Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

boşanma kararının kesinleşmesinden sonra konulan aile konutu şerhinin kaldırılması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-05-2013, 16:17   #1
nil_85

 
Soru boşanma kararının kesinleşmesinden sonra konulan aile konutu şerhinin kaldırılması

Değerli Meslektaşlarım,
Müvekkilin 1/2 hissesine sahip olduğu taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi için açtığımız davanın satış aşamasına gelindi. Ancak taşınmazın tapu kaydında müvekkilin eski eşi tarafından konulan aile konutu şerhi mevcut.Tam bu şerhin kaldırılması için aile mahkemesinde dava açmaya hazırlanırken tapu kaydına konulan şerhin 'boşanma kararının kesinleşmesinden sonra' konulduğunu gördük.
Yaptığım araştırmalar neticesinde kafam daha da karıştı açıkçası. Zira birkaç kaynakta -ki bir yargıtay kararı da dahil- bunun yolsuz niteliğe dönüştüğünü okudum.
Şimdi sizce nasıl bir yol izlemem gerekir?
Daha baştan hukuki sebepten ari olarak konulan bu şerhi memur görmezden gelerek satışa devam etmeli midir? (çünkü zaten boşanma kararının kesinleşmesiyle sadece şekilde kalmıştır)
Yoksa bu şerhin terkini için yine de bir dava mı açmak gerekir? Açılacak bu dava aile mahkemesinin mi asliye hukuk mahkemesinin mi görev alanına girmektedir?
Görev konusu çözülürse hasım da belirlenir diye düşünüyorum ancak yine de soracağım bu davada husumet kime yöneltilmelidir? Tapuya mı eski eşe mi?
Zaman ayırıp soruma cevap verecek tüm meslektaşlarıma şimdididen teşekkürlerimi sunuyorum...
Old 23-05-2013, 23:44   #2
üye42775

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan nil_85
Değerli Meslektaşlarım,
Müvekkilin 1/2 hissesine sahip olduğu taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi için açtığımız davanın satış aşamasına gelindi. Ancak taşınmazın tapu kaydında müvekkilin eski eşi tarafından konulan aile konutu şerhi mevcut.Tam bu şerhin kaldırılması için aile mahkemesinde dava açmaya hazırlanırken tapu kaydına konulan şerhin 'boşanma kararının kesinleşmesinden sonra' konulduğunu gördük.
Yaptığım araştırmalar neticesinde kafam daha da karıştı açıkçası. Zira birkaç kaynakta -ki bir yargıtay kararı da dahil- bunun yolsuz niteliğe dönüştüğünü okudum.
Şimdi sizce nasıl bir yol izlemem gerekir?
Daha baştan hukuki sebepten ari olarak konulan bu şerhi memur görmezden gelerek satışa devam etmeli midir? (çünkü zaten boşanma kararının kesinleşmesiyle sadece şekilde kalmıştır)
Yoksa bu şerhin terkini için yine de bir dava mı açmak gerekir? Açılacak bu dava aile mahkemesinin mi asliye hukuk mahkemesinin mi görev alanına girmektedir?
Görev konusu çözülürse hasım da belirlenir diye düşünüyorum ancak yine de soracağım bu davada husumet kime yöneltilmelidir? Tapuya mı eski eşe mi?
Zaman ayırıp soruma cevap verecek tüm meslektaşlarıma şimdididen teşekkürlerimi sunuyorum...
Boşanmaya karar veren mahkemeye talepte bulunularak şerhi kaldırabilirsiniz. Elden takip yetkisi de alırsanız işinizi daha kısa sürede çözersiniz.
Old 24-05-2013, 09:01   #3
miss_lawyer

 
Varsayılan

Şubat 2010

AİLE KONUTU ŞERHİ, HÜKÜMLERİ VE KALDIRILMASI

Türk kanununda aile konutuna ait yasal bir tanım bulunmamaktadır. Doktrindeki aile konutu tanımı; “Eşlerin, evlilik birliğinin devamı sırasında ortak yaşamı sürdürmelerinin gerekli kıldığı “bir yerde ortak oturma ihtiyacının” giderilmesinde kullanmak üzere sürekli olarak seçtikleri, kısaca ailenin devamı olarak ikametine ayrılan, konut olarak kullanılmaya elverişli taşınır veya taşınmaz yer” şeklindedir. Aile konutu evlilik birliğini, çocukların varlığını (aile bağlarını) ve dolayısıyla kamusal menfaati koruyan bir hükümdür. Türk Medeni Kanunu’nun 194, 240, 254, 279 ve 652 inci maddelerinde aile konutundan bahsedilmiştir. TMK 194 maddede “Eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir. Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur” denilmiştir.

