Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Velayetin Nez-i'nde çocuğun beyanı karar için yeterli mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-08-2009, 21:26   #1
av.cevat

 
Varsayılan Velayetin Nez-i'nde çocuğun beyanı karar için yeterli mi?

Sayın Meslektaşlarım;
Genel olarak velayetin el değiştirilmesinde velayet sahibi kişinin bu görevi yerine getirememesi ,kötüye kullanması kıstas alınmıştır.Yargıtay İlamı 2000/12847 2000/13179 "ÖZET: Velayet kendisine verilmeyen ana yada baba ile velayet hakkı sahibi şahsi ilişkiyi engellerse bu velayetin değiştirilmesi sebebidir."
Benim girdiğim ve devam eden davada müvekkil baba 5 yıldır çocuğuyla görüştürülmüyor.Son yaptığımız icra takibinde anne evde ama çocuk yok. Annenin beyanı " Çocuk kamptadır.Kampın yerini avukatım biliyor,dosyaya sunacaktır. Babanın çocuğu alma süresi geçmiştir."( Bu sürenin geçmesinde babanın kusuru yok) Bunun yanı sıra daha önceki yıllarda yapılan icra takiplerinde anne yanlış adres beyan ettiği için yine sonuç alınamamıştır. Yani toplam savcılıklara yapılan 3 şikayet,4 ayrı icra takibi var.
Ayrıca çocukla sosyal hizmet uzmanı ve pedegog tarafından yapılan ve mahkemeye sunulan raporda " Çocuğun duygusal olarak örselenmiş bir çocuk olduğu, annesinin anlatımlarıyla cümleler kurduğu, babasına ismiyle hitap etmesi ve annesinin cümleleriyle babasına ait anlatımlarda bulunmasının öğrenilmiş bir davranış olduğu, çocuğun büyük bir psikolojik baskı hisettiği,ters yansıtma içinde olduğu,babanın 5 yıldır çocuğuyla görüşmesinin engelleniği izlenimi edinilmiş ve çocuğun babasına karşı yabancılaştırıldığı görülmüştür..." Sonuç olarak çocuk annesi tarafından babaya karşı doldurulmuş ve duyguları köreltilmiş durumda.Bu halde çocuk mahkemede dinlenirse ve doğal olarak anne yanında kalmak istediğini beyan ederse rapora,icra takipleri ve diğer delillerimize rağmen sadece çocuğun beyanı ile dava aleyhimizde sonuçlanır mı?Ayrıca çocuğun şuan ikamet ettiği ve okula gittiği yer yazlık bir belde. Yani turizm açısından yaz boyunca çok hareketli bölge ama sosyal imkanlara bakıldığında çok az imkan,eğitim yönünden seçenekler çok kısıtlı.Ve baba başka bir il merkezinde oturuyor,emekli ve sebest çalıştığı başka bir işi var.Çocuğunu kolejde okutmak istiyor. Çocuk bu yıl orta okula başlayacağından(11 yaşında kız çocuğu) eğitiminin daha iyi imkanlar içinde olmasını istiyor.Bunlar davamızda ne kadar etkili olur? Fikirlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.
Old 29-08-2009, 11:48   #2
Avukat Neslihan

 
Varsayılan

Velayet görevinin ihmal edilmesi bu tür davalarda genellikle aranmaktadır. Zira çocuğun alıştığı düzen değiştirilecektir.Bence hakimin görevi çocuğun en iyi şekilde bakılmasını temin etmek, fiziksel ruhsal gelişimini ve eğitimini de düşünerek hareket etmektir. Çocuğun mahkemede dinlenilmesi Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. Maddesi gereğince gereklidir. Ancak bahsettiğiniz raporda zaten çocuğun etki altında olduğu uzman tarafından ifade edilmiş. Bu lehinize bir durum olduğu gibi, annenin çocuğun psikolojik gelişimini olumsuz etkileyecek davranışlar içinde olduğu , babası ile görüşmesine mani olarak çocuğa zarar verdiğini de ispat etmektedir bence.
Old 29-08-2009, 11:50   #3
Avukat Neslihan

 
Varsayılan

ilgili bir kararı ekliyorum.

