Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

emre itaatsizlikte ısrar suçu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-04-2007, 13:54   #1
avukat zeynep

 
Varsayılan emre itaatsizlikte ısrar suçu

Merhaba Arkadaşlar,
Yakın bir arkadaşım askerlik yaparken cep telefonu bulundurduğu için "emre itaatsizlik suçundan" (Diyarbakır askeri ceza mahkemesinde dava görüldü.)25 gün hapis cezası aldı.Ben bu kararı temyiz edeceğim.Ne yönde temyiz edebilirim?(Dosyasını görmediğim için bilgi veremiyorum sadece sanık 'cep telefonunun kendisine ait olduğunu' ifadesinde belirtmiş.Bir de onu şikayet aden komutanla arasında husumet varmış fakat bunu belirtmemiş.)Bu suçla ilgili elinde Yargıtay Kararı olan var mı?Bu konuda bilgili olan ve telefonla bilgi alabileceğim arkadaşlar var mı?Şimdiden teşekkürler.Av.Zeynep
Old 06-04-2007, 14:02   #2
av.murat kalkan

 
Varsayılan

Sayın Zeynep, aldığı ceza "emre itaatsizlik" mi yoksa "emre itaatsizlikte ısrar" suçu mu, konu hakkında tam olarak bilginiz var mı acaba. Çünkü hatırladığım kadarı ile iki olayın özellikleri ve cezaları farklıdır.

Saygılarımla,
Old 06-04-2007, 15:04   #3
av.levent öge

 
Varsayılan

bildiğim kadarıyla askerin kişilerin dağıtım sonrası kıtaya katılımlarında bir takım emirler kendilerine tebliğ edilir.bunların arasında kışlaya,birliğe v.s. cep telefonu sokulmayacağı,kullanılmayacağı da vardır.asker kişinin bu emre rağmen cep telefonu kullanması emre itaatsizlik suçunu (emri hiç yerine getirmememe ACK87/1.) oluşturur.Bu durumda sanığın cep telefonunun kendisine ait olduğu yolundaki ikrarı aleyhe delil teşkil eder.Bundan başka dosyasında bağlı olduğu bölük v.s. komutanlığınca tutulmuş tutanak vardır muhtemelen.Komutanıyla sanık arasındaki husumetin lehe bir durum yaratacağını zannetmiyorum.Zira cep telefonu özelinde emre itaatsizlikte ısrar suçu şekilsel bir suç.Bu kadar bilgiyle çok detay savunma yapmak zor ama Askeri Yargıtay'ın uygulamalarına ulaşabilirseniz belki bir çözüm bulunabilir.
Old 06-04-2007, 16:05   #4
av.egemen

 
Varsayılan

eğer sadece cep telefonuyla yakalnma olayı varsa bu emre itaatsizliktir, ayrıca bu olay sırasında komutanlarıyla tartışmaya girmişse içeriğine göre değişmekle birlikte;
-emre itaatsizlikte ısrar
-üste hakaret
-üste fiili taarruz suçlarını oluşturur ki, bunlar birbirinden ayrı suçlardır.
ayrıca sizina dınıza üzülürek söylüyorum; askeri kanunlarımız çok sert kanunlardır.
Old 06-04-2007, 16:15   #5
av.murat kalkan

 
Varsayılan

Hatırladığım kadarı ile, emre itaatsizlik suçu askeri mahkeme değil de disiplin mahkemelerinin görev alanına girer ve cezası da 3 günden 40 güne kadar oda hapsidir. cep telefonu ile ilgili olarak ise; önceleri Askeri makamlar ve Askeri Müfettişlikler bu olayı suç kapsamında algılamıyorlardı. Ancak daha sonraları, -özellikle güneydoğu'da teröristlere cep telefonu ile bilgi verilmesi ihtimali gündeme geldikten sonra- emre itaatsizlikte ısrar hükmüne sokmaya başladılar. Ki, ilgili madde uyarınca, yazılı emir tebliğine rağmen bu emre aykırı hareket edenler emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlemiş olurlar. Özellikle, dosya kapsamında birlik tarafından hazırlanması gereken evrakların eksikliği, emir tebliğ-tebellüğ tarihlerinin şüpheli olması, emir tebliğ-tebellüğünü yapan kişinin rütbesi ve normalde diğer tebliğleri yapan kişi ile aynı olup olmadığı konuları sizin için önem taşımaktadır. Ancak, üzülerek bildirmeliyim ki, Askeri Yargıtay genelde ifade tutanağında geçen ikrarları geçerli saymak suretiyle dosyada açıkça bir usule aykırlık olsa bile kararı onamaktadır. Kaldı ki, kararı veren mahkemenin Diyarbakır olmasından dolayı anladığım kadarı ile müvekkiliniz Diyarbakır ve/veya yakın bir ilde- yani doğuda- askerlik yapmaktadır ki, yukarıda verdiğim olaydan hareketle bu durum da aleyhinizedir diye düşünüyorum...