Konutun aile konutu olarak kabul edilmesi için eşlerin çocukları ile birlikte yaşamaları zorunlu değildir. Kanunda her ailenin bir aile konutunun olabileceği kabul edilmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin de belirttiği gibi “…yazlık ev, yayla evi, dağ evi gibi ikinci nitelikteki konutlar aile konutu olarak sayılmamaktadır.”(2003/3017 E, 2003/4352 K, 13.03.2003 T.). Aile konutu olan taşınmazın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili aile konutu şerhinin verilmesini talep edebilir. Aile konutu eşlerden ikisi adına paylı mülkiyet şeklinde olabileceği gibi eşlerden birinin tam mülkiyetinde ya da üçüncü kişinin paylı mülkiyetinde olabilir. Aile konutu eşler arasında paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı ise aile konutu şerhinin tapu kütüğüne yazılmasına MK madde 233 gereği gerek bulunmamaktadır. Eş, konutun tamamına değil sadece bir hissesine sahipse ve ailenin burayı aile konutu olarak kullandıkları belgelenebiliyorsa, kimin hissesi üzerine şerh verildiği belirtilerek tapuda aile konutu şerhi işlenebilir. Eşler arasındaki mal rejimi ne olursa olsun aile konutunun devri ve bu konut üzerindeki hakların sınırlandırılması açıkça diğer eşin rızasına bağlanmıştır (Yargıtay 2. HD 22.03.2005 Tarih 2005/1615 E, 2005/4471 K). Yargıtay 2. HD’nin 2005/5403 E. ve 2005/10552 K. sayılı ve 04.07.2005 tarihli kararında aile konutunun satılmasının üçüncü kişilerin bu yerin aile konutu olarak kullanıldığını objektif olarak bilmelerine bağladığı görülmektedir. Aile konutu şerhinin tapu kütüğüne yazımı ve şerhin terkini için herhangi bir harç veya vergi alınmaz. Ancak istemde bulunan eşe isterse ve harcını öderse, şerhin tapuya işlendiğine dair resmi bir yazı verilebilir.

Aile konutu şerhinin terkini;
• Malik olmayan eşin talebi ile işlenmişse, malik olmayan eşin talebi ile
• İki eşin birlikte talebi ile işlenmiş ise, her ikisinin talebi ile
• Eşlerin birlikte malik olduğu hisseli bir taşınmazda şerh eşlerden birinin talebiyle işlenmiş ise şerhi işletenin talebi ile
• Malik olan eşin talebiyle şerh verilmiş ise, malik olmayan eşin de talep ve muvafakatiyle mümkündür.

Taşınmazın aile konutu niteliğini kaybetmesi ancak boşanma kararının kesinleşmesi ile mümkün olmaktadır. Yargıtay 2 HD’nin 05.11.2003 tarihli 2003/3071 E. ve 2003/4352 sayılı kararında belirttiği üzere ayrılık kararı verilmesi ya da birlikte yaşamaya ara verilmesi hallerinde aile konutu niteliği korunmaya devam edilecektir. Uzun süren mesleki seyahatler veya eğitim gibi geçici sebeplerle aile konutundan ayrılma 2 HD’ nin 26.05.2004 tarih 2004/5653 E. ve 2004/6811 sayılı kararında belirtildiği gibi konutun aile konutu niteliğini ortadan kaldırmamaktadır. TMK’ nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002’den önce iktisap edilen aile konutlarında da TMK 194 üncü maddesi uygulama alanı bulacaktır (2 HD 2006/5715 E. 2006/13785 K 05.11.2003 T). Ancak 01.01.2002 tarihinden önce tamamlanan aile konutu devirleri veya aile konutu üzerindeki hak tesisleri bakımından TMK 194 uygulama alanı bulmamaktadır.