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2000/2-927
Karar: 2000/974
Karar Tarihi: 07.06.2000

ÖZET: Tarafların müşterek evliliklerinden olma çocukları G.'nin velayetinin boşanma sırasında davalı babaya verildiği, davalının yeniden evlendiği, yeni evlendiği eşinin çocuğu istemediği ve davalı babanın çocuğu davacı anneye göstermediği belirtilerek velayetin nez'i ile çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesi talep edilmiştir.Toplanan delillere göre davalının kastının çocuğu davacıya hiç göstermemek olduğu anlaşılmaktadır. Küçük yaşı itibariyle ana bakım ve şefkatine muhtaçtır. Bu itibarla açılan davanın kabulü gerekir.

(743 S. K. m. 149)

Dava: Taraflar arasındaki "velayetin değiştirilmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Vize Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 23.3.1999 gün ve 1998/319 - 1999/49 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 25.6.1999 gün ve 6953-7420 sayılı ilamı:

(... Dava dilekçesinde, tarafların müşterek evliliklerinden olma 25.7.1996 doğumlu çocukları G.'nin velayetinin boşanma sırasında davalı babaya verildiği, davalının yeniden evlendiği, yeni evlendiği eşinin çocuğu istemediği ve davalı babanın çocuğu davacı anneye göstermediği belirtilerek velayetin nez'i ile çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesi talep edilmiştir.

Her ne kadar dava dilekçesinde velayetin nez'i denilmiş ise de dilekçedeki izahattan davacının isteğinin Medeni Kanunun 149. maddesi gereğince velayetin değiştirilmesi olduğu anlaşılmaktadır.

Velayet görevi ve hakkı, analık ve babalık haklarının kullanılmasında odak nokta, çocuğun fikren ve bedenen sağlıklı gelişmesidir. Velayetin düzenlenmesinde veya değiştirilmesinde asıl olan küçüğün yararlarını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Bunun yanında analık ve babalık duygularının geliştirilmesine de özen gösterilmesi zorunludur.

İncelenen boşanma dosyasında 19.03.1998 tarihinde kesinleşen kararla 25.7.1996 doğumlu çocuğun velayeti davalı babaya verilmiştir. Bu dava ise 10.11.1998 tarihinde açılmıştır.

Davacı ananın boşanma davasında, bulunduğu hal ve şartlar karşısında çocuğun velayetini istememesi, bilahare değişen şartlarda istemesine engel değildir.

Toplanan delillerden, davalının yeniden evlendiği, çocuğu görmeye gelen davacıya çocuğu göstermediği, eve çocuğu görmeye gitmeye çekinen davacının muhtar ve azaları göndermesi üzerine de çocuğu vermediği, gelenleri kovup tehdit ettiği, hatta yumrukladığı anlaşılmaktadır.

Bu olayların en az üç defa olduğu tanık beyanları ile sabittir.

Davacının ilamı icraya koyarak icra kanalı ile infaz ettirmesi mümkün ise de, bu hakkını kullanmamış olması aleyhine yorumlanamaz.

Kaldı ki davalı, davacının mahkemece tayin edilen görüşme günleri haricinde çocukla görüşmek istediğini de ispat etmiş değildir.

Toplanan delillere göre davalının kastının çocuğu davacıya hiç göstermemek olduğu anlaşılmaktadır.

Küçük yaşı itibariyle ana bakım ve şefkatine muhtaçtır.

Bu itibarla açılan davanın kabulü gerekirken reddi doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara, temyiz dilekçesinde ileri sürülen hükme etkili itirazların Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 25.6.1999 gün ve 6953-7420 sayılı ilamında ayrı ayrı ele alınıp cevaplandırılmış bulunmasına ve özellikle davalının; davacının çocukla mahkeme ilamında gösterilen günler dışında görüşmek istediğini, bu nedenle görüştürmediğini savunmamış olmasına göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa'ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 7.6.2000 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
Old 29-08-2009, 14:12   #4
av.cevat

 
Varsayılan

Av.Neslihan Hanım;
Bilgi ve düşüncelerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ediyor,çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
velayetin nezi,ve çocuğun babaanneye verilmesi Av.S.S Meslektaşların Soruları 15 24-12-2019 12:20
Çocuk Hakları Gereği Velayet Düzenlenirken Çocuğun Beyanı Gerekmez mi? law in law Çocuk Hakları Çalışma Grubu 1 17-03-2008 21:29
Maddi tazminat için şartlar yeterli midir? sarissa Meslektaşların Soruları 1 08-12-2007 14:29
Ecrimisil İhbarnamesi, Muaraza için yeterli midir? Av.Mehmet Yılmaz Meslektaşların Soruları 1 05-01-2007 15:36


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05752397 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.