Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Devletler Hususi Hukuku

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 15-11-2006, 10:43   #1
selin ulu

 
Varsayılan Devletler Hususi Hukuku

2 türk almanyada evleniyor,2 çocukları oluyor,sonra boşanıyolar,alman mah. her çocuk için 400 er mark nafakaya hükmediyor..ama adam tam 15 yıldır yani 1991 de karar çıktıgından beri ödemiyo...kadın ve çocuklar türkiyede davayı tanıtıp icraya vermeyi düşünüyorlar...adamın bi çok gayrimenkulü var izmirde..ancak zamanaşımına ugramış mı ugramamış mı anlayamadık çünkü 15 yıl geçmiş..hangi hukuka göre zamanaşımını ele alacaz ki..kanunda lex causae ama zaten alman mahkemeleri boşanmayı türk hukukuna göre yapmışlar bi de kanunda tanıma davası her zaman açılabilir yazıyo..
alman mahkemesinin bu kararını tenfiz edebilir miyim? zamanaşımını hangi kanuna göre esas alcam?
Old 15-11-2006, 11:26   #2
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Sn. Selin Ulu,
Konunuz pek iyi bildiğim bir hukuk alanına ait değil,ancak bazı yargıtay kararları yolluyorum. İhtiyatla değerlendirmenizi rica ederim.
Saygılar.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 1998/7478
K. 1998/9013
T. 15.7.1998
• NAFAKA ( Almanya'da Oturan Küçük Yararına O Yer Mahkemesinden Alınan Nafaka Kararının Tedbir Niteliğinde Olması )
• TEDBİR ( Almanya'da Oturan Küçük Yararına O Yer Mahkemesinden Alınan Nafaka Kararının Tedbir Niteliğinde Olması )
• TENFİZ ( Almanya'da Oturan Küçük Yararına O Yer Mahkemesinden Alınan Nafaka Kararının Tedbir Niteliğinde Olması Nedeniyle Türkiyede Tenfiz Edilmesinin Tedbirin Kaldırılmasına Etkisinin Olmaması )
2675/m.38
743/m.148
ÖZET : Almanya’da oturan küçük yararına o yer mahkemesinde alınan nafaka kararı tedbir niteliğindedir. O yer makamlarına haber verilmeden, kaldırılamaz, değiştirilmez. Türkiye’de tenfiz edilmesinin bu hususa etkisi yoktur.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR : 21/02/1993 tarihinde kabul edilen "küçüklerin korunması konusunda makamların yetkisine ve uygulanacak kanuna dair sözleşmenin 5/2.maddesi, küçüğün eski mutat meskeninin bulunduğu devletin makamları tarafından alınmış bulunan tedbirlerin, bu makamlara önceden haber verilmeden kaldırılamayacağını ve yerine yenilerinin konulamayacağını ön görmektedir. Nafakaya Alman mahkemesi hükmetmiştir. Toplanan delillerden halen küçüğün Almanya’da olduğu anlaşılmaktadır. Nafakaya ilişkin ilamın tenfizinin sağlanmış olması, hükmedilen nafaka borcunun tahsilini amaçlamaktadır. Mahkemece yapılacak iş; küçük hakkında tedbir kararı alan makama, isteği intikal ettirmek ve alınacak cevaba göre değerlendirme yapmak ve sonucu uyarınca karar vermekten ibarettir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.15/07/1997
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/2395
K. 2002/3321
T. 11.3.2002
• TENFİZ ( Davacıdan Alman Mahkemesinin Boşanmaya İlişkin Gerekçeli Kararı ve Onaylı Tercümesi İstenmesi Gereği - Kararın Türk Kamu Düzenine Aykırı Olup Olmadığı )
• TENFİZ DİLEKÇESİ ( yabancı Mahkeme İlamının O Ülke Makamlarınca Usulen Onanmış Aslı ve Onanmış Tercüme Örneğinin Eklenmesi Zorunluluğu - İbraz Edilen Belge Hüküm Özeti Niteliğinde )
• BOŞANMA İLAMI ( Alman Mahkemesi Tarafında Verilen - Tenfiz Şartlarının Araştırılması Gereği )
• KAMU DÜZENİNE AYKIRILIK ( Alman Mahkemesi Tarafında Verilen Boşanma Kararı - Tenfiz Şartlarının Araştırılması Gereği )
2675/m.37/a, 38
ÖZET : Davacıdan Alman mahkemesinin boşanmaya ilişkin gerekçeli kararı ve onaylı tercümesi istenip, hangi hukukun uygulandığı, davalının Alman mahkemesinde davaya karşı çıkıp çıkmadığı, kararın neye dayanılarak verildiği, kamu düzenine aykırı olup olmadığı yönleri incelenmeden eksik soruşturma sonucu karar verilmesi doğru değildir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Tenfiz dilekçesine yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı ve onanmış tercüme örneğinin eklenmesi zorunludur. ( MÖHUK. Md. 37/a )ibraz edilen belge hüküm özeti niteliğindedir.

