|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
25-09-2008, 00:49 | #1 |
|
Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunda Şikayet Hakkı
TCK 104 kapsamında cebir şiddet olmadan mağdurun rızası ile cinsel ilişkiye girmekten yargılanan sanıkla ilgili suçun 16 yaşındaki mağduresi yargılama esnasında şikayetinden vazgeçiyor. Şikayetçi olmadığını beyan ediyor. Ancak mağdurenin yasal temsilcisi ise şikayetçi olduğunu ısrarla beyan ediyor. Hangisinin beyanı esas alınmalıdır.
Saygılarımla iyi çalışmalar şimdiden teşekkürler..... |
25-09-2008, 06:30 | #2 |
|
İşlenen bir suçtan dolayı sadece mağdur zarar görmez. Bu olayda reşit olmayan kızın aileside suçtan zarar gören konumunda olduğu için sadece mağdurun şikayetinden vazgeçmesi yeterli değildir.
|
25-09-2008, 09:00 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Uygulamada mağdurenin yaşı 15 den büyük olduğunda mağdurenin şikayetçi olmaması etkili oluyor ve kovuşturmaya yer olmadığı kararı veriliyor diye biliyorum. |
25-09-2008, 10:26 | #4 |
|
son yargıtay uygulamalarına göre Sayın Av. Murat'ın da belirttiği üzere 15 yaşından büyük çocukların kendi istekleri ile cinsel birliktelik yaşamaları halinde karşı tarafa ceza verilmez.
|
25-09-2008, 11:46 | #5 |
|
Selamlar,
TCK madde 104 kapsamında 15 yaşından büyük olup ancak 18'inden küçük olan kişiyle cinsel ilişkide bulunma suçu kanun metninden de anlaşılacağı üzere şikayete tabi suçlardandır. Şikayetin olmaması/geri alınması halinde dava konusuz kalır. T.C. YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ E. 2005/18695 K. 2006/361 T. 30.1.2006 • RIZA İLE CİNSEL AMAÇLI HÜRRİYETTEN YOKSUN KILMA ( Mağdurenin Tüm Aşamalarda Sanıktan Davacı ve Şikayetçi Olmadığı Nazara Alınarak Kamu Davasının Şikayet Yokluğu Sebebiyle Düşürülmesi Gereği ) • REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ ( Mağdurenin Tüm Aşamalarda Sanıktan Davacı ve Şikayetçi Olmadığı Nazara Alınarak Kamu Davasının Şikayet Yokluğu Sebebiyle Düşürülmesi Gereği ) 765/m.41/son, 5237/m.26/2, 104/1-2, 109 ÖZET : Mağdurenin tüm aşamalarda sanıktan davacı ve şikayetçi olmadığı nazara alınarak kamu davasının şikayet yokluğu sebebiyle CMK.nun 223/8 maddesi uyarınca düşürülmesi gerekir. Somut olayınızda 18 yaşından küçüğün şikayetçi olmaması, Ailesinin şikayetçi olmasına engel teşkil etmez. Şahsi kanaatim, yaşı küçüğün velisi durumunda ki ailesinin şikayeti geri almama halinde yargılamaya devam olunacağı yönündedir. Ancak uygulamada Forum üyesi meslektaşlarımızdan Av.Zeynep Kılıç'ın müdafiliğini yaptığı bire bir benzer olayda, ailenin şikayetçi olduğu ancak 15 ten büyük çocuğun şikayetçi olmadığı dosyada savcılık takipsizlik kararı verdi ve dosya kapandı. Sanırım teori ve pratiğin farklılığı burda ortaya çıkıyor İyi çalışmalar. |
10-06-2010, 12:35 | #6 |
|
Aynı konuyla ilgili benimde bir davam olacak yakında. Çocuk 16 yaşında ve şikayetçi değil. Ancak ailesi ısrarla şikayetçi olmak istediler. Karakolda ifade verdiler ve şikayetçi oldular. Savcılığın kararını bekliyorum şimdi. Tabi ki mağdurun şikayetçi olmaması halinde sanık cezalandırılmamalıdır. Ancak bu şuçta mağduru sadece çocuk olarak kabul etmemek aynı zamanda ailesini de mağdur olarak kabul etmek gerekir diye düşünüyorum. Tabi bu tartışmaya açık bir konu. Zamanla içtihatlarla yerleşeceğini düşünüyorum. Bu içtihatların oluşmasında bizlerin açacağı davaların büyük önemi olduğundan bende şikayetçi olmaları yönünde talepte bulundum. Saygılar...
|
10-06-2010, 15:01 | #7 |
|
şikayet hakkı şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardandır,bu nedenle 15 yaşını bititmiş akıl sağlığı yerinde olan herkes bu hakkı TEK BAŞINA kullanır.Somut olayda mağdur şikayetçi değilse diğer şahısların şikayetçi olması önemli değildir.Sanığa ceza verilemez.
|
14-06-2010, 17:19 | #8 |
|
T.C.