Ama, gene de dosyayı incelemek sureti ile yapılacak olan bir temyizin faydası vardır tabii ki.

Saygılarımla,
Old 06-04-2007, 17:02   #6
avukat zeynep

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,
Öncelikle ilginiz için çok teşekkür ediyorum. Gerekçeli kararda 'kışla hudutları içersinde cep telefonu bulundurulmasının yasak olduğuna ilişkin hizmet emri hilafına hareket etmek suretiyle emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği sübuta erdiğinden,As.C.K'nun 87/1.md.sinin 1.cümlesi uyarınca ..'demiş.Aslında sadece cep telefonu bulundurmuş olmasına rağmen 'emre itaatsizlik 'değil de 'emre itaatsizlikte ısrar suçu 'ile cezalandırılmış.
Old 06-04-2007, 17:14   #7
av.murat kalkan

 
Varsayılan

sayın z.a., yukarıda da yazdığım üzere, maalesef ki, yazılı emir tebliği olduğu için emre itaatsizlikte ısrara sokuyolar olayı. Örneğin, nöbette uygunsuz hareket eden biri olursa bu durumda emre itaatsizlik vardır diyolar. Sanırım, birlik komutanı olayı nasıl aksettirirse "muvazaf subay haklıdır" mantığı ile ona göre hareket ediyolar. Subay emre itaatsizlik deyip olayı hafifletirse disiplin mahkemesine gönderiyolar, ama o emre itaatsizlik var derse subayın vasfını kırmamamak için anında emre itaatsizlikte ısrardan askeri mahkemeye gidiyo olay
Old 07-04-2007, 00:48   #8
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Arkadaşlar, bir yargı kurumundan ve onun kararından bahsederken, elde de pek somut bir veri olmadan, sanki kasıtlı yapıldığını biliyormuşuz gibi, keyfi olarak "emre itaatsizliğe sokuyorlar" "ısrara sokuyorlar" gibi ifadelerden kaçınmak gerekir. Dediğiniz mantık geçerli olsaydı asta karşı işlenen suçlardan hiçbir mahkumiyet kararı çıkmaması gerekirdi.. Oysa araştırırsanız çok sayıda karar bulabilirsiniz. Bazı arkadaşlar yukarıda açıklamışlar.. Yazılı olarak tebliğ edilmiş emre karşı gelirseniz. Emre itaatsizlikte ısrar suçunu oluşturur ve dolayısıyla Askeri Mahkemede yargılanırsınız. Sözlü olarak verilen emri savsaklar veya yerine getirmezseniz. Emre İtaatsizlik suçunu işlemiş olursunuz ve Disiplin Mahkemesinde yargılanırsınız. Onlarca dosyayı bu şekilde disiplin mahkemesinden, askeri mahkemeye sevk ettim ve hiçbiri görevsizlikle geri dönmedi.. Mantık çok basit, açık ve anlaşılır.