TMK 194’de yer alan sınırlamanın hukuki niteliği: Türk hukukunda hâkim öğreti ve Yargıtay uygulaması TMK 194 hükmünü tasarruf yetkisine sınırlama getiren bir hüküm olarak görmektedir. YHGK 26.10.2005 tarih 2005/12-676 E ve 2005/600 sayılı kararında “…Bu hüküm göstermektedir ki, aile konutu özel koruma ve öneme sahip kılınmış ve üzerindeki tasarruf yetkisi yasa ile sınırlandırılmıştır…” şeklindeki görüşü ile bunu açıkça belirtmiştir. Kısaca aile konutu üzerinde hak sahibi eşin, üçüncü kişi ile yapacağı ve eşe ait konut üzerinde sınırlama getirme borcu doğuran işlemleri geçerli olacak, ancak bu borcun ifasına yönelik yapılacak tasarruf işlemleri tüm geçerlilik şartlarını taşısa bile tasarruf yetkisindeki eksikler nedeni ile geçersiz olacaktır. Örneğin bir aile konutunun satımına ilişkin olarak tapuda yapılan satım sözleşmesi geçerli olurken, satıcı eşin tek taraflı tescil talebine bağlı olarak gerçekleşecek tescil, diğer eşin izninin olmamasına bağlı tasarruf yetkisi eksikliği nedeni ile mülkiyetin intikalini sağlamayacak, işlem tarafı (alıcı) adına yapılan tescil, yolsuz bir tescil oluşturacaktır. 2. HD 06.04.2004 tarihli 2004/1124E ve 2004/4388 sayılı kararında açıkça eşlerden birinin diğer eşin rızası olmadan aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemeyeceğini, aile konutunu devredemeyeceğini ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacağını belirtmiştir. İzin tamamlayıcı bir nitelik taşımaktadır ve bu nedenle önceden verilmiş soyut ve genel bir izin yeterli görülmemektedir. Kanunda izin herhangi bir geçerlilik şartına tabi tutulmadığından sözlü verilmesi de geçerlidir. Kanun izin yanında icazet verilmesini de kabul etmiştir. Bunun yanında işlem tarafı üçüncü kişi, belirsiz olan tasarruf yetkisinin giderilmesi için borçlandırıcı işlem aşamasında iznin verilmesini talep edebilir. Sonradan verilen iznin geçmişe etkili olarak sonuç doğuracaktır. Hak sahibi eş gerek borçlandırıcı işlem öncesinde gerekse sonrasında işlem konusu taşınmazın aile konutu niteliği konusunda üçüncü kişiyi bilgilendirmezse veya üçüncü kişiyi iznin varlığı veya verileceği konusunda aldatırsa ve sonradan izin verilmemesi sebebiyle 3. kişi bir zarara uğrarsa zararın tazmini için 3. kişi zararı malik eşten talep edebilir.

Hakimin hak sahibi eşi tek başına işlem yapmaya yetkili kılması: TMK 194’e göre aile konutu şerhinin konulması konusunda rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilmektedir. Bu düzenleme izne yetkili eşin izninin elde edilememesi ve izne yetkili eşin haklı sebep olmadan izin vermekten kaçınması gibi durumların ortaya çıkması sebebi ile getirilmiştir. İzne yetkili eşin izninin elde edilememesi eşlerden birisinden objektif nedenlerle izin elde edilemeyen durumlarda söz konusu olur (Hastalık, zihinsel özür). İzne yetkili eşin haklı sebep olmaksızın izin vermekten kaçınması durumunda, haklı sebebin bulunup bulunmadığı; amaçlanan işlemin icrasındaki menfaatin ailenin finansal durumu, diğer eşin ve genel olarak ailenin menfaatleri ile bir arada değerlendirilerek tespit edilir. Hâkim yapacağı inceleme sonucunda eşin yerine izin vermez, bilakis hak sahibi eşi tek başına hareket etme konusunda yetkili kılar. Eşin haklı bir neden olmadan izin vermekten kaçınması ile malvarlığında zarar doğmuş ise bu zarar gören işlem tarafı eş veya üçüncü kişi tarafından BK 41/2’ye göre talep edilebilmektedir.

__________________________________________________ _________

Kaynak:
Doç. Dr. Mustafa Alper GÜMÜŞ Teoride ve Uygulamada Evliliğin Genel Hükümleri Ve Mal Rejimi -İstanbul 2009
Mustafa Dural, Tufan Öğüz, Mustafa Alper Gümüş-Türk Özel Hukuku Cilt III Aile Hukuku İstanbul 2005
Hüseyin Hatemi, Rona Serozan- Aile Hukuku İstanbul 1993
Şükran Şıpka- TMK’ da Aile Konutu İle İlgili İşlemlerde Diğer Eşin Rızası İstanbul 2002
Old 24-05-2013, 09:09   #4
miss_lawyer

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2006/9531
Karar: 2006/17441
Karar Tarihi: 12.12.2006
ÖZET: Dava; davacıya ait (6) bağımsız bölüm nolu taşınmazın tapu kaydına, davalının talebiyle konulan aile konutu şerhinin kaldırılmasına ilişkin olup, şerhin devamını gerektiren evlilik birliğinin boşanma kararının kesinleşmesiyle sona ermiş bulunmasına, ileri sürülen dayanağın mal ayrılığı ve paylaşmalı mal ayrılığı rejiminin varlığı halinde söz konusu olacağına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddi gerekir.

(4721 S. K. m. 194, 254)
Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Karar: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dava; davacıya ait (6) bağımsız bölüm nolu taşınmazın tapu kaydına, davalının talebiyle Türk Medeni Kanununun 194. maddesi gereğince konulan aile konutu şerhinin kaldırılmasına ilişkin olup, şerhin devamını gerektiren evlilik birliğinin boşanma kararının kesinleşmesiyle sona ermiş bulunmasına, Türk Medeni Kanununun 254. maddesinde yer alan hükmün mal ayrılığı ve paylaşmalı mal ayrılığı rejiminin varlığı halinde söz konusu olacağına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alman harem mahsubuna işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğu ile karar verildi. 12.12.2006
KARŞI OY YAZISI
Davacı tarafından <boşanma> sebebiyle kendi adına kayıtlı bulunan aile konutunun tapu kaydı üzerinde var olan <aile konutu şerhinin kaldırılması> istenildiği ve bu sebeple <aile konutu şerhinin kaldırılmasına> karar verildiği ve eşler arasında kural mal rejiminin (yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimi) (TMK. m. 202 f.I, 218-241) geçerli olduğu konusunda değerli çoğunluk ile aramızda <görüş birliği> vardır.
Çekişme nedir?
Taraflar 10.7.1986 günü evlenmişlerdir. Davacı koca adına kayıtlı bulunan aile konutunun tapu kaydı üzerine davalı kadının istemi ile 30.5.2003 tarihinde aile konutu şerhi konulmuştur. Taraflar 23.3.2005 tarihinde kesinleşen karar ile boşanmışlardır. Davacı koca tarafından 27.9.2005 tarihinde aile konutu şerhinin kaldırılması için <boşandığı eşi> aleyhine temyiz konusu dava açılmıştır.
Başka bir anlatımla davacı ve davalı <dava tarihinde> evli bile değillerdir.
Bilindiği üzere Dairem uygulamasında eşler arasında boşanma davası varsa <Boşanma davasının <kesinleşme tarihi ile sınırlı> olarak aile konutunun şerhi gerekirken (M.K. md. 194) yazılı şekilde boşanmadan sonra da devam edecek şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aylandır. (Y 2 HD, 03.06.2003, 5022-8187, Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, : I. Cilt, Ankara 2004 Kısaltma: GENÇCAN-TMK, s. 1098) Eş deyişle bu kararımızdan da anlaşılacağı üzere aile konutu şerhi hukuki varlığını ancak <boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar> sürdürebilmektedir.
Taraflar arasındaki evlilik birliği boşanma karan ile <sona erdiğinden> dava konusu taşınmaz aile konutu özelliğini kaybetmiştir. Başka bir anlatımla aile konutuna ilişkin şerh <yolsuz> hale gelmiştir.
<Malik olan> eş mahkeme kararına <gerek kalmadan> bu yolsuz şerhi ilgili Tapu Sicil Müdürlüğüne sadece <boşanma kararını> ibraz ederek terkin ettirebilir.
Aynı yöntem benzer hallerde de uygulanmalıdır.
Malik olan eş tarafından ilgili Tapu Sicil Müdürlüğüne;
Malik olmayan eşin ölümü ile evlilik birliği sonlanmışsa buna ilişkin <ölüm belgesi> ya da <nüfus kaydı>,
İptal ile evlilik birliği sonlanmışsa buna ilişkin <mahkeme karan>,
Gaiplik sebebiyle fesih ile evlilik birliği sonlanmışsa buna ilişkin <mahkeme karan> ibrazı halinde dava konusu taşınmaz malın üzerinde mevcut <aile konutu> şerhinin terkini gerekir. (Aynı görüş: M. Alper GÜMÜŞ, Türk Medeni Kanununun Getirdiği Yeni Şerhler, Ankara 2003, s.67, Murat DOĞAN, Tapu Sicilinde Tasarruf Yetkisi Kısıtlamasının Şerhi, Ankara 2004, s. 224)
Bilindiği üzere tarafların boşanmalarına ilişkin kararın <kesinleştiği tarihte> davacı malik koca açısından var olan <M ehliyeti sınırlaması> (Bakınız: HGK, 4.10.2006, E: 2006/2-591, K: 2006/624, YKD, Cilt: 32, Sayı: 12, Aralık 2006, S. 1899 da yer alan karşı oy yazım) <kendiliğinden> ortadan kalkmaktadır. Tıpkı malik olmayan ve aile konutu şerhi verdiren eşin <öldüğü> tarihte hem aile konutu niteliğinin kendiliğinden kaybı ile şerhin <ölüm tarihi> itibarıyla kendiliğinden yolsuz hale gelmesi gibi.
Boşanma kararı ölüm, gaiplik ve hükümsüzlük gibi evliliği sonlandıran sebeplerden olmakla evlilik birliğinin sona ermesi sebebiyle aile konutu şerhinin <kaldırılması> istenebilir. (Ömer Uğur GENÇGAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN Boşanma - 2, S. 571)
Ancak aile konutu şerhinin kaldırılması istemi <mahkemeye> değil de ilgili <Tapu Sicil Müdürlüğüne> malik olan eş tarafından yapılabilir yapılmalıdır. Tapu Sicil Müdürlüğü malik olan eşin talebi halinde terkin işlemi yapmak <zorunda> iken aile konutu maliki olan eşe terkini sağlamak için gereksiz yere bir de <dava açma> külfeti yüklenemez.
Kaldı ki tarafların boşanmalarına ilişkin kararın kesinleştiği tarihte davacı malik koca açısından var olan <fiil ehliyeti sınırlaması> kendiliğinden ortadan kalktığı ve malik olmayan eş açısından aile konutu korumasından yararlanma olanağı kalmadığı için <malik olmayan eşe> husumet bile düşmez. Tıpkı ölen malik olmayan eşin mirasçılarına husumet düşmeyeceği gibi.
Husumet sadece <evlilik birliğinin sürdüğü> hallerde düşer. Çünkü evlilik birliği sürdüğü için aile konutu şerhinin malik olan eşin tek yanlı beyanı ile kaldırılması malik olmayan eşin hukuki yararlarını zedelediği gibi aile konutu şerhinin kaldırılması davasında da evlilik birliği sürmekte ise aile konutu şerhinin kaldırılması aynı şekilde malik olmayan eşin hukuki yararların zedelediği için elbette ona husumet yöneltilmeli, gösterdiği takdirde delilleri toplanmalı ve sonucu uyarınca karar verilmelidir.
4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 1019 f. I hükmüne göre tapu memuru, ilgililerin bilgisi dışında yaptığı işlemleri onlara tebliğ etmekle yükümlüdür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 1019 f. I hükmüne göre ilgililerin bu işlemlere karşı İtiraz süresi, kendilerine yapılan tebliğ tarihinden işlemeye başlar.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m, 1019 hükmü <evlilik birliğinin devamı sırasında> gerçekleşen aile konutu şerhi terkini işlemine ilişkindir. Evlilik birliği <son bulmuşsa> malik olmayan eş ya da mirasçılarına tebliğ zorunluluğu olmadığı gibi evlilik birliği sun bulmuş eş ya da mirasçılarının itiraz hakkından da söz edilemez.
Örnek verelim: Eşler arasındaki evlilik birliği malik olmayan eşin ölümü ile son bulmuşsa dava konusu taşınmaz aile konutu özelliğini <ölüm tarihinde> kaybetmiştir. Başka bir anlatımla aile konutuna ilişkin şerh ölüm tarihinde <yolsuz> hale gelmiştir. Sağ kalan malik eş, malik olmayan eşin ölüm kaydını Tapu Sicil Müdürlüğüne ibraz ettiği an aile konutu şerhi terkin edilir. Bu terkin işleminin malik olmayan eşin mirasçılarına tebliğ zorunluluğundan söz edilemez. Zira <resmi bir kayıtla> belgelenmiş olduğu için ölüm sebebiyle gerçekleştirilen terkin işlemine mirasçıların itiraz hakkı bulunmamaktadır.
Bu yüzdendir ki malik olan eş evlilik birliği <son bulduğu andan itibaren> kendisi için var olan <fiil ehliyeti sınırlaması> kendiliğinden ortadan kalktığı için malik olmayan eşin ya da mirasçılarının açık rızası <bulunmadan>;
-Şerhe konu konut ile ilgili kira sözleşmesini feshedebilir,
-Şerhe konu konutu devredebilir,
-Şerhe konu konut üzerindeki haklan sınırlayabilir,
-Rıza gerekmediğinden hakimin müdahalesinin istenmesine gerek de yoktur,
-İşlem tarafı üçüncü kişinin kazanımı korunur.
Tapu Sicil Müdürlüğü terkin konusunda <çekişme> yaratırsa ne olacaktır? Malik olan eş tarafından çekişme çıkaran Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek <Aile konutu şerhinin boşanma kararının kesinleştiği tarihte yolsuz hale geldiğinin tespiti> istenilmelidir.
Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan sebeplerle değerli çoğunluğun <farklı görüşüne> katılmıyorum. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 24-05-2013, 11:48   #5
nil_85

 
Varsayılan

Sayın akrep83 ve sayın miss_lawyer, cevaplarınız için çok teşekkür ediyorum ancak benim sorum boşanma kararı KESİNLEŞTİKTEN SONRA KONULAN aile konutu şerhinin hukuki durumu ile alakalı.. Sorumda da belirttiğim üzere zaten ben de tam aile mahkemesinde şerhin kaldırılması için dava açmaya hazırlanıyordum ancak böyle birşeyle karşılaşınca ne yapmam gerektiğine karar veremedim.
En kötü ihtimalle ilk etapta tapuya bizzat gidip zaten şerhin baştan beri hiç var olmadığını ve koydukları gibi kaldırmalarını istemeyi düşünüyorum. Olmazsa da aile mahkemesine durumu izah ederek davamı açacağım ki hakim karar versin bakalım.. Bir de satış aşamasında memurun da tapudan bu takyidatın kaldırılmasını talep edebileceğini düşünüyorum. Yani, tüm yolları deneyip göreceğim!
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Aile Konutu şerhinin kaldırılması Av. Zeynep KILIÇ KAYA Meslektaşların Soruları 5 10-08-2015 12:16
Aile Konutu şerhinin kaldırılması Arif Aydın Meslektaşların Soruları 2 09-02-2012 09:47
aile konutu şerhinin kaldırılması SELBELLEV96 Meslektaşların Soruları 1 08-02-2012 10:41
aile konutu şerhinin kaldırılması Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 26-12-2010 09:22


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04983997 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.