Davacıdan Alman mahkemesinin boşanmaya ilişkin gerekçeli kararı ve onaylı tercümesi istenip, hangi hukukun uygulandığı, davalının Alman mahkemesinde davaya karşı çıkıp çıkmadığı, kararın neye dayanılarak verildiği, kamu düzenine aykırı olup olmadığı yönleri incelenmeden eksik soruşturma sonucu karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ : Kararın açıklanan nedenle bozulmasına, bozma sebebine göre de diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 15-11-2006, 11:28   #3
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 1999/5637
K. 1999/7292
T. 24.6.1999
• TENFİZ ( Nafakaya İlişkin İlam - Kişinin Türkiye'deki İkametgahı Mahkemesinde Açılabileceği )
• GÖREVLİ MAHKEME ( Nafakaya İlişkin İlamın Tenfizi - Kişinin Türkiye'deki İkametgahı Mahkemesi )
• NAFAKAYA İLİŞKİN İLAMIN TENFİZİ ( Görevli Mahkeme )
2675/m.35
743/m.19
ÖZET : Dava, yabancı mahkemeden verilen nafakaya ilişkin ilamın tanınması ve tenfizine ilişkindir. Bu davalar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki ikametgahı mahkemesinde açılabilir. Buradaki yetki kamu düzeni ile ilgilidir ve kesindir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR : Dava, yabancı mahkemeden verilen nafakaya ilişkin ilamın tanınması ve tenfizine ilişkindir. Bu davalar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki ikametgahı mahkemesinde açılabilir. Buradaki yetki kamu düzeni ile ilgilidir ve kesindir. ( 2675 Sayılı Kanun md. 35 ) İkametgah bir kimsenin yerleşmek maksadı ile oturulan yerdedir. ( MK. md. 19 ) Nüfusa kayıtlı olunan yer ikametgaha karinedir. ( Nüfus Kanunu md. 4 ).

Davalı Edirne ili Uzunköprü nüfusuna kayıtlıdır, ikametgahın değiştirildiğini gösteren iddia ve delil yoktur. Bu durumda yetki yönünden dilekçenin reddi gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 24.6.1999

yarx
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 1998/383
K. 1998/3945
T. 28.5.1998
• TENFİZ İSTEMİNE İLİŞKİN DAVA ( Zamanaşımının Hukuki İşlem ve İlişkinin Esasına Uygulanan Hukuka Tabi Olması )
• ZAMANAŞIMI ( Hukuki İşlem ve İlişkinin Esasına Uygulanan Hukuka Tabi Olması )
• YABANCI MAHKEME KARARLARININ TENFİZİ DAVASI ( Zamanaşımının Hukuki İşlem ve İlişkinin Esasına Uygulanan Hukuka Tabi Olması )
• KAMU DÜZENİNE AYKIRILIK TEŞKİL ETMEMESİ ( Yabancı Hukukta Zamanaşımı Süresinin Türk Hukukundan Farklı Düzenlenmiş Olması )
2675/m.7
ÖZET : Yabancı mahkeme kararlarının tenfizi istemine ilişkin davada zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tabidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Alman yasalarından kaynaklandığına göre, buna ilişkin hükümlerin uygulanması gerekir. Yabancı hukukta zamanaşımı süresinin, Türk Hukukundan farklı düzenlenmiş olması, kamu düzenine aykırılık teşkil etmez.

DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı ( Ankara Asliye Yedinci Ticaret Mahkemesi )nce verilen 16.10.1997 tarih ve 204-539 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkili bankadan kredi kullanan davalının borcunu ödememesi üzerine Almanya - Münih 3. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açtıkları alacak davasının uzlaşma ile sonuçlandığını ve verilen kararın 8.8.1978 tarihinde kesinleştiğini, davalının Almanya'daki adresinde bulunması nedeniyle kararın infaz edilemediğini, daha sonra davalının Türkiye'de yerleştiğinin belirlendiğini ileri sürerek yabancı mahkeme kararının tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, ilamın kesinleşmesinden itibaren 10 yıldan fazla süre geçmekle istemin zamanaşımına uğradığını kaldıki ilamda adı bulunan kişinin müvekkili olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddiaya, savunmaya, toplanan delillere göre, davacının tenfiz istemi 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun uyarınca incelenerek, usule yönelik bir itiraz tenfiz mahalli olan Türk Hukuk kurallarına göre değerlendirilmesi gerektiğinden, İİK.nun 39/I ve BK.nun 135/2 maddeleri uyarınca alacağa yönelik kararın kesinleşmesinden itibaren 10 yıldan fazla süre geçtiğinden böylece ilanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava; Alman Hukuk Mahkemesince verilen kararın tenfizine ilişkindir.

2675 sayılı MÖHUK.nun 7. maddesi zamanaşımı konusunu düzenlemiştir. Anılan maddeye göre "zamanaşımı hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tabidir". Zamanaşımının kendisi kamu düzenini ilgilendiren bir konu değildir.

Dairemizin 15.9.1989 tarih ve 1989/5912-4324 sayılı kararında da belirtildiği gibi, "yabancı hukukta zamanaşımı süresinin Türk Hukukundan farklı düzenlenmiş olmasının kamu düzenine aykırılık teşkil etmeyeceği belirtilmiştir ( Bakınız Aysel Çelikel Milletlerarası Özel Hukuk 4. bası sayfa 276 ve Gülören Tekinalp'ın Milletlerarası Özel Hukuk 5. bası sayfa 100 ). Taraflar arasındaki uyuşmazlık Alman yasalarından kaynaklanmakta olup, buna ilişkin hükümlerin uygulanması gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına ( BOZULMASINA ), 30.000.000.TL. ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 28.5.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 16-11-2006, 12:18   #4
attorneytalay

 
Varsayılan

Yukarıdaki son yargıtay kararı doğru gibi görünüyor. MÖHUK md 7 acik bu konuda zamanaşımı davanın esasına uygulanan hukuka göre belirlenir. Olayda boşanma ve nafaka ile ilgili Turk hukukuna göre yargılama yapıldığı belirtilmiş demekki Turk Hukukundaki zamanaşımı dikkate alınacak. Turk Hukukuna gore ilamlar 10 yıllık zamanaşımına tabidir( yani 10 yıl icinde icraya konulmalidir.)

ancak istisnaları vardır,

taşınmaz mülkiyeti ile aile ve şahsın hukukuna göre ilamlar zamanaşımına uğramazlar.

Sonuç olarak bu olayda da zamanaşımı söz konusu olmadığı için kanaatimce Turk mahkemelerinden tenfiz istenir ve ardından icra yoluna gidilebilir

tesekkurler

talay
Old 16-11-2006, 12:56   #5
attorneytalay

 
Varsayılan

Nafaka Alacaklarının Yabancı Mahkemelerde Tahsili ile ilgili Uluslararası Sözleşme (NewYork Sözlşmesi) hükümlerine göre nafaka alacakları ile ilgili yabancı mahkeme kararları açısından Türkiye'de mahkemeye tenfiz talebinde bulunlmasına gerek yoktur.

Burada alacaklı olan anne ve çocuklar Adalet Bkanlığı kanalı ile nafaka ile ilgili hükmü doğrudan icra ettirebilirler ( Ayrıntılı bilgi için Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü,)

saygılar

talay
Old 17-11-2006, 21:32   #6
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

(attorneytalay)ın sözünü ettiği Newyork sözleşmesi ile diğer sözleşmeler , nafaka alacaklarında tenfizi kaldırmamış , ancak tenfiz konusunda bazı kolaylıklar getirmiş, tenfizi kabul etmeyen ülkeler yönünden o ülkede yeniden nafaka kararı alınmasını sağlamıştır.

Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü ‘nün 01/01/2006 tarihli genelgesinde , nafaka alacaklarında ; New York ve Lahey Sözleşmesinin birlikte uygulanarak tenfizinin Bakanlık aracılığıyla sağlanabileceği açıklanmıştır.

Somut olayda, Nafaka kararı Almanya’da alınmış ise de , Türkiye’de bulunan avukat vasıtasıyla takip edildiğine göre, artık sözleşmeler gereği Bakanlığın aracı kılınması gereği kalmamıştır.

Soru sahibinin de belirttiği gibi dava müşterek milli hukuka tabidir. Esasen yabancı mahkeme de Türk hukuku uygulanmıştır. MÖHUK. 7 md.sine göre zaman aşımı süresi de Türk hukukuna tabi olacaktır.

Nafaka ilamlarının icraya konulması ve takibi zamanaşımına tabi tutulmuştur. İİK.nun 39 uncu mad. göre tahukkuk tarihinden geriye doğru 10 yıl evvelsine ait biriken nafakalar zamanaşımına uğradığı gibi BK. 135/2 mad.göre bu olayda kararın kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıl geçmekle ilama bağlı nafaka hükmü zamanaşımına uğrar.

Nafaka ilamları ile ilgili kural ; hüküm tarihinden itibaren 10 yıl geçirilmeden hüküm kesinleştirilip hükmün icrası sağlanmalı ve 10 yıl içinde icraya konulduktan sonra 10 yılı geçmemek şartı ile devamlı takip edilmelidir.

Somut olaydaki olasılıklar ;

1. Nafaka ilamı 10 yıl içinde Almanya’da icraya konulmuş ve 10 yılı aşan bir süre ile takibe ara verilmemiş ise, ilamın tenfizi sağlanarak Türkiye’de icraya devam edilmesi imkanı vardır.
2. Nafaka ilamı ilk defa Türkiye’de icra edilecekse, anlatıma göre BK. 135/2 md.deki 10 yıllık zamanaşımı süresi geçmiştir. Bu yönden tenfiz davasında zamanaşımı def’i ile karşılaşılabilir.
3. Zamanaşımı def’i ileriye sürülmezse sorun önemli ölçüde çözümlenir. Tenfizden sonra icra takibinde artık BK 135/2 deki def’i ileriye süremez. Fakat biriken nafakalar yönünden İİK 39 md.deki zamanaşımı def’inde bulunabilir. Bu takdirde sadece takipten önceki 10 yılı aşan süreye ait biriken nafakalar zamanaşımına uğramış olur.
4. Tenfiz davasında , zamanaşımı definde bulunulursa , yabancı mahkeme ilamının nafaka bölümü ayrık tutularak boşanma ile ilgili bölümünün tenfizine karar verilir. İştirak nafakası davaları çocuk ergin oluncaya kadar her zaman açılabileceğinden , boşanmanın tenfizinden sonra yetkili mahkemede bağımsız iştirak nafakası davası açılabilir. Bu durumda bu dava tarihinden itibaren iştirak nafakası tayin edilebilir. Diye düşünüyorum.

Saygılarımla.
Old 17-11-2006, 22:15   #7
attorneytalay

 
Varsayılan

Yucel Bey,

anladıgım kadariyla nafaka alacaklarını aile hukuku icinde degerlendirmedigimiz icin dogaldır ki 10 yıllık zamanasımına tabi oluyor. , ben aile hukuku icine sokabiliriz diye dusunmustum.

sozlesme ile ilgili bilgiler icin de tesekkurler sanırım soru cevabını bulmus oldu bu defa acik ve dogru sekilde

iyi calismalar

talay
Old 12-12-2006, 14:05   #8
Av.Ufuk

 
Varsayılan

kadın çocuğu için almanyada düzenli olarak nafaka almaktayken 1 yıl önce türkiyeye döner.Almanya mahkemelerinden nafakaya ilişkin ilam vardır.Sözkonusu ilamın boşanma kısmı türkiyede tanınmış nafaka kısmı ise alman mahkemesince hükmedildiği için ayrıca karar vermeye yer olmadığına diyerek sadece boşanmanın tenfizine karar vermiş.

bayan almanyadayken devlet zoruyla nafakanın her ay tahsil edildiğini ve banka hesabına yattığını söylemektedir.1 yıldır türkiyededir ve bu süre içerisinde belki nafaka banka hesbına yatmaya devam etmiş de olabilir.Bunu bilememektedir.

Birikmiş 1 yıllık nafaka ve işleyecek nafaka için ne yapılabilir.ilgili formlara nasıl ulaşılır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hususi Hastaneler Kanunu Ve Tüzüğü Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hasta Hakları Çalışma Grubu 0 05-09-2006 11:57
ceza hukuku ve idare hukuku ilişkisi taylan Hukuk Soruları Arşivi 2 10-08-2006 17:12
Miras Hukuku HÇG ve Borçlar Hukuku HÇG Admin Site Haberleri 0 09-07-2006 15:19
İŞ Hukuku ÇARESİZ BABA Hukuk Soruları Arşivi 2 22-03-2006 12:20
İngiliz Hukuku -Türk Hukuku-Dul Aylığı Av. Bülent Sabri Akpunar Meslektaşların Soruları 7 23-07-2004 12:22


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06391811 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.