T.C. ASKERİ YARGITAY
2.Dairesi
Esas: 2005/451
Karar: 2005/728
Karar Tarihi: 06.07.2005
ÖZET: Birlik içerisinde cep telefonu bulundurmayı ve kullanmayı yasaklayan emrin, hizmete ilişkin itaati zorunlu bir emir olması ve bu emrin sanıca suç tarihinden Önce tebliğ edilmiş olması nedeniyle, sanığın bu emre rağmen birlik içerisinde cep telefonu bulundurması; emre itaatsizlikte ısrar suçunu oluşturur.
(1632 S. K. m. 87)
Askeri savcılığın dosyada mevcut 25.10.2004 gün ve 2004/3018-760 sayılı iddianamesi ile, sanığın kışla içerisine cep telefonu getirilmesini yasaklayan emre aykırı davrandığı, böylece emre İtaatsizlikte ısrar suçunu işlediği iddia edilerek ASCK' nın 87/l’ inci maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi istemi İle açılan kaimi davasının yapılan yargılaması sonunda; askeri mahkemece, sanığa isnat edilen suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı kabul edilerek, sanığın beraatına karar verilmiş olup, hüküm B savcı ve adil müşavir tarafından; sanıca tebliğ edilen kışla içerisine cep telefonu getirilmesini yasaklayan emrin hizmete ilişkin olduğu ve bu konuda verilen emrin yasal mevzuata aykırı olmadığı, sanığa isnat edilen emre itaatsizlikte ısrar suçunun unsurları itibariyle oluştuğu ileri sürülerek temyiz edilmiştir.
Yapılan incelemede; "Radyo, teyp, cep telefonu, fotoğraf makinesi, ses kayıt cihazı gibi elektronik hiçbir malzeme bulundurmayacağım" şeklinde düzenleme içeren, birlik komutanlığınca sanığa imza karşılığında tebliğ edilen, sanığın bilgisi dâhilinde bulunan ve kişiselleştirilen hizmete ilişkin emre sanığın riayet etmediği, 13.7.2004 tarihinde görevlilerce yapılan kodsuz aramada üzerinde "NOKİA 6610" marka cep telefonu bulunduğu, dosyada mevcut belgelerle ve sanığın ikrarından anlaşılmaktadır.
Askeri mahkemece; sanığa tebliğ edilen kışla içerisinde cep telefonu bulundurmayı ve kullanmayı yasaklayan emrin haberleşme özgürlüğüne sınırlama getirdiği, emrin hizmete ilişkin olmadığı ve istihbarata karşı koyma ve güvenlik iş birliği yönergesi hükümlerine aykırı olduğu gerekçe gösterilerek, sanığa isnat edilen emre itaatsizlikte ısrar suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmiş ise de;