YARGITAY 5. Ceza Dairesi E:2005/18695 K:2006/361 T:30.01.2006 REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ RIZA İLE CİNSEL AMAÇLI HÜRRİYETTEN YOKSUN KILMA 5237 s. Yasa m. 104/1-2,109 765 s. Yasa m. 416 Reşit olmayan mağdureyi rızasıyla kaçırıp alıkoyma, cinsel münasebette bulunma ve evlenme akdi olmaksızın evlenmenin dini merasimini yaptırma suçlarından hükümlü Hasan Toprak’ın hakkında 5237 sayılı TCK.nın uygulanıp uygulanmayacağı ile ilgili ilgili olarak Çamardı Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 01.06.2005 gün ve 2004/52 Esas 2005/6 sayılı ek kararın süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi hükümlü tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilerek incelenerek gereği düşünüldü: 5353 Sayılı yasanın 9/1 maddesi; 1 Haziran 2005 Tarihinden önce kesinleşmiş hükümlerle ilgili olarak TCK.nun lehe olan hükümlerinin derhal uygulanabileceği hallerde duruşma yapılmaksızın da karar verilebileceğini öngörmüşse de sonradan yürürlüğe giren kanunla suçun unsurlarının da sair cezalandırılabilme şartlarında, suçun karşılığında öngörülen ceza yaptırımlarında ve bir cezaya mahkum olmaya bağlı kanuni niteliklerindeki değişikliklerin ve bunların uygulama olanaklarının değerlendirilebilmesi olaya tatbik imkanı bulunan yasanın belirlenebilmesi değişen temel ceza ve artırım indirim oranları belirlenirken takdir hakkının isabetli kullanılabilmesi, her iki yasayla ilgili değerlendirme sonuçlarının denetime olanak verecek şekilde kararda gösterilmesi ve gerektiğinde kesinleşen önceki hükümde değişiklik yapılabilmesi için durusma açılıp tüm bunların neden ve gerekceleri de gösterilerek hükum kurulması, gerektigi gozetılmeden dosya üzerinden yazılı şekilde karar verilmesi, 5237 sayılı TCK.nun 26/2maddesinin “kişinin üzerine mutlak surette tasarruf edilebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilemez” hükmü karşısında, mağdureyi rızasıyla kaçırıp alıkoyan sanığın aynı yasanın 109.maddesi anlamında hukuka aykırı bir davranışından soz edilebileceği, rızanın fiili hukuka uygun hale getirdiği ve yasanın 7/1 maddesi de dikkate alınarak sanığın kaçırılıp alıkoyma suçundan beraatine yerine hükümlülüğüne karar verilmesi, 16.09.1986 doğumlu mağdurenin, ilk suc tarihi olan 2002 yılı Eylul ayında 16 yasında bulunduğu, bu sebeple sanıgın eyleminin 765 sayılı TCK.nun 416/son maddesınde tanımlanan suçu oluşturduğu ve Anayasa Mahkemesinin 23.11.2005 gün 2005/103 Esas 2005/89 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK.nun 104/2 maddesini iptal etmesi nedeniyle eylemin 01.06.2005 Tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK .nun 104/1. maddesine uyduğu ve anılan suçun takibinin şikayete bağlı bulunduğu, mağdurenin ise tüm aşamalarda sanıktan davacı ve şikayetçi olmadığı nazara alınarak kamu davasının şikayet yokluğu sebebiyle CMK.nun 223/8 maddesi uyarınca düşürülmesi yerine yazılı şekilde hükmün kurulması, Kanuna aykırı, hükümlünün temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan kararın 5320 sayılı yasanın 8/1 maddesi gözetilerek CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.01.2006 tarihinde oy birliği ile karar verildi. |
14-06-2010, 21:29 | #9 |
|
Genç meslektaşım,Mağdure reşit değil. Velayet hakkı olan kişinin doğal olarak Şikayet hakkı var. Mağdurenin beyanı bir suç duyurusu gibidir. Ancak rıza ile oluşan olayda Tabanı 6 ay gibi olan bir ceza yaptırımı uygulanabilir..Mağdurenin beyanı bu cezanın miktarının belirlenmesinde ve sevk maddelerinin tatbikinde önemli rol oynar unutmayın.rıza onun beyanında açığa çıkıyor. Selam ve saygılarımla. Av.İsmail ÜLKEN. MERSİN
|
15-06-2010, 11:00 | #10 |
|
Değerli Meslektaşım,
15 yaşından küçüklere karşı işlenen cinsel istismar suçlarında, mağdur rızaen ilişkiye girdiğini beyan etse bile, bu yaştaki kişinin rıza açıklamasının geçerli olamayacağı kabul ediliyor. 15 yaşından büyük mağdur, rızaen ilişkiye girdiğini beyan eder ve şikayetçi değilim derse, mahkeme bunu şikayetten vazgeçme olarak kabul etmelidir. |
01-07-2010, 22:38 | #11 |
|
765 s. kanundaki adabı umumiye ve nizamı aile aleyhinde cürümler başlığı altındaki bahse konu suç tipinin 5237 s. TCK'de cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar arasında yer bulması; yine 103; 109/5 ve 234/3 hükümleri birlikte düşünüldüğünde 15 yaşını doldurmuş ve ilişkinin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmiş çocukların rıza ehliyetlerini kabul etmek gereği doğmaktadır. Ancak 104. maddenin 'Cebir, tehdit ve hile olmaksızın...' şeklinde ifadesi; başta rıza gösterilen bir eyleme sonradan şikayette bulunmak suretiyle adeta gayrimeşru; hukuki ifadeyle kınanabilir bir nitelik tahmil etmekte; düzenleme kastını aşmakta kanısındayım.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Taahhüdü İhlal Suçunda Şikayet Süresinin Başlangıcı | AV.ERKUT | Meslektaşların Soruları | 10 | 07-10-2013 10:47 |
reşit olmayanla cinsel ilişki | miraypamuk | Hukuk Sohbetleri | 30 | 23-11-2012 00:21 |
Zorla Cinsel İlişki Kuran ve Dayak Atan Eşimden Boşanmak İstiyorum.... | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 3 | 10-09-2008 21:19 |
Cinsel Taciz Suçunda Şikayet Koşulu Kaldırılıyor. | üye19186 | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 0 | 25-07-2008 13:14 |
Lütfen Yardım Edin.17 Yaşında İstek Dışı Cinsel İlişki | gokce | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 2 | 13-11-2007 11:40 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |