Arzuhalcilik

Sayın Üyeler,

Aşağıdaki haber tartışılmaya değer.

Vatandaşın basit dilekçelerini yazmaya değer bulmayan avukatların bu alandaki boşluğunu doldurmak konusunda işlevsel bir konumda olan arzuhalcilik, bu konumu aşıp da akıl öğretmeye vardığında engellenmeyi hak eden yasadışı bir iş haline geliveriyor.

Bunun sınırı nereden çizilmeli?

Saygılarımla

Bir Dost

................................................
Ankara Barosu avukatları, 1865'te kaldırılan arzuhalciliğe, 139 yıl sonra savaş açtı. Avukatların 'Bizim işimizi yapıyorlar' diyerek şikayet ettiği 4 arzuhalci gözaltına alındı

Avukatlar, arzuhalcilere karşı savaş açtı. Ankara Barosu, Ankara Adliyesi önünde arzuhalci olarak çalışan R.K., E.T., İ.T. ve R.İ. hakkında 'yetkileri olmadan, avukatların görevlerini yaptıkları' gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Soruşturma başlatan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın emriyle 4 arzuhalci gözaltına alındı. Ankara Barosu'nun suç duyurusunda, Ankara Adliyesi'nde ellerinde 'arzuhal yazılır', 'dilekçe yazılır' gibi kartonlar taşıyan kişilerin, bireylere hukuksal yardım sundukları ya da Adliye Sarayı'na gelip gidenlere sözlü olarak önerilerde bulundukları anlatıldı. Dilekçede, adliyeye gelen herkesin buna tanık olduğu kaydedildi.

OSMANLI KALDIRMIŞTI

Osmanlı İmparatorluğu'nda, Hazine'nin ve halkın haklarını korumak için devlete yapılacak başvuruları şekle bağlamakla görevli kişilere 'arzuhalci' denildiğinin belirtildiği dilekçede, 1762'de padişah fermanı ile başlayan arzuhalciliğin 1865'te çıkarılan bir başka yasa ile sona erdirildiği vurgulandı. Avukatlık mesleğinin ancak avukatlık hakkını kazanmış kişiler tarafından yapılacağına dikkat çekilirken, başka kişilerin hukuki yardımda bulunmasının yasaların ihlali olduğu bildirildi.

Avukat olmadığı halde başkaları için delil tespiti ve yakınma dilekçesi yazan kişilerin, Avukatlık Yasası'nın 63'üncü maddesine göre mahkum edildiğini kaydeden Ankara Barosu, söz konusu arzuhalciler hakkında 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmasını istedi.



--------------------------------------------------------------------------------



63. MADDE

Avukatlık Yasası'nın konuyu düzenleyen 63'üncü maddesi şöyle: Baro levhasında yazılı bulunmayanlar ve işten yasaklanmış olan avukatlar, şahıslarına ait olmayan dava evrakını düzenleyemez, icra işlemlerini takip edemez ve avukatlara ait diğer yetkileri kullanamazlar. Birinci fıkra hükmüne aykırı eylemde bulunanlar altı aydan bir yıla kadar hapis cezasına mahkum edilirler. Avukatlık yapmak yetkisini taşımadıkları halde avukatlara ait yetkileri kullananlar bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılırlar. Mahkemeler, icra ve iflas daireleri ve barolar, bu maddenin kapsamına giren bir olayı öğrenince Cumhuriyet Savcılığı'na bildirmek zorundadırlar.

16.03.2004

Bence arzuhalcilerin faaliyetleri çok açık olarak Avukatlık Kanununa aykırı ve en önemlisi Türkiye'de hukuk sisteminin işlemediğinin sembolik de olsa bir işareti. Zira arzuhalcilerin hepsi adliye çevresinde çalışıyor, fakat Cumhuriyet Savcıları suç teşkil eden ve görmemeleri imkansız olan bu eyleme adeta göz yumuyor. Aynı tüm Adliyelerde sigara içilmesine göz yumulması gibi. Önemsiz bir ayrıntı olarak görünebilir ancak adliye'nin bu kadar içinde hukuk işlemiyorken, dışında işlemesini beklemek mümkün değildir diye düşünüyorum.

Olayı bundan kısa bir süre önce

Alıntı: Iyi Bir Dilekçe Is Bitirir-(Arzuhalci)

başlığı altında tartışmıştık. Orada yazılanları göz önünde bulundurursak bir çok noktayı yeniden tekrarlamak zorunda kalmayız.

Buna rağmen kısaca belirtmek istiyorum. 63. Maddenin kapsamı bence çok dar.

Alıntı: ....sahislarina ait olmayan dava evrakini düzenleyemez, ...

Dava evrakı düzenlemenin kapsamına basit bir dilekçe yazmayıda alırsak, hiç kimse(avukat olmayan) ailesi için bile bir dilekçe yazamaz.

Hoş, diyeceksinizki bu madde şimdiye kadarda vardı ve arzuhalciler buna rağmen avukatların işlerini yaptılar ve kimse sesini çıkarmadı. Peki bundan sonra birileri işi ciddiye alırsa ve avukat olmayan kişilerin yazdığı her basit dilekçe için sikayette bulunulursa ne olur?

Saygılarımla

Merhabalar,

Gerçekten malesef bir kurum (!!!) haline gelmiş arzuhalcilik makamına (!!!) bir son verilmesi için girişimde bulunan Ankara Barosundaki meslektaşları kutlamak gerekir. Zaten Dünya standardında Avukatlık mesleğine dahil olan bir çok işi ve buna bağlı geliri Noterlere , Mali müşavirlere vs yasal olarak hibe etmiş durumdayız. Birde şimdi Tapu takipçileri ,Trafik takipçileri , Arzuhalciler derken artık emekli olunca utanmadan sıkılmadan büro kurup, kapısında kocaman " Emekli İcra Müdürü " Emekli Adliye Katibi, Yazı işleri Müdürü " gibi tabela asıp aleni avukatlık hizmeti yapan illegal Hukuk büroları türedi. Malesef bu konularda mesleğe başladığımdan beri Barolar ve TBB tarafından yapılmış bir girişimde duyamadım. Hatta mensubu olduğum Antalya Barosunda en azından bir nebzede olsun arzuhalcileri önleyen Halka Hizmet bürosunun kapatıldığına şahit oldum. Gerekçede Avukatlara rakip bir kuruluş olmasıydı. Ben Halka hizmet bürolarınıda ,arzuhalcileri avukatlara rakip olarak görmüyorum ama illegalliği de uygun bulmuyorum. Hukuk ve usul hakkında hiç bir bilgisi olmayan vatandaş hak kaybına uğramamak için ister istemez adliyeye yakın Arzuhalciye gidiyor, hatta adliye personelince 'Git arzuhalciye yazdır' gibi ifadelerle yönlendiriliyor. Oysa Halka hizmet büroları enazından vatandaşa bu işin avukat işi olduğunu öğretirken , bu büro sayesinde Arzuhalciye gidecek ücret baroya gidiyordu. Umarım ülkemde bir gün ,mesleği hakları savunmak olan avukatlar tüm haklarına kavuşarak yüksek standarlarda mesleklerini icra edebilirler.
Sevgiler.