ASCK' nın 12'nci maddesinde hizmet: "Gerek malum ve muayyen olan ve gerek bir amir tarafından emredilen bir askeri vazifenin madun tarafından yapılması hâli", Türk Silâhlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunun 6'ncı maddesinde de "Kanunlarla nizamlarda yapılması veyahut yapılmaması yazılmış olan hususlarla, amir tarafından yazı veya sözle emredilen veya yasak edilen işlerdir" şeklinde belirtilmiş aynı Kanunun 7'nci maddesinde ise askeri vazife: "Hizmetin icap ettirdiği şeyi yapmak ve menettiği şeyi yapmamaktır," diye tanımlanmıştır.
Bu tanımlamalara göre; Askeri Ceza Kanununun uygulanmasında amaçlanan hizmeti; kanunlarda ve nizamlarda yapılması veya yapılmaması açıkça gösterilmiş olan hükümlerle, kanunlarda ve nizamlarda yapılması veya yapılmaması yetkili amirlerin takdirine bırakılan ahvalde, amirlerin bu takdirlerine dayanarak yapılmasını veya yapılmamasını istediği hususlar olarak kabul etmek gerekmektedir. Her üst veya amir birliklerinin disiplin ve maneviyatım en üst seviyede bulunduracak tedbirleri almak, eğilimlerini kusursuz hale getirmek, mühimmat, silâh ve cephane depolarının emniyetine itina göstermek, baskın ve taarruzlara karşı gerekil konuna tedbirlerini almak, İstihbarata ve istihbarata karşı koyma faaliyetlerine özen göstermek ve bu suretle birliklerini her an harbe hazır bulundurmakla yükümlüdür. Bu hususlar İç Hizmet Kanun ve Yönetmeliğinde açıkça belirtilmiştir.
Davaya konu olan ve sıralı Üst komutanlıklarca yayımlanan kışla ve karargâhlarda cep telefonu bulundurulmasını, kullanılmasını yasaklayan emrin istihbarata karşı koyma, emniyet, sabotaj ve saldırı, kazaları önleme, gizlilik, disiplin ve moral konuları esas alınmak suretiyle ve bu konularda doğabilecek zaaf ve tehlikeleri önlemek amacıyla düzenlendiği, bu düzenlemede haberleşme hürriyetinin özüne dokunulmadığı, güvenlik gerekçeleriyle haberleşme araçlarından bir türünün kışla içerisinde kullanılmasının yasaklandığı, birlik ve kışla dışında kullanılmasına bir yasak getirilmediği, kışla içinde PTT şubeleri açılmak, kanlı veya kontörlü telefonlar kurulmak suretiyle güvenli haberleşme araçlarının hizmete konulduğu, bu nedenle mevcut haberleşme imkânlarına müdahale edilmediği, potansiyel haberleşme olanağının engellenmediği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmakladır;
Açıklanan nedenlerle, birlik içerisinde cep telefonu bulundurmayı ve kullanmayı yasaklayan emrin hizmete ilişkin, itaati zorunlu bir emir olduğu, emrin sanığa suç tarihinden önce tebliğ edildiği, sanığın bu emre rağmen birlik içerisinde cep telefonu bulundurduğu ve görevlilerce yapılan aramada "NOKİA 6610" marka cep telefonu elde edildiği, böylece sanığın eyleminin emre itaatsizlikte ısrar suçunu oluşturduğu sonucuna varılmış, askeri mahkemece emre itaatsizlikte ısrar suçundan dolayı verilen beraat hükmünde isabet görülmemiştir. Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 17.5.2001 ve 2001/52-52 sayılı kararı da bu doğrultuda olup, Askeri Yargıtay’ın anılan kararında kabul edilen görüşünde bu güne kadar bir değişiklik olmamıştır.
(¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
T.C. ASKERİ YARGITAY
Daireler Kurulu
Esas: 2005/50
Karar: 2005/46
Karar Tarihi: 26.05.2005
ÖZET: Somut olayda, sanık hakkında emre itaatsizlikte ısrar suçundan mahkûmiyet kararı verilebilmesi için; birlik içerisinde cep telefonu bulundurulması veya kullanılmasını yasaklayan emrin askerlere duyurulup duyurulmadığının araştırılması, emrin tebliğ edildiği gün ile sanığın cep telefonu bulundurduğu tarihe kadar geçen zaman içinde, sanık ya da bir başka kişi hakkında yasal işlem yapılıp yapılmadığı hususlarının tespit edilerek, noksan soruşturmanın giderilmesi gerekir.
(1632 S. K. m. 87)
Daire ile askeri mahkeme arasında ortaya çıkan uyuşmazlığın konusu, atılı emre itaatsizlikte ısrar suçunun oluşabilmesi bakımından noksan soruşturma teşkil edecek bîr eksiklik bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Daire; üzerinde cep telefonu taşıdığı belirlenen sanığın birlik içerisinde cep telefonu bulundurmanın yasaklandığına İlişkin emirden haberdar olmadığına ilişkin ısrarlı beyanlarının arattırılması gerektiği sonucuna vararak, mahkûmiyet hükmünün noksan soruşturma sebebiyle bozulmasına karar vermiş,
Askerî mahkeme, sanığın birlik içerisinde cep telefonu bulundurulmasını ve kullanımını yasaklayan emirden haberdar olduğunu, herkesçe bilinen bir konunun araştırılmasının da esasa etkili bir önem taşımadığını ileri sürmüş ve eski hükümde direnmek suretiyle sanık hakkında beraat kararı vermiştir.
Yatağan ilçe Jandarma Komutanlığı emrinde askerlik hizmetini sürdüren sanık J.Er R.Ç.'nin kendisine 26.2.2003 tarihînde tebliğ edilen ve cep telefonu bulundurulması ile kullanımı yasaklayan emre aykırı hareket ederek, 12.5.2003 tarihinde birlik içerisinde cep telefonu bulundurduğu kabul edilerek, mahkûmiyet kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Sanık, birlik komutanlığı tarafından tespit olunan hazırlık ifadesinde, istinabe mahkemesi huzurunda vermiş olduğu 4.8.2003 tarihli sorgu ve savunmasında, 6.10.2003 ve 27.1.2004 tarihli temyiz dilekçelerinde ve Askerî Yargıtay bozma kararına karşı diyeceklerinin tespit edildiği 10.6.2004 tarihli duruşmada özetle; birliğine katıldığı esnada kendisine çok sayıda emir ve evrakın bir defada ve bunları okumasına imkân sağlanmadan imzalatıldığını, birlik içerisinde cep telefonu bulundurulması ve kullanımını yasaklayan emirden bu nedenle haberdar olmadığını ve emre itaatsizlikte ısrar kastıyla hareket etmediğini ileri sürmüştür.
Bir sureti dava dosyasında bulunan ve aralarında sanığın da yer aldığı 7 askere tebliğ edildiği belirtilen 6 sayfalık emir toplam 245 maddeden ibarettir. "Erbaş ve Erlerin Uyması Gereken Kurallar" başlığını taşıyan ve birlikte görevli terzi, koğuş nöbetçisi, çaycı, bölük nöbetçi çavuşu, bölük nöbetçi onbaşısı, yazıcı ve vizitecilerinde görev ve sorumluluklarını düzenleyen uygulama emrinin, 7 askere nerede ve ne şekilde tebliğ edildiği konusunda dava dosyasında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak disiplin, görev, eğitim, emniyet ve istihbarat konuları hakkında oldukça ayrıntılı düzenlemeler içeren 245 maddelik bu emrin, ilgililere onaylı bir nüsha verilmek suretiyle tebliğ edilmesi, gerek talep edilen hizmetin tanıtımı, gerekse verilen emrin içerik ve sınırlarının ne olduğunun açıklığa kavuşturulması açısından hakkaniyete uygun bir çözüm tarzı olacaktır.
Cep telefonu bulundurulması ve kullanımının, komutanlığın emir afiline getirdiği düzenlemeler aracılığı ile yasaklandığının (birlikte görevli askerler tarafından) önceden bilinmesine rağmen, bu emre aykırı davranılması sureti ile cep telefonu bulundurulması ve kullanılması hâlinde emre itaatsizlikte ısrar suçunun oluşacağı konusunda şüphe yoktur.
Ceza Yargılama Hukukunun temel fonksiyonu, iddia ve savunma makamlarınca sabit olduğu kabul edilse dahi, uyuşmazlık konusu maddî gerçeğin tüm yönleriyle ortaya çıkarılmasını temin etmektir. Bu yönüyle Ceza Yargılama Hukukunda Medenî Yargılama Usulünün aksine, mahkeme tarafların ibraz ettikleri deliller ile bağlı olmaksızın gerçeği ortaya çıkarmak adına resen delil ikame ve değerlendirme yetkisine sahiptir.
Belirtilen bu nedenlerden dolayı; inceleme konusu dosya içeririnde, birlik içerisinde cep telefona bulundurulması ve kullanımını yasaklayan komutanlık emrinden suç tarihinden önce haberdar olmadığını ileri süren sanığın, bu iddiasının gerçeği yansıtıp yansıtmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Bu itibarla;
1) Birlik içerisinde cep telefonu bulundurulması veya kullanımını yasaklayan emrin ayrıca sözlü olarak içtimalarda, gece derslerinde ve eğitim toplantılarında, aralarında sanığın da bulunduğu askerlere duyurulup duyurulmadığının, gerek birlikten sorularak gerekse tebellüğ belgesinde imzaları bulunan onbaşıların tanık sıfatıyla dinlenerek açıklığa kavuşturulması,
2) Emrin tebliğ edildiği gün olan 26.2.2003 tarihinden, sanığın cep telefonu bulundurduğu tarih olan 12.5.2003 tarihine kadar olan süreç içerisinde, sanık ya da başka bir birlik personeli hakkında cep telefonu bulundurduğu gerekçesiyle yasal işlem yapılıp yapılmadığının birlik kayıtlarından araştırılmasının ardından, elde edilecek durum çerçevesinde sanığın emre itaatsizlikte ısrar kastıyla hareket edip etmediğinin, (bu konuda ortaya çıkan şüphe ve tereddüdü giderecek biçimde) ortaya konması gerektiğinden, mahkûmiyete ilişkin direnme hükmünün yukarıda açıklanan nedenlere dayalı olarak noksan soruşturma sebebiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Azınlıkta kalan bir kısım üyeler ise, erbaş ve erlerin askerî birlik içerisine cep telefonu sokmaları, kullanmaları veya bulundurmalarının yasaklanmasına ilişkin emirler bugün için artık herkesçe bilinen, malûm ve muayyen hâle getirilmiş olan ve ülke genelindeki tüm askerî birliklerde istisnasız bir şekilde uygulandığından, askerliğe sevk edildiği 9.12.2002 tarihinden beş ay sonra, cep telefonu bulundurma yasağıyla ilgili emri imzası karşılığında 26.2.2003 tarihinde tebellüğ eden ve bu tarihten iki buçuk ay sonrasına tekabül eden 12.5.2003 günü üzerinde bir adet cep telefonu ele geçirilen sanık erin, bu konuda getirilen yasaklamadan haberi olmadığına ilişkin hayatın olağan akışına uygun düşmeyen ve bu yönüyle de inandırıcılık değeri taşımayan savunmasına itibar edilmemesi ve buna bağlı olarak da, mahkûmiyete ilişkin direnme hükmünün onanması gerektiğini ileri sürerek çoğunluk görüşüne katılmamışlardır.
(¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 07-04-2007, 09:30   #9
üye14072

