu durumu etkilemez.SAYGILARIMLA.Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Old 19-04-2011, 14:50   #4
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Burada istisnai bir durumu da ifade etmek isterim. Her ne kadar ikinci kez verilen süre HUMK m.163 gereği kesin süre ise de şayet kesin süre içerisinde kurulan ara kararın yerine getirilmemesi nedeniyle yargılamanın uzamasına sebebiyet verilmemiş ise o ara karar, kesin süre geçirilmiş olmasına rağmen yerine getirilebilir. Zira kesin sürenin amacı yargılamanın uzamasına sebebiyet vermemektedir. Bu doğrultuda kanunun amacını aşan bir uygulama gerçekleştirilmemelidir. Aşağıda konuya ilişkin kararları alıntılıyorum.


T.C.YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

E. 2009/2-225 K. 2009/277 T. 17.6.2009

KESİN MEHİL İÇİNDE TANIKLARA İLİŞKİN ARA KARARIN YERİNE GETİRİLMEMESİ ( Ancak Tanıkların Celsede Hazır Edildiği - Yargılamanın Uzamasına Sebebiyet Verilmediği/Tanıkların Dinleneceği )

ARA KARAR MASRAFLARININ KESİN SÜRE İÇİNDE YATIRILMAMASI ( Tanıkların Celsede Hazır Edildiği - Yargılamanın Uzamasına Sebebiyet Verilmediğinden Tanıkların Dinleneceği )

YARGILAMANIN UZAMASINI ENGELLEMEK ( Davacının Kesin Süre İçinde Sonra Tanıklara İlişkin Masrafları Yatırmadığı/Tanıkların Celsede Hazır Edildiği - Kesin Mehilin Amacının Yargılamanın Uzamasını Engellemek Olduğu/Amaca Aykırılık Oluşturmadığından Tanıkların Dinlenmesi Gereği )

TANIKLARA İLİŞKİN MASRAFLARIN KESİN SÜRE İÇİNDE YERİNE GETİRİLMEMESİ ( Ancak Tanıkların Celsede Hazır Edildiği - Yargılamanın Uzamasına Sebebiyet Verilmediği/Tanıkların Dinlenmesi Gereği )

1086/m.163


ÖZET : Uyuşmazlık; davacının gösterdiği tanıkların davetiye giderleri, yollukları ve yevmiyesinin yatırılması için mahkemece verilen kesin süreye uyulmamakla birlikte, tanıkların beraberinde duruşmaya getirip hazır bulundurması halinde dinlenilip dinlenemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Davacı, her ne kadar tanıkları adına davetiye gideri, yollukları ve yevmiyelerinin yatırılması için mahkemece verilen kesin süre gereğini yerine getirmemiş ise de, bu sürenin verildiği oturumu takip eden oturum gününde tanıklarını hazır etmiş ve bu husus tutanağa geçmiştir. Kesin mehil, daha önce isimleri verilen tanıkların ücretlerinin ve tebligat giderlerinin yargılamanın gereksiz yere uzamasına sebebiyet verilmeden yatırılarak takip eden celsede dinlenmelerini amaçlar. Somut olayda davacı, kesin mehil içinde ücretleri yatırmamasına rağmen, takip eden celsede tanıkları hazır bulundurmak suretiyle davanın uzamasına sebebiyet vermemiştir. Bu durumda tanıkların dinlenmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 1. Aile Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 08.06.2007 gün ve 2006/766 E., 2007/541 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 03.11.2008 gün ve 2007/14516 E.-2008/14471 K. sayılı ilamı ile;
( ... Mahkemece, 15.01.2007 tarihli ara kararı ile taraflara 10 günlük kesin süre içinde delillerini bildirmeleri ve 30 günlük kesin sürede de gerekli masrafı yatırmaları için mehil verilmiş, duruşma 26.03.2007 tarihine ertelenmiştir.
Davacı 19.01.2007 tarihli dilekçeyle üç tanık bildirmiş, masrafı karşılamamakla birlikte 26.03.2007 günlü celsede iki tanığını hazır etmiştir. Mahkemece hazır olan davacı tanıkları, masrafların yatırılmadığı gerekçesiyle dinlenmemiştir. Davacı celse talikine sebebiyet vermemiştir. 26.03.2007 tarihli oturumda hazır edilen davacı tanıkları dinlenilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir... ),
Gerekçesiyle oybirliği ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Uyuşmazlık; davacının gösterdiği tanıkların davetiye giderleri, yollukları ve yevmiyesinin yatırılması için mahkemece verilen kesin süreye uyulmamakla birlikte, tanıkların beraberinde duruşmaya getirip hazır bulundurması halinde dinlenilip dinlenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 163. maddesinde; "Kanunun tayin ettiği müddetler katidir. Bu müddetlerde yapılması lazım olan muamele yapılmazsa o hak sakıt olur. Hakim tayin ettiği müddetin kati olduğuna da karar verebilir." hükmüne yer verilmiştir. Aynı yasanın 414. maddesinde ise, iki taraftan her birinin, dinlenmesini talep eylediği şahidin dinlenmesi için gerekli muamelenin masraflarını ve buna yetecek bedeli muhakeme veznesine yatırmaya mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Bütün bu düzenlemelerde güdülen asıl amaç, davaların uzun süre elde kalmasını önlemek ve muhakeme aşamasında verilen ara kararlarının ciddiyet ve özenle yerine getirilmesini sağlamaktır.

Somut olayda davacı, her ne kadar tanıkları adına davetiye gideri, yollukları ve yevmiyelerinin yatırılması için mahkemece verilen kesin süre gereğini yerine getirmemiş ise de, bu sürenin verildiği oturumu takip eden oturum gününde tanıklarını hazır etmiş ve bu husus tutanağa geçmiştir.
Kesin mehil, daha önce isimleri verilen tanıkların ücretlerinin ve tebligat giderlerinin yargılamanın gereksiz yere uzamasına sebebiyet verilmeden yatırılarak takip eden celsede dinlenmelerini amaçlar. Somut olayda davacı, kesin mehil içinde ücretleri yatırmamasına rağmen, takip eden celsede tanıkları hazır bulundurmak suretiyle davanın uzamasına sebebiyet vermemiştir. Bu durumda tanıkların dinlenmesi gerekir. Nitekim doktrinde de baskın görüş; taraf, kesin süre içerisinde davetiye giderlerini yatırmamakla beraber, tanığı beraberinde mahkemeye getirmişse, o zaman kesin sürenin gereğini yerine getirmiş sayılacağı, tanık dinletmekten vazgeçmiş sayılmayacağı, tanığın dinlenmesi gerekeceği yolundadır ( Prof. Baki Kuru: Hukuk Muhakemeleri Usulü; 6.Baskı Cilt:3, Sayfa 2598 ).
Yargısal kararlar da doktrindeki görüşe paralel bulunmaktadır ( Hukuk Genel Kurulunun 29.11.1974 gün 834 E.-1278 K.sayılı; 15.04.1992 gün 1992/2-131 E.-240 K.sayılı Kararları ).
Bu durumda, tanıkların dinlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gereğine işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu'nca da aynen benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya aykırı bulunan direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda belirtilen ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. un 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 17.06.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.


T.C. YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/1918 K. 2008/3035

T. 11.3.2008

KESİN SÜRE ( Amacı Davaların Uzamasını veya Uzatılmak İstenmesini Engellemek Amacıyla Getirilmiş Olup Kanunun Amacına Uygun Olarak Kullanılmalı ve Davanın Reddi İçin Bir Araç Sayılmaması Gereği )

SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ ( Tapu İptali ve Tescil - Davacıya Tebligat Giderini Yatırması İçin 10 Günlük Kesin Mehil Verilmesi ve Bu Süreden Sonra Giderin Yatırıldığından Söz Edilerek Davanın Reddinin Hatalı Olduğu )

TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Satış Vaadi Sözleşmesi - Davacıya Tebligat Giderini Yatırması İçin 10 Günlük Kesin Mehil Verilmesi ve Bu Süreden Sonra Giderin Yatırıldığından Söz Edilerek Davanın Reddinin Hatalı Olduğu )

TEBLİGAT GİDERİ ( Davacının Yatırması İçin 10 Günlük Kesin Mehil Verilmesi ve Bu Süreden Sonra Giderin Yatırıldığından Söz Edilerek Davanın Reddinin Hatalı Olduğu )

1086/m.159,163


ÖZET : Davacı, davalıya ait taşınmazı biçimine uygun düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını ileri sererek tapu iptali ve tescil istemiştir.
Yargılamalar sırasında dava dilekçesi davalıya tebliğ edilememiş; en son davalının nüfus müdürlüğüne bildirdiği adresine tebligat yapılmasına karar verilerek oturumda tebligat giderini yatırması için davacı vekiline 10 günlük süre verilmiş, tebligat gideri 10 günlük süreden sonra verildiğinden dava kesin mehil nedeniyle reddedilmiştir.

Az yukarıda da açıklandığı gibi kesin sürenin amacı davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek amacıyla getirilmiş olup, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı ve davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Davacıya tebligat giderini yatırması için 10 günlük kesin mehil verilmesi ve bu süreden sonra giderin yatırıldığından söz edilerek davanın reddi yasanın amacına uygun olmadığından karar bozulmalıdır.

Kaynak : Kazancı İçtihat Bankası
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Karardan Sonra Kendini Vekille Temsil Edilen İçin Vekalt Ücreti Yerleşik Yabancı Meslektaşların Soruları 3 29-03-2016 15:43
Temsil-Yetkisiz Temsil-Zarar ve Varislerin İcazeti dogukansavas Meslektaşların Soruları 1 08-02-2012 12:37
hizmet tespiti davasında verilen kesin süre hırs Meslektaşların Soruları 0 21-06-2010 12:12
Teminat yatırılması için verilen kesin süre Av.Yasemin Meslektaşların Soruları 3 13-11-2008 16:04
kat mülkiyetinde yöneticiye verilen tek imza ile temsil yetkisinin kaldırılması altiokebru Meslektaşların Soruları 5 19-01-2007 17:21


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11375499 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.