ödenmemiş kıdem tazminatı, makbuz....

Değerli meslektaşlarım;
Bir müvekkilim bir kamu kuruluşunda taşeron firmanın işçisi gösterilerek çalışıyor.
Çalışanların hepsine, her sene kıdem tazminatı karşılığı 2500.-TL ödenmiş gibi birer makbuz imzalatılmış. Ama ödeme yapılmamış.
Şimdi de işten atıldılar.
8000.-TL altındaki Kıdem tazminatı bedelinin bankadan ödenmesi zorunlu değil sanırım. Belgeye karşı tanık da dinletemeyeceğimize göre, sizce bu paraların ödenmediğini, yemin dışında, nasıl kanıtlayabilirim?
Ya da kanıtlayabilir miyim?
Şimdiden teşekkürler.
Av.Ayşe Batumlu

Alıntı: Yazan Av.Ayşe Batumlu Değerli meslektaşlarım; Bir müvekkilim bir kamu kuruluşunda taşeron firmanın işçisi gösterilerek çalışıyor. Çalışanların hepsine, her sene kıdem tazminatı karşılığı 2500.-TL ödenmiş gibi birer makbuz imzalatılmış. Ama ödeme yapılmamış. Şimdi de işten atıldılar. 8000.-TL altındaki Kıdem tazminatı bedelinin bankadan ödenmesi zorunlu değil sanırım. Belgeye karşı tanık da dinletemeyeceğimize göre, sizce bu paraların ödenmediğini, yemin dışında, nasıl kanıtlayabilirim? Ya da kanıtlayabilir miyim? Şimdiden teşekkürler. Av.Ayşe Batumlu

Sayın Batumlu;

Müvekkilinizin iş akdi devam ederken, her sene 1 aylık ücretine tekabül eden tutarın kıdem tazminatı adı altında kendilerine ödenmesi noktasını anlayamadım. Çünkü 1475 sayılı İş Kanunu' nun halen yürürlükte olan 14. maddesinde sayılan nedenlerden birisi uyarınca son bulması halinde kıdem tazminatına hak kazanmış olacağı düzenlenmiştir.

Kıdem tazminatının ne şekilde ödenmesi gerektiği konusuna gelince; 18 Kasım 2008 ve 27058 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan yönetmeliğe göre 4857 sayılı İş Kanunu' na tabi işçilerin, 5953 sayılı Basın İş kanunu' na tabi gazetecilerin ve Deniz İş Kanunu'na tabi gemi adamlarının; ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkaklarının 01/01/2009 tarihinden itibaren banka aracılığıyla ödenmesi esası getirilmiştir.

Yönetmelikte geçen "ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak" ibaresinin tazminatları da kapsayıp kapsamadığı konusu bildiğim kadarıyla çalışma hayatında halen tartışma konusudur. Bu konuda bir yargı kararı olup olmadığını açıkçası bilmiyorum. Ancak, kıdem tazminatının bir ücret olmadığını düşünecek olursak, banka vasıtasıyla ödeme zorunluluğunun da olmayacağı kanaatini taşıyorum.

Ben o metinden bunu anlıyorum. Dolayısıyla kişisel düşüncem bu yöndedir.

Saygılarımla.

Alıntı: Çalışanların hepsine, her sene kıdem tazminatı karşılığı 2500.-TL ödenmiş gibi birer makbuz imzalatılmış.

İradeyi sakatlayan nedenlere (hile, ikrah v.b.) dayanılabilir ve tanıkla ispatlanabilir zannederim. İmzalı ücret bordrolarına rağmen, tanık beyanlarıyla ücretin bordroda görünenden daha yüksek olduğunun ispatlanabileceği yönündeki Yargıtay uygulaması da göz önüne alındığında, neden olmasın?

Her yıl ödenen 2.500,00 TL'nin şirketin ticari defterlerinde görünüp-görünmediği de önemli bir ayrıntı...

Saygılarımla...

Borçlar Kanunu
V. Ceza koşulu ve ibra
MADDE 420- Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir.
İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür.
Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur.
İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar ile işçinin diğer yakınlarının isteyebilecekleri dâhil, hizmet sözleşmesinden doğan bütün tazminat alacaklarına da uygulanır.

İşçileri, her çalışma yılı sonunda kıdem tazminatı ödeyerek, yeniden işe almak ve bu durumun her yıl tekrar etmesi hayatın olağan akışına aykırıdır.Bu sebeple işçilerce daha önceden imzalanan belgelerin kanaatimce hukuken geçerliliği yoktur.