 
Varsayılan

sayın meslektaşım,
bir üyenin şu sözünü severim.
umutsuz olma
imkansızı iste,
eski bir askeri hakim olarak şunları ifade etmek istiyorum.
evet askeri idare yani komuta makamı ısrarla cep tlf nunu yasaklıyor.
çeşitli sebepleri var.
ve yargıtay da kararlı bir şekilde bu konuda ceza kararlarını onaylıyor.

ANCAK
çıkmadık cardan umut kesilmmez.

tebliğ edilen emir de
"kışlaya cep telefonu ... ..... getirmeyeceğim"
gibi emir kipi içermeyen,
vaat içeren bir ibare varsa,
bu durumdu suç oluşmuyor,
çünkü öncelikle emrin varlığı,
sonra bu emrin usulünce tebliği gerekiyor,
emre ve tebliğine bir bakın,

sevgiler saygılar
av. m. emin öztürk
kocaeli
0543 546 81 74
Old 18-06-2007, 16:40   #10
UNLUTURK

 
Varsayılan Emre itaatsizlikte israr

Sayın Meslektaşım.
Emreaatsizlikte israr suçunun oluşması için;
1.Emrin şahsileştirilmesi (Tebliği)
2.Hizmete yönelik olması gibi kriterler gerekmektedir.
Bu sebple emrin tebliğinde uygulanan usul şu ki emrin yaılı olduğu sayfanın arkasına çizelge yapıp isim imza alınmakta. Oysa bu imzanın hangi emre müğteallik oloduğu genelde yazılmıyor. Sanık da bunun ön yüzünü okumadan imzalıyor. Dosyaya emir ve imza föyü ayrı ayrı fotokopi olarak sunuluyor. Bu durumda bu imzanın hangi tebligata yönelik olduğu belli olmuyor.
Ayrıca ve önemle emrin içinde bu emri ihlal edilmesi halinde verilecek cezadan bahsediyor ve yine genelde "emre itatsizlik"ten bahisle "disiplin cezası"ndan söz ediyor. Öyleyse sanık yanıltılıyor.
Kısaca dosya incelenmeden recete yazamazsın. Bence dosyayı incele.
Kolay gelsin.
Ali Yaşar Ünlütürk
Avukat
İstanbul Barosu
Old 20-06-2007, 09:12   #11
av.utkan

 
Varsayılan

Askerliğimi yedeksubay statüsünde disiplin mahkemesinde yaptığım için bu konuda bilgiliyim.Cep telefonu bulundurmak emre itaatsizlik değil emre itaatsizlikte ısrar suçunu oluşturur ve askeri mahkemelerin görev alanına girer.Ortaya çıkan sonucu da temyiz etmeniz gerekir.
Old 20-06-2007, 13:02   #12
UNLUTURK

 
Varsayılan

Sayın Utkan
Örneğin emir tebellüğ edilmemişse de girermi? Girese neden temyiz etsin? Yani hangi konudan dolayı. Yani kısaca teknik açıklama yazarsanız memnun olurum. "Zaten öyle" olabilir . Tartışılan "ne yapılabir" olarak algıladığımdan yazmıştım.
Kolay gelsin.
Old 20-06-2007, 14:31   #13
av.utkan

 
Varsayılan yanıt

Bir emir tebliğ edilmemişse tabiiki suç oluşmaz ancak her askere askerlik hizmetinin ilk günlerinde "Emniyet va kaza önleme talimatı" adı altında bir belge imzalatılır.Bu belge yaklaşık 400 maddeden oluşur ve cep telefonuyla ilgili bir madde mutlaka vardır ve bu kişiye imzalatılmıştır.Uygulamadan bildiğim kadarıyla böyle bir belgeye imza atılmamışsa;Yani cep telefonu kullanılmaması yönünde bir emir tebliğ edilmemişse mahkeme tarafından cezaya hükmedilmez.Eğer sizin durumunuzda bir ceza çıkmışsa ortada kesin bir emir tebellüğü var demektir. Temyiz konusunda ise size tavsiyem verilen emrin hizmete ilişkin olarak verilmiş bir emir olmadığından bahisle suçun yasal unsurunun oluşmadığı yönünde bir savunma yapabilirsiniz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Emre Yazılı Çek' Te, Ödeme Sonrası Dönüş Cirosu ! Üye Meslektaşların Soruları 8 07-05-2014 13:39
Suçu Bildirmeme suçu - avukatın sorumluluğu Noyan Yiğit Meslektaşların Soruları 3 07-03-2007 18:03
Zimmet Suçu maninblue Hukuk Soruları Arşivi 0 31-01-2006 08:49


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09458